Benim adım artık Hazel! Ayten Görgün Smith’ten Hazel: Travesti Kardeşimin Kısa-Uzun Yaşam Öyküsü… Bir evlat. Bir kardeş. Aynı zamanda trans bir birey. Dünyaya erkek olarak gelmiş Serdar. İki yaşında kırıtmaya, 16 yaşında ise kadın kıyafetleri giymeye başlamış. Bir süre sonra ailesine “Benim adım artık Hazel” demiş. Yazar, Hazel’in ablası. Ailesinin, kardeşinin ve kendisinin yaşadıklarını yalın ve içten bir dille anlatıyor. Hayatın, “travesti” kavramını bir ailenin bütün üyelerine kâh kahırdan kanırtarak kâh güldürerek nasıl kabul ettirdiğini okuyorsunuz. Kitap, bir ablanın, kan kanserinden 35 yaşında hayata veda eden kardeşinin yaşamını bir vasiyeti yerine getirme görevi, bir sosyal sorumluluk, bir toplumsal farkındalık çalışması olarak kitaplaştırılmış. (Siyah Kitap) Dedemin gölgesinden Ransom Riggs’ten Günler Haritası-Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları 4. Tuhafların dünyasını yerle bir eden savaştan sonra döngüler ve tuhaf halk hayatlarını yeniden kurmaya çalışmaktadır. Jacob Portman da savaştaki rolünden sonra evine, Florida’ya dönmüştür. Hayatının normale döndüğünü sanan Jacob, arkadaşlarının sürpriz ziyaretiyle aslında tuhaflıkların peşini bırakmayacağını fark eder. Tam da istediği gibi. Dedesi hakkında daha önce hiç bilmediği yeni şeyler öğrenen Jacob, bir gölge avcısı olarak dedesinin izinden gitmeye ve Amerika’daki tuhaflara yardım etmeye karar verir. Yepyeni tuhaflıklara ev sahipliği yapan Amerika, tuhaflar için kanunsuz bir kıtadır. Jacob ve arkadaşları kendilerini eskisinden bile daha büyük bir tehlikenin içinde bulacaklardır. (İthaki Yayınları) Adaletin önemi vurgulanıyor Mattias Blomfeldt’ten Doğrucu Bölme Parti Veriyor. Bu öyküde, bilge bir kahraman olan ve eşit paylaşmayı seven Doğrucu Bölme ile tanışıyoruz. Öykü, bölme işleminin gruplama, paylaştırma anlamlarını ve adaletin önemini vurguluyor. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) İnsani bir  yaşam öyküsü Eser Kemal’den Elimi Bırakma. Ortadoğu’nun kadim şehrinde cereyan eden olayların gölgesinde, mimar olma hayallerini yeşertmeye çalışan bir kız, “Evimize yaklaşan savaşın kapımızı çalacağından korkuyorum” diyen Ali’nin Refika'sı... Adını koymaktan çekindiği çarkına yeni dişliler eklemeye gayret gösteren Halepli üniversite öğrencisi… Gördüğümüz ama görmezden geldiğimiz, duyduğumuz ama zihnimizde yer tutmayan ve birçoğumuz için de, “Ortadoğu’dan haberler” niteliği taşıyan insani ve vicdani bir yaşam öyküsü… (Bilgi Yayınevi) Kabuğunu kırıp yenilenmek Ayşegül Karaçivi’den Getirin Çekicimi! Kırılacak Kabuk Var. Eğer kendi kabuğumuzu kırıp yenilemezsek hayat bizi köşeye kıstırır. Öylece durmanın maliyeti, isteyerek değişim adımı atabilmenin maliyetinden çok daha büyük olur. Siz yerinizde sabit kaldığınızı sandığınızda bile değişiyorsunuz aslında. Ama farkındalıksız, istemeden, seçmeden, sizin dışınızda bir değişim oluyor bu. Oysa değişime kendi ayağınızla atlayarak, kendi çekicinizi kullanarak kabuğunuzu kırıp değiştirerek öncülük ederseniz, ancak o zaman bu muhteşem ve tamamıyla size ait olan değişim tablosunun içinde bizzat yer alabilirsiniz. (Tunç Yayıncılık) Bize başka kimse yardım edemez Metin Karadağ’dan Obruk Gelecek Gelmeyecek. Kendi kendimize "Modern İnsan" dememize ise hiç bakmayın; hep beraber geldiğimiz son nokta bununla hiçbir ilgimiz olmadığının da kanıtı. Yoksa yaşadığımız ve ısrarla yaşattığımız, bunca ilkelliği bir türlü açıklayamayız. Biz son insan türü olarak, yaşarken ürettiğimiz korkularımızdan korkmayı öğrenemediğimiz için sağlıklı bir korku bilinci geliştirememiş ve bu nedenle de korkularımızın esiri olmaktan kurtulamamış durumdayız. Ne yazık ki henüz, bize bizden başka da yardım edecek bir tür de yok ortalarda... Kaldı ki gelip içine düştüğümüz bu acınası durumun tek nedeni de korkularımızın esiri olmamız değil... (Mimarlık Vakfı Yayınları) Olumsuz hareketler Mattias Blomfeldt’ten Obur Eksi Piknik Yapıyor. Bu öyküde, kendisine ait olmayan şeyleri almadan duramayan Obur Eksi ile tanışıyoruz. Öykü, çıkarma işleminin eksiltme anlamını ve olumsuz hareketlerin sonuçları olduğunu vurguluyor. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Kalpsiz bir ölüm makinesi Martha Wells’ten Tüm Sistemler Çöktü-Katilbot Günlükleri. Kalpsiz bir ölüm makinesi olarak tam bir başarısızlık abidesiydim. Uzay araştırmalarının kurumsallaştığı bir gelecekte, araştırmalarda kullanılacak tüm malzemelerin Şirket’ten kiralanması gerekmektedir. Buna, araştırma yapacağınız gezegene gitmek için kullandığınız uzay gemisinden, sizi koruması için gönderilen GüvBirim androidi de dahil. Uzak bir gezegende, yüzey testi yapan bir grup bilim insanına da kendine “Katilbot” diyen ve kendi idari modülünü hacklediği için bilinç kazanmış bir GüvBirim androidi kiralanmıştır. İnsanlardan çekinen ve dikkatleri üzerine çekmek istemeyen Katilbot’un tek yapmak istediği görevini başarıyla yerine getirip insanların onu rahat bırakmasıdır. (İthaki Yayınları) Sembolik bir öykü Sylvia Plath’tan Mary Ventura ve Dokuzuncu Krallık. Kitap, Sylvia Plath’ın 1952’de Smith College'da öğrenciyken yazdığı bir uzun öykü. Kendi tanımlamasıyla “anlaşılması güç, sembolik bir öykü” dediği metnini yayımlaması için, bir süre önce ödül kazandığı, Mademoiselle dergisine göndermiş ancak öykü kabul edilmemişti. Bu hikâyeyi yazdıktan sonra Plath, ertesi yaz ilk kez intihar girişiminde bulunur. Dolayısıyla bugün “intihar alegorisi” ile okunduğunda metnin bütün karanlığı ve tekinsizliği daha iyi anlaşılacaktır. (Kırmızı Kedi Yayınları) Işık tutan makaleler Egil Asprem, Kennet Granholm’dan Ezoterizm. Günümüz dünyasında ezoteriğin yerinin anlaşılması için önemli olan akım ve konulara ışık tutan makaleler 1950’ler sonrasına, özellikle de son yirmi yıla odaklanıyor. “Bu değerli derleme, literatürdeki boşluğu doldurmanın yanı sıra okuru, ezoterizmin daha önce yeterince çalışılmamış veçheleri üzerine halihazırda yürütülen çalışmalarla tanıştıracak.” –Olav Hammer, Southern Denmark Üniversitesi. (Alfa Yayıncılık) Bilinmeyene karşı savaş Carlos Fuentes’tan Doğmamış Kristof. Meksika için öngörülen bütün felaketlerin gerçekleştiği 1992 yılı, Kristof Kolomb’un Yeni Dünya’yı keşfinin de 500. yıldönümü. Gökten zehir yağan, siyasetçilerin kitleleri bilinçsizleştirme yoluyla zapt ettiği, ABD’nin sömürge politikalarına artık tamamen teslim olmuş Meksika’nın geçmişini olduğu kadar geleceğini de gören Kristof’un anlatısı bu. Anne rahmindeki Kristof doğmayı beklerken isimlerin esrarını çözmeye uğraşacak, bilinmeyene karşı savaşacak, dilleri karıştıracak, soracak, konuşacak, hayal kuracak, insanlara kendilerinin başka bir imgesini sunacak, aynı kalarak dönüşüme uğrayacak… (Can Yayınları) Çıplaklık tanımları Mineke Schipper’den Giyinmenin Kısa Tarihi. Kitap, insanlığın çıplaklıkla meşgul olmasının hikâyesiyle birlikte çok değişken çıplaklık tanımları hakkında devam eden çeşitli tartışmaları ve bedenin hangi bölümlerinin toplumsal alanda kapatılması gerektiğini dayatan kuralların nedenlerini anlatıyor. Bedenin görünürlüğünün sınırlarını haritalayan bu kitap, tarih boyunca, insan tenine yönelik giderek farklılaşan bakış açılarını, öngörülemeyen etkileriyle birlikte keşfetme imkânı sunuyor. (Destek Yayınları) Sesi olmayan kahraman Bengisu Gençay’dan Zem Sesini Arıyor. Tüm çocukların ince sesli, orta sesli ya da kalın sesli olarak üçe ayrıldığı bir gezegenle tanışın. Burada yaşayanların ne iş yapacakları, kimlerle arkadaşlık edecekleri ses tonlarına göre belirleniyor. Peki günün birinde bu gezegende, sesi olmayan bir çocuk doğarsa ne olur? Sesi olmayan kahramanımız Zem, yaşam sesi diğerlerinden farklı olanların kapatıldığı, Mostrosul adlı, gizemlerle dolu yerde maceraperest Do ve sıra dışı aşçılık becerilerine sahip Tiz’le tanışır. (Epsilon Yayınevi)