Röportaj: Esra Oflaz GÜVENKAYA - Esra Oflaz Güvenkaya: ‘#seninmucizen’ projesi kadınlara nasıl ilham verecek? Ajda Pekkan: Hepimizin hayatına dokunan bir şeyler var. Bunun için insanları ünlü veya halktan biri olarak ayırmamak lazım. Hepimiz kadınız, hepimizin duyguları aynı ve bir noktada eşitleniyoruz. Kadın olmak farklı bir duygu.

Küçükken baba travması yaşadım

- Hepimiz için öyle karanlık anlar oluyor ki, bazen güzel günler hiç gelmeyecekmiş gibi hissediyoruz. Biz bu projeyle ömür boyu başarı yakalamış sanatçıları ağırlayarak, onları onlar yapan acıların neler olduğunu ortaya koyacağız… Bu konuda neler söylemek istersiniz? Ben, şöhretli ve normal insan olmak arasındaki şizofreniyi nasıl çözeceğimi arıyordum ama sonra bu durumu kendim çözdüm. Çünkü bir uzmana gittiğinde hiçbir zaman doğruları paylaşmıyorsun ve gerçekler içinde kalıyor… Zamanı gelince ben aileden ayrıldım ve şöhretle tanıştım. Küçükken baba travması yaşadım çünkü annemle babamın arasında sorunlar vardı ve bu yüzden biz çok küçükken evlerimiz ayrıldı. Benim bugünlere gelmemi sağlayan deniz albayı rasyonel bir insan olan babam, modern ve iyi bir insan olan annem arasında geçimsizlik vardı. Babam anneme şiddet uyguluyordu. Şu an yanlış olduğunu düşünüyorum ama o zaman yaşadıklarımız konusunda onları çok suçladık. Annem daha zayıf, edilgen ve aciz olduğu için anne tarafını tuttuk. “Erkekler daha kuvvetlidir; kendilerini kurtarır” derken ileriki yaşlarda erkeklerin daha naif olduğunu öğrendim. Dünyayı, insanı, evreni hem empati yaptığımızda hem de ilişkileriniz çerçevesinde erkeğin ne kadar kadına muhtaç olduğunu anlıyorsunuz. - Babanız herhalde asker olduğu için sert bir insandı. Aile içi şiddetin kaynağı da bu muydu? Hayır, çünkü babam albay ve sert bir insandı ama içinde yumuşak, hümanist, çok özel bir kişilik vardı. Annemin çok büyük hayalleri vardı ama bunun yanı sıra çok iyi bir ev hanımıydı. Bildiğimiz her şeyi ondan öğrendik. - Babanızın annenize uyguladığı şiddet erkeklerle aranızda bir mesafe oluşmasına neden oldu mu? Bu durum beni çok etkiledi ve erkeklere güvenim kalmadı. Küçük yaşlarda şiddet olaylarının içinde kalınca hayatta sadece kendime güvenmem gerektiğini öğrendim. Anneme baktıkça da gördük ki, kadın tek başına mücadele etmeli ve daima güçlü olmalı. Bunu çok küçük yaşlarda öğrendim. hkn_1871

Biraz eli maşalıyım

- Senelerce bu sektörün içinde yer aldın. Peki, hiç tacize uğradın mı? Ben taciz etmişimdir belki… Gerçekten ben her zaman başına buyruk biri oldum, belki de biraz eli maşalıyım. Hiç öyle durmuyorum değil mi? Dünya çapında ünlü olmuş pek çok isim tacize uğradığını açıkladı yakın zamanda. Ben sadece merak ediyorum neden bu kadınların açıklama yapmak akıllarına şimdi geldi? - Bence kadınlar o zamanlar cesur değildi. Sonuçta bütün bu tazic suçlamalarına konu olan Weinstein gibi sinema sektörünün önemli bir ismi var… Diğer insanları yüreklendirmek ve rol model olmak için bunu yapan herkese saygı duyuyor ve destekliyorum. - Kadınlar susturuluyor, maalesef çocuk tacizinin önüne geçemiyoruz. Medyada son zamanlarda bu tür konulara tepki yağıyor ama bunlar sorunları çözmeye yetmiyor… Umarım en kısa sürede konu hakkındaki yasa tasarısı bir sonuca ulaşır. Ülkenin rahat etmesi açısından bu konu çok önemli. Gençlerimizin, çocuklarımızın korkusuz olarak yaşamak en doğal hakları. Onlar bizim geleceğimiz… - Seçme şansınız olsa, Süperstar olmayı mı aşık bir kadın olmayı mı tercih ederdiniz? Tabii ki aşık bir kadın olmak isterdim. Aşk kadar güzel hiçbir şey olamaz. Bugün karşıma değerimi anlayacak bir insan çıksa aşık olmak isterim; her şeyi bırakabilirim çünkü tek önemli şey karşımdakine inanabilmek. Benim yüreğim kocaman... hkn_1792

Ailemin yükü üzerime kaldığında 17 yaşındaydım

- Peki babanız gidince ailenizin geçimini kim sağladı? Ailenin tüm yükü benim üzerime kaldığında 17 yaşındaydım. Benim çok sevdiğim ve babamın Malta’dan getirdiği bir bebeğim, bir de teybim vardı. Sürekli o teybi dinliyordum ve günün birinde şarkıcı olabilirim diye düşünüyordum. O teyp beni hayata entegre eden en önemli şeydi. Bir gün babam bize geldi ve “Ya anneniz ya ben” diyerek bir tercih yapmamızı istedi. Şimdiki koşullar o zaman olmadığı için biz de hiçbir açıklama yapamadan annemizi seçtik. O zaman çok ufak olduğum için “Biz gidelim sonra da annemi aldırabiliriz” diye düşünmek hiç aklıma hiç gelmedi. - Kaderinizin önemli bir anıydı bu herhalde? Evet. Evin tüm sorumluluğu bana kaldı ve annem bir daha hiç evlenmedi. Babamla o vefat edene kadar hiç görüşmedik. O zaman ne kadar kırılmış olsam da yanlış yaptığımı düşünüyorum şimdi. İnsanız neticede, hata yapabiliyoruz. Önemli olan hatayı anlayıp tekrarlamamak.

Ben her zaman şarkı söylemeyi sevdim

- Babanız gittikten sonra tüm ailenin yükünü üzerinize almak büyük bir travma yaratmış olabilir… O dönemlerde ben filmlerden para kazanmaya başlayıncaya kadar finansal sorunlar da yaşadık. Ben her zaman şarkı söylemeyi sevdim. Bir gün gazetede ilan gördük Semiramis ile birlikte “İlhan Gencer yetiştirmek üzere gençler arıyor” diye. Ben utandığım için Semiramis benim adımı vererek aradı ve hafta sonları gitmeye başladım aslında ondan önce konservatuvar sınavlarını kazanıp derslere başlamıştım ama ailevi sebeplerden dolayı bıraktım. - Popüler olduğunuz dönemlerde de hayatınızı zorlaştıranlar oldu mu? Evet. Bu tür kişiler insanı savaşçı hale getiriyor. Yanlış yapmamak adına sürekli uğraşmak insanın ruhunu yoruyor, yaratıcılığını öldürüyor. Tek başına her şeyi yapmak zorunda kalıyorsun. 1628

İnsanlar mucizelerle hayata tutunuyor

- Benim hayatımın belli dönemlerinde birkaç mucizem oldu. Ben inanıyorum ki Allah bizi nasıl sınıyorsa o derece de mucizelerini de gösteriyor. Ben de, travmatik çocukluğum ve sonrasındaki travmatik genç kızlığımı yaşarken, içimde huzuru bulduğum bir dönem oldu ama çok yalnız kaldım. Babamın beni dışlaması, aile içi şiddet ve yalnızlık duygusuyla kendimi bu dünyaya ait hissetmiyordum ve gidesim vardı. O dönemde ciddi bir trafik kazası geçirdim. 18 yaşındayken hızla giden bir araba bana çarpıyor ve öldüm diye kaldırımda bırakıyorlar. Paramparça oldum, bütün kemiklerim kırıldı, yüzüm soyuldu ve kalbimin durduğu bir an oldu. O an yükseldim, ışığı gördüm ve çok huzurlu olduğum bir an yakaladım. Bu sürece ‘‘Allah’la bir olduğum an’’ diyorum. Öyle deneyimledim ve çok hızlı bir şekilde saliselerle anlattıkları bir an bir sonsuzluk anı. Neden böyle bir çocukluk yaşadım, neden babam babamdı, neden annem annemdi bana gösterilen bir dönem var. Ve sonra bana dendi ki senin geri dönmen gerek, senin bir misyonun ve yapacakların var. Ancak ben geri dönmek istemedim. ‘Burada çok mutluyum’ dedim ve büyük bir çekilme hissi ve Allah’ın vesilesi ile nabzım geri geldi. O sırada başımda bulunan kişilerden bir eczacı nabzımın geldiğini fark ediyor hemen hastaneye götürüyorlar, uzun bir iyileşme süreci yoğun bakımdan sonra hayatımın bir kırılma noktası oldu, derin bir anlayışla karşılaştım. Fıkıh diyorlar buna. Benim tüm bunları yaşamam gerekiyormuş. Benim sınavlarım oldu ama Allah bu mucizeyi verdi. O anda kaldım, sevgide kaldım ve çok cesur bir insan oldum. #seninmucizen projemizde zorluk, mutsuzluk ve travmalarımız var ama hayata bakmasını bilirsek kırılma noktasının ışıkları bizi mutluluğa ulaştıracaktır. Mucizeleri yakalamak çok önemli ve hayatta en iyi versiyonumuz olmaya çalışmalıyız. İşte Ajdacığım benim mucizem bu #seninmucizen ne? Mucize güzel bir sözcük, insanlar mucizelerle hayata tutunuyor. Bu projeyi düşünüp hayata geçirdiğiniz için teşekkür ederim. Bizi biz yapan hayatımdan önemli kesitleri sizlerle paylaştım. Hepimiz insanız ve benzer şeyleri yaşıyoruz, samimiyetle birbirimize yardım etmek zorundayız Lifetime TV’ye ve sana, başarılarının devamını dilerim.