Onun yıkılmaz, bir şey olduğunu sanmayın Sabahattin Ali’den Sırça Köşk. "Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter." (Sözcü Kitabevi) Kavrayışımızı yeniden keşfetmemiz gerek Timothy Morton’dan Hipernesneler - Dünyanın Sonundan Sonra Felsefe ve Ekoloji. Küresel ısınma, yazarın “hipernesne” dediği şeyin belki de en çarpıcı örneği. İklim, çevre, nükleer silahlar, evrim ya da görelilik gibi bir dizi hipernesne içinde yaşıyoruz. Bunların zamansal ve uzamsal boyutları da öyle büyük ki nesnenin ne olduğuna dair fikirleri yutuyor, normal akıl yürütme yöntemlerimizi ciddi biçimde zorlayabiliyorlar. Yazar, hipernesnelerin ne olduğunu, onlarla ilgili ne düşündüğümüzü, insanların birbiriyle ve insan-olmayanlarla nasıl bir arada yaşadığını anlatırken; hipernesnelerin etkilerine yani siyaseti, ahlakı ve sanatı deneyimleyiş biçimimize dikkat çekiyor. Yaşadığımız dünyayı kavrayışımızı yeniden keşfetmemiz gerektiğinde ısrar eden Hipernesneler, düşünce ve eyleme gerçek anlamda postmodern bir ekolojik yaklaşım getiriyor. (Tellekt Yayınları)) Yeni düzen üzerine muzip bir roman Astrid Frank’tan Görünmez Uli. Uli, sayıları çok seviyor. Evden okula kaç adım attığını, apartmandaki pencereleri, merdiven basamaklarını, her şeyi sayıyor. Okulun ilk günü, sınıf arkadaşları Uli'ye lakap takınca o da kendisini bir başına kalmış hissediyor. Ta ki sınıfa bir Uli daha gelene kadar. Çünkü, bir Uli, bir Uli daha iki Uli ediyor! Ödüllü yazardan yeni ev, yeni okul, yeni arkadaşlar ve yeni düzen üzerine muzip bir roman. Hayattaki değişimlerin çocuklar üzerinde yarattığı kaygıyı eğlenceli bir üslupla anlatan yazar, bir arada yaşamı savunuyor. (Kırmızı Kedi Yayınları) Hayvan doğası ve onlarla ilişkilerimiz Raimond Gaita’dan Filozofun Köpeği. J. M. Coetzee'den Hannah Arendt'e, Ludwig Wittgenstein'dan René Descartes'a kadar birçok yazar ve filozofla tartışan Gaita, bu sorulara verilebilecek yanıtların temeli olan, hepimizin bildiği ama sık anımsamadığımız bir gerçeği vurguluyor: "Cinselliğimiz, talihsizliğe karşı korunmasızlığımız, ahlakımız gibi insanlık halini tanımlayan olgulara dair anlayışımız baştan sona yaratık olma niteliğimizle belirlenir. Mahvolup gitmek yerine, diğer canlı mahluklar gibi ölürüz. Paslanmak ya da geri kazanılmak yerine külden küle, tozdan toza savrulmak, sona erme biçimimizdir. Yazar, papağan Jack, köpek Gypsy ve sokak kedisi Tosca gibi kahramanlarının yanı sıra, kelebeklerden örümceklere kadar birçok hayvanla ilgili düşündürücü ve yer yer komik öyküler anlattığı bu olağanüstü kitabında, hayvan doğası ve onlarla olan ilişkilerimizi kavrayışımız hakkında yanıtlanması zor fakat esinleyici soruların cevaplarını arıyor... (Totem Yayınları) İki yetişkin adamın yollarının kesişme Ömer Fikret Oyal’dan Ferahlık Anına Övgü. Kitap, içlerindeki çaresiz ve suçlu hisseden çocukla baş edemeyen ve bu dünyada kendilerine basacak bir zemin bulamayan iki yetişkin adamın bir tekkede yollarının kesişme hikâyesini ironik ve çarpıcı bir dille anlatıyor. Tamer Rönesans hayranı, kendini bir türlü istediği gibi var edememiş bir ressamdır. Geçim sıkıntısı çektiği günlerde Mukayeseli Tasavvuf İncelemeleri Vakfı'nın tezyinat işlerini alınca kendini bir anda şeyhin huzurunda buluverir. Ayrıca orada tanıştığı, dergâhın birkaç yıllık müridi doktor Kerem'le ayakları aslında uzak bir geçmişe de basmaktadır. Ama ayaklarımızı hissetmiyorsak, nereye bastığımızın ne önemi var ki? (Yapı Kredi Yayınları) Dize estetiği ve şiir bütünlüğü Murat Menteş’ten Garanti Karantina. Yazarın şiirlerinde biçimsel yenilik arayışları göze çarpıyor. Dize estetiği ve şiir bütünlüğü aynı anda gözetiliyor. Kaan Boşnak tarafından bestelenen ve büyük ilgi uyandıran Şeyhim Işınla Beni adlı şiir de bu yeni baskıda okurla buluşuyor. Şiir okurunun benimsediği bir eser olan Garanti Karantina'nın yayımlanışından 10 yıl sonra, küresel karantina günlerinde apayrı bir anlama kavuştuğu da gerçek. Siperde Perende adlı şiirdeki kehanet tadı veren şu dizelere bakan mısınız: Kim der ki "Mukadderat sicimi beni bağlamaz"? Askını kaskını maskeni taksan bile… Namluların nazarı değdiği zaman Azrail'in menzilinde kim sakarlaşmaz? (Alfa Yayıncılık) Nasıl bilim insanı olunur? Anooshirvan Miandji’den Kara Kaz. Yazar, kitabında çocukları düşünmeye, sorgulamaya, soru sormaya yönlendirerek onların ufkunu genişletecek bir hikaye anlatıyor. Bilim nedir? Nasıl gelişir? Bilimsel yöntem nedir? Bilimsel doğru nedir? Nasıl bilim insanı olunur? Bilim mi yanılır bilim insanı mı? Bilim insanı ahlaklı olmazsa ne olur? Bilim için neden dürüstlük çok önemli? Çıkar bir işin içine girerse ne olur? Çıkarlar çatışırsa ne olur? Genelleme yaparsak ne olur? İnsan beyni kendini nasıl kandırır? İnsan evrene dönme derse evren durur mu? Evren neden bizden bağımsız dönüyor? Bu sorulardan bazılarını merak ediyorsanız kitap okumanızı bekliyor. (Bilgi Yayınevi) Dışladığı mazi, şimdi Ferda’yı dışlıyor Erendiz Atasü’den Dün ve Ferda. Niye hüzünlenirdi? Oğlu için mi? Selim Beyazıt’ın hayali düşüyor hatıraların üstüne... Hüzün, Kâzım Hoca’ya yabancıydı. Yoksa değil miydi? Kapalı pencereler. Ferda’nın yüzüne kapanmış... Bina onu dışlıyor... Bir zamanlar dışladığı mazi, şimdi Ferda’yı dışlıyor... Başkarakter Ferda’yı romanın başlarında mezuniyetinin verdiği özgürlük sevinciyle havalara uçarken görüyoruz. Atasü, onu yalnızca usta bir romancı kimliğiyle değil, bir toplumbilimci, bir psikolog gözüyle de inceliyor. Aşkları, cinselliği, üniversiteye başlar başlamaz karşılaştığı politik ortam karşısındaki tutumu, sol düşünceye bakışı, tartışmaları, gördüğü baskı ve işkenceyi etraflıca, yaşamı boyunca çevresinde yer almış başka karakterlerle birlikte anlatıyor. (Can Yayınları) Hafızaları diri tuttuğu eşsiz bir 21. yüzyıl klasiği Javier Cercas’tan Sahtekâr. “Büyüleyici... Sahtekâr’ın aldatma yöntemleriyle sınırlı kalmayıp aldatılanın da yalanları kabul etmekteki istekliliğine ışık tutuyor.” Publishers Weekly. Yazar kitabında, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın Flossenbürg toplama kampında kaldığını, savaştan sonra ülkesine döndüğünde ise Franco rejimiyle mücadeleye giriştiğini iddia eden ve tüm bunlara uygun bir otobiyografi yaratıp İspanya İç Savaşı sonrası ülkesinde, cesareti ve dik duruşu onurlandırılan; tarihsel hafızanın, daha doğrusu hafıza sektörünün öncüsü Enric Marco’yu ve inşa ettiği gerçek-kurmaca dünyasını anlatıyor. Kitap, yazarın Enric Marco’nun işaret ettiği ipuçları doğrultusunda, yaşamının kimi yakın tanıklarıyla çıktığı yolculuğu, kurmaca ile gerçeğin iç içeliğini tarttığı, tekrarlarla hafızayı diri tuttuğu eşsiz bir 21. yüzyıl klasiği. (Everest Yayınları) Kültür ve sanat dünyasında yaşanan değişimler Güneş Ayas’tan Musiki İnkılabının Sosyolojisi. Erken Cumhuriyet'in en önemli kültürel hamlelerinden biri Musiki İnkılabı'ydı. Ancak Musiki İnkılabı'nın sayıca nispeten az çalışmaya konu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Elinizdeki kitap, o fırtınalı yıllarda önce eğitimi sonra da radyolarda icrası yasaklanan klasik Türk Müziği geleneğinin ayakta kalmayı nasıl başardığını, Batıcı politikalar karşısında ne tip uyum ve direnç örüntüleri sergilediğini ve bunların sonucunda nasıl bir dönüşüm geçirdiğini belgeler eşliğinde incelemekte, yanı sıra, siyasi ve idari inkılapların dışında kültür ve sanat dünyasında yaşanan büyük değişimleri anlamak için de bir çerçeve sunmaktadır. (İthaki Yayınları) Sonsuzluğa kadar birbirlerini bırakmadılar Yaşar Gürsoy’dan Atatürk ve Can Yoldaşı Nuri Conker. Çankaya'nın silahşorlarından olarak anılan Nuri Conker asker, siyaset adamı, idareci ve en önemlisi eşsiz bir dosttu Mustafa Kemal için. Selanik'ten başlayıp sonsuzluğa gidinceye kadar birbirlerini bir an bile bırakmadılar. Bu kitapta hem Mustafa Kemal'in hem de Nuri Conker'in hayatına çok yakından tanık olacak, daha önce hiç duymadığınız anıları okuyacaksınız. Nuri Conker'i Mustafa Kemal'den ayrı düşünmek mümkün değildir. Çocukluktan başlayıp son anlarına kadar ayrılmayan bu iki can dostun hikâyesi, aynı zamanda Milli Mücadele yıllarını anlamamız açısından da çok değerli. Nuri Conker, Yakup Kadri'nin dediği gibi, "İzinden yürüyen, yanından ayrılmayan", Atatürk'ün bizzat söylediği gibi de, onun "Hatırası, kalp ve vicdanından çıkmayacak" kardeşidir… Bu kitap her zaman genç kalacak herkes için yazılmış eşsiz bir Mustafa Kemal ve Nuri Conker kitabıdır. (Sia Kitap) Türkiye'nin yüz yıllık yolculuğu Kerem Özakman’dan Sakarya Destanı. "Sakarya'nın işi Karadeniz'e su taşımak değildir sadece. Bir hikâye anlatıcısıdır aynı zamanda. Uğradığı köy ve kasabaların pek çoğundan hikâyeler devşirir ve Karadeniz'e anlatmak için bunları suyuna katar. Yol boyu toplaya toplaya Karadeniz'e getirip aktardığı hikâyelerdir bu destanın konusu. Bu hikâyelerin toplamı ise Türkiye'nin yüz yıllık yolculuğudur. Birinci Dünya Harbinden başlayarak Cumhuriyet'in kilometre taşlarıdır. Sakarya'ya bu hikâyeleri toplaması, bize de bunları kâğıda dökmesi kalır, kendi bildiğimiz gibi, yani şiirsel bir üslupla... Becerebildiysek ne mutlu." Kerem Özakman. (Bilgi Yayınevi) Bir süre dünyayla bağlantınız kopabilir Ertuğ Uçar’dan Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer. Masaya doğru eğildiler, biri parmağıyla önümdeki küçük haritada fenerin olduğu noktaya bastırdı ve şöyle dedi: “Yalnız küçük bir sorun var, kalacağınız zaman boyunca hava şartları nedeniyle hatlarda giderilmesi uzun sürebilen arızalar oluyor. Yani elektrikten ve dolayısıyla size varlıklarından bahsettiğimiz ekipmanı kullanma şansından mahrum kalabilirsiniz. Her ne kadar yedekleriniz olsa da bir süre dünyayla bağlantınız kopabilir.” Biraz heyecanlanmışlar gibi geldi. İyice bana doğru eğildiler. Sanki ağzımdan çıkacak kelimeler kararlarını belirleyecekti. (Can Yayınları)