Bir başucu kitabı Yılmaz Şener’den Kör Adım. Yazar merak uyandıran kurgusu, nefes alıp veren karakterleri ve okuma iştahını açan diliyle başucu kitabı hâline gelecek bir eser vadediyor okuruna. Başkahraman dönüştükçe dil de dönüşüyor. İlk okunduğunda önemsiz gibi görünen ayrıntılar roman ilerledikçe bir yapbozun parçaları gibi boşlukları dolduruyor. Faili meçhul bir cinayetle hayatı değişen bir çocuğun büyüyüp olgunlaşma sürecini ve doğduğu topraklara geri döndüğünde başına gelenleri konu edinen kitap okuru fethedecek bir roman. (İthaki Yayınları) Yeniden gün yüzüne çıkıyor Mehmet Fuad Köprülü’den Hanedenlar, İnsanlar ve Yerler- İslam Ansiklopedisi Tarih Yazıları. Elinizdeki bu derlemeyle birlikte Altaylılardan Harizmşahlara, Avşarlardan Halaçlara ve Artukoğullarına, Âşıkpaşazade’den Firuzşah Tuğluk’a, Cengiz Han’dan Baybars’a ve Beyhakî’ye, Babur’dan Alıncak Kalesi’ne kadar yazıları da böylece yeniden gün yüzüne çıkarılıyor. “Onun, İslam Ansiklopedisi’ne yazdığı çeşitli maddeleri dikkatle gözden geçirenler, kendisinin ne kadar değişik sahalarda ve ne kadar selahiyetle kalem kullandığını görerek hayrete düşecekler, Köprülü’nün bütün bu yazılarında ayrıntılara fazla iltifat etmeksizin, hep esas noktalara temas etmeye çalıştığını fark edeceklerdir.” – Orhan F. Köprülü. (Alfa Yayınları) Hiçbir şey aynı değil Stephen King’ten Şeffaf. Dün gece geç vakit ve önceki gece, Kapıya Vuran Tommy’ler, Kapıya Vuran Tommy’ler kapıya vurdular… Her şey tanıdık görünse de artık hiçbir şey aynı değildi. Bir yaz günü ormanda gezinen Bobbi Anderson daha önce defalarca geçtiği yerde bir şeye takılır. Onun ve tüm kasabanın kaderini değiştirecek bir şeye... O sırada çok uzaklarda olan Jim Gardener (şair, alkolik ve intihara meyilli) arkadaşı Bobbi’nin sesini (kendi zihninde) duyup geri döndüğünde “değişen” ve “gelişen” bir kasabayla karşılaşır. (Altın Kitaplar) İpuçları veren bir çalışma Güler Keskinkaya’dan Unutulacak Gibi Değil-Bir Opera Sanatçısının Anıları. Anadolu’da bir kız çocuğu doğar. Yıl 1939’dur. Ata’nın yitirildiği yılın ardından dünyaya gelmiş ve ilk piyanoyu bir lisede görmüştür. O yıllarda liselerde piyano bulunmaktaymış. Hem de Anadolu’muzun bir köşesinde; Afyon’da. Okumaya ve şiire daha da ötesi müziğe meraklı bu genç kız ileride sesi dünyaca bilinecek bir sopranodur. Yazarın anıları sadece bir müzisyenin anıları değil, aynı zamanda ülkemizin yakın tarihine de ışık tutan, sosyal yaşama, aile hayatına ve eğitime yönelik ipuçları da veren bir çalışma. (Berfin Yayınları) Katya’nın hikâyesi Anton Pavloviç Çehov’dan Öylesine Bir Hikâye. Kitap, yaşlı ve güçten düşmüş biri olduğunu düşünen tıp profesörü Nikolay Stepanoviç’le artık hayatta olmayan bir dostunun ona emanet ettiği manevi kızının, Katya’nın hikâyesi. Huysuz karısı, gönlünü bir sahtekâra kaptırdığını düşündüğü kızı ve ekonomik sorunları nedeniyle aile hayatında da mutsuz olan bu başarılı akademisyenin kaleminden okuduğumuz bir günlüğün parçası aslında. 19. yüzyıl Moskova’sının sanat çevresinde bir türlü tutunamayan genç oyuncu Katya’nın ve artık ölümün pusuda beklediğini düşünen profesörün, umudunu yitirmiş bu iki insanın yaşamın yüzeysel gerçeklerinin ötesine geçen öyküsü, türün ustası Çehov’un olgunluk çağı yapıtlarından biri. (Can Yayınları) Yasaklarla hesaplaştı Nedim Gürsel’den Mehdi'yi Beklerken. Yazar Tahran’ın saray ve bedestenlerinden İsfahan’ın camilerine, kutsal Meshed türbelerinden Şiraz’ın gül bahçelerine, Persepolis’in duvar kabartmalarından Pasargard’ın kral mezarlarına İran’ı karış karış gezdi. Yalnızca Firdevsi, Hayyam, Attar ve Hâfız gibi büyük şairlerin izini sürmedi, sansür ve yasaklarla da hesaplaştı. Sadık Hidayet’in, Füruğ’un hayatlarını  araştırdı. Eski Pers uygarlığının eşsiz mirasının yanı sıra günümüz İran’ının dinsel ve siyasal sorunlarını tartışan bu kitabı ilgiyle okuyacaksınız. (Doğan Kitap) Hayatı değiştirmek Erin Entrada Kelly’den Merhaba Evren. Hayatını değiştirmek için çok fazla kelimeye ihtiyacın yok. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Derin dostluk Miguel Serrano’dan Carl Gustav Jung Ve Hermann Hesse İki Dostun Anıları. Hesse ve Jung’la yakın dost olmayı başarmış Latin Amerikalı yazar, anılarla, fotoğraflarla, felsefeyle, edebiyatla ve hayatla dopdolu eşsiz bir başucu kitabıyla çıkıyor okurun karşısına. Her ikisine de derin bir dostlukla bağlı olan yazar, onlarla yaşadıklarını, aralarında geçen uzun sohbetleri, kitaplar dolusu yazışmalarını ve dostlukları boyunca onlardan öğrendiklerini güçlü bir anlatıyla kaleme alıyor. (Destek Yayınları) Duruş biçimi Adalet Ağaoğlu’ndan Yeni Karşılaşmalar. Kitap, yazarın deneme, değini ve mektuplarının yanı sıra konferans, TV programı ve söyleşilerinden oluşan serinin son ‘karşılaşma’sı. Sanattan, siyasetten, İstanbul’dan ve göçlerden söz ederken her zamanki gibi karşı duruyor; çünkü yazar “Yazarın yazdıklarını belirleyen hiç kuşkusuz düşünceleri, hatta inançları bağlamında hayatta duruş biçimidir. İnsan haklarına tecavüzde bulunan her tutuma karşı durmak, görüp, biliyorum çığlığı atmak, bunları insanî bakımdan inandırıcı kılmak benim hiç üstümden atamadığım bir sorumluluk duygumdur. Ortalıkta boşu boşuna kalabalık ederek dolaşıp durmak yerine hayatta olmanın borcunu ödemek gibi bir şey” diyor. (Everest Yayınları) Tuhaf ve ilginç vakalar Arthur Conan Doyle’den Sherlock Holmes'un Son Görevi. Dr. Watson, Sherlock Holmes’un en tuhaf ve en ilginç vakalarını anlatmak için defterlerini bir kez daha açıyor. Yaklaşan Birinci Dünya Savaşıyla birlikte, aslında emekliye ayrılmış olan Holmes yardım için çağrılıyor. Kitaba adını veren bu son görev, kaybolan denizaltı planları, zorba bir diktatörün yaptıkları, gizli cemiyetler ve casuslarla dolu sekiz sıra dışı maceradan sadece biri. Yazar bu kitapta Sherlock Holmes’un yeteneklerini dünya çapında kullanıyor. (Alfa Yayınları) Kendimizi aldatmayalım Sabahattin Ali’den Kağnı. Sorarım size: Köylü verdiğine mukabil ne alır? Yolunu kendi yapmaya mecburdur, sokakları zavallı talihinden daha karanlıktır ve mektep, yüz köyün birinde bile yoktur. Jandarma oralara asayişten ziyade vergi tahsilini temin için gider. Kendimizi aldatmayalım, köylü mütemadiyen vermiş, buna mukabil hiçbir şey almamıştır. Bunları itiraf etmek belki, eğer bir parça vicdanımız varsa, yediğimiz bir lokma ekmeğin boğazımızda kalmasına sebep olacaktır. (Can Yayınları) Anlatılmamış öyküler Neslihan Önderoğlu’ndan Sen Ne İstersen. Yazar, sahici karakterlerle ördüğü etkileyici öykülerinde, gündelik yaşamın ayrıntılarına, gençlik duygularına incelikle, özenle dokunuyor. Farklı genç yaşamlardan kesitler sunan yazar, zengin alt temalarla ördüğü yeni kısa öyküleriyle, ‘edebiyatla’ başka bir iletişimin mümkün olabileceğini hissettiriyor. Arayışın, sevginin, hüznün, umudun, hataların, kahkahanın ve özgürlüğün öykülerini biriktiren yazar, yeni kitabında da gençliğin belleği olmaya devam ediyor. (Günışığı Kitaplığı) Yürek işçisi... Kenan Uğur’dan Taş ve Gül. Hangi şaire sorsanız, kendisini ‘yürek işçisi’ olarak tanımlar. Yürek işçisi... Ne ağır bir iştir yürek işçiliği. Yalnızca kendi yüreğini taşımıyorsun göğüs kafesinde. Yalnızca kendi Kerem’in olmuyorsun. Binlerce, on binlerce, milyonlarca Kerem’in yüreğini yaşatıyorsun orada, Aslı’ya yanan. O yüreklerdeki acıyı, sevinci, endişeyi ve coşkuyu yeşertiyorsun, kendi sevdanı ıskalayarak. Eksiğiyle fazlasıyla koskoca bir toplumu yerleştiriyorsun yüreğine, kendine gerçekten şair diyorsan. (Kora Yayın) Beklenmedik bir anda Atilla Birkiye’den Bir Yıldız Kaydı. Kitap günümüzde, İstanbul’daki İstiklal Caddesi’nde beklenmedik bir anla başlayıp, 1860’lara kadar uzanan, özellikle Büyük Savaş sonrasının toplumsal-siyasî alt üst oluşları içinde, doğdukları, yaşadıkları yerden göçmek zorunda kalan bir ailenin rastlantılarla yol alan serüvenidir. Bu serüven, tarih içinde bazen dost bazen düşman iki şehirde, kuruluşları binlerce yıl öncesine tarihlenen Trabzon ve Batum’da geçer, İstanbul’a uzanır… (Literatür Yayıncılık) Eşsiz bir yolculuk Sevil Köybaşı’ndan Selanik’te Bir Çocuk Mustafa. Bu hikâyelerde, Mustafa Kemal Atatürk'ün sadece başarılarına değil, hayvan, insan, doğa ve vatan sevgisiyle dolu olan sıcacık  yüreğine de tanık olacak, bu eşsiz yolculukta siz de küçük Mustafa'ya eşlik edeceksiniz. (Martı Yayınları) Talep üzerine görüşme Donald W. Winnicott’tan Piggle-Küçük Bir Kız Çocuğunun Psikanalizle Tedavisinin Öyküsü. Bu kitap da yazarın düzenli olmayan, kendi ifadesiyle ‘talep üzerine’ gerçekleşen psikanalitik görüşmelerde aldığı notlardan ve çocuğun anne babasıyla mektuplaşmalarından oluşuyor. Kitap, nesne ilişkileri kuramının ve çocuk psikanalizinin önde gelen temsilcisiyle, kız kardeşi doğduktan sonra kâbuslar görmeye başlayan küçük hastası arasındaki aktarım ilişkisinin kuruluşu, özgül oyun tekniğinin uygulanışı ve hastanın iç dünyasının gelişimi üzerinden psikanalitik sürecin işleyişini ‘içeriden’ gösteren benzersiz bir olgu çalışması. (Yapı Kredi Yayınları) Fetihlerin anlatısı Pierre Briant’tan Büyük İskender Fetihler ve Siyaset. Bu kitap bir biyografi değil. Her ne kadar kişi unsurunun önemi bilinse de, yalnızca İskender’in şahsına indirgenemeyecek bir tarihsel olayın başlıca veçhelerini ortaya koymaya çalışıyor. Dolayısıyla kitabın düzenlenişi bilinçli bir tercihin sonucu. Fetihlerin anlatısı, okurun, fethin önemli kronolojik safhalarını anlamasını sağlayacak, giriş niteliğinde kısa bir bölümde özetlendi. Çalışmanın asıl büyük kısmı, insanın tamamen doğal olarak kendine sorduğu önemli soruların araştırılmasına ayrıldı: fethin kökenleri ve İskender’in hedefleri; direnişlerin mahiyeti ve önemi; fethedilen toprakların düzenlenişi; fethedenlerle fethedilmiş halklar arasındaki ilişkiler gibi. (Alfa Yayıncılık) Gerçek bir insanın sesi Oya Baydar’dan Köpekli Çocuklar Gecesi. Eğer duyuyorsanız, anlıyorsanız; bir zamanlar sekiz milyar insanın, yüz milyarlarca bitkinin, böceğin, hayvanın yaşadığı dünya gezegeninde, henüz yıkılmamış, sulara gömülmemiş karanlık bir kulübede yaşamın sonunu bekleyen dünyalı bir kadının tanıklığıdır bu. Sıradan, gerçek insanın sesidir. Kulak verin, şifrelerini çözün, anlamaya çalışın. Yazar, edebiyatımızın ilk ekolojik distopyası denebilecek kitabında hepimizin içten içe bildiği ama bir çoğumuzun görmezden geldiği küresel iklim krizine ve o krizin ortasında kalan insana yöneltiyor kalemini. (Can Yayınları) Türk eğitim sistemi Yusuf Fidan’dan Eğitimde Çöküş. Türk eğitim sistemi laik ve bilimsel kimliğine 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat düzenlemesi ile kavuşmuştu. 1950’lerden itibaren laik eğitimden uzaklaşma çabaları başladı. 2000’li yıllara kadar çeşitli iniş ve çıkışlarla hırpalanan ve toparlanan laik eğitim sistemine son ve en ağır darbe 2012 yılında çıkartılan 4+4+4 eğitim yasası ile vuruldu. İnanç eksenli ve piyasacı eğitim anlayışı, sistemin çöküşünü beraberinde getirdi. Elinizdeki bu kitapta Türk eğitim sisteminin yüz yıllık çalkantılı hikâyesi ve son gelinen durum kolay okunan akıcı bir dille ele alınıyor. (Destek Yayınları) Fırtınalı dönem Doris Lessing’ten Fırtına: Şiddetin Çocukları-3. Yazarın yarı-otobiyografik roman serisi ‘Şiddetin Çocukları’nın üçüncü cildi olan Fırtına, ana karakterimiz Martha Quest’in yaşamının başka bir fırtınalı dönemine odaklanıyor. 2. Dünya Savaşı yıllarında, Afrika’daki küçük bir şehirde Martha’nın evliliğinin sona ermesi, Komünist mücadele içerisine girmesi ve yeni bir evlilik yapmasıyla hikâyemiz yön değiştiriyor. (Everest Yayınları) Yaşlılar dramı Nihal Gürses’ten Ölünce de Kırmızı Ruj Sürüyor Musunuz? Daha önce hiç böyle bir roman okumadınız. Bir bakımevinde başlayan ve bulutların üzerinde biten bu roman, acıklı bir yaşlılar dramı değil. Bu romanla, aşkın ve erotizmin kimi zaman büyüsüne kimi zaman esprisine kapılıyor sonra da şairlerin dizelerinde şahane aşk pastalarıyla sürüp gidiyorsunuz. Buruk bir tadı harika bir içtenlikle karıştırıp sunuyor size yazarımız. Bir Diva’nın ardından nemlenen gözlerle de bırakmıyor sizi. Ta ki gezegenin ışıklaşan ruhlarından bir Diva, Zeus ile karşılaşana kadar. (Kora Yayın) Büyüleyici hikâyeler Eric H. Cline’den Üç Taş Bir Duvar. Howard Carter 1922'de Tutankamon'un mezarına girdiğinde tek ışık titreyen elindeki mumdan geliyordu. Küçük açıklıktan içeriye şöyle bir baktı ve ne gördüğünü sorup duranlara, meşhur ‘Ben harika şeyler görüyorum’ yanıtını verdi. Carter'ın muhteşem keşfi, kitapta anlatılan büyüleyici hikâyelerden sadece biri. Otuzdan fazla kazıya katılmış olan arkeolog yazar,okuru, Pompeii'den Petra'ya, Troia'dan terrakotta savaşçılarına ve Mikene'den Megiddo ve Masada'ya götürüyor. Cline, Troia'yı kazan Schliemann ve keşifleri insanın kökenine dair anlayışımızı geliştiren Mary Leakey de dahil olmak üzere bu kazıların arkasındaki insanları tanımamızı sağlıyor. (Alfa Yayıncılık) Sarsıcı bir yapıt Nina Berberova’dan Eşlikçi Kız. Yetenekli bir piyanist olan, ancak fakir ve çekingen Soneçka, ünlü opera şarkıcısı Marya Nikolayevna’nın kapısını çalar. Marya Nikolayevna, Soneçka’nın erişemediği her şeye sahiptir: zarafete, güzelliğe, zengin bir kocaya. Avrupa turnesinde şarkıcıya piyanoda eşlik etmek için işe alınan Soneçka, çok geçmeden gölgesinde kaldığı bu görkemli figürden intikam almanın hayalini  kurmaya başlar. Yazarın 1936 tarihli eseri, kıskançlık duygusunun kalbine inen sarsıcı bir yapıt. (Can Yayınları) İnceliklerle dolu anlatım Nursel Duruel’den Geyikler Annem ve Almanya. Derin duyarlığı ve inceliklerle dolu anlatımıyla ilgi çeken yazar kitabıyla edebiyatımıza şiirsel tatlar getirmiş, sanat gücü yüksek bir yazarla karşı karşıya olduğumuzu göstermiştir. Kitap 1982’de çıktığında büyük bir ses getirmişti. Henüz dosya halindeyken Akademi Kitabevi Öykü Ödülü’nü almış, yayımlandıktan sonra Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görülmüştü. Daha sonra kitaba adını veren öykü filme çekilmiş, 2005’te İmge Öyküler dergisinin yazarlar arasında düzenlediği “1980’den günümüze en beğenilen on öykü” soruşturmasında ilk sırayı almıştı. (Yapı Kredi Yayınları) Antik dünyanın yıldızları Andrew Gregory’den Evreka!-Bilimin Doğuşu. Bilimin kökenleri nereye dayanır? Bilim ne zaman ve nerede ortaya çıkmıştır? Evreka! Bilimin Yunanlarla başladığının bir göstergesidir. Tıp, biyoloji, mühendislik, matematik ve kozmoloji gibi çeşitli disiplinlerin kökeni Antik Yunan’a dayanır. Platon, Aristoteles, Pisagor, Arşimet ve Hippokrates antik dünyanın yıldızları arasındadır. Peki, bu devasa bilimsel patlamanın ardında yatan nedir? Bu kitap, bugün de süregelen ve öncülerine hâlâ çok şey borçlu olan bir arayışın, yaşadığımız dünyayı anlama arayışının, öyküsüdür. (Alfa Yayıncılık) Bir halkın portresi Hans Fallada’dan Neden Ucuz Saat Takıyorsun. Yazar, Nazi Almanya’sında başıboşluk, yoksulluk, işsizlikle sınanan küçük insanların hayatlarından kesitler sunuyor. Yoksul bir ailenin Noel ümitlerinden bir babanın geçim derdine, bir haberin kasaba hayatında yarattığı çalkantıdan bir çuval patates yüzünden suya düşen evlilik hayallerine, bu hayatlara hükmeden feci ümitsizliği yalın bir dil ve acı bir mizah duygusuyla anlatıyor. Dev kasırgaların savurduğu sıradan insanları anlatan kitap, bir dönemin ve bir halkın portresi. (Can Yayınları)