Henüz Bircan Yıldırım’ı tanımayanlar için kimsiniz siz; terapist misiniz; yaşam koçu musunuz? Merhaba ben sosyolog, aile danışmanı ve nefes terapistiyim ancak bu bu kimliklerimi kullanarak para kazanmıyorum. Ücretli olarak bireysel seans vermiyorum. Aldığım eğitimlerden öğrendiğim bilgileri yazar kimliğim altında okurlarımla paylaşıyorum. Dünyayı sevginin ve iyiliğin kurtaracağına inanarak bu alanda elimden geleni severek yapmaya çalışıyorum. Destek Yayınları’ndan neredeyse üç yılda üç kitap çıkardınız. ‘Duygusal Zeka’, ‘Yaşam Terapisi’ve şimdi de ‘Hayat Cesurlara Torpil Geçer’. Bu kitaplar birbirinin devamı ya da tamamlayıcısı olabilir mi? 'Duygusal Zeka', içerik olarak diğerlerinden farklı bir kitap. Daha çok soruna yönelik konuları ele alıyor; tekniklerle çözüme yöneliyor. 'Yaşam Terapisi' ve 'Hayat Cesurlara Torpil Geçer' ise aldığım eğitimlerden, okuduğum kitaplardan, izlediğim filmlerden ve kendi yaşam deneyimlerimden elde edilen bilgiler doğrultusunda kendi oluşturup şekillendirdiğim terapi seansı olarak yazılmış kitaplar. Okuyucu kitabı okumaya başladığında sanki bir terapistle karşı karşıya gelmiş gibi direkt karşılıklı sohbet ediyormuşcasına açılım yaşamaya başlıyor. Bu yüzden okurlarım bunları 'konuşan kitaplar' olarak adlandırıyor. Kafalarına takılan soruların cevaplarını bulduklarını söylüyorlar. Sonra da  bana "Bu soruyu soracağımızı nereden biliyorsunuz da cevaplarını kitaplarda veriyorsunuz" diyorlar. Son kitabınız ‘Hayat Cesurlara Torpil Geçer’in konusu yalnızca cesaret mi?  Aslında çok geniş bir konusu var. Bir insan hayatının yaşam çemberini düşündüğümüzde içinde eğlence, sağlık, aşk, aile, para, başarı, dostluk, kişisel gelişim ve diğer ilişkilerin olduğunu görüyoruz. Bir insanın mutlu olabilmesi için tüm bunların dengede olması gerekir. 'Hayat Cesurlara Torpil Geçer', nefes terapisini de kapsayan, bütününde terapi seansı olarak bu dengeyi okurların hayatında sağlamaya yönelik planlanmış bir kitap. Kısaca aşktan mutluluğa, mutluluktan korkularımızla baş etmeye, başarılı olmaktan para kazanmanın yollarına kadar pek çok şeyi kapsıyor. ‘Hayat Cesurlara Torpil Geçer’de karşımıza çıkan iki ana karakter var: Vaveyla ve Dilhun. Kim bunlar? Neyin arayışı içindeler? Vaveyla, Dilhun'un yaşadığı sorunlar aracılığıyla okura bilinçaltı düzeyinde terapi yapan kahraman. Dilhun ise hepimizin içinde olan, zihnimizden yansıyan, tüm imgeleri kapsayan, herkesin okuyunca "Aaaa ben!" diyeceği bir karakter. Bir de Logos var ki bu da bizlerin akılcı yönü; işte sır da zaten burada gizli. Aslında özetle bütün hedefleri, içsel huzurla yaşam çemberinde dengeyi sağlayarak bunu diğer insanlara da aktarmak ve böylece bireysel aşktan ilahi aşka yükselmek, kitabın odak konusu. hayatcesurlar Kitaptan yola çıkarak içimizdeki çocuğa doğru seslendiğimizi nasıl bileceğiz? Ya da bunu öğrenmenin bir yolu var mı? Ve insan her zaman iç sesini dinlemeli mi? Bedenimizde olanları çok iyi izlemeli, gözlemlemeliyiz bunun için. Bedenimiz en büyük pusulamızdır. İçimizdeki çocuk korkarsa; nefesimiz hızlanır, solunumumuz artar, heyecanlanırsa; terleriz ve/ya kızarız. Öncelikle sakin kalıp oyundan çıkıp içimizdeki çocuğun ne hissettiğine bakmamız ve ona yardım etmemiz gerek. İçimizdeki çocuğa iyi bir ebevyenlik yapmayı öğretirsek hayatta başımıza ne gelirse gelsin onunla baş edebiliriz. Sadece iç sesimizi dinleyerek değil, bunu akılcı yönümüzle birleştirerek hareket etmemiz gerekiyor. Kitaptaki Vaveyla ve Logos aracılığıyla okurlara bunun yolu bilinçaltı düzeyinde kodlanıyor. Kitapta en çok hedeflenen noktalardan biri de bu. Yani okurların iç sesleri tanıyıp onları çok iyi bir orkestra şefi gibi yönetebilme. İnsanın daima mutlu olması çok güç ancak daima huzurlu olabilir mi? O iç huzuru sağlayabilmek için yapmamız gerekenlerin bir reçetesi var mı sahiden? Öncelikle zihnimizden sürekli düşünceler geçer. Yukarıda da bahsettiğim gibi bunlar bedene yansır. Düşünceleri kontrol etmenin en etkili ve hızlı yolu nefestir. Nefesimizi yavaşlatarak duygu, düşünce ve davranışlarımızı da rahatlıkla kontrol altına alabiliriz. Odağımızı, sürekli büyümesini, hayatımızda daha fazla yer kaplamasını istediğimiz şeylere yönlendirerek  daha huzurlu yaşayabiliriz. Gökyüzüne veya bulutlara bakmak zaten tek başına çok güçlü bir terapi. Hayat bizim her sorduğumuz soru karşısında yeniden dizayn edilir. Bu yüzden başımıza gelmesini istediğimiz şeyleri ne ve nasıl sorularını  bulutlara bakarak sormak, sadece rahatlamak için değil hayallerimize ulaşmak için de çok etkili bir yötemdir. Okurlarımız uygulasınlar, denesinler ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklar; tadına doyamayacaklar. Sürekli başları havada havalı havalı dolaşmaya başlayacaklar. Kitapların hazırlık aşamaları nasıl oluyor? Sürekli araştırma yapan alanıyla ilgili filmler izleyen ve kitaplar okuyan biriyim. Kitap yazma süreçlerinde zihnimden bunların süzülmesi için kendimle biraz daha baş başa kalıp içe dönük yaşıyorum. Bir sonraki kitap için çalışmaya başladınız mı?  Tabii ki başladım. Yine okurlarımın çok faydalanacağını düşündüğüm bir kitap yazmaya çalışıyorum.