Önemli olan Yılmaz Özdil’den İsim Şehir Hayvan. Bir İngiliz üniversitesinde yapılan araştırmaya göre, kelimelerin harflerinin hangi sırada yazıldıkları önemli değilmiş aslında... Öenmli oaln, briinci ve sonncuu herflarin yrenide olamsımyış... Çnküü, kleimleri hraf hraf dğeil, btüün oalark oykuormuşsz... Ardakai hraflrein sırsaı kıraşık da osla düüzgn ouknuyormuş. Trüban bduur. Tartıışlan mselee ne oulrsa olusn, bşınaa ve sounna “trüban” koyğduunda, aarda ypılaan yaınlşları görmeszin... Yaınlşları düüzgn gbii oukmyaa, düüzgn gbii anlmaaya bşlarsaın. Sbaah klkaarsın trüban konşuuursn, aşkam yaatrsın trüban konşuuursn. Kaafn alalk blulak oulr ama... Akılnda bi tek trüban klaır! (Sia Kitap) Olağanüstü bir yer Doğan Satmış’tan 50 Maddede Göbeklitepe ve Sırları. Göbeklitepe en eski mabet miydi? İnsanlığın doğduğu yer burası mıydı? İlk alfabe burada mı yazıldı? Dünyanın öteki anıt yapılarından niçin daha önemli? Dikilitaşlar uzaylıları yansıtıyor olabilir mi? İlluminati ile ilgisi var mı? Yüzyılın en büyük arkeolojik keşiflerinden biri, insan aklının anlamakta zorlanacağı kadar olağanüstü bir yer. Yazar, tıpkı Mısır Piramitleri gibi, bir gün yeryüzündeki herkes tarafından bilinecek ve dünyanın en önemli seyahat noktalarından biri olacak Göbeklitepe’ye dair merak edilen tüm soruları yanıtlıyor. (Karakarga Yayınları) Gırgırı bol Gürhan Vural’dan Sanal Alem Mutlu Alem. Yazar “Biraz benden, biraz toplumdan… yaşanmış… yaşanması muhtemel... hikâyeler topluluğudur bu yazılanlar. DM’den yürüyüp beğeni atıp, dürten dürtülenlerin… selficilerin… gelen zamlara ve hayat pahalılıklarına takılmadan beğenilerini takip edenlerin… ekran yüzlerine aşk ve sevgi duyanların… erozyona uğrayanların hikâyeleridir. Klasik bir cümle başlangıcı olan; hem gülümseten hem düşündüren diye yazmak isterdim fakat sadece GIRGIRI bol diyorum…” diyor. (Herdem Kitap) Büyük trajedi Sinan Akyüz’den Meyra-Bir Bosna Hikâyesi. Kitap, Avrupa’nın orta yerinde, bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşen 20. yüzyılın en büyük trajedisine, Bosnalı Müslümanların soykırımına odaklanıyor. Tamamen gerçeklere dayanan kişisel hikâyelerden, acılardan yola çıkan yazar, sadece siyasi meseleleri etkili bir biçimde ortaya koymakla kalmıyor, mikro düzeyde iki insan arasında –komşu, arkadaş, sevgili, akraba– oluşan duyguları da ustalıkla gözler önüne seriyor. (Alfa Yayıncılık) Mars’a doğru yolculuk Dilge Güney’den Mavi Yıldız. Dünya, yeryüzündeki yaşamı sona erdireceği söylenen Mavi Yıldız isimli kuyruklu yıldız haberiyle karışmıştır. Bir kısım insan gizlice Mars’a doğru yola çıkarken geri kalanlar panik halindedir. Mars yolcularından Sonsuz’un bindiği uzay gemisi Kauai-004’ün kalkışı son anda ertelenir. Babası Nuno ve gemideki diğer yolcularla birlikte Pahana’ya yerleşen Sonsuz, yapay zekâ ile yönetilen bu küçük yerleşim alanında Can’la tanışır ve Mavi Yıldız’ın peşine düşer. Acaba bu kuyruklu yıldız insanlığın sonunu getirecek bir felaket midir yoksa insanlık tarihinde açılacak yeni bir sayfa mı? (Altın Kitaplar) Çok eğlenirler Aytül Akal’dan En Gürültücü Şeyler: Tittirikler-2. Çocukların şaşırtıcı düş gücü, şirin canavarlar yaratır. Peki, kendilerine Tittirikler adını veren canavarlar uslu durur mu? Tabii ki hayır! Kimseye görünmeden ortalığı altüst eder ve çok eğlenirler. (Bilgi Yayınevi) Varoluşumuzu sorgulatıyor Franz Kafka’dan Bir Köpeğin Araştırmaları. Bir köpek filozofun bilebildiğimiz ve bilemediğimiz şeylere dair düşünceleri, bize hayatı ve varoluşumuzu sorgulatabilir mi? İnsan gibi davranmayı ve konuşmayı öğrenmiş bir maymun, insan olmuş sayılır mı? Yazar, absürd fabllarında hayvanlara insan kostümü giydirmeden onların düşüncelerine ve dünyayı nasıl gördüklerine yer veriyor. Kitap, yazarın tüm eserlerinde olduğu gibi insan merkezli dünyanın ve deneyim biçimlerinin ötesine göz kırptığı bir yapıt. (Can Yayınları) Belirsizliklerle dolu A Yi’den Kusursuz Cinayet. Çin taşrasında, normal bir günde, sıradan bir genç vahşi bir cinayet işler. Hem katil hem kurban hem de tanıklar açısından belirsizliklerle dolu olan bu cinayetin sebebinin ne olduğunu çözmek pek de kolay değildir. Maktul, katilin tanıdığı biridir, ama başlayan kedi-fare oyununun gerilimi yükseldikçe katilin de göründüğü gibi biri olmadığı ortaya çıkacaktır. (Çınar Yayınları) Sarı’nın hikâyesi Burak Soyer’den Buji. Yazar, otobiyografik üçlemesinin ilk kitabı olan Zıvana’dan sonra kaleme aldığı Buji’de yine lafını esirgemiyor; ilki kadar sarsıcı, ilki kadar sert bir dille anlattığı Sarı’nın hikâyesi kaldığı yerden devam ediyor. (Doğan Kitap) Sıra çocuklarda Roger Hargreaves’ten Küçük Bayan İnatçı. Kitap tam 17 dilde, 1971’den beri 200 milyondan fazla insanın gülümsemesine neden oluyor. Şimdi sıra çocuklarınızda ve sizde! (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Büyük hizmetleri var Fatih Özcan’dan Bozdoğan. General Nuri Killigil... O, cihan imparatorluğunun son nefesinde üç kıtada Türk Bayrağını dalgalandırmak için mücadele eden bir Osmanlı subayı... Gence Çölü’nü geçerek Bakü kapılarına dayanan ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kuruluşunda büyük hizmetleri olan bir komutan. İkinci Dünya Savaşı sırasında Kafkaslardaki Türk halklarını korumak ve yeni Türk cumhuriyetlerinin kurulmasına imkan yaratmak için Hitler yönetimiyle görüşen sivil bir Türk... Cumhuriyet’in ilanından sonra kurduğu çinicilik ve silah fabrikalarıyla Türkiye sanayisinde çığır açan, memleketin silah ihraç edebilir potansiyele ulaşmasına öncülük eden bir endüstriyel silah tasarımcısı... Ne var ki ölümü acıyla, ihanetle, karanlıklarla, sırlarla ve entrikalarla dolu... (Destek Yayınları) Öyküler toplamı Ömer Arslan’dan Güneşi Kötü Evler. Kitap, yola çıkarken düşlenen bütünün peşinde; asla acele etmeyen, konuşkan olduğu kadar sessizliğe gönül açan ve kıymetinin yıllar geçtikçe daha da anlaşılacağını düşündüğümüz öyküler toplamı. İlk kez o kadar sayıklamışım. Babam, sayıkladıklarımı hatıra olsun diye yaldızlı sigara kâğıdına not almış. O kağıt durur hâlâ. Ara sıra eğik yazısına, sayıkladığım kelimelere bakarım. O atları, güvercinleri, insanları gözümün önüne getiremiyorum şimdi. Eğri büğrü kelimelerden ibaretler artık. Anlatmazsam tamamen kaybolup gidecekler belki de. (Everest Yayınları) Yaşam şartları Hakkı Süha Gezgin’den İşgal Günlerinde İstanbul. İşgal günlerinde, İstanbul moral değerleri gözle görülür derecede çökmüştü. Vakit’teki yazılarına böyle bir toplumsal ortamda başlayan yazar, söz konusu sürede, şehrin çeşitli semtlerinde pek çok mekânı dolaşarak, farklı toplumsal kesimlerin yaşam şartlarını yakından gözlemlemiş, görüp işittikleriyle beraber bizzat kendisinin de maruz kaldığı muhtelif olayları sıcağı sıcağına dile getirmiştir. Yazarın günümüzden yaklaşık yüz yıl önce kaleme aldığı bu yazılar, İstanbul’un ufkunu genişletiyor. (Kapı Yayınları) Bir çocuğun neşeli öyküsü Feyza Hepçilingirler’den Dut Yemiş Bülbül. Yazar, duyduğu deyimler yüzünden kafası karışan ve işin içinden çıkamayan bir çocuğun neşeli öyküsünü anlatıyor. Alkım, kardeşi doğunca pabucunun dama, yani bir evin çatısına atılacağını düşünüyor; dananın kuyruğu kopacak, dendiğinde de hayvanın canı yanacak diye üzülüyor. Alkım’ın deyimleri öğrenmesini eğlenceli bir oyuna çeviren aile üyeleri, okurları da zengin bir Türkçe serüvenine davet ediyor. (Kırmızı Kedi Yayınları) Kendini kaptırma hikâyesi Ela Başak Atakan’dan Bir Şifa Bağımlısının İtirafları. Bu, sıradan bir annenin kişisel gelişim fenomenine kendini kaptırma hikâyesi... Şaman, astrolog, hipnotizmacı, vücut okuyucusu, bir düzine nefes, masaj ve dans terapisti, çok sayıda enerji uzmanı ve bin bir çeşit şifacı, bir insan ruhuna ne yapabilir? Tıbbın çaresiz kaldığı bir bağışıklık hastalığını yenmek için başvurduğu uygulamalarda hızını alamayan yazarın, detoksla bağırsaklarını, yogayla kafasını, farkındalıkla nefesini ve bütün bunları yaparken cüzdanını boşaltmasını kahkahalarla okuyacaksınız. (Mundi Kitap) Gençlik aşkı Tuna Kiremitçi’den Bir Gönül Meselesi. Git Kendini Çok Sevdirmeden’de oğlu vefat eden eden Arda, derin bir bunalıma girmiş ve Eskişehir’deki annesinin anılarla dolu evine sığınmıştır. Zaman akar, acıları geçirmese de dindirir ve genç kadın, terk ettiği kocasına ve İstanbul’a geri döner. Yalnız da değildir üstelik; unutamadığı gençlik aşkı Ertuğrul’un kendisine emanet ettiği kızı Dünya vardır yanında. Ancak ne kendisi ne de kocası Ali aynı insanlardır artık. Evlerinin içindeki yabancılaşmaya Gönül adında genç bir kızın gizemi de eklenince, Arda ve Ali kendilerini karanlık bir girdabın içinde bulacaktır. (Mona Kitap) Malta sürgününe uzanan serüven Halit Payzar’dan Çöl Fedaisi Kuşçubaşı Eşref. Otuz beş yaşındaydı. Apandisiti alınmış, henüz nekahet dönemindeydi. Beşiktaş’taki evinde dinleniyordu. Kapı sabırsızlıkla vurulmuş, içeriye çok sevdiği, ‘aşere-i mübeşşere’den saydığı iki arkadaşı girmişti; Kuşçubaşı Eşref ve Dr. Nazım. Arkadaşlarının geliş sebebi, kendisine Harbiye Nazırlığı teklifi nedeniyleydi. Sessizce söylenilenleri dinlemiş, bir şartla Nazırlığı kabul edebileceğini belirtmişti. Birinci Paylaşım Savaşı, Paşalar Savaşı’dır. Osmanlı, bir oldubittiyle kendini hazırlıksız ve donanımsız olduğu bir savaşın içinde buldu. Kuşçubaşı Eşref, bu savaşın içindeydi. Kitap, İngiliz altınları ve silahlarıyla donatılmış iki bin kişilik Hicaz Ordusu’na karşı koyan kırk kişiden biriydi. Birinci Paylaşım Savaşı’ndan Malta sürgünlüğüne uzanan serüvenini içeriyor “Çöl Fedaisi Kuşçubaşı Eşref.” (Tarihçi Kitabevi) İkinci zamana yolculuk Mehmet Dilbaz’dan Kaybolan Tarihin Peşinde. Bir cami, kasır, türbe, han, mezar taşı, eski bir çınar, çeşme, geçmiş zamanı hayal ettiren manzara ve isimle, üstünde sallanan ve bütün çizgilerine hasret sindiren incelikli vakitlere pencere açıyor. Teşkilat-ı Mahsusa'nın fedaisi Yakup Cemil nerede kurşuna dizildi? Hangi konsolosluk binası Osmanlı mezarlığının üzerine inşa edildi? Kâğıthane sarayları hangi dönemde yağmalandı? Hangi Osmanlı mezarlığının üzerinde konser alanı var? Mezarında rahat bırakılmayan Mevlevi Şeyhi kimdi? Hangi Mimar Sinan eseri yıkılıp yerine benzin istasyonu yapıldı? Ünlü sanatçı Safiye Ayla'nın çocukluğunun geçtiği yetimhane aslında hangi saraydı? Bu kitapla, Tanpınar'ın Kaybolan şey, bir hayat tarzı bütün bir dünyaydı... diye andığı 'ikinci zaman'a yolculuklara çıkacaksınız. (Timaş Yayınları) Toplumsal konular Terry Pratchett’ten Zamanı Ancak Sen Durdurabilirsin. Zamanının çok ötesinde bir anlatı sunan bu dâhiyane kitap, on iki yaş ve üzerindeki maceraperest okurlarını 1941 yılına ışınlıyor ve savaş karşıtlığı, etik seçimler, ahlaki sorunlar gibi toplumsal konular üzerine düşündürüyor, geçmişe geleceğin güzünden bakmanın nasıl bir his olduğunu birinci elden gösteriyor. Tarihi yapanlar ile yazanlar üzerine uzun uzun düşündüren derinlikli metniyle, türünün en nitelikli yapıtları arasında yer alan kitap, insanlığın utanç tarihlerinden İkinci Dünya Savaşı’na bambaşka bir gözle bakmamızı sağlıyor. (Tudem Yayınları) Masallarda işlev değişimi Mustafa Ruhi Şirin’den Bir Nehrin Kaybolmayan Akışı-Türk Masalının Yeniden Doğuşu. Masalların doğası korunabilir mi? Masallar yenilenebilir ve yeni bir masal edebiyatına dönüştürülebilir mi? Masallarda işlev değişimi hangi amaçla ve ne zaman başladı? Masallar modernleşme döneminde nasıl araçsallaştı? Masallara yeni toplumsal içeriğin yansıtılması ve politik söylemle masalların yazılması ne anlama gelmektedir? Masallarımız ‘çocuğa görelik’ ve ‘çocuk gerçekliği’ne uygun olarak yazılabilmiş midir? Türk masalının yeniden dirilişi nasıl mümkün olabilir? (Uçan At Yayınları) Akıldan çıkmayan öyküler William Faulkner’den Emily'ye Bir Gül. Elinizdeki seçki, “Emily’ye Bir Gül”, “Ambar Kundakçısı” ve “O Akşam Güneşi” gibi en ünlülerinin de yer aldığı on yedi Faulkner öyküsünü bir araya getiriyor. Aralarında edebiyatımızın usta isimlerinin de bulunduğu, farklı kuşaklara mensup çevirmenlerin elinden çıkan bu çeviriler, yazarın romancılığına oranla gölgede kalmış öykücü yanını ortaya çıkarmalarının yanı sıra, bu büyük yazarın Türkçede ne kadar uzun zamandır ağırlandığının da kanıtı niteliğinde. (Yapı Kredi Yayınları) Yıkıcı etkiler Michel Faber’den Ateş Müjdesi. Dilbilimci Theo Gripenkerl, Irak’taki bir müzede 2000 küsur yıldır varlığını kimsenin bilmediği ve İsa’nın çarmıha gerilişine tanıklık eden Malkus isimli birinin Aramice anılarını ve mektuplarını içeren parşömenler bulur. Bunları gizlice ülkesine götürmeye ve tercüme ederek dünyayla paylaşmaya karar veren Theo “Beşinci Müjde” adını verdiği bu eserin yaratabileceği yıkıcı etkiden ve doğuracağı tehlikelerden tamamen bihaberdir. Hıristiyan âleminin inandığı değerleri yerle bir eden eser dünyaya adeta bir ateş topu gibi düşecektir. (Alfa Yayıncılık) Temaya dayalı Hurihan Yıldırım Kurtaran’dan Yazarlık Okulu. •Türkçe dersi müfredatına uygun •Temaya dayalı • Etkinlikli • Yazma dersine kaynak • Kazanım odaklı. (Altın Kitaplar) Uslu durmazlar Aytül Akal’dan En Eğlenceli Şeyler: Tittirikler-3. Çocukların şaşırtıcı düş gücü, şirin canavarlar yaratır. Peki, kendilerine Tittirikler adını veren canavarlar uslu durur mu? Tabii ki hayır! Kimseye görünmeden ortalığı altüst eder ve çok eğlenirler. (Bilgi Yayınevi) Unutulmazlar arasında Oriana Fallaci’den Doğmamış Çocuğa Mektup. Erkeğinden ayrılmış bir kadının, gebe olduğunu anladığı andan başlayarak hissettiklerini, iç dünyasında kopan fırtınaları, yaşadığı korkuları, coşkusunu ve erincini başka hiçbir kitap bu kadar başarıyla yansıtamadı, okuru bu denli etkileyemedi. Bir kadının bedeninde filizlenen o küçücük canlıyla, onu karnında taşıdığı sürece yürüttüğü bir monolog bu kitap. İlk yayınlandığı 1975 yılından bu yana sayısız dile çevrilen bu çarpıcı kitap, yazarın ustalıklı ve şiirsel anlatımıyla haklı bir başarıya ulaşıyor; unutulmazlar arasında yerini alıyor. (Can Yayınları) Engeller, farklılıklar Şeyma Ayık’tan Aliş'in Gözlüğü. Aliş gözlük kullanmaya başladığından beri pek de mutlu değildi. Gözlüğü kendine yakıştıramıyor, hele de arkadaşları arasında gözlük takan tek çocuk olduğu için kendini yapayalnız hissediyordu. Bir gün, sonunda kararını verdi. Gözlük takmayacak, arkadaşları gibi özgürce dolaşıp oyunlar oynayacaktı. Ama hayat her zaman planladığımız gibi gitmeyebiliyor. Aliş bunu, içine düştüğü heyecan dolu serüvende iliklerine kadar hissedecekti... Kitap, engeller, farklılıklar ve ön yargılar üzerine kurulu sıcacık bir öykü anlatıyor... (Altın Kitaplar)