Sol’un bütün renkleri  Süleyman Yağız’dan Komünizm ve Sol Korkusu. Yazar “Türkiye’de “komünizm ve sol korkusu”çok etkili olmuştur. Bu korku yüzünden Cumhuriyet’in en önemli projesi olan ‘Köy Enstitüleri’nin önü kesilmiştir. Bu da ülkemizin ‘gelişmekte olan ülkeler’ konumunda dönenip durmasına ve ‘gelişmiş ülkeler’ düzeyine bir türlü erişememesine sebep olmuştur. Gariptir ki, bu korku yüzünden bazı illerimizde ‘sola dönüş yasağı’ gibi trafik kuralı bile getirilmiştir! Bu arada, her ‘sol’, ‘komünizm’le özdeşleştirilmiştir. Dolayısıyla ‘sol’un bütün renkleri öcü olarak görülmüş ve gösterilmiştir. ‘Sol’, milliyetçilikten / yurtseverlikten ve dinsel değerlerden uzakmış gibi sunulmuştur. ‘Sol’, özellikle ‘ateistlik’ ve ‘deistlik’ bağlamında ele alınmıştır” diyor. (Urzeni Yayıncılık) Vahşi tüketim saldırıları Hasan Seyfettin Teoman’dan Başı Açık Düşünceler. 1951 yılında İstanbul’da doğan yazar, gazeteciliğe 1972 Şubat’ında Milliyet’te başladı. Günaydın Gazetesi ve çeşitli dergilerde görev alan gazeteci yazar, 2010 yılında aktif çalışmayı bıraktı. Sürekli basın kartı sahibi Teoman’ın ilk öykü kitabı, ‘Zeytinlik Devrimcileri’ adıyla 2018’de yayımlandı. ‘Başı Açık Düşünceler’, yazarın ikinci kitabıdır. Kapitalizm, emperyalizmi ve vahşi tüketim saldırılarını kadının üzerinden yürütür. Dişiliklerini kullanır; gereksinimlerini ve duygularını, benliklerine sahte kişilikler ekleyerek tutsak eder. Kadınlar; sistemleri erkeklerin doğurduğunu bilir, ancak kendilerinin emzirip büyüttüğünü artık anlamalıdır. (İkinci Adam Yayınları) Başarılı öğretmen olmak Bayram Akarsu’dan Öğretmen 3.0: Öğretmen Olmanın Sırları. Kitapta eğitim-öğretim ile ilgili problemleri çözme, ders hazırlama, uygun öğrenme ortamları oluşturma, sınıf yönetimi ve en önemlisi mutlu ve başarılı bir öğretmen olmak için gereken bilgi ve beceriler tartışılmış. Eğitime gönül veren bütün bireylerin yararlanabileceği bir kaynak kitap olarak hazırlanmış. (Cinius Yayınları) Dünyanın geleceği Musab Turan’dan İnovasyön. Kitapta; insanoğlunun 2024 yılında Ay'a kalıcı olarak dönmesi, Elon Musk'ın stratejisi doğrultusunda 2028'de ilk Mars kolonisinin kurulması, Japon teknoloji yatırımcısı Masayoshi Son'un 100 milyar dolarlık Vizyon Fonu, elektrikli araçlar, drone'lar ve dünyanın geleceğini şekillendiren teknolojilerle ilgili bilgiler veriliyor. Ayrıca, Türk girişimcilik ekosisteminde ne gibi başarılı işlerin yapıldığı ve bunların gelişim süreçleri ele alınıyor. (Diga Kitap) Acımasız denizci Herman Melville’den Redburn-İlk Seferi. Genç Redburn’ün tek bir hayali vardı: denize açılmak. Fakat miço olarak ilk seferinde, Highlander’ın mürettebatı zayıflığıyla alay ederken ve acımasız denizci Jackson gözünü korkuturken, Redburn’ün New York’tan Liverpool’a uzun bir yolculuğa dayanması gerekiyordu. Melville’in bir yük gemisindeki deneyimlerinden ilham alan Redburn, acı tecrübelerle masumiyetin yok oluşunu anlatıyor.  ‘Redburn bir kitap değil, Herman Melville adındaki bir denizcinin dehasıyla ortaya çıkan bir sanat eseri.’ –Elizabeth Hardwick. ‘Melville’in ilk deniz seferiyle ilgili anılarına dayanan Redburn, onun olgunluğa erişirken attığı ilk acı çığlıktı.’ –Lewis Mumford.  (Alfa Yayınları) Bir halkın portresi Hans Fallada’dan Neden Ucuz Saat Takıyorsun. Yazar, Nazi Almanya’sında başıboşluk, yoksulluk, işsizlikle sınanan küçük insanların hayatlarından kesitler sunuyor. Yoksul bir ailenin Noel ümitlerinden bir babanın geçim derdine, bir haberin kasaba hayatında yarattığı çalkantıdan bir çuval patates yüzünden suya düşen evlilik hayallerine, bu hayatlara hükmeden feci ümitsizliği yalın bir dil ve acı bir mizah duygusuyla anlatıyor. Dev kasırgaların savurduğu sıradan insanları anlatan kitap, bir dönemin ve bir halkın portresi. (Can Yayınları) Her genç kızın rüyası Margaret Atwood’tan Evlenilecek Kadın. Yazarın 1969 tarihli ilk romanı, feminist hareketin güçlü etkisini de haber veren eşsiz bir manifesto. Tüketici davranışlarını ölçen bir araştırma şirketinde çalışan Marian geleceği parlak  bir hukukçu olan Peter’den evlenme teklifi alınca hiç düşünmeden kabul eder. Zaten her genç kızın rüyası değil midir bu? Ama bir anda yoluna Duncan çıkar, İngiliz edebiyatı öğrencisi, kendisine ve Marian’a bir gelecek vaat etmeyen, kayıtsız, kaygısız Duncan. Duncan ona kariyer planları dışında, tasarlanmamış, hesapsız bir dünyayı gösterir. Aşk mıdır bu? (Doğan Kitap) Hesaplaşma süreci Semih Çetin’den Büyük Hesaplaşma. Deniz Lisesi’nde okudukları günlerden beri birbirine kardeşçe bağlı üç askerin yolları, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi süreciyle hayli düşündürücü ve sarsıcı şekilde ayrılır. Vatan hainliği suçlamasıyla büyük bir kumpasın kurbanı olarak Hasdal Cezaevi’nde yatan bir avuç asker, beklenmedik bir kaynaktan istihbaratını aldıkları darbe girişimini önlemek için cezaevinden firar etmeye kalkışır. Böylece İstanbul’dan başlayıp Doğu Akdeniz’de Suriye, Kıbrıs ve İsrail’e uzanan bir hesaplaşma sürecinin fitili de ateşlenmiş olur. Bu süreçte ortaya çıkan bazı sırlar, yakın dostların, ayrılmaz arkadaşların ve mutlu aile bireylerinin çatışmasını ve sonuçta kendileriyle hesaplaşmasını da kaçınılmaz kılacaktır. (Destek Yayınları) Renkli ve siyah beyaz öyküler M. K. Perker’den Mecburi İstikamet. Türkiye’nin tek kişilik ilk mizah dergisi Türk Mucizesi’ne imza atan yazardan eğlenceli-karanlık, mizahi edebi, gerçekçi-fantastik, nostaljik-modern, renkli ve siyah-beyaz öyküler. Kitap, yazarın Leman, Penguen ve OT gibi mizah dergilerden aşina olduğunuz ve daha önce hiç görmediğiniz çizgileriyle bir mizah ansiklopedisi! (Karakarga Yayınları) Fırtınalı hayat Dönme Lulianus’tan Celilelilere Karşı Paganlığın Savunusu. Halk arasında Belkıs Minaresi olarak da bilinen, Ankara’nın simge yapısı Julianus Sütunu’nun üstüne eskiden leylekler yuva yaparmış. Son pagan imparator, apostata yani dönme/dönek lakaplı Lulianus fırtınalı hayatıyla olduğu kadar güçlü kalemi ve duru zekâsıyla da nadirattan sayılabilecek bir kişilik. Hıristiyanlığı seçen Celilelilere hitaben yaptığı konuşmasında alenen irtica çağrısı yapıyor, hem de akılla mantıkla! (Kırmızı Kedi Yayınları) Akıllarda hep aynı ses Murat Murathanoğlu’ndan Salondaki En Kötü Koltuk. Basketbolumuzun doksanlı yıllardaki ilk zafer geceleri, Petar Naumoski’yle başlayan Efes hücumları ya da 2010 yazının sonunda Kerem Tunçeri’nin elinden çıkan tarihî turnike, akıllara hep aynı sesle mıhlandılar. Kitap o sesin peşinde, Chicago’daki bir göçmen mahallesinden yola koyuluyor. Sayfalar ilerledikçe, bazen müstesna bir koçun yanı başında, bazen bir NBA yıldızının ilk adımlarında tanıdık salonlardan geçiyor. “Murat’ın çevresindeki insanlara yaydığı basketbol titreşimlerini görmek, tanışmamızdan yirmi yıl sonra bile beni büyülemeye devam ediyor.” Maurizio Gherardini. (Mundi Kitap) Erken dönem yaşantıları Süleyman Hecebil’den Çocuk Psikolojisi. Psikolojik sorunların neredeyse tümünün temelinde erken dönem yaşantıları yer alır. Bu konuda danışmanlık almaya gelen kişiler, sorunlarının içinde aynı zamanda çocukluklarını da getirmiş olurlar. Bu yüzden, çocukların sağlıklı bir ergenlik ve yetişkinlik dönemi geçirmesi için anne-babaların çocuk psikolojisi konusunda bilinçlenmesi çok önemlidir. Yazar kitabında, hem çocuk eğitimi hem de psikojik danışmanlık konusundaki deneyimlerinden yararlanarak, anne-babalara çocuğun erken dönem yaşantıları konusunda en çok ihtiyaç duyabilecekleri ve ulaşmakta zorlanabilecekleri bilgileri sunuyor. (Remzi Kitabevi) Niçin ahlaklı olmalıyız   Thomas Nagel’den Her Şey Ne Anlama Geliyor?-Felsefeye Küçük Bir Giriş. Her şeyden önce, kitap Sokrates’in ‘sorgulanmamış bir yaşam’ dediği şeye karşı dikkate değer bir meydan okuma içeriyor ve felsefi sorgulamanın temel soruları üzerinde duruyor: Gerçekten hür iradeye sahip miyiz? Niçin ahlaklı olmalıyız? Nasıl adil olabiliriz? Zihnimiz ile beynimiz arasındaki ilişki nedir? Ölüm nedir? Yaşamlarımızın bir önemi var mıdır? Kitabın felsefi konularda ‘derinlik’ ve ‘açıklık’ gibi çoğu zaman birbiriyle uzlaşmaz görünen iki özelliği bir arada içermesi de okuyucuya kendi başına düşünme konusunda yardımcı oluyor. (Say Kitap) Aşk masum değildir Ahmet Ümit’ten Aşkımız Eski Bir Roman. İstanbul’da bir kanun adamı, sokaklarda bir suç bilgesi. Başkomser Nevzat, karmaşık cinayetleri çözerken insan ruhunun derinliklerinde gezinmeye devam ediyor. Kimsenin önemsemediği overlokçu bir kızın cinayeti bile önemli sırlar içerir. Katil ve maktul apaçık ortadaymış gibi görünse de hakikat çok derinlerde gizlenmiş olabilir. Ama ne kadar gizlenirse gizlensin, Başkomser Nevzat gibi vicdanlı polisler olduğu sürece karanlık aydınlanacak, adalet mutlaka yerini bulacaktır. Aşk hiçbir zaman masum değildir. (Yapı Kredi Yayınları) Bir aşkın hikâyesi Simone De Beauvoir’den Nelson Algren'e Aşk Mektupları. Yazar, bir Amerika seyahatinde yazar Nelson Algren'le tanışır. Bu kıtalararası aşk, ağırlıklı olarak mektuplarla yirmi yıldan uzun sürer. Beauvoir tüm zorluklarına ve kalp kırıklıklarına rağmen, aşkına ve Algren'e ömrü boyunca sadık kalır. Ancak kitap yalnızca bir aşkın hikâyesini anlatmakla kalmıyor, bu iki yazarı her yönüyle tanımamızı da sağlıyor: yaşantıları, kitaplarının yazım süreçleri, entelektüel çevreleri, okudukları kitaplar ve dünyaya bakış açıları. Camus'den Capote'ye, Giacometti'den Sartre'a, Koestler'dan Wright'a pek çok yazarın altın çağını yaşadığı bir döneme birinci ağızdan tanıklık edebiliyoruz. (Alfa Yayınları) Yerel olandan evrensele Sabahattin Ali’den Ses. Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir delikanlı çadırın önünde, yan yatmış bir el arabasının üstüne oturarak saz çalıyordu. Başı göğsüne yatmış ve gözleri yere dikilmiş olduğu için çehresini tamamen görmeye imkân yoktu. Fenerin aydınlattığı alnı ter damlalarıyla kaplıydı. Sazının uzun sapı, şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı kayan parmaklarının altında, canlı bir mahluk gibi titriyordu. Yazar öykülerinde kendi dönemi içinde zamansız olanı buluyor, yerel olandan evrensele ulaşıyor. Habercilikle masalcılığı, anıyla efsaneyi, bir gözlemcinin tarafsızlığıyla kıssadan hisseler anlatan bir çınar altı meddahının dilini birbirine harmanlıyor. (Can Yayınları) Sağlam ve duyarlı bir kaynak Tayfun Uzbay’dan Cehalet Bilimi-Küresel Zeka Algınızı Nasıl Yönetiyor? Giderek amacından sapan ‘bilim’ olgusu büyük ekonomik stratejilerle birlikte entelektüel sahteciliğe maruz bırakılıyor. Çünkü insan, doğası gereği aldatmaya ve aldanmaya meyilli. Bu aldanmışlığın yaratacağı ağır bedellerle okuru yüzleştiren yazarın kaleme aldığı kitap, cehaletin bilimsel yöntemlerle nasıl yaygınlaştırıldığı konusunda sağlam ve duyarlı bir kaynak. (Destek Yayınları) Neden yazmalı Süreyya Evren’den Dokunan Kitap. ‘Neden yazmalı’ ve ‘nasıl yazmalı’ sorusuyla açılıyor kitap. Yazarın yıllar içinde üstüne yazdığı, düşündüğü, konuştuğu kitapları, filmleri, dizileri, sanatçıları, dergileri kat ediyor. Ece Ayhan, Oğuz Atay, Franz Kafka, E.L. James, Lars von Trier duraklarına uğruyor. Gündeliğin içine Hilal Cebeci’nin Twitter personası da giriyor Gangnam Style ile Ai Weiwei’nin ortaklaştığı noktalar ve Playboy’un dününe bugününe dair geniş bir okuma da. (Karakarga Yayınları) Toplumun ikiyüzlülüğü Feyza Hepçilingirler’den Kırmızı Karanfil Ne Renk Solar? 12 Eylül’ün baskıcı karanlığı sonraki yıllarda da tüm yoğunluğuyla devam etmektedir. Darbeyle beraber ‘sakıncalı’ bulunan ve sürgün edilen öğretim görevlisi Sibel bu baskıdan fazlasıyla nasibini almıştır. Sadece YÖK’le değil, evde ve toplumdaki cendereyle de mücadele eden Sibel, bir taraftan kendisiyle hesaplaşırken diğer taraftan 12 Eylül sonrasını ve toplumun ikiyüzlülüğünü tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriyor.  (Kırmızı Kedi Yayınları) Yaşam için ne anlama geliyor Todd May’den Ölüm-Felsefi Bir Deneme. Öleceğimiz ve bunun her an olabileceği gerçeği yaşamımızın bütününe sirayet eder. Ölüm hakkında düşünmenin ve onunla ilişkilenmenin pek çok yolu vardır. Ancak, bu yollardan pek çoğu onun hâkimiyetinden kaçmaya çabalamaktan başka bir şey yapmaz. Yazar kitabında ölümle ölümün iktidarında yüzleşmeye çalışıyor. O, bu dünyadaki ölümlerimizi bizim sonumuz olarak kabul edip bunun yaşamlarımız için ne manaya geldiğini soruşturuyor. Ölümlülüğümüzden ne gibi dersler çıkarabiliriz? Ölen ve öleceğimizi bilen varlıklar olarak nasıl yaşayabiliriz? Yazar bu sorulara cevap ararken ölümle ilgili iki ayrı bakış açısını bir araya getiriyor. (Say Kitap) Karanlıkta kaçmak Sabahattin Ali’den Yeni Dünya. Karanlıktan, yüzünü kamçılayan kar ve rüzgârdan, dizlerine sıçrayan çamurdan ve duyduğu seslerden korkuyordu. Açlığı, sıska kardeşlerinin korkunç gözlerini, yorgunluğunu unutmuştu. Bir an evvel varmak, ocakta küllenen bir odun parçasıyla aydınlanan toprak dama girmek ve bir köşede saklanmak istiyordu. Ne yatmak, ne dinlenmek, sadece bir dört duvar arasında bulunmak. Bu geniş karanlıktan, bu seslerden kaçmak. (Can Yayınları) Ortalık karmakarışık Erkan Sarıyıldız’dan Zor İnsanlarla İletişim Kurma Sanatı. İş hayatından sosyal ilişkilere, arkadaşlıklardan evliliklere kadar oldukça geniş bir alanda yaşanan çatışmaların çoğunlukla iletişimsizlikten kaynaklandığını düşünürsek, iletişim becerisinin özellikle günümüzde ne kadar değerli ve gerekli olduğuna hak veririz. Bakınız ortalık karmakarışık. Yaşamlar anlamsız yere sorunlarla dolu. Her ilişki krizlere gebe. İnsanlar birbirlerini görmüyorlar, görseler bile dinlemiyorlar, dinleseler de anlamıyorlar. Güya iletişim çağındayız. Yüksek teknoloji ürünü araçlar da her an elimizin altında. (Destek Yayınları) İlk bilim kurgu hikâye Johannes Kepler’den Somnium ya da Ay Astronomisi. Isaac Asimov’a göre Somnium tarihte yazılmış ilk bilimkurgu hikâyesi. Bilim ile okültizm arasındaki sınırların geçişken olduğu bir döneme ait. Bir Ay’a yolculuk hikâyesi ama işin içinde büyücülük var biraz: Zira bedenler değil, ruhlar uçuyor. Okurken Kepler’in annesinin cadılıkla suçlandığı gerçeğini akıldan çıkarmamalı. (Kırmızı Kedi Yayınları) Bir baş yapıt Joseph Roth’tan Radetzky Marşı. “Bu çağ artık bizi istemiyor!” İmparatorluklar çağı sona ererken büyük Tuna İmparatorluğu’nda yaşayan Trotta ailesinin yükselişi ile çöküşünün üzerinden Habsburg İmparatorluğu’nun ihtişamının son pırıltılarına tanıklık ediyoruz. “Bir başyapıt… Joseph Roth’un eseri bütünüyle, modern roman teknikleriyle meydana getirilmiş bir insanlık trajedisi.” –Nadine Gordimer. (Alfa Yayınları) Hayata sırtını dönmez Deniz Gezgin’den Ahraz. Kitap suyla başlayıp suyla biten bir roman. Romanın başkarakteri İsrafil, yüzüne kapıların kapandığı, küçük bir kıyı kasabasında toplumun günah keçisi yaptığı çaresiz Adile’nin tek oğludur. Suyun içine doğan bu ahraz çocuk, talihsiz annesi gibi çöp toplayarak ayakta kalır. Gelgelelim hayata sırtını dönmek yerine taşları, martıları, kayaların tüylü derisi yosunları, denizin dili balıkları arkadaş bilir; gökyüzünü yoldaş, ağacı rehber yapar. Yıllar sonra bir gün, kasabadaki tek dostu Marangoz Yusuf’la birlikte, kıyıya vuran iki yabancıya yardım eli uzatmasıyla ortalık karışacak, tüm kasaba halkını karşısına alacak, suyun zıddı ateşe kapı aralayacaktır. (Can Yayınları) Sindirim sisteminin yenilenmesi Hasan İnsel’den Sindirim Sanatı-Modern Mayr Beslenme Yöntemiyle. “Medeniyetin sebep olduğu bütün hastalıklardan korunmak ve tedavi etmek için bütüncül ve rahat uygulanan bir yöntem F. X. Mayr Hekimliği. F. X. Mayr Terapisi’nin başlıca etkileri sindirim sisteminin yenilenmesi, metabolizmanın dengelenmesi, vücudun duruş biçiminin düzeltilmesi, enflamasyonun azaltılması, insülin düzeylerinin düşürülmesi, hücresel otofajinin desteklenmesi ve genlerin onarım potansiyelinin artırılmasına yöneliktir. Böylece daha çok enerji, daha az hastalık, daha az ağrı, ideal vücut ağırlığı, daha uzun ve daha sağlıklı bir yaşam kolayca mümkün hale gelir.” (Destek Yayınları)