Bağışıklık sistemi, antioksidanlar Prof. Dr. Osman Erk'ten Bağışıklık Diyeti. Günümüzde infeksiyon hastalıkları, kanser ve kronik hastalıklar bağışıklık sorunu olarak ele alınmaktadır. Bağışıklık sistemini desteklemek için uyku, spor, stresten uzak durmak, iyimserlik ve kahkaha, sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak durmak önemli olmakla beraber en önemli sorun yediklerimiz, içtiklerimiz ve maruz kaldıklarımızdır. Bu kitapta bağışıklık sistemi, inflamasyon, antioksidanlar, vitamin ve takviyeler ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Bağışıklık sistemini destekleyen yaşam ve beslenme tarzı, ayrıca bağışıklık sistemini kesin olarak etkilediğini bildiğimiz su, hava, çay, kahve, zeytinyağı ve tuz gibi konular da okuyucuya aktarılmaktadır. (Sözcü Kitabevi) Karşılaştırmalı tarih incelemesi Tarihçi ve sinema yazarı Başak Bıçak'tan Monarşiden Cumhuriyete Modernleşme. Yazarın kısmen yeniden yazılmış yüksek lisans tezinin kitaplaştırılmış hali olan bu çalışma, Fransız Devrimi ve Fransız Üçüncü Cumhuriyeti ile Osmanlı/Türk Modernleşmesi ve Türk Devrimi'ne ilişkin bir karşılaştırmalı tarih incelemesi… Fransızca kaynaklar da dahil zengin bir kaynakçaya dayanıyor. Batılıların deyimi ile Jön Türkleri ve Kemalistleri, Fransız Devrimi ve Üçüncü Cumhuriyeti derinden etkiledi. "Yazarın kitabı bunu çok başarılı bir şekilde ortaya koyuyor. Eugène Delacroix'nın 1830 tarihli 'Halka Yol Gösteren Özgürlük' (La Liberté Guidant Le Peuple) tablosundan etkilenerek Zeki Faik İzer'in 1933 yılında yaptığı 'İnkılap Yolunda' tablosu arasındaki benzerlik, İzer'in Delacroix'dan etkilenmesi, Türk devrimcilerinin Fransız devrimcilerinden ne ölçüde etkilendiğinin açık bir göstergesi… Bir farkla, birinde özgürlük diğerinde inkılap (devrim) ön planda… Literatüre önemli bir katkı sağlayan bu kitabı dolayısıyla Başak Bıçak’ı kutlarken, benzeri karşılaştırmalı tarih çalışmalarının artmasını diliyorum. Prof. Dr. Hakkı Uyar." (Libra Kitap) Ağırlık filmlerin kendisinde Atilla Dorsay’dan Dünyaya Açılan Sinemamız ve Yeni Bir Kuşak. Korona Virüs çağı aniden bastırdığında, yazar dönem gereği iki sinema kitabına birden başlamak üzereydi: sinemamızın yakından izlediği o son ve parlak 2010-2020 yıllarının filmleri. Ve de 2015-2020 arasının yine çok önemli bulduğu dünya sineması. O arada özellikle "65 yaş üstü"lere reva görülenler bu zor dönemi kolaylaştırıcı değildiyse de, yazarımız görevini yaptı. Doğrusu bu yılın Ağustos ayında birden ortaya çıkan kalp hastalığı ve o "6 by-pass birden" ameliyatı hiç hesapta yoktu. Ama o da aşılmış gözüküyor. Ve böylece, tüm engellere rağmen kitaplar çıktı, çıkıyor. Bu kitapta yenileriyle karışmış kimi eski Yeşilçam anıları da yok değil. Ağırlık elbette filmlerin kendisinde. Bu yılların içerdiği çağdaşlıkta, yaratmada, gençleşmede.... Ve de göz yaşartacak kadar görkemli ilk çıkışlarda. (Remzi Kitabevi) Entrikalar ve savaşlarla dolu Rusya tarihi Abraham Ascher'den Kısa Rusya Tarihi. Rusya, tarih boyunca dünyanın en ilginç ve karmaşık siyasi ilişkiler ağına sahip devletlerinden biri olmuştur. Moğollarla bitmek bilmeyen çekişmeler, Korkunç İvan ve Büyük Petro'nun yönetim anlayışları, II. Katerina'nın hırsı, Osmanlı Devleti'yle uzun soluklu husumet, Napolyon tehdidi ve nihayet çarlık Rusya'sının sonu: Bolşevik Devrimi, dünya savaşları, komünizm, Lenin ve Stalin'in baskıcı yönetimleri, SSCB'nin dağılışı, Soğuk Savaş ve ABD'yle ilişkiler. Yazar kitabında işte bütün bunları; entrikalar ve savaşlarla dolu yüzlerce yıllık Rusya tarihini anlaşılır ve ilginç bir hikâyeye dönüştürüyor. (Say Yayınları) Dünyaya bin kez gelsem, yine gazeteciliği seçerim Yalçın  Doğan’dan Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz. Kitabı yazmaktaki amacım, 'tarihin tekerrür etmesini önlemeye', kendi çapımda kalıcı bir katkı sunmaktan öteye gitmez. 2020 koşullarını düşündüğümde... Her şeye rağmen, 'Gazetecilik... Bağımsız, özgür, kimsenin kulu kölesi olmadan, inandığın gibi, saygın gazetecilik...' 2020 koşullarında bile, dünyaya bin kez gelsem, bin kez gazeteciliği seçerim. Bu kitap bir siyasi tarih kitabı değil. Bir otobiyografi hiç değil. Ama kronolojik olmayan, o nedenle yıllar içinde birbiriyle bağlantılı olayların perde arkasını kendi penceremden anlatma denemesidir. Yalçın Doğan. Kitap, gönülden bağlandığı mesleğine yıllarını vermiş bir gazetecinin, 1970'lerin ikinci yarısından 2006'ya kadar görev aldığı gazetelerde, ancak, bazılarını yazmadım, daha doğrusu günün koşulları gereği yazamadım. Onlar bende saklı kaldı. Günyüzü görmedi, dediği anılarını da kapsıyor. (Sia Kitap) Dağınıkla iç içe yaşıyorum Cahit Kayra’dan Bir Çalışma Odası. Ben burada yaşıyorum ve bu dağınıklıkla iç içe… Büyük rahat koltuklarım var, dünyayı unutup eski benin rüyalarına dönmek istediğim zaman uzandığım büyük koltuklar... Bazen en dalgın anda elimdeki kitap kucağıma düşerken bir köşeden bir başka kitabın bana seslendiğini duyuyorum. Belki duymak istiyorum. Birlikte yaşadığım bu oda, bu raflar, bu eskimiş eşya, çatlak fanuslu abajur, zamanı doğru göstermeyen eski zaman saati, masalar, aile resimleri, bilgisayar ile tablasının arasından bakan portakal renkli panter, karışık telefon telleri, Gönül'ün babasından kalma Yemen silahları, eski Şiraz halısı, renkler içindeki kilim, pencereyi saran ıtır dalları ve yaprakları… (Tarihçi Kitabevi) Pragmatik komutlar arasındaki boşluk Edd Finn’den Algoritmalar Ne İster? - Hesaplama Çağında Hayal Gücü. Hesaplamalı sistemlerin bugünkü dünyamızı nasıl dönüştürdüklerini anlamak amacıyla algoritma hakkında daha derin bir kavrayışa sahip olmamız gerektiğini söyleyen yazar, Neal Stephenson’ın Parazit’inden Diderot'nun Ansiklopedi’sine, Adam Smith’ten Star Trek bilgisayarına kadar çeşitli kaynaklardan yararlanarak teorik fikirler ile pragmatik komutlar arasındaki boşluğu araştırıyor. Siri gibi akıllı yardımcıların geliştirilişini, Netflix’te algoritmik estetiğin yükselişini, Ian Bogost’un satirik Facebook oyunu Cow Clicker’ı ve Bitcoin’in devrim niteliğindeki ekonomisini inceliyor. (Tellekt Yayınları) Bekâr erkekler ne düşünüyor? Humfrey Hunter'den Erkek Dosyaları. Bir erkeğin aklından neler geçiyor? İç dünyalarında neler olup bitiyor? Erkekler bazen zor bir cebir probleminden daha kafa karıştırıcı olabilirler. Neyse ki yazar onları anlamanıza yardımcı olmak için hazır. Bekâr erkeklerin ne düşündüğüne, ne istediklerine, neyi neden yaptıklarına ve bunu onlardan biri olarak nasıl yaptıklarına dair bu kitapta sınırsız ipuçları veriyor. Mesela sizi aramıyor mu? Ve bunun nedenini merak ediyor musunuz? O aslında Anlayışlı Erkek mi, yoksa Kötü Çocuk mu? Kalıcı bir ilişki için hazır mı yoksa sadece anlık bir beraberliğin peşinde mi? Kafanız çok karışık olabilir ama bütün bu birbirine girmiş sinyallerin açıklaması elinizdeki kitapta. (Totem Yayınları) Düşünmeye ve sorgulamaya davet Mavisel Yener'den Ezop Masalları-Sen de Oku Klasikler. Boynuzlarıyla övünen geyiği, aslan kovalamaya başlayınca başına gelmedik kalmıyor. Fare, aslana aş olacakken kahramana dönüşüyor. Sürüsünü otlatırken canı sıkılan çoban, köylüleri kandırmak için nasıl bir yalana başvuruyor? Karıncayla Ağustos Böceği, Altın Yumurta Yumurtlayan Tavuk, Maymunla Balıkçılar ve daha niceleri... İnsanlık kültürünün ortak mirası olarak tanımlanan ve mazisi M.Ö. 6. yüzyıla kadar dayanan kitap, yaşadığımız dünyaya eleştirel bir pencereden "yeniden" bakmamızı öneriyor. Kıssadan hisse masallar aracılığıyla düşünmeye ve sorgulamaya davet eden kitap, geçmiş onca zamana rağmen gerçekte insana dair pek az şeyin değiştiğini anımsatıyor. (Tudem Yayınları) Düşüncelere ve duygulara ışık tutuyor Nurullah Ataç'tan Keziban'a Mektuplar. Yazar, mektup biçimindeki eleştirel denemelerinde yazınsal sorunlar üzerine Keziban’la düşünürken bazen ona, bazen kendisine karşı çıkıyor. Lirizm, intihal, snopluk, delilik, muamma, tesir, eleştiri, anket, samimiyet, eski şiir, yenilik konularının yanı sıra, dergilerde okuduğu kimi yazılar üstüne yaptığı eleştirilerde, yazarlarla girdiği polemiklerde alabildiğine alaycı, kuşkucu, sivri dilli bir yazar, Ayşe'ye mektuplarındaysa büsbütün aşka düşmüş, büsbütün hülyalı bir Ataç çıkıyor karşımıza. Sanki biri muhayyel, biri gerçek iki kadına yazılmış mektuplar, yazan-yaşayan Ataç’ın düşüncelerine, duygularına ışık tutuyor. (Yapı Kredi Yayınları) Bir genç kızın hikâyesi Pınar Çelikel’den Ya Bir Bulutsan. Hayattaki en önemli şeyler çoğu zaman bitti derken başlayanlardır. En ısıtan güneş, karanlığın ardından doğan, en umutlandıran kişi, düşerken kaldırandır. Rânâ, en sevdiği insanların kaybıyla sendelerken tutunacak bir dal, yaslanacak bir duvara ihtiyaç duyuyordu. Ailesi, arkadaşları vardı elbette ama onu ayağa kaldıracak esas kişi kendisiydi. Peki, kimdi gerçekte Rânâ? Hayatta kendi yolunu çizmeye çalışan bu gencecik kızın amacı neydi ve yüreğini aydınlatacak gücü nereden bulacaktı? İskenderun’un deniz kokan yollarından Tebriz’in şiir, sanat, tarih dolu masalsı sokaklarına uzanan yolculuğunda ailesinin geçmişini, kendi hayat amacını, geleceğinin yol haritasını keşfeden bir genç kızın hikâyesi... (Artemis Yayınları) Etkileyici bir polisiye Erhan Gökgücü’den Muz Kabuğu Cinayeti. Muz kabuğuna basarak apartman boşluğuna düşüp ölen bir kadın. İlk bilgi bu. Peki arkasındaki gerçekler nedir? Oyun yazarı, rejisör ve oyuncu olarak onlarca ödül alan, tiyatro dünyamızın değerli isimlerinden yazarın usta kaleminden etkileyici bir polisiye. İktidar ve güç çatışmalarının insan ilişkilerindeki etkisini cinayetlerin temel motivasyonu olarak ele alan roman sizi heyecanlı okuma bir serüvenine davet ediyor. (Bilgi Yayınevi) Nikbin insan, etrafına ışık saçan insandır Victor Pauchet’ten Nikbin Olunuz. Nikbinlik adeta sihirli bir değnektir, dilek sınırı olmadan her istediğinizi gerçekleştirecek ve yanınızdan ayrılmayacak bir lamba cinidir. Fantastik gibi görünen bu cümlenin gerçekliğini size ünlü Fransız tıp doktoru yazar kanıtlayacak. Bu kadim sırrın, sağlığınızdan ailenize, eğitim hayatınızdan iş hayatınıza kadar ne büyük tesirleri olacağını bir bilim adamının cümlelerinde göreceksiniz. Nikbin insan, kuru başarıları olan yalnız insanın tam tersi; aranan, özlenen, merak edilen, etrafına ışık saçan insandır. Nikbinlik, sizleri düş atına bindirip hayallerinizin gerçek olduğu diyara taşıyacak çok kudretli bir araçtır. (Buğday Kitap) Bir kıtanın capcanlı biyografisi Pablo Neruda'dan Evrensel Şarkı-Canto General. Sessizliği verin bana, suyu, umudu. Kavgayı verin, demiri, yanardağları. Yapıştırın bedenlerinizi bedenime mıknatıs gibi. Üşüşün ağzıma ve damarlarıma. Konuşun kanımla, sözcüklerimle. "Neruda Kral Midas gibidir. Dokunduğu her şeyi şiire dönüştürür." Gabriel Garcia Marquez. Latin Amerika'nın en büyük destanlarından biri olan Evrensel Şarkı, bir kıtanın capcanlı biyografisi. Kolomb öncesi uygarlıkların, konkistadorların ayak basışının, sömürgenin ve despotluğun, çalkantılı toplumsal olayların arka plan olduğu bir coğrafyada yaşayan, tarihe adını yazdırmış figürler kadar adını kimsenin hatırlamayacağı sıradan insanları da anlatan eşsiz bir halk tarihi çalışması. (Can Yayınları) Gizem, macera ve tarihsel kurgu Francis Marion Crawford'tan Kalbe Seslenmek Zordur-Roman Dediğimiz Şey. Yazar, Türkçe dahil on sekiz dil bilen bir lisan tutkunuydu. Gizem, macera ve tarihsel kurgu türlerinde birçok roman kaleme aldı. İngilizcenin en büyük korku yazarlarından biri olarak kabul edildi. Bunların yanında birçok konuda çalışma yapan Crawford, "Roman Nedir?" sorusuna cevap aradığı bu makalede, romanın bir amaç taşıması ya da okuru bilgilendirmesi gerekip gerekmediğini, bir sanat ve fikir eseri olan romanın ticari bir ürün olarak nasıl değerlendirilebileceğini tartışarak yazarların dünyasına farklı açılardan yaklaşıyor. (Çınar Yayınları) Duygu odaklı kalp sağlığı... Ahmet Taha Alper’den Kalpleri Ayarlama Enstitüsü. Duygu durumlarının kalp sağlığı üzerindeki etkisi nedir? Stresi yönetmek ve mutlu bir yaşamın anahtarını bulmak mümkün mü? İleride kalp hastası olacağını düşünenler, gerçekten hasta olurlar mı? Mutlu insanların kalbi daha mı sağlıklıdır? Kardiyolog Prof. Dr. Ahmet Taha Alper ve Psikolog Dr. Hicran Tülüce, duygu durumundaki değişikliklerin kalp sağlığı üzerindeki etkisini modern tıbbın bilimsel çalışmaları ışığında, kadim bilgilerle ve örnek hasta vakalarıyla anlatıyor. Duygu odaklı kalp sağlığı... Yaşamla ilgili her detayın dönüp dolaşıp nasıl da kalbe dokunduğunu anladıkça duygu odaklı kalp sağlığı yaklaşımının önemi daha da artacaktır. Üzüldüğünüz, sorun ettiğiniz ya da kızdığınız her şeyi bir kez daha gözden geçirmek isteyeceksiniz. (Destek Yayınları) Afrika'nın gerçek sahipleri Karen Blixen’ten Afrika Çiftliği. Yazar yalın ve canlı anlatımıyla bizi Kolonyal Afrika’ya götürür: Kahve ürettiği bir araziye sahip olan, kendisi de birçok yerli ortakçı ve hizmetkâr çalıştıran Blixen, çiftlikte onlarla birlikte canla başla çalışır, kendisine duyulan saygıya, yerlilere ve onların dünyasına duyduğu saygıyla karşılık verir. Sevinçleri ve hüzünleri beraber yaşar, Afrika’dan ayrılık zamanı geldiğinde ise karşılıklı gözyaşı dökerler.  Afrika Çiftliği, yabancı bir coğrafyanın hem insani hem yabani unsurlarını sunarak bizi uzak ve kayıp bir zamana götürüyor. Çiftliğe yolu düşen beyazlar; Denys Finch-Hatton gibi aristokratlar yahut İhtiyar Knudsen gibi yoksul balıkçılar, Hintli tüccarlar, Afrika’nın gerçek sahipleri... Toprakları ellerinden alınan ve kendi topraklarına sahip olmaları, hatta toplu halde dans etmeleri bile beyazların hükümetince yasaklanan yerlilerin gündelik hayatına değinen otobiyografik anlatı, yüz yıl önce yaşananlara tanıklık ederken günümüze de yansıyan ırk tartışmalarına bir perspektif sunuyor. (Everest Yayınları) Merak uyandırıcı, sorgulatıcı anlatım Sarah Jio'dan Gündüzsefası. Ada Santorini geçmişini geride bırakarak Seattle’a, ona sakin anlar vaat eden yüzen evlerden birinde yaşamaya gelir. Yüzen evinin içinde bir gün gizemli bir sandık bulur ve bu sandık, geçmişin yüklerinden kaçtığı bu yerde ona yeni maceraların kapılarını açacaktır. Sandığın içinden çıkan Penny Wentworth'a ait eski eşyalara göz atarken 1950'li yıllara ve Penny'nin çalkantılı hayatına ortak olur. Penny yeni evlenmiştir, mutlu olduğunu sanmaktadır ama her geçen gün, hayatında hem evliliğine hem de kendine dair bazı eksik yanlar olduğunu fark eder. Ada da Penny’i tanıdıkça kendi geçmişindeki düğümleri tek tek açmaya başlar. Penny ve Ada'nın hayatları gitgide birbirine karışırken kitabında Sarah Jio’nun merak uyandırıcı, bağışlayıcı ve sorgulatıcı anlatımı hayranlık uyandırıyor. (Epsilon Yayınevi) Herkes birbirinden farklıdır Libby Walden, Richard Jones'den Duygular. Duyguların dünyasına bir yolculuk… Göze görünmeseler de duygular güçlü ve gerçektir. Çocuklar bu kitabın her bir sayfasında farklı bir duygunun kapısını aralayacak. Herkes birbirinden farklıdır ve duyguları da aynı değildir. Kendinizi başkalarının yerine koyup onların nasıl hissettiğini anlamaya çalışın. (Hep Kitap) Uçuş güvenliği ve huzur için Beliğ Okkalıoğlu'ndan Orada Neler Oluyor? Uçağa adımımızı atar atmaz soldaki kapalı, dar kapıya istemsiz bir göz atışımız vardır. Orada uçağı uçuracak olanlar olduğunu biliriz. Sonra çoğu kez ne dediklerini anlamakta zorlandığımız hitaplarını işittiğimizde varlıklarından emin oluruz kaptan pilot ve yardımcısının. O pilot ki ayda ortalama 3, yılda 35, mesleki ömrü boyunca 1200'den fazla sınava girmiş olacaktır bizlerin uçuş güvenliği ve huzuru için. O pilot ki 3 milyon parçadan oluşan o devasa mekanik ve elektronik yığınını bir kuş estetiğinde uçurup yere konduracaktır. İşte o pilotlardan biri şimdi bizlere bir kaptan pilotun havaalanına geldiği andan metal kuşun havalanıp seyahatini tamamlayacağı ana kadar geçen süreci anlatıyor. Nasıl hazırlanıyor? (h2o Kitap)