bmo-1blm-20171211-49 - ‘Bir Mucize Olsun’ dizisiyle yeniden ekranlardasınız. Bize biraz dizinin konusundan bahseder misiniz? Bir tarafta sefalet ve umutsuzluk içinde olan Çukurdereliler, diğer tarafta ise zengin, güç sahibi olan Sancaktar Ailesi’nin yıllar sonra yollarının kesişmesini ve bu nedenle hayatları değişen insanların hikayesini konu alıyor dizi. Her karakterin güçlü bir hikayesinin olduğu, sürükleyici bir proje... - Dizide canlandırdığınız Azim Sancaktar kim? Genç yaşlardayken inşaat sektöründe zirveye ulaşmış zengin ve güçlü bir iş adamı. Hırslı, zeki ve acımasız biri… Bugünkü konumuna gelmek için pek çok karanlık işe bulaşmaktan çekinmemiş. En önemlisi de saygın bir iş adamı ve ülkenin sayılı zenginlerinden olmayı başarmış. 70 yaşındaki Azim Sancaktar Ailesi’nin hayatta olan en yaşlı temsilcisi. Ciddi sağlık sorunları yaşadığından, bugüne kadar yaptığı kötülüklerin vicdan azabını yaşıyor. Bu nedenle de hayattaki en büyük amacı, onun varlığından bile haberi olmayan torunuyla kavuşmak ve yakınlaşmak. bmo-1blm-20171211-23

Tiyatroya ilgi artacak

- Türkiye’de tiyatronun geleceğini nasıl görüyorsunuz? Tiyatro değerini hiçbir zaman kaybetmez... Fakat bence tiyatro okul değildir. İnsanları okullarda okutup, eğitmek, kültürlü bir toplum oluşturmak devletin işi olmalı. Tiyatronun görevi ise eğitimli toplumu manevi doygunluğa ulaştırmak, onları düşündürmek, güldürmek, ağlatmak ve iyi insan olmanın yollarını, ibretlik örneklerle tarafsızca insanlara sunmaktır… Ben tiyatronun zarar göreceğini düşünmüyorum. Gelecekte gerçek sanata ve tiyatroya gösterilen ilgi daha da artacak. bmo-1blm-20171130-21 - 1981’deki bir projede 4. Murad’ı canlandırmıştınız. Şimdi de tarih temalı diziler oldukça popüler. O günle bugünü kıyaslayacak olursanız nasıl bir tablodan söz edebilirsiniz? Bugün teknolojik olarak ilerideyiz. Dizi ekipleri çok kalabalık ve oyunculara sunulan imkanlar çok daha fazla. Geçmişte büyük bir özveriyle çalışılırdı. Şimdiki arkadaşlarımız da işlerine sahip çıkıyor ve artık yapılan işlerin karşılığı alınabiliyor.  Dönem işi yapmak çok zordur çünkü detaylarla doludur ve tarihe sadık kalmak gerekir. Günümüzde bilgiye kolay ulaşılabiliyor. Bu yüzden artık bu tür işlerin daha doğru ve rahat yapılabildiğini düşünüyorum.

20 yılda çok şey değişti

- Sahnelediğiniz ‘Sanat’ oyunundan yola çıkarsak, dostlarınızla fikir ayrılığına düştüğünüzde nasıl bir tavır sergiliyorsunuz? 20 yılda çok şey değişti... ‘Sanat’ oyununda canlandırdığım karakter Marc, doğrularını söylemekten vazgeçmeyen biri. Bense her şeyden önce, fikir ayrılığına düştüğüm dostlarımın dostum olduklarını bilerek hareket ediyorum. Daima ılımlı davranırım ve orta yolu bulmaya çalışırım. bmo-1blm-20171201-168 - 20 yıl önce sahnelediğiniz ‘Sanat’ ile bugünkü arasında ne gibi farklılıklar var? 20 yıl önce sevgili Cüneyt Türel ile birlikte oynamıştık bu güzel oyunu. Cüneyt’i 2012’de maalesef kaybettik. Onun anısına oyunu tekrar sahneliyoruz. Tabii ki bu süreçte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pek çok şey değişti... Sanata gösterilen ilginin azaldığını düşünüyorum. Eğitime daha çok önem vermeliyiz. Her dönemde olduğu gibi bugün de tiyatroya gönül veren gençler var; onlara destek vermeliyiz.

Kızlarımla gurur duyuyorum

- Kızlarınız Irmak ve Yağmur Ünal’ı oyunculuk ve yapımcılık alanlarında nasıl buluyorsunuz? Yağmur’un gelecekteki en iyi yapımcılardan biri olacağı kanaatindeyim. Irmak, popüler kültürden uzak işler yapıyor. Sanatsal aktivitelere ağırlık veriyor. En son Hatice Aslan ile birlikte ‘Kapan’ adlı bir kısa filmde yer aldı. Oyunculuk performansı çok iyiydi. İki farklı festivalde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülüne layık görüldü. Kızlarımla gurur duyuyorum.