Kafasında hiçbir şey yoktu, düşünmüyordu Sabahattin Ali’den İçimizdeki Şeytan. Macide, Ömer’in koluna asılmış gidiyordu. Kafasında hiçbir şey yoktu. Daha doğrusu, bir şey düşünmüyor, sadece muhayyilesinde birbirini kovalayan levhaları seyrediyordu "Bu sırada köprüye çıkmışlardı. Hep beraber İstanbul tarafına doğru yürüdüler. Ömer'in, teyzesinin şişman ensesinden kaydırdığı gözleri hiç lafa karışmadan yanlarında giden genç kızın bakışlarıyla karşılaştı." (Sözcü Kitabevi) Derin öykülerin her bir cümlesi kalbinin bir parçası Esra Erdoğan’dan Kocamın Adı Ağzımın Tadı. "Biz onunla kimsesizliğimizi sırtlarımıza dişledik. Dört duvar arasında her şey olur. Utandırmayın beni. Aman!" "Çok günlerimiz geçti beraber. Yedik, içtik, güldük, eğlendik, geldik, geçtik. Hayat ne tuhaf. Orda da yaşam akıyor. Burada da. Sen ordasın ben burada. Ama bize benzeyen kimse yok. Uzağında olmak, bir yumağa dolanmak. Dal serçesi. Artık günleri şöyle sayıyorum; sensiz öncesi, senli, senli ertesi, sensizlik öncesi, sensizlik öncesi ertesi, uzun sensizlik. Ve daha ötesi. Var mı ki?" Yazardan geniş bir duygu yelpazesine sahip, capcanlı bir ilk kitap. Kısa ve enerjik cümlelerle kurulmuş, incelikli ve derin öykülerin her bir cümlesi, hikâye kişisinin tuzla buz olmuş kalbinin bir parçası. Adeta. (Yapı Kredi Yayınları) Standart bir erkeğin, mükemmel kadınla tanışması N. Can Kantarcı’dan Tepemizdeki Gölge. Kitap, kendisiyle içten içe pek kıvanan, yazarlıkla kafayı bozmuş, farklı olduğunu zanneden son derece standart bir erkeğin, kahramanımız Mehmet Kunduracı’nın, “mükemmel” bir kadınla tanışması ve kendini yavaş yavaş baba mesleği ayakkabıcılığı yaparken bulmasının hikâyesidir. İşler beklenmedik şekilde büyür, el işler alet övünür ve elbette Eskişehir, İstanbul, Avrupa yetmez; Yıldızlar Hedefimizdir! Kitap, Haruki Murakami, Philip Roth, Italo Svevo ve Kurt Vonnegut’un gölgeleri üzerine düşen, Türkçede örneğine pek rastlanmayan, tuhaf, mizahi ve kıvrak bir gündelik yaşam bilimkurgusu. (Alfa Yayıncılık) Sevginin anlatıldığı güzel bir hikâye Jess Mcgeachin’den Uçuş. Lucy bir şeyleri tamir etmekte hep başarılıydı ve babasının birazcık fazla yardıma ihtiyacı oluyordu; sonuçta ikisi baş başaydı. Bu yüzden, Lucy kanadı kırık minik bir kuş bulduğunda onu da düzeltebileceğinden emindi. Ama kırılan her şey düzeltilemezdi. Uçuş, şartlar ne olursa olsun kararlılığın ve yaşanan bir kaybın üzerine sevginin anlatıldığı güzel bir hikâye. (Bilgi Yayınevi) Hayaletle başlayan gizemli olaylar Charles Dickens’ten İşaret Memuru. Victoria dönemi İngiltere’sinin en önemli romancısı kabul edilen Dickens, Oliver Twist ve David Copperfield gibi kültleşmiş karakterlerin yaratıcısı olmasının yanı sıra doğaüstü, tekinsiz güçlere, spiritüalizme duyduğu ilgiyle de tanınır. Bu seçkiyi oluşturan üç öykü; bir demiryolu çalışanına bir hayaletin musallat olmasıyla başlayan gizemli olayları konu alan kitap, jüri başkanlığı yaptığı cinayet davası boyunca sanığın suçlu olduğunu göstermeye çalışan bir hayalet tarafından sürekli rahatsız edilen bir bankacının hikâyesinin anlatıldığı “Cinayet Davası” ve beş rehberin birbirine anlattığı hayalet hikâyelerinden oluşan “Günbatımına Karşı” yazarın hayal gücünü ustalıkla kullandığı korku türünün en başarılı örnekleri arasında yer alır. (Can Yayınları) Hafızaları diri tuttuğu eşsiz bir 21. yüzyıl klasiği Javier Cercas’tan Sahtekâr. “Büyüleyici... Sahtekâr’ın aldatma yöntemleriyle sınırlı kalmayıp aldatılanın da yalanları kabul etmekteki istekliliğine ışık tutuyor.” Publishers Weekly. Sınırın Yasaları, Saplantı ve Kiracı romanlarını yayınladığımız, çağdaş dünya edebiyatının usta kalemlerinden yazar, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın Flossenbürg toplama kampında kaldığını, savaştan sonra ülkesine döndüğünde ise Franco rejimiyle mücadeleye giriştiğini iddia eden ve tüm bunlara uygun bir otobiyografi yaratıp İspanya İç Savaşı sonrası ülkesinde, cesareti ve dik duruşu onurlandırılan; tarihsel hafızanın, daha doğrusu hafıza sektörünün öncüsü Enric Marco’yu ve inşa ettiği gerçek-kurmaca dünyasını anlatıyor. Kitap, yazarın Enric Marco’nun işaret ettiği ipuçları doğrultusunda, yaşamının kimi yakın tanıklarıyla çıktığı yolculuğu, kurmaca ile gerçeğin iç içeliğini tarttığı, tekrarlarla hafızayı diri tuttuğu eşsiz bir 21. yüzyıl klasiği. (Everest Yayınları) Duygularının peşinden giden Suat Derviş’ten Onu Bekliyorum. “Bekliyorum ve Büyük Ateş, Suat Derviş külliyatının önemli parçalarından olan bu iki romanın, tefrika edildikleri 1930’lu ve 50’li yıllardan bugünlere ulaşıp okurla buluşması heyecan verici. Suat Derviş edebiyatının her zaman yeni bir söz söylemeye vesile olması, hikâye ve romanlarından bize kalan en önemli yadigarlardan biridir. İki romanda da duygularının ve hislerinin peşinden giden, giderken tökezleyen ve hüsrana uğrayan kadınların hikâyesi anlatılır. Kitapta sanatıyla yaşamak isteyen Suzan ve Büyük Ateş’te yaşayamadığı bir hayatın hayaliyle kavrulan Fazilet’le kadınların erkekler dünyasında kendi hikâyelerini yazma mücadelesini okuruz.” - Sevdagül Kasap. (İthaki Yayınları) Bukalemun gibi biçim değiştiren karakter Virginia Woolf’tan Orlando. Orlando eğlenceli, fantastik bir "sahte biyografi"; Virginia Woolf'un yakın arkadaşı, karizmatik, biseksüel yazar Vita Sackville-West'i düşünerek yazdığı ve İngiliz yaşamıyla edebiyatını yüzyıllar boyunca kat ettiği en özgün yapıtlarından. Orlando'nun gerektiğinde bukalemun gibi biçim, daha doğrusu cinsiyet ve kimlik değiştiren karakterde olması, bu özgünlüğün sebebidir. Erkek olarak başladığı hayatında Rus romanlarını andıran bir aşk yaşadıktan sonra, Osmanlı'ya büyükelçi olarak gitmişken, tam da Bursa düzlüklerinde Çingenelerle yaşarken bir gecede kadına dönüşür mesela. On altıncı yüzyılda kraliçelerin ve saray şairlerinin misafir olduğu soylu bir malikânenin varisi olarak başlayan hayatı, yirminci yüzyılın ilk yarısında modern bir kadın yazar olarak sonlanır. (Sia Kitap) Psikanaliz ile ilgilenen herkes için büyüleyici Karen Horney’den Son Dersler. “Açık, net, ilham verici, pratik ve hem yeni başlayan hem de deneyimli okur için kesinlikle müthiş kullanışlı. İnsan davranışının dinamikleri ve psikanaliz ile ilgilenen herkes için büyüleyici.” Dr. Theodore Isaac Rubin, Lisa ve David kitabının yazarı. Kitap, Karen Horney’in hayatının son yılında psikanalitik teknik üzerine sınıfında verdiği dersleri sunuyor. Freud’dan sonra en özgün psikanalistlerden birisi olarak bilinen Karen Horney, aynı zamanda kurucularından olduğu Amerikan Psikanaliz Enstitüsü sayesinde verdiği derslerle psikanalistlerin eğitimlerinde derin etki bırakan iyi bir öğretmendi. Bu çalışma, İç Çatışmalarımız, Zamanımızın Nevrotik Kişiliği ve Nevroz ve İnsan Gelişimi gibi klasik Horney metinlerini bilenler için temel bir okumadır. (Totem Yayınları) Merhamet, sevginin en güzel çiçeğidir Akif Manaf’tan Merhamet Nedir ve Nasıl Merhametli Olunur? Kitapta merhamet üzerine önemli tespitler yapan yazar şunları söylüyor: Merhamet, sevginin en güzel çiçeğidir. Merhamet evrensel bir duygudur. Yani her canlı varlığa hastır çünkü can denilen ebedi ruhi özden kaynaklanmaktadır. Herkes kalbinde merhamet ile doğar ama acımasız toplumun etkisiyle merhametsiz hale gelebilir. Merhamet kayırmak, sakınmak, korumaktan ziyade acıyı ortaklaşmak, ıstırabı birlikte yaşamak anlamına gelmektedir. Herhangi bir canlı varlığın kederini, acısını, mutsuzluğunu yüreğinde hissedip üzüntü duymak ve yardım hisleriyle dolmaktır merhamet. Küsenle barışmayı, aleyhine de olsa gerçeği söylemeyi, kötülük yapana iyilik yapmayı, zulmedeni affetmeyi, hoşgörülü olmayı, pozitif diyalog kurmayı, güler yüzlü olmayı, barışı sağlamayı, dostça davranmayı, bağışlayıcı olmayı vs. sağlayan şey merhamettir. (A.Z. Yayıncılık) Kolay mı üç sözcüğü yan yana koymak! Nezihe Meriç’ten Kimse Hikâyeyle Aramda Geçenleri Anlamıyordu. Seval Şahin'in yayına hazırladığı kitapta öykücülüğümüzün gelişiminde pay sahibi ustalardan yazarın kitaplarının yazılış süreci, öykü anlayışı, anıları, kişisel dünyası, günlük uğraşıları, yazarlık tutumu, yazınsal sorunları konu ediliyor. Nezihe Meriç'i yakından tanımak, bir öykücünün mutfağına sokulup sohbetine katılmak için bulunmaz bir fırsat." "Kolay mıdır bir beyaz kâğıda üç sözcüğü yan yana koymak! Bu işlemi sürdürmek! Her sözcüğün arkasında bir dünya vardır. Geçmişin, bugünün, yaşamakta olanın, insanın, toplumun devinimini, evrimini, devrimini, her bir şeyini içerirken, kolay mıdır yazı yazmak! Ateşle oynamaktır." (Yapı Kredi Yayınları) Mitik şiirsel epikler yerine lirik düşünceler Emily Dickinson’dan Seçme Şiirler. "Emily Dickinson –Shakespeare'i saymazsak– Dante'den bu yana en çok bilimsel özgünlük gösteren Batılı şairdir. Bu konuda en yakın rakibi onun gibi her şeyi kendisi için yeniden kavramlaştıran Blake olabilir. Fakat Blake sistematik bir mit yaratıcısıydı, Dickinson ise her şeyi yeniden düşündü ama sahne oyunları ya da mitik şiirsel epikler yerine lirik düşünceler yazdı." –Harold Bloom. Emily Dickinson'ın 1886'da yaşamını yitirmeden önce yazdığı yaklaşık bin sekiz yüz şiirden sadece on biri o hayattayken yayımlanmıştı. Yaşamı boyunca münzevi bir hayat süren Dickinson'ın, Amerikan edebiyatının en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilmesi ise ölümünün çok seneler sonrasında gerçekleşti. (İthaki Yayınları) Paramparça olan bir ailenin tüm hikâyesi Natalia Ginzburg’tan Bütün Dünlerimiz. 1930’lar sonu İtalya’sı. Bir taraftan faşistler ülkenin rengini soldururken diğer taraftan Avrupa’nın üzerini kaplayan karabulutun gölgesi İtalya’nın da üzerine düşmektedir. Yaklaşan II Dünya Savaşı’ndan önce endişe, umutsuzluk ve yılgınlık her yeri çoktan ele geçirmiştir bile. Yazar, Anna ve onun burjuva ailesi çevresinde kurduğu romanında bir kuşağın öyküsünü ve paramparça olan bir ailenin tüm hikâyesini kusursuz bir biçimde aktarıyor. Bütün Dünlerimiz bir ailenin hikâyesi olduğu kadar; uzakta, çok uzakta olsa bile savaşın ne kadar yıkıcı bir olgu olduğuna ve yaşama umudunun ne denli güçlü olduğuna ilişkin kusursuz bir roman. (Kırmızı Kedi Yayınevi)