Hürriyet ve bağımsızlık Doç. Dr. Hüner Tuncer’den Mustafa Kemal’in Savaşları. Yazar kitabında, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Trablusgarp Savaşı’yla başlayan ve Ulusal Kurtuluş Savaşı ile sona eren 11 yıllık dönemde yer alan savaşlarda oynadığı yaşamsal rolü ayrıntılarıyla anlatmaktadır. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölümsüz abidesidir. Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı, bir ordunun başkumandanı olduğumdan ilelebet mesut ve bahtiyarım.” Yazar, Atatürk’ün tarihimizdeki eşsiz yerin bir kez daha gözler önüne sermekle, Atatürk adının tarihi gerçeklere dayandırılarak anımsanmasına hatırı sayılır bir katkı sağlıyor. (Cumhuriyet Kitapları) Kâinat kocaman bir ayna Tuğba Sarıünal’dan Fil Saati. Elmasın kömürde, ipliğin pamukta gizli olduğu dünya burası. Sır hem gözünün önünde hem de gören gözün sindiremeyeceği kadar derinde. Aldığı nefesi kendi içinde kaybettiğini bilmeyen insan, kendi dışında arasa da neyi bulacak sanki? Hareket ediyoruz. Karşılaşıyoruz. Hatırlıyoruz. Unutuyoruz. Görünmeyeni arayan hareket hali içinde, yalnızca kendimizden kendimize doğru ilerliyoruz. Kainat kocaman bir ayna. Hakikati aramak, kendini bulmak... Sevginin nefrete dönüşmesi de bunun yokluğundandır. Yeşeremeyen kararır. (Destek Yayınları) Tepkinin ilk durağı Selçuk Kütük’ten Deizm. Bazı kamuoyu araştırmalarında Türkiye'de inançsızlığın yaygınlaştığı, dindarlığın azaldığı, özellikle genç kuşakların inançla arasına mesafe koymaya başladığı konuşuluyor. Bunun küresel bir trend olduğunu söyleyenler de var. Özellikle eğitim kalitesinin artması, teknolojinin sağladığı büyük imkânlar ve kısmi de olsa refah toplumuna doğmuş olmak, yeni kuşakları eskinin aynen, aynı tarz ve aynı dille aktarımına karşı tepkili kılıyor. Deizm bu tepkinin ilk durağı... Kimi kafa karışıklığından, kimi kötü örnekliklere duyulan öfkenin yansıtılmasından, kimi anlam krizinden, kimi aslen temiz olanın çeşitli amaçlarla istismar edilmesine karşı hissettiği kızgınlıktan dolayı Deizmde karar kıldığını söylese de bir bilgi kirliliği benzer tüm yönelimlerde olduğu gibi Deizm konusunda da mevcut. (Bir Yayıncılık) Güldürme ustası İrfan Yalçın’dan Büyük Soytarı. Yaşamın basamaklarından düşüp parçalanmış bir adam. Yaşama tutunduğu yanıyla herkesin gözünde tuhaf, şaşkın, anlaşılmaz, gülünç bir bunak. Karısının evden attığı koca, silikleşmiş bir onur. O uzak ülkenin, geri dönülmez sılanın, siren sesleri ve tren düdükleriyle dolu bir şehrin kıyılarına vurup duran bir baba... Yıldızlarla konuşan bir ıhlamur ağacına çıkıp dikişini dikerken usta terzi, onun yaşam sevincini kuşlar paylaşıyor cıvıltılarıyla. Yaşamak öyle güzel ki bu güzelliğe borcunu insanları güldürmekle ödemeyi ödev edinmiş bir usta oluveriyor. Güldürme ustası: Soytarı. (h2o Kitap) Farklı dünyalar Isabella Hammad’tan Parizyen. “Olağanüstü bir kitap: hassas, ölçülü, son derece zekice, dengeli ve gerçekten çok güzel, yazar muhteşem bir yetenek ve kitabı ise bir mucize. -Zadie Smith. I. Dünya Savaşı aileleri, dostlukları ve aşkları paramparça ederken, genç bir Filistinli kendini bulmak için yola çıkar. Midhat Kamal, Ortadoğu’nun değişen politikalarından Montpellier’deki yemek masalarına ve coşkulu Paris’e kadar farklı dünyalarda dolaşır. Bu süreçte keşfettiği ise her şeyin kırılgan olduğudur: Aşk kayba, dostlar düşmana dönüşür ve herkes ait olacağı bir yer arar. (Alfa Yayıncılık) Gizemli bir hava Tolga Gümüşay’dan İstanbul Maviyken. Kitabın ana karakteri Konstantin’in de ifade ettiği gibi, "Sanki bu şehir karlar altındayken, insanın kulağına hayatın anlamını fısıldayı verecekmiş gibi gizemli bir havaya bürünüyor." Rum Vasili, alnında rakı kadehiyle "O Çi Çorniye" söylüyor… Barones’in notaları Tarlabaşı sokaklarına kar taneleri gibi düşüyor… Agop Bey, sakasının hüzünlü cıvıltıları eşliğinde çayları tazeliyor… Mucit Kadir son ve en büyük icadı üzerinde harıl harıl çalışıyor… Denizkızı kadar güzel Bella tavan arasında Chagall’ı kıskandıracak resimler yapıyor… Lale Hanım’ın dansözlük gösterisi apartman dairesini pavyona çeviriyor… (Altın Kitaplar) Derin bilgiler sunuyor Belma Ötüş Baskett’ten Sonsuza Dek Hemigway. Nobel ve Pulitzer ödüllü Ernest Hemingway bugün de en çok okunan ve merak edilen yazarlardan. Yazarın çocukluğu yazarlığa nasıl adım attığı eserleri yaşadığı ve dolaştığı yerler ve daha birçok konu hakkında derin bilgiler sunuyor bizlere. Bunları okurken hem Hemingway'i farklı yönleriyle tanıyacak hem de başarısının altında yatan sırları keşfedeceksiniz. Hemingway üzerine doktora yapan ve aynı zamanda Hemingway Society üyesi olan Belma Ötüş Baskett'in bu titiz çalışması Hemingway sevenler için çok özel bir kaynak. (Bilgi Yayınevi) Yaşam ile ölüm arası Thomas Ligotti’den Hayalperest Ölünün Şarkıları. Çağdaş korku edebiyatının önde gelen imzalarından Thomas Ligotti’nin yapıtlarına geniş kapsamlı “korku” ya da “gerilim” türleri içinde yer vermektense, onun yazdıklarını “tekinsiz kurmaca” başlığı altında nitelemek daha doğru olur. Yazar öyküleri, aşina olunmayan bir kente gidiş, akademik bir araştırma projesi, eski bir binanın yıkılması, bir tımarhane serüveni gibi görece sıradan olaylarla başlıyor. Ne var ki, bütün bu sıradan görünüşün altında gerçeğin yavaş yavaş saptırılması hatta sapkınlaştırılması, akıl sınırlarının aşılması, hatta yaşam ile ölüm arasındaki çizginin silikleşmesi kendini gösteriyor. (Can Yayınları) Sıra dışı bir öykü Stephan Zweig’ten Bir Kadının Yaşamındaki 24 Saat. Tutkuların peşinden giden bir kadının sıra dışı öyküsü... Riviyera’daki bir otelde ailesiyle birlikte kalan bir kadın, gece yarısı ansızın ortalıktan kaybolur. Bu olay otel müşterileri arasında heyecanlı bir tartışmaya yol açar. Evli, iki çocuk sahibi otuz üç yaşında bir kadın acaba eşini, çocuklarını ve varlıklı yaşamını geride bırakıp tutkularının peşinden gitmiş olabilir mi? (Remzi Kitabevi) Çağdaş ve destekleyici Cem Kalender’den Kolay Klasikler Pinokyo. Çocukların en sevdiği öykülerden biri olan Pinokyo’nun ünlü açılış cümlesini kim bilmez! Carlo Collodi’nin kalemiyle hayat bulan ünlü kuklanın maceraları, tüm çocuklar tarafından kolayca okunması için çağdaş ve destekleyici bir yöntemle sadeleştirildi. Kitabın sonunda yer alan ve öykünün pekişmesini amaçlayan birbirinden eğlenceli oyunlar ile etkinlikler de unutulmaz bir okuma deneyimi yaşamanıza yardım edecek. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Toplumu farkındalığa çağırma Ahmet Turgut’tan Put. Şirk nedir? Allah’ı bırakıp putlara mı tapmaktır? Yoksa Allah ile birlikte başkaca şeylere de mi tapmak? Kurân-ı Kerim’in anlattığı müşrikler, daha çok ikincisini yapan topluluklardır. Bu durumun en vahim ikazı, Allah’a inanmanın bizi şirkten korumaya yetmeyeceğidir. Nitekim irfanî geleneğimiz asırlardır uyarır. Aleni ve sinsi çeşitleriyle şirkin ne olduğunu bilmeyen kimse, tevhidi de tanıyamaz. Elinizde tuttuğunuz bu eser bir yandan aleni ve klasik put algılarını tahlil ederken, bir yandan da sinsi ve güncel put (laştırma) örneklerine karşı bireyi ve toplumu farkındalığa çağırmakta… (Kapı Yayınları) Uykusu kaçanların hikâyeleri Ayşen Şahin’den Olay Şöyle Oldu. İyi geçmese de çocukluğuna özlem duyanların, bir bıçak keskinliğinde yaşanan hayatların, işlek caddelerde para kazanıp arka sokaklarda yaşayanların, sol yumruğunu gevşetemeyenlerin, dişlerini sıkanların, uykusu kaçanların hikâyeleri… “Kitabı okurken, hiç tanık olmadığınız kiraz mevsimine imrenip, erkek şiddetine öfkenizi bileyebilir, sokak müzisyeniyle sohbete dalıp çocukluğunuzdaki kızartma kokusunu özleyebilirsiniz.” Çiğdem Toker. “Yazılarında sevgi de var, öfke, isyan, hayal kırıklığı da. Ama sonunda illaki umut var. Ayakları yere sağlam basan, düşeni kaldıran, paylaştıkça çoğalan bir umut.” -Elif Ilgaz. (Karakarga Yayınları) Kadın-erkek eşitsizliği Maurice Daumas’tan Kadın Düşmanlığı. Kadın düşmanlığı, kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin, baskı ve zulmün, toplumsal hayatı kıskacına alan tüm o eril tahakkümün ardındaki gerçekliği tanımlayabilecek en uygun kelime. Maurice Daumas, bu gerçekliği ortaya koyabilmek için ummadık bir yere, basmakalıp düşüncelerle yoğurarak kadın-erkek eşitsizliğini her defasında yeniden ürettiğimiz duygusal ilişkiler alanına eğiliyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)