Pişmanlıkların öyküsü Stefan Zweig’ten Unutulmuş Düşler. Yazarın farklı üslupla kaleme aldığı; eksik kalmış tutkuların, ihtirasların, geride bırakılanların ve yaşanılan pişmanlıkların uzun öyküsüdür. “Eskide kalmış ancak tam olarak birbirlerine söyleyemedikleri gençlik aşkının tatlı ve hafif kokusu... Bu, öyle bir rüyaydı ki yalnızca dileyen, talep etmeye cesaret edemeyen ve sadece söz veren ancak sözünü yerine getiremeyen bir yarım kalmışlığın güzel rüyasıydı.” (Puslu Yayıncılık) Yollara düşerler Eylem Tok’tan Dev ile Üç Cüce. Kendi hikâyenin peşinden koş, ardında seni kovalayan koca bir dev olsa bile... Bir köyde anne ve babasıyla yaşayan üç cüce kardeş Muzo, Fiko ve Mamik, bir gün iş bulup çalışmaya karar verirler. Ancak köylerinde iş bulamadıkları için yollara düşmek zorundadırlar. Böylece, devlerin, cücelerin ve insanların bir arada yaşadığı bu masalsı dünyada kendi hikâyelerinin peşine düşerler. Fakat daha ilk günden karşılarına onları evine davet eden dev Enzo çıkar. Enzo’nun kötü niyetini fark edip kaçarlar, ama bu sadece maceranın başlangıcıdır. (Masalperest) Dolandırıcılık hikâyesi Ayşe Başcı’dan König: Dünyayı Dolandıran Türk'ün Romanı. 1936 yılında Avrupa’da faşizm rüzgârları eser, İspanya kanlı bir iç savaşa sahne olurken direnişçiler savaşta kullanmak için bombardıman uçaklarına ihtiyaç duyuyordu. Uçakları temin etmek üzere devreye giren uluslararası çetenin kilit oyuncusu ise kurnaz bir Türk’tü: König (Kral) lakabıyla anılan Ekrem Hamdi Bakan. Romanda çoğu ilk kez gün yüzüne çıkarılan belgelerden yola çıkan ve Paris’ten İstanbul’a, otel odalarındaki gizli toplantılardan Meclis koridorlarına uzanan nefes kesici bir maceraya tanık olacaksınız. (Mundi Kitap) Değişmek isteyenlerin hikâyesi Hakan Kurtaş’tan Defo. Bu, tüm defolarıyla kendini bulmaya çalışanların hikâyesi. Yaşadıklarına rağmen ve yaşadıkları sayesinde daha çok kendi olmak için değişmek isteyenlerin hikâyesi. Tenha güneşli günlerde her dalganın kıvrıldığı ana, kalabalık kapalı bir havada her aralıktan geçen ışık huzmelerine eskisinden daha çok heyecanlananların hikâyesi. Tırmandığı her yokuşa da, tırmanırken arkasından iten her rüzgâra da teşekkür edenlerin hikâyesi. (Doğan Kitap) Bir yıl ilerisini görebilen falcı Philip K. Dick’ten Yaratılan Dünya. Kitap nükleer savaş sonrası dünya rölativizm adı verilen ilkelere göre işleyen totaliter bir rejim altında yönetilir. Çalışma kampları, gözaltı merkezleriyle dolu bu dünyada günün birinde Floyd Jones adında bir yıl ilerisini görebilen bir falcı ortaya çıkar. Jones sirkten mesihliğe giden yolda kendi taraftarlarını toplamaya başlar. “Sonsuz kudret ve nefrete sahip” Jones’un karşısında ise federal hükümette görevli polis memuru Doug Cussick vardır. Bu sırada dünyayı ziyaret eden uzaylı varlıklar, laboratuvarda üretilmiş mutantlar işin içine karışır. (Alfa Yayıncılık) Yardıma koşmak için Hakan Winberg’ten Yaklaşık Olarak Doğru. Yalnızca paradan ve rakamlardan söz eden bir iş kitabı değil. Başarılı bir işletmeyi, birtakım temel değerlere sahip olup bunları kullanarak, devamlı daha ileri gitmeye odaklanırken motive edici bir kurum yapısı oluşturarak ve rakamları herkesin anlayabileceği kadar basit tutarak nasıl inşa edebileceğinizi anlatan bir kitap. Ne tür bir işletmeye sahip olursanız olun, işiniz ne olursa olsun, kitap yardımınıza koşmak için burada. Bu kitap yaklaşık olarak değil, kesin olarak doğrudur. Carl-Henric Svanberg, Bp ve AB Volvo’nun Başkanı, Ericsson ve Assa Abloy’un eski CEO’su. (Bilgi Yayınevi) Mutlu yaşamak mümkün mü? Arthur Schopenhauer’den Mutlu Olma Sanatı. Yazarın radikal kötümserliği, onun felsefesini mutluluk düşüncesiyle bağdaştırma girişimlerini daha doğmadan boğar. Kitap, iyimser dünya görüşüne karşı çıkan ve yaşadığımız dünyayı olası dünyaların en kötüsü sayan yazardan umulmadık bir kılavuz. Adını felsefe tarihine kötümser olarak yazdıran filozofun bu küçük kitabı, mutluluğa ulaşma çabası olarak hayata dair pratik bir felsefeyi de olanaklı kılıyor. (Can Yayınları) Bende okuyayım Nil Karaibrahimgil’den İyi Gelen Yazılar. Bir yazarı, sokakta çevirip diyorlar ki: “Ah, sizin kitaplarınız bana ne iyi geldi. Bütün hayatım değişti diyebilirim.” Yazar da diyor ki: “Gerçekten mi? O zaman ben de bir okuyayım onları!” Ben de aslında her pazar günü oturup, ilk başta kendime iyi gelmesini umduğum bir şeyler yazıyorum. Sonra siz okuyorsunuz yazdıklarımı... Ben de şu yazar gibi, ta en başından teker teker okuyacağım yazılarımı. Yine de, başkasına iyi gelmek kadar iyi gelmeyecek bana, biliyorum. Çünkü o hissi geçebilen bir şeye rastlamadım henüz. (Doğan Novus) Kelimeler döküldü ağzımdan Mehtap Ceyran’dan Mevsim Yas. Kitap, yakın tarihin avurtlarına yapışmış bir lekeyi kazıtıyor. Işığın kırılmadığı, belleğin konuşmayı reddederek ama kaydetmeye devamla sağ çıkabilmeyi başardığı bir yere varıyor yazar: Görünmez olabildiğin kabuktur ev. “Hafızası karşısında neden aciz bir varlıktır ki insan? Seninle böyle konuşuyor olabilmeme şaşırıyorum biliyor musun? Bu yaşa geldim hiç kimseyle konuşmadım. Sadece keli¬meler döküldü ağzımdan. Burada, olduğum yerde sıkıştım kal-dım. Geçenlerde neyi fark ettim biliyor musun; bugüne dek hiç bağırmadığımı... Kendi sesime yabancıyım. Belki de bu yüzden hayatla kötü, hastalıklı bir ilişkim oldu hep. Neye sığınacağımı bilemedim.” (Everest Yayınları) En önemli aşk hikâyesi J.R.R. Tolkien’den Beren ile Luthien. Bu kitapta Christopher Tolkien, Beren ile Luthien’in hikâyesinin ilk yazıldığı tarihten, Silmarillion’daki haline kadar geçen süreci adım adım ele alıp Orta Dünya’nın en önemli aşk hikâyesine nasıl dönüştüğünü, bu evrende giderek nasıl daha büyük bir yer kapladığını gözler önüne seriyor. Bunu yaparken de babasının kelimelerine dokunmadan, orijinal hallerini koruyarak destanın hem manzum hem de mensur biçimlerini ilk kez birlikte yayımlıyor. (İthaki Yayınları) Yoksulluğun penceresi Fakir Baykurt’tan Ateşdikenleri Şiirler-2. Yazar, 15.6.1929’da Burdur’un Akçaköy’ünde doğdu. Köy Enstitüsü’nde, Gazi Eğitim’de, ABD Bloomington Indiana Üniversitesi’nde okudu. Köy öğretmenliği, müfettişlik, sendika başkanlığı, Kültür Bakanlığı danışmanlığı yaptı. Sanata şiirle başladı. Şiiri boşlamadı. Kitap onun ikinci şiir kitabıdır. Yazar yoksulluğun çocuğudur. Yaşama yoksulların penceresinden bakar. Yazılarını o pencereden bakarak yazar. Yoksullar tarafından tutulmasının nedeni budur. Kalemiyle, diliyle, yaşantısıyla onlardan biridir. Onda sivriliğe, sekterliğe rastlayamazsınız. (Literatür Yayıncılık) İlk hikâyeler kitabı Sabahattin Ali’den Değirmen. "Toplumsal gerçekçi edebiyatımızın ilk örneklerinden bir yapıt..." Yazarın ilk hikâyeler kitabı, aşkla yoğrulmuş küçük yaşamların şiirsel anlatımıyla doludur. Kitaba adını veren “Değirmen” adlı öykü 1930’lu yıllara uzanan bir dönemde yazılmış ve bir ölçüde ünlü yazar Maksim Gorki’nin anlatılarıyla paralellik taşımaktadır. (Remzi Kitabevi) Yenilikçi yaklaşım Mark Freeman’dan Taş Olsa Çatlar. Uzun yıllar boyunca psikolojik problemlerle mücadele eden yazar, yol boyunca edindiği tecrübelerden beslenerek bir akıl sağlığı mentörü haline geldi. İç sesini susturmak, acı ve stresten kaçınmak yerine duygusal gücümüzü özellikle de denge ve odaklanma kapasitemizi geliştirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Zekâ, şefkat ve tecrübe derinliğiyle yaşamın her evresinde karşılaşabileceğimiz pek çok hastalıktan, diğer yöntemler başarısız olsa bile iyileşebileceğimizi gösteriyor. Yazarın yenilikçi yaklaşımı, çeşitli iyileştirici teknikler, farkındalık, dikkat eğitimi, akran desteği, mizah ve sağduyuyu kullanıyor. “Akıl sağlığına olan bu mantıklı ve son derece pratik yaklaşım, yaygın hale gelen korku temelli düşünceye karşı harika bir panzehir sunuyor. Freeman’ın alıştırmalarından bazılarını deneyin; uzun süredir devam eden duygusal engellerin bile ne kadar kolay kalkacağına şaşıracaksınız!” - Gail A. Hornstein. (Timaş Yayınları) Masum hayatlar Stella Rimington’tan Kıl Payı. Çözülmesi gereken korkunç bir plan ve kurtarılmayı bekleyen masum hayatlar... İngiliz gizli servisi MI5’ın eski direktörü yazardan nefes kesen bir kurmaca. "Stella Rimington MI5 direktörlüğü yapmış olmaktan edindiği tecrübeyi ve uzmanlığını konuşturuyor." - Washington Times. "Rimington hikâyelerini kurmak için basacağı kritik noktaları çok iyi biliyor ve yaptığı kendine has dokunuşlarla tüm yeteneğini sergiliyor." – Kirkus. (Yapı Kredi Yayınları) En ağır saldırılar Emile Zola’dan Adaletsizliğe Hayır. Yüzbaşı Dreyfus’un haksız yere casuslukla suçlanıp ceza almasının sebebinin Fransız ordusundaki yüksek rütbeli subayların kışkırtmaları olduğunu açıkça dile getirmiştir. On dokuzuncu yüzyılın son yıllarında, Dreyfus’u savunanlar ve suçlayanlar antisemitizm bağlamında birbirlerine en ağır saldırıları yapmaktaydı. Bu kitapçık olan bitenleri büyük yazarın eşinin gözünden anlatıyor. Alexandrine’in kocasına olan sevgisi ve hayranlığını dile getirirken, bir yandan da Zola’nın bu dramatik günlerde ne kadar sağduyulu ve soğukkanlı olduğunu ortaya koyuyor. (Alfa Yayıncılık) Yaşam kaosu Murat Bulut’tan Çember. Bu kitapta taşralı bir gencin düşlerini, beklentilerini, mutluluklarını, kırılganlıklarını ve uğradığı ihanetleri anlaşılır yalın ve yer yer ironik bir dille yazılmış sözcüklerle okuyacaksınız. Aslında tüm insanların yaşam kaosunda savrulma sebepleri aynıydı. Romanın kahramanı Metin, Gerçek Aşk'ı ve mutluluğu düşünürken, sistemin topluma dayattığı muktedir hayat için gerekli olan araçlar kafasını karıştırıyor ve hedeften şaşırtıyordu. Sistemin dışına çıktığı zaman kendi benliğini buluyor, şair ve adaletli ruhu ortaya çıkıyordu. Hayatın gerçek anlamını çözmeye çalışırken kendisini tanıyamaması Goethe'nin; "İnsan kendisini yalnızca kendisinin sınırları içinde tanır ve dünyanın sınırları içinde kendisinin farkındadır. Gerçekten tanınan her yeni nesne, bizim içimizde yeni bir nesne oluşturur" düşüncesini akla getirmektedir. (Puslu Yayıncılık) Aşk üzerine Sally Rooney’den Normal İnsanlar. Connell ve Marianne, İrlanda’nın küçük bir şehrinde yaşayan, aynı okula giden iki genç. Connell okulun en popüler ve başarılı öğrencilerindenken Marianne içedönük, sevilmeyen, hatta dışlanan bir tip. İkili bir gün sohbet etmeye başlar ve bu sohbet giderek uzar, ikisinin de hayatını değiştirecek bir ilişkiye dönüşür. Kitap, arkadaşlık, karşılıklı çekim ve aşk üzerine bir roman. Sally Rooney lise yıllarından üniversiteye uzanan bir ilişkinin kaydını tutuyor; toplumda yer edinme ve özgürleşme mücadelesi veren, birbirlerinden asla ayrı kalamayan, ancak sevmek için de çetin sınavlar vermek zorunda kalan iki gencin hikâyesiyle bir kuşağı temsil ediyor. (Can Yayınları) Yazarın düşünceleri Elena Ferrante’den Tesadüfi Buluşlar. “Roman yazarı rolümün içinde kalarak yazdım ve gerçekten yüreğimde önemli yeri olan sorunlarla yüzleştim, eğer arzum ve zamanım olursa bu konuları roman biçiminde geliştirmek isterim” diye son veriyor yazar bu farklı yazarlık serüvenine. Yani bu metinlerde tüm dünyada çok sevilen ve New York Times’ın “günümüzün en büyük yazarlarından” diye nitelediği bir yazarın düşüncelerini, zihnini en fazla meşgul eden konuları ve olası romanlarının tohumlarını buluyoruz. (Everest Yayınları) Kötü çocuk yoktur Nihan Kaya’dan Bütün Çocuklar İyidir. Bu kitap, hem çocuklar hem yetişkinler için yazıldı. İster çocuk olalım ister yetişkin, hepimizin içinde anne, baba, çocuk var ve sıkıntılarımızın tamamı, içimizdeki anne babanın içimizdeki çocuğu ezmesinden kaynaklanıyor. Bunu düzeltebilmenin tek yolu çocuklara dair önyargılarımızı değiştirmek. Kötü çocuk yoktur. Bir çocuk bizim “kötü” dediğimiz bir davranış sergiliyorsa eğer, bu, ona yanlış davranıldığı içindir. “Kötü” denilen davranışlar, aslında çocuğun yardım çağrısıdır. Bütün çocuklar iyidir. İçimizdeki çocuk da iyi. (İthaki Yayınları) Özgürleşme hareketi Angela Davis’ten Baskıya Hayır. Yazar, Calais’de genç bir mülteciyle tanıştığında siyahilerin, kadınların ve bütün ezilenlerin özgürleşme hareketinin ikonlarından biriydi. Bu genç adam hakkında hiç bir şey bilmiyordu, ama tıpkı birçoklarına uzattığı yardım eli gibi ona da mektuplarla kendi hayatını anlatarak yardım edecekti: Irkçı şiddete maruz kaldığı çocukluğunu, bütün dışlanmışlara adadığı aktivist yaşamını, peşine düşülmesini, işlemediği bir cinayetle suçlanmasını, hapishanede yaşadığı aşağılanmayı, duruşmasını ve isyanların lideri olarak kutsanınca oluşan uluslararası infiali. (Alfa Yayıncılık) Karşılaştığı güçlükler Ahmet Büke’den Varamayan. Yeni öykü seçkisi kitabına adını veren uzun öykü kırılgan ve saf Ahmet’in askerden eve dönüş macerasını, yol boyunca karşılaştığı güçlükleri anlatıyor. Sıla arzusunu, yersiz yurtsuzluğu, özlemi, kederi ve günlük hayatın kalbindeki tuhaflıkları gözler önüne seren bu öyküler yaşadığı topraklarla bütünleşmiş bir yazarın duru üslubu ve benzersiz gözlem yeteneğiyle öne çıkıyor. (Can Yayınları) Uyarıcı bir madde G Berkkam’dan Güneşi Yanında Taşıyan Adam. Yapay zeka tarafından yönetilen bir dünya, duygularından arındırılmış insanlar ve o insanlara aşkı yeniden hatırlatan uyarıcı bir madde. Kitap 2013’de FABİSAD’ın düzenlediği Gio Ödülleri’nde öykü birincisi olan yazarın ilk romanı. cüretkar ve sürekleyici kurgusuyla Türkiye’de yazılmaya pek cesaret edilemeyen distopya ve bilimkurgu türlerini ustalıkla harmanlıyor. Derinlikli karakterler ve başarılı diyaloglarla ortaya kolay kolay unutulmayacak bir kitap çıkıyor. (İthaki Yayınları) Bambaşka gözle bakıyordu Isabelle Collombat’tan Çocukluğun Hor Görülmesine Hayır. Janusz Korczak’ın 1910’larda açtığı iki yetimhane, adeta çocuklar tarafından cumhuriyet ilkeleriyle idare edilen birer çocuk cumhuriyetiydi. Çocuklara bambaşka bir gözle bakıyordu; onların toplumun büyük bir yüzdesini oluşturduğunu, bu nedenle de birer vatandaş muamelesi görmeleri gerektiğini düşünüyordu. İnsanın hayatının en önemli döneminin çocukluk olduğunu ve böylesi neşeyle dolu bir zamanın bir daha gelmeyeceğini söylemişti. (Alfa Yayıncılık) Sarsıcı bir öykü Mihail Bulgakov’dan Morfin. Dr. Bomgard şehre atanalı birkaç ay olmuştur ki, taşradaki eski yerine gönderilen arkadaşı Dr. Polyakov intihar eder. Ölmeden önce arkadaşına bıraktığı günlükte Polyakov, ölümüne sebep olan amansız bağımlılığı ağrıları için aldığı morfinin hayatını nasıl ele geçirdiğini ve sonunda gerçekle bağını nasıl yitirdiğini satır satır anlatmıştır. Kitap, Sovyet edebiyatının yasaklı ustasından savaş sonrası dönemdeki morfinmanlık deneyiminden yola çıkarak yazdığı sarsıcı bir öykü. (Can Yayınları) Vicdan ve insan onuru Henry David Thoreau’dan Sivil İtaatsizlik. 19. yüzyılın en büyük entelektüellerinden, kölelik karşıtı, çevreci ve vergi direnişçisi olan yazar, sivil itaatsizlik terimini siyasi literatüre sokan ilk kişidir. Kitaptaki düşünceleriyle Mahatma Gandi ve Martin Luther King gibi büyük siyasi figürlerin fikirlerini etkilemiştir. “En iyi hükümet en az hükmedendir” sözüyle başladığı bu denemesinde vicdan, insan onuru, hükümetin gerekliliği gibi meseleleri masaya yatırır. Bu kitapta ayrıca yazarın İlkesiz Hayat adlı metnini de bulacaksınız. (İthaki Yayınları) En büyük pişmanlığı Harvey Milk’ten Homofobiye Hayır. 1978 yılında, San Francisco Belediye Meclisi üyesi Harvey Milk belediyedeki odasında çalışırken homofobik bir iş arkadaşı tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Bütün hayatını eşcinsellerin haklarının tanınmasına adayan bu karizmatik adam Amerikan siyasetindeki ilk açık eşcinseldir. Harvey, New York’ta geçen ergenlik yıllarında ailesinden ve çevresinden farklı olduğunu hisseder, ama toplum tarafından kabul görmek için bir süre kimliğini gizler. Çok sevdiği annesinin ölümüyle sarsılan Harvey’nin en büyük pişmanlığı ona açılmamış olmasıdır. (Alfa Yayıncılık)