Derin duygular Gılgamış Destanı. Kral Gılgamış’ın üçte bir insan olması nedeniyle ölümlü yazgısından kaçma çabaları, kuşkusuz okurda derin duyguları harekete geçirmektedir. Farklı dönemlerde yazıya geçirilmiş olan destanın Sümerce ilk yazımı İ.Ö. 2000’li yıllarda gerçekleştirilmiştir. Eski Babil yazması ise Hamurabi (İ.Ö.1800) dönemindedir. Gılgamış Destanı’nın son ozanı ise Babil’de bilim ve edebiyatın doruğa ulaştığı İ.Ö. 1250 yıllarına tarihlenen Sin-Lekke-Unnini adlı sanatçıdır. (Remzi Kitabevi) Huysuz ihtiyar Noel’i sevmezdi Charles Dickens’ten Bir Noel Şarkısı. Son derece huysuz bir ihtiyar olan Ebezener Scrooge, Noel’i hiç sevmezdi. Noel arifesini soğuk ve ruhsuz ofisinde geçiren Scrooge’u ne onu yemeğe davet eden yeğeni ne de ziyaretine gelen ve yardımını isteyenler memnun edebilirdi. Ancak o gece tek başına evine çekilen Scrooge’u büyük bir sürpriz bekliyordu. Acaba Noel mucizeleri, Scrooge’u yaptığı tüm kötülükleri telafi etmeye ikna edebilecek mi? (Artemis Çocuk) Sevgini göstermek için F. Gülru Aksoy’dan Ağzı Karanfilli Adam. Bir de dost ‘vefa’ demektir. Vefa, gönülsüzce arkanı dönüp gittiğine, giderken dönüşünün olacağını fısıldamaktır. Sen vefasın, hissediyorum! Sevgini göstermek için ne yaparsın? diye sordu. Öyle çiçek-hediye almak, seni seviyorum yazmak filan değil ama. Senden değişik bir fikir çıkacağına eminim! ‘Düşünmeliyim’ dedim, sonra muzip bir gülüşle ‘Sevdiğim için kitap yazarım!’ diye ekledim. Kitabını bitiremedin mi daha? dedi gülmeye çalışarak. Hangi kitabı? diye sordum. (Alter Yayınları) Öncülük edecek kitap Sevil Köybaşı’ndan Afife-Bir Devrin Çocukları. Çocukların görsel algılarını destekleyen çizimlerle ve akıcı anlatımlarla hazırlanan kitap; okumayı sevdiren, okurken bilgilendiren onların penceresinden bakan ve gelecek için yol belirlemede öncülük edecek kitaplar... (Martı Yayınları) Soluksuz bir yürüyüş Irmak Zileli’den Bozuk Saat. Yazar, geçmişten bugüne hayatın içinden geçenlerin hikâyesine, bozuk bir meydan saatinin gözünden eşsiz bir saygı duruşunda bulunuyor. İnsan ruhunun derinliklerinin, nesnelerin tabiatının, doğadaki tüm seslerin izini süren roman, soluksuz bir yürüyüşe davet ediyor. Adımlayarak değil, zamanın akışıyla süzülerek yapılan bu yürüyüşe dayanışmanın, umudun, unutuşun, özlemin ve yalnızlığın sesi eşlik ediyor. (On8 Kitap) İnsan kaçırma vakaları Sylvain Cordurie’den Sherlock Holmes ve Suç Dolu Sokaklar. Mayıs 1891. İngiltere’de bir dizi insan kaçırma vakası nedeniyle endişe hakimdir. Kurbanlar entelektüeller ve bilim dünyasından insanlardır. Kaçırılanlar için fidye istenilmemesi ve otoritelerin kaçıranlar hakkında en ufak bir ipucuna sahip olmaması endişeleri daha da arttırır. Sherlock Holmes ara sıra Scotland Yard’a yardım etse de, henüz yolunu tam anlamıyla seçmiş değildir. (Alfa Yayıncılık) Hitit Uygarlığı Feyza Hepçilingirler’den Hitit Prensesi Arinna. Yazar kitabıyla okurlarını Anadolu topraklarında yeşermiş en önemli medeniyetlerden Hitit Uygarlığıyla tanıştırıyor. Gelişmiş kültürüyle günümüz dünyasına ışık tutan bu kadim uygarlığı, dilinden adalet sistemine dek mercek altına alırken günümüz değerlerini de evrensel bir bakışla sorguluyor. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Hayal gücünü zorluyor Stephen King’den Yabancı. Şehir parkında, vahşice katledilen on bir yaşındaki bir erkek çocuğunun cesedi bulunur. Görgü tanıklarının ifadelerine göre katil, İngilizce öğretmeni, şehrin Küçükler Beyzbol Ligi’nin koçu ve herkesin çok sevdiği Terry Maitland’dır. Parmak izi ve DNA sonuçlarıyla desteklenen diğer kanıtlar da tartışılmaz biçimde onu işaret etmektedir. Yazar yine hayal gücünün sınırlarını zorluyor, yine usta bir hikâye anlatıcısı olduğunu kanıtlıyor. (Altın Kitaplar) Kadınlara armağan Virginia Woolf’tan Kendine Ait Bir Oda. “İsterseniz kütüphanelerinizi kilitleyin; ancak aklımın özgürlüğüne hiçbir kapı, hiçbir kilit, hiçbir sürgü engel olamaz.” Yazıldığı günden beri kadın hareketi için güncelliğini yitirmeyen yazarın kitabı ataerkil zihniyete meydan okuyan bir manifesto niteliğinde. Yazarın “Kadınlar ve Kurgusal Yazın” üzerine kadınlara özel iki üniversitede yaptığı konuşmaların derlemesi olan bu eser, dünün kadınlarının bugünün kadınlarına bir armağanı. (Bilgi Yayınevi) Yasemin’in hikâyesi Latife Tekin’den Ormanda Ölüm Yokmuş. Kitap resim yapmayı bırakmış Emin ile öyküler yazan ama bunları kendine saklayan Yasemin’in hikâyesi. Emin, aşık olduğu kadından ayrı düşmenin acısı içinde ormana sığınır. Geçmişle hesaplaştığı bu içsel yolculuğunda ona kendisi de aşk acısı çeken Yasemin eşlik eder. İkili, acılarını, rüyalarını, aşklarını uzun diyaloglar halinde paylaşırlar. Ağaçlar, bulutlar, rüzgar ve yaprakların da konuk olmasıyla bu söyleşi alabildiğine derinleşip zenginleşecek, giderek varoluşsal bir sorgulamaya dönüşecektir. (Can Yayınları) Cesaret, korku ve umut öyküsü Michael Morpurgo’dan Kurdun Ağzında. İki kardeş ve her şeyi değiştiren savaşın gerçek hikâyesi. Francis ve Pieter her zaman farklıydılar. 1939’da savaş başladığında da farklı yollar seçtiler. Francis savaş karşıtı duruşunu değiştirmezken Pieter orduya katıldı. Ama kısa süre sonra yaşanan olay ikisinin de hayatını sonsuza dek değiştirdi. Ve Francis kendini “kurdun ağzında” buldu. Yazardan unutulmaz bir cesaret, korku ve umut öyküsü. (Çınar Yayınları) Bırak filizlensin ve sadece izle Kinsun’da Yol Senin İçinde. Bu dünyada umutsuz bir yaşam sürmek için yaratılmadın. Umutsuzluk halbuki çok uzaktadır. Farazidir. Gelecek ile örtülüdür. Neden zor olanı seçiyorsun ki? Geleceğe dair planlar insanı hüsrana uğratır. Neden sana uzak olana bel bağlıyorsun? Mutluluk tohumları senin içinde. Şimdide. Bırak filizlensin. Ve sadece izle. Filizlerin içinde koca bir ormana dönüşüşüne şahit ol. Onu reddetme. Kabullenmekten korkma. Umut hep bakidir. Üzülme, kaybetmedin onu. Sadece onu yaşamayı unuttun. (Destek Yayınları) Hayalleri suya düşer Milena Baisch’den Anton Derinlere Dalıyor. Anton tatile gideceği için heyecanlıdır. Fakat anneannesi ve dedesiyle birlikte kamp alanına geldiklerinde hayalleri suya düşer, çünkü karşısına pırıl pırıl bir havuz yerine yosunlu bir göl çıkar. Anton diğerleri gibi göle girmeyi asla kabul etmez ve kendine sıra dışı bir arkadaş edinir. Bu yeni arkadaşıyla yaşayacağı beklenmedik maceralar Anton'u çok değiştirecektir. (Redhouse Kidz Yayınları) Okuma kılavuzu niteliğinde Brian Boone’den İngiliz Edebiyatı 101. Mary Shelley, Charles Dickens, Jane Austen ve Daniel Defoe gibi yazarları Frankenstein, Ebenezer Scrooge, Bay Darcy ve Robinson Crusoe gibi evrenselleşmiş karakterleri yaratmaya iten motivasyonları ele alıyor. Edebiyat meraklıları bir okuma kılavuzu niteliğini de taşıyan bu kitabı çok beğenecek. (Say Yayınları) Beyaz yalanlar gibi beyaz günahlar Berna Kumaş Sipahi’den Bir Günah Bir Sevap. Kitap, sadakatin sınırlarını zorlayan erkeklerin bir hayat oyunu üzerinden ibret verici bir şekilde cezalandırılma çabasını anlatıyor. Romanın içine girdikçe yazar beyaz yalanlar gibi beyaz günahların da olabileceğini sorgulatıyor. Naz’ın bulduğu bir mektupla içine girdiği bu hayat oyunu, Uğur’a âşık olmasıyla içinden çıkılamaz bir hale gelirken, en büyük destekçisi yan komşusu 80 yaşındaki Maria olacaktır. (Doğan Kitap) Edebi metinle güç kazanma Deborah Levy’den Bilmek İstemediğim Şeyler. “Virginia Woolf’un ünlü denemesi gibi bu da önümüzdeki yıllarda sık sık alıntılanacak bir metin.” TheIrish Examiner. “Bir yazarın hayatının en sıradan detaylarının bile edebi bir metinde nasıl güç kazanabileceğini gösteren capcanlı bir anlatı.” New York Times Book Review. (Everest Yayınları) Sizi aşka davet ediyor Nazan Arısoy’dan Aşk'a Kadar Kapalıyız. Aşkla yeniden doğuşun mucizesini anlatan, ruhlarımızda açtığımız yaraları fark ettiren, iyileştirici, hayatınıza yürekten dokunan bu kitap, mutlu insan olmanın önünü kesen, kalın, gri, umutsuzluktan inşa edilmiş keder duvarlarınızı yıkacak. Modern zamanların zalimlikleriyle ruhları aşk enkazına dönmüş iki gencin hikâyesi üzerinden aşkı yeniden var ediyor, aşka nefes veriyor. Sizi de aşka davet ediyor! (Hayykitap) Gelişmelerin perdesini aralıyor Kemal Sayar’dan Özgürlüğün Baş Dönmesi. Yazar kitabında bizi bu çağa getiren gelişmelerin perdesini aralıyor. Görünen o ki hep peşinde koşulan özgürlük, bir ucundan yakalandığında baş dönmesine yol açıyor. Küreselleşmenin, postmodern dönemin, internetin bireye etkilerini ele alan; derinlikli bir anksiyete incelemesi sunan, kaos kuramına dokunan bu makaleler, günümüz için âdeta bir “hal tercümesi”. (Kapı Yayınları) Ürpertici, hüzünlü bir roman Hakan Bıçakcı’dan İki Rüya Dokuz Gerçek. Yazardan ürpertici, naif, neşeli, hüzünlü ve beynimizi yerinden çıkarıp tekrar takan bir roman. Gerçekçi düşler ve düş gibi bulanık bir gerçeklik algısı birbirine karıştı. Kontrol, televizyon kumandalarından, platonik aşkın dirilttiği tesadüfi umudun eline geçti. Yetişkinliğin yıllar süren karanlığında zamanın nasıl geçtiği anlaşılamadı ve zihin aradaki boşluklara girebilmek için direksiyonu gizemli bir yola, kirli ucuz bir otele, terk edilmiş bir lunaparka kırdı. Dışarıda ısıtmayan bir güneş, ıslatmayan bir yağmur, üşütmeyen bir rüzgâr vardı... (Karakarga Yayınları) Vatanseverin fırtınalı hikâyesi Yaşar Aksoy’dan Hasan Tahsin: Yürekler Selanik-Ve İşgal İzmir'den Hatıralar. Türkiye’nin emperyalizme karşı direniş tarihinden çarpıcı sayfalar eşliğinde, Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’in, Selanik’ten Paris, İsviçre, Romanya, Londra ve İzmir’e uzanan fırtınalı yaşamı… Selanik’in yetiştirdiği ve İzmir’in işgalinde düşmana ilk direnişi göstererek şehit olan bir sosyalist vatanseverin fırtınalı hikâyesi. (Kırmızı Kedi Yayınları) Türk'ten korkmaya çağıran bir mesaj Orhan Koloğlu’ndan Mamma... Li... Turchi... Annneee... Türkler... Yazar “1960'Iarın başı... Roma'da Türkiye'nin Basın Ataşesi görevindeyim. Gazetelerin yayınlarını yakından izliyorum. Başlıkta gördüğünüz feryada sıkça rastlamak beni şaşkına çevirmişti. İnsanları Türk'ten korkmaya çağıran bir mesajın yaygınlaşması beni şaşırtıyordu. Papalığın arşivlerinde, İtalyan Hariciyesinin arşivinde ve özellikle Venedik'teki kaynaklarda derinliğine araştırmaya giriştim. Daha sonraları, 1980'lerde de 2010'Iarda da aynı feryada rastlamak, konuya çok derin bir tarih araştırmasıyla girmek gerektiğini kanıtlıyordu. Ben de yüzyıllar öncesine yöneldim” diyor. (Tarihçi Kitabevi) Zamanın gücünü duyuran roman Tuncer Erdem’den Kaz Düşü. Kitap yok oluşlara, bozulmalara, düşmanlıklara, şiddete karşı dünyaya yeni gelmiş insan düşünü öne çıkaran, yanı sıra yeryüzünün ışığını, toprağın sesini, zamanın gücünü duyuran bir roman. Yazar yazı ve çizgisiyle Hay bin Yakzan gibi ütopik romanlara özgü masalsı bir dil, şiirsel bir dünya yaratıyor. Bir sabah kendini göl kıyısında bulan, geçmişini yitirmiş bir insan yüzü; yanı başında sazlıklara sığınıp düşlere dalmış bir yabankazı; dertlerine derman arayan yalnız yolcular... Gölün ötesinde görünen köydeyse ölüm ve şiddet kol geziyor. (Yapı Kredi Yayınları) Büyüleyici bir hikâye Matias Faldbakken’den Garson. Kitap, Avrupa’nın son yüzyılını, o büyük resmi tek mekân ve sakinleriyle özetleyen büyüleyici bir hikâye. Her şey olması gerektiği haliyle olması gerektiği yerdeyken -en azından Garson’a göre- bir şeyler değişmeye başladığında yükselen endişe, bütün düzeni altüst etmeye yetiyor. Aslında, koşullar göz önünde bulundurulduğunda, endişe belki de en mantıklı tepki... “Tadına doyulmaz zenginlikte bir hikâye.” Mail on Sunday. (Timaş Yayınları) Korumasız kalan azınlıklar Kirsten E. Schulze, Clom Campbell, Martin Stokes’den Ortadoğu'da Etnik ve Dini Azınlıklar. Bu kitap, adeta cehenneme dönüşen Ortadoğu'da, Devletlerin bile yok olduğu bir ortamda, zaten devletsiz olan ve bütünüyle korumasız kalan halkların ve azınlıkların deneyimlerini anlatmakta, birçok Ortadoğu devletindeki Hıristiyan, Yahudi, Zerdüşt, Alevi ya da Bahai topluluklar gibi geleneksel azınlıklar ile Maruniler, Kürtler ile Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler gibi devletsiz halkları ve iktidardan yoksun çoğunlukları kapsamaktadır. (Totem Yayınları)