"Güç ve güven bulmak için hep dışarı baktım, ama o hep içimdeydi" Klinik Psikolog Şehnaz Tuna'dan Anna Freud-Bakire Ölen Bir Anne... “Hareketlerimize hükmeden şey, keşif ruhunun verdiği neşe ve canlılıktı.” Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’un altı çocuğunun arasından tahtını devredeceği tek vârisi olarak gördüğü kişiydi Anna Freud, öyle de oldu. Anna Freud, babasından devraldığı tacın hakkını sonuna kadar verdi. Hayatını babası Freud’a ve onun öğretilerine adadı. Psikanalizi ölümsüzleştirmeye adeta ant içmiş bu genç kadın Çocuk Psikanalizi ve Benlik Psikolojisi ekollerini geliştirdi, psikanalitik ilkelerin çocuk terapisine uygulanmasına öncülük etti. Hiç evlenmedi ama hem çok sevdi hem de çok sevildi. Hayat arkadaşı Dorothy ile beraber kurucusu olduğu okullar ve enstitüler sayesinde sayısız çocuğa ev verdi, onları korudu, her birine annelik yaptı. Psikanaliz dünyasındaki paha biçilemez katkılarına rağmen hep gölgede kalmayı tercih etti. Şöhreti ve şovu hayatı boyunca reddetti. Bu yüzden ismi çok anılmadığı halde günümüzde bile halen çocuk ruh sağlığına dair yapılan tüm çalışmalarda onun dokunuşları vardır. Dünyaya geldiğinden beri başkalarının sevgisini kazanmak için uğraşan, babasına âşık, çocuklardan ve hayvanlardan hiç vazgeçmeyen bir bilim kadınının hikâyesini okuyacaksınız bu kitapta...(Destek Yayınları) Felsefe severlere tadı eskimeyecek bir eser Soren Kierkegaard’tan Dolayımsız Erotik veya Müzikal Erotik Evreler. İnsan yaşamını üç evreye –estetik, etik ve dinsel– ayıran filozof müzikal evreleri de üçe ayırır: Birinci evre Mozart’ın operası Figaro’nun Düğünü’ndeki uşak karakteriyle; ikinci evre Sihirli Flüt’teki Papageno’yla; üçüncü evre Don Giovanni’yle temsil edilir. Yazarın tanımladığı estetik evrede, arzu bu müzikal evrelerin her birinde mevcuttur, ancak “ilk evrede hayal eden, ikincisinde arayan, üçüncüsünde de arzulayan” olarak vardır. Yazar eserinde gerek zengin üslubuyla gerekse Mozart’ın müziğiyle süslediği varoluşçu anlayışıyla felsefe severlere tadı hiç eskimeyecek bir eser armağan ediyor. (Alfa Yayıncılık) Evren bana torpil mi geçiyor? Yaprak Gürdal’dan Denizaşırı Yalnızlık - Bir Kanada Göç Hikâyesi . Nasıl bu kadar çok gezebiliyorum? Evren bana torpil mi geçiyor? Hayat bana hep güzellikler mi sundu, yoksa ben bugünkü hayatıma sahip olabilmek için çok mu azmettim? Bugüne gelene dek hangi yollardan yürüdüm? Bu kitapta pes etmek nedir bilmeyen ve şimdiye kadar 75 ülke ve 500’den fazla şehre giden bir gezginin Kanada’ya göç etme macerasını, Kanada’da yaşadıklarını ve ardından Kanada, Amerika Birleşik Devleri, Karayipler gezi anılarını bulacaksınız. “Hayat ya cesur bir maceradır ya da hiçbir şey!” Helen Keller. "Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur." St. Agustine. (Atayurt Yayınevi) Süper yetenekli Gordon Korman’dan Süper Yetenekli. Yetenek[siz] kitabıyla tanıdığımız Donovan Curtis, hiçbir zaman insanların üstün yetenekli diyebileceği biri olmamıştır. Ancak IQ seviyesi etrafındaki herkesten daha yüksek olan dâhi arkadaşı Noah Youkilis gerçekten süper yeteneklidir. Üstün Eğitim Akademisi'nde geçirdiği onca yıldan sonra Noah, başarısız olma fırsatının hayalini kurmaktadır; tabii canı isterse. Ve artık tam da bunu yapmak için en uygun yerdedir: Donovan'ın okulu. Noah neredeyse daha ilk günden kendini amigo takımı kaptanı Megan Mercury ve spor kralı Hash “Hashtag” Taggart ile karşı karşıya bulur. Donovan, Noah'ya arka çıkınca Hashtag'le büyük bir kavganın ortasına düşer. Spor kralından uzak durmalıdır; yoksa… (Bilgi Yayınevi) Cinsellik, şiddet ve kapana kısılmışlık Neslihan Önderoğlu’ndan Mevsim Normalleri. Tek başına çocuklarını büyütüp annesine bakanlar, engelliler, erkeklerin dünyasında kendine yer bulamayan kadınlar, dağılmış aileler, kardeş rekabeti, boyunduruklar, kırık kalpliler… Cinsellik, şiddet, yalnızlık, iletişimsizlik ve kapana kısılmışlık… Kimi zaman uç durumları, sınırda yaşayanları, kimi zaman da gündelik hayatta karşılaşılan çıkmazları, ruhu kavrayıveren sıkışmışlık hissini ortaya seriyor. Ancak hiçbir zaman duygu sömürüsüne kaçmıyor; hissiyatı altını çizmeden, okurun kendi imgeleminde yaratmasına imkân verecek şekilde, özenle kurduğu sahnelerle iletmeyi seçiyor. İncelikli kurgusu, tutumlu anlatımıyla kitap, onun bu özelliklerini en iyi yansıtan öykülerden oluşuyor. (Can Yayınları) Esrarengiz vakayı aydınlatıyor Gaston Leroux’ten Siyahlı Kadının Parfümü. Kapalı-oda türünün öncülerinden ve çağdaş polisiyenin başyapıtlarından biri olan Sarı Odanın Esrarı’nda tanıştığımız kahramanlar, yeni bir gizem perdesinin, ‒bu sefer daha karanlık bir perdenin‒ ardında tekrar bir araya geliyor. Mathilde Stangerson ve sevgilisi Robert Darzac henüz evlenmiş ve kısa zamanda sırlarla dolup taşacak Herkül Şatosu’na yerleşmiştir. Burada, sürpriz bir şüphelinin parmağı olan esrarengiz bir vakayı aydınlatmaya çalışan muhabir dedektif Rouletabille, bir yandan kendi geçmişiyle ve anılarında önemli bir yer kaplayan Siyahlı Kadın’la da yüzleşecektir. “En iyilerden biri…” Agatha Christie. (Çınar Yayınları) İç mimarlar için bir başucu kitabı Prof. Dr. Genco Berkin’den ‘İç Mimarlıkta Malzeme ve Detay.’ Yazar tarafından başta iç mimarlık, mimarlık öğrencileri olmak üzere, meslek hayatına yeni adım atan tasarımcı ve uygulamacılar düşünülerek yayınlandı. Kitabında tasarımcılara, detay ve malzeme ekseninde, tasarım sürecini destekleyecek eksiksiz bir donanım kazandırma hedefiyle tüm verileri yalın ve kolay anlaşılabilir bir biçimde aktaran yazar ‘Bu kitabı, İç Mimarlık alanında yeterli Türkçe literatür bulunmaması, öğrencilerimin internet üzerinde aradıkları bilgilerden emin olamamaları ve kaynak kitap beklentileri nedeniyle yazmaya karar verdim. Kitap, çok beğenildi ve 9 ay gibi bir sürede 3’üncü baskısını yaptı. Her baskıda onu hormonsuz büyüyen ve yeni şeyler öğrenen bir çocuk gibi geliştiriyorum’ dedi. (YEM Yayınları) Önümüzdeki 10 yılına ilişkin olası senaryolar Mehmet Öğütçü’den Yeni Dünyanın Gizli Şifreleri. Diplomat, işadamı, stratejist, yazar, bu kitabında sadece dünyanın değil Türkiye'nin önümüzdeki 10 yılına ilişkin olası senaryoları ortaya koyuyor. 2023 hedeflerinin tutmayacağı anlaşıldığı için daha gerçekçi bir 2030 vizyonuna kafa yoruyor. Yeni düzensiz soğuk dünyada nasıl bir rol üstlenebileceğimiz konusunda hükümet ve iş dünyası liderlerine somut tavsiyeler sunuyor. Kitabında çoğulcu bir yaklaşımla ülkemizin önde gelen yazarları ve düşünürlerinin öneri ve değerlendirmelerine de yer veriyor. (Destek Yayınları) Dünyada çok önemli şeyler oldu Seyyidhan Kömürcü’den Kendinin Ağacı. Dünyada çok önemli şeyler oldu. Ama ben de sizin eve baktım. Bir tayın bir taya baktığı. Bir tayın bir taya uzun uzun baktığı. Bir tayın bir tayı bıraktığı gibi. Dünyada çok önemli şeyler oldu. Atlar yalnız kalmamak için bu kadar koşarlar diyen o at. Yalnızlar koşarken de yalnızdır diyen o at. Yalnızlar öperken de yalnız. Ben sana sımsıkı sarılırken de. O at buramdaydı. Bu ses nereden geliyor dediğim o gün. Göğsümdeki at kardeşlerim. Göğsümdeki at yere uzandı. Dünyada çok önemli şeyler oldu. Hem ölmedim yüzükoyun. Hem alnımda yeryüzü. Ölürüm dediğim yerde ev yaptım. (Everest Yayınları) İnanılmaz bir zaman yolculuğuna çıkacaksınız Ece Erdoğuş Levi’den Masalın İstanbul Maceraları – Beyoğlu. Ah Beyoğlu, ah! Bir zamanlar o güzelim caddelerinde kimler kimler yürüdü senin… Sahi, kimler yürüdü, biliyor musunuz? Peki ya semte adını veren hikâyeyi? Ya Markiz Pastanesi’nin o muhteşem “Mevsimler” panolarının öyküsünü? Hazırsanız söyleyelim: Bu kez Masal ve Kara ile sadece müthiş bir mecareya atılmakla kalmayacak, onlarla birlikte inanılmaz bir zaman yolculuğuna çıkacaksınız! Karaköy’den Tünel’e binip kendilerini Beyoğlu’nun eski zamanlarına varmış bulan kahramanlarımız, yine hem çoğu kişinin bilmediği öyküler anlatıyor hem de sizleri yaşadığınız zamandan alıp büyüleyici bir geçmişe götürüyor. (Epsilon Yayınevi) Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkiler R. Hüsrev Gerede’den Hitler Almanyası'nda Berlin Sefirliği Hatıralarım 1939 – 1942. Yıl 1939. İnsanlığın üzerine kâbus gibi çöken 2. Dünya Savaşı'nın başladığı dönemde, Hüsrev Gerede Japonya'dan Berlin'e büyükelçi olarak atanır. Almanya'nın Polonya'yı işgal ettiği 1 Eylül 1939 tarihinden iki gün sonra başladığı görevine 27 Temmuz 1942'ye kadar devam eder. Yaklaşık üç yıl boyunca Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin sağlıklı yürümesi ve Türkiye'nin tarafsızlık kararının önemini anlatmak için çalışır. Bu dönemde, savaşa dahil olan bütün devletlerin dış politikaları, devlet adamları ve bire bir şahit olduğu Almanya'nın tutumu hakkında oldukça ayrıntılı bilgi sahibi olur. Yaşadıklarını ve gözlemlerini günü gününe not alır." (İş Bankası Kültür Yayınları) Tekinsiz bir mekân anlatısı Daphne Du Maurier’den Rebecca. Gotik edebiyatın hak ettiği takdiri zaman içinde gören yazarın örnek bir tekinsiz mekân anlatısı. Sahne sanatlarıyla, yazarlıkla ilgilenen bir ailenin kızı olan ve derinlikli, sonunu açık etmeyen tekniğiyle pek çok eseri beyaz perdeye uyarlanan yazar iki dünya arasına sıkışmış, sırları ve tutkularıyla kendilerine çıkış yolu arayan karakterleriyle okura son sayfaya kadar şüphe, şaşkınlık vaat eden yazarlardan. Alfred Hitchcock’un aynı isimle sinemaya uyarladığı Rebecca ise unutulmaz bir başyapıt. Adı anılmayan ikinci eş, sevdiği adamın peşinden gider ve cennet bahçesi gibi görünen Manderley Malikânesi’ne gelir. Ancak burası, kısa sürede hayatını esir alan bir heyulaya dönüşür. Bu evlilikteki sorunları çözmek zordur ama asıl dert, ölümüne rağmen bütün mekâna izlerini bırakan ve hayatlarına musallat olan ilk eş Rebecca’nın hatırasından kurtulmaktır. (İthaki Yayınları) İnsan olma hallerimiz Aslı Kotaman'dan Açıkçası Canım, Umurumda Değil. "Yıllardır yapılan her araştırma aynı şeyi doğruluyordu. Sonunu bilmek hikâyeyi güzelleştirir, zannedildiği gibi heyecanı öldürmez, aksine körükler. Bundandır ki bazılarımız kitabı okumaya başladığında en arka sayfaya kaçamak bir bakış atar. Elbette bile isteye hikâyenin tüm ayrıntılarıyla paylaşılmasından bahsetmiyoruz. Daha çok merak etmenizi sağlayacak Hansel ve Gretel kıtırlarından bahsediyoruz." Yazar, yine insan olma hallerimize odaklanıyor. Gitmeye ve kalmaya, ayrılıklara ve birlikteliklere, korkulara ve mutluluklara dair yazılara filmler, tablolar ve kitaplar eşlik ederken kendimizi ve toplumu anlamlandırmak için çizebileceğimiz yolların katmanlı bir haritasını çıkarıyor. (Karakarga Yayınları) Dönemin dil ve kültürünü gözler önüne seriyor Sermet Muhtar Alus’tan Onikiler. Onikiler adlı meşhur takımın reisi, elebaşı Arap Abdullah'ın ve hempalarının gönül işleri peşinde yaşadığı maceraları anlatırken yine büyüleyici bir İstanbul mozaiği betimliyor. Çukurçeşme'deki semai kahvelerinden Ortaköy'deki yangın yerlerine, Galata balozlarından Çiçekçi'deki meşhur "evlere", en kuytu sokaklarından geçerek İstanbul'u gezdiriyor. Bizzat yazarın "Büyük Halk Romanı" diye tanımladığı ve tefrikaya özel yaptığı özgün çizimleriyle kitap, kendine has o renkli üslubuyla, argosundan yaşayışına, dönemin dil ve kültürünü tüm yönleriyle gözler önüne seriyor. (Kırmızı Kedi Yayınevi) Her taşında ayrı bir efsane yatan şehir Fatih Çavuş’tan Bir Şehri Okumak - İstanbul'un Mekanları ve Olayları. Binlerce yıllık geçmişiyle İstanbul, çağlara meydan okuyan bir şehirdir. Her yerinden tarih fışkıran, her taşında ayrı bir efsane yatan şehir... Yazar kitabında İstanbul’un tarihi mekânlarını, sütunlarını, çeşmelerini, saraylarını, padişahlarını  ve camilerini kaleme alıyor. Bunları anlatırken de yaşanan olaylara, efsanelere yer veriyor. Şehirde dolaşırken karşımıza çıkan bir sütundan bir çeşmenin inşa edilişine, Beylerbeyi’ndeki heykellerden Çırağan Sarayı’nda yaşanan baskın ve yangına, kuş evlerinden Osmanlı sultanlarının ihtişamlı camilerine dek birçok farklı konu kitap boyunca karşımıza çıkıyor. Ayrıca padişahların hayatları, dönemlerinde yaşanan olaylar ve İstanbul’a katkıları da merakla okunacak bölümler arasında. (Nemesis Kitap) Her anne babanın faydalanacağı bir kitap Julianna Miner’den Dijital Çağda Anne Baba Olma Sanatı. Aile yazılarını paylaştığı blogu Parents dergisi tarafından 2013 Yılının En Komik Blogu seçilmiş ve makaleleri The Washington Post gazetesinde yayımlanan yazardan her anne babanın faydalanacağı bir kitap. İki binli yılların tabletle büyüyen efsane nesli, internet okyanusunda eğitim görüp ödevlerini de yapıyor ama ya onları bekleyen tehlikeler? Kontrolsüz sosyal medya grupları, oyun siteleri, zararlı arkadaşlar ve pek çok diğer tuzak… Çocuklarımızı küstürmeden onların yaşamında bu hassas kontrolü sağlamak mümkün mü? Uzman tavsiyelerinin yanı sıra çocuk ve gençlerden yaşanmış gerçek hikâyelere de kitabında yer veren yazar, giderek karmaşıklaşan dijital dünyamızın yeni kuşağı en iyi şekilde nasıl yönlendirebileceği konusunda eleştirel bir anlayış sunuyor. (Mona Kitap) Yolsuzluklarla bağlantılı cinayet Mahfi Eğilmez’den İnferis. Yazar romanında kamu ihalelerindeki yolsuzlukları araştıran bir maliye müfettişini, o yolsuzluklarla bağlantılı görünen cinayeti aydınlatmaya çalışan polis komiserini, aynı konuyu farklı açıdan soruşturan savcıyı ve olayların peşinden koşan bir gazeteciyi nefes nefese bir takip içinde buluşturuyor. (Remzi Kitabevi) Dünya dışı yaşamlar için Carl Sagan’dan Dünyadan Fısıltılar. 1977 yılında yıldızlara Voyager 1 ve Voyager 2 adlarında, iki tane kardeş uzay aracı gönderildi. Görevleri Jüpiter'den Uranüs'e kadar dış Güneş sistemini ayrıntılı olarak incelemek ve bir yaşam izi aramak için Güneş sisteminin dışına, yıldızlara doğru yola çıkmaktı. Her iki araç da Güneş sistemindeki görevini tamamladıktan sonra Voyager 1 Ağustos 2012'de, Voyager 2 ise Kasım 2018'de yıldızlararası seyahatine başladı. Carl Sagan ve ekibi tarafından uzayın uzak bir noktasında, uzak bir zamanda Voyager uzay araçlarına rastlayabilecek olası Dünya dışı yaşamlar için araçların gövdesine altın kaplamalı bir plak yerleştirildi. (Say Yayınları) Y kuşağının iç dünyası Kerem Görkem’den Gidemeyenler. İletişim Fakültesi'nin genç asistanı Aksel, geçmişinden, bugününden, hatta yarınından kaçmak isterken bir yandan da hayattaki yerini yadırgar, ideallerini sorgular. Yurt dışından beklediği olanağın sağlanması bir çözüm olacak mıdır, yoksa insan bulunduğu yerden uzaklaşsa da hayatını birlikte mi götürür? Aksel'e göre yalnızca kendinin değil, büyük savaşların, yeri doldurulamaz kayıpların ve dünyayı dönüştüren icatların ortaya çıktığı yirminci yüzyıla ucundan yetişen bir kuşağın derdidir bu: Arafta kalmak, okula hapsolmak, naylon unvanlar ve sanal şöhretlerle avunmak. Ve belki de en önemlisi: Kendini bulmak, tamamlanmak. Genç romancı, üçüncü romanında, Y kuşağının iç dünyasına eğiliyor. (Sia Kitap) Yapay öğrenmenin sınırları Ethem Alpaydın’dan Yapay Öğrenme: Yeni Yapay Zeka. Yazar kitabında günümüzün en heyecan verici alanlarından biri olan yapay öğrenmenin temellerini, veriden öğrenen sistemlerin gelişen teknolojilerle birlikte, yüz tanımadan şoförsüz arabalara, konuşma tanımadan otomatik çeviriye dek yaşamlarımızın her alanına nasıl girdiğini tartışıyor. Bilgisayar biliminin evriminden derin sinir ağlarına, yapay zekâdan veri mahremiyeti ve güvenliğinin etik boyutlarına uzanan geniş çerçevede yapay öğrenmenin sınırlarına ve kullanımlarına ilişkin çok boyutlu ve kapsamlı bir araştırma sunuyor. (Tellekt Yayınları) İki yetenekli ilham perisi Ayfer V. Artaç’tan İlham Perileri - Van Gogh. Periler Ülkesi'nin iki yetenekli ilham perisi Lorza ve Perus, birbirinden renkli dünyalara kanat çırpmaya devam ediyorlar. Bu kez, sihirli fırça darbeleriyle Periler Ülkesi'ni renklerinden dahi ressam Van Gogh'un birbirinden güzel talolarına renklerin en güzelini bulup getirmekti. Kitapta yer alan karekodları okutup Van Gogh'un tablolarından ilham alınarak bestelenmiş parçaları dinleyebilirsiniz. (Uçan Fil Yayınları) Savaş baltaları ortaya çıkıyor Stella Rimington’dan Çifte Kıskaç. Avrupa'nın iki ucunda yeniden filizlenen savaş dinamikleri. Putin'in kendisine muhalif Rusları, dünyanın neresinde yaşıyor olurlarsa olsun, "susturma" konusundaki kararlılığı, ülke sınırları içinde casusluk operasyonlarına müsamaha göstermeyen İngiltere'yi harekete geçirir. Böylece İngiltere ve Rusya Soğuk Savaş döneminden sonra yeniden karşı karşıya gelir. İngiliz gizli istihbarat teşkilatı MI5'ın karşı casusluk biriminde görevli Liz Carlyle, katledilen sevgilisinin acısını yaşayamadan kendisini ansızın sahada, acımasız ve kuralsız bir oyunun ortasında bulur. Çanlar çalıyor, savaş baltaları ortaya çıkıyor. Yazarın 1969 ile 1990 arasında, yani Soğuk Savaş'ın en gergin döneminde, MI5 karşı casusluk operasyonlarında bilfiil başarıyla çalışmış olması, kitapta aktardıklarını paha biçilmez kılıyor. Ortaya çıkan nefes kesici kurmaca bugünün karmaşık dünya siyasetini anlamak isteyenlere de ışık tutuyor. (Yapı Kredi Yayınları) Kaçınılamayan şeyler üzerine Bodo Kirchhoff’tan Başa Gelen. Büyük bir şehirde küçük bir yayınevi işleten Reither işini tasfiye etmiş, Alpler'in eteğinde pastoral bir vadiye yerleşmiştir. Bir akşam kapısı çalınır; beklenmedik bir konuk onu bir yolculuğa çıkarmaya gelmiştir. Çünkü aşk ötelenemeyen, acil bir duygudur ve ânı yakalamayı arzular. Ama sonra hayat bambaşka bir yöne savrulur. Kitap, kaçınılamayan şeyler üzerinde son sürat ilerleyen bir yol romanı. Geçerken karşılaştıklarımızı, yol boyu öğrendiklerimizi geçmişin yüklerini sırtlanmadan kucaklayıp kucaklamayacağımıza dair giderek buruklaşan bir tecrübe; mideye sessiz sedasız oturan bir yumruk, hayatın bir darbesi. Aslında: Kalp kırıklığı. (Can Yayınları) Değişen politik dönemler Mahmut Baycan’dan Zilli Saat. Foto Cemal, Zilli Saat, Milli Yaşar, Para, Yılbaşı, Dürbün, Yılkı Atı, Doru ve Deniz Gezer öykülerinden oluşan bu kitapta anlatım ustalığı ile sürükleyici öykü konuları harmanında olacaksınız. Her biri farklı konuları işlese de hepsinde ortak olan Anadolu insanımızın kimi zaman kurnaz, kimi zaman haylaz, kimi zaman da has yanlarını okuyacaksınız. Değişen politik dönemlerdeki darbeler ve ihtilalin halkın dünyasına, dağların tepesine nasıl yansıdığını da okuyarak bir anlamda yakın tarihimizin de gölgesini öykülerin üzerinde hissedeceğiz. (Kora Yayın) Atatürk'ü daha iyi anlamak ve anlatmak için Mavisel Yener’den Atatürk'le Birlikte Düşünelim. Yapıtlarıyla yüzbinleri kucaklayan üretken yazarın, bir kültür hizmeti olarak, geleceğimizin umudu olan çocuklarımıza armağan ettiği kitap Büyük Önder'le ilgili kaleme alınan proje kitaplara yeni bir yaklaşım getiriyor, sağladığı duyarlılık ve kazanımlarla farklılaşıyor. Yazarın, Atatürk'ün bize bıraktığı değerleri çocukların daha iyi özümsemeleri gayesiyle tasarladığı 50 farklı etkinliğe, Atatürk'ün hayatından önemli izler taşıyan 20 unutulmaz anıya ve Atatürk'ün hayatını incelikle yansıtan 140 fotoğrafa yer vererek bu alanda hazırlanmış tüm eserlerden ayrışan bu benzersiz başvuru kitabı, Atatürk'ün yaşamına dair esin verici bilgiler sunan "Biliyor musun?" sayfalarıyla da dikkat çekiyor. (Tudem Yayınları) Kuşlar kadar özgürdü açlığa mahkûmdu Gültekin Karakuş’tan Devir Saati-Varlık ve Oluş. Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsü. Kuşlar kadar özgürdü, açlığa mahkûmdu. Her şey için vakti vardı, hiçbir şeyin sırası değildi. Adı G idi, tam olarak bir adı yoktu. Eşi ve kızı vardı, hiç kimsesi yoktu. Meslek sahibiydi, şimdi vasıfsızdı. Arkadaşı yoktu “ve sahneye K girer.” Toplumların en eşitlikçi olanıydı, toplumların en adaletsizi. Ütopyaların vatanıydı, gerçeklerin ülkesi. Var oluşun anlamıydı, yok oluşun mekânı. Grero’nun devletiydi, Vozdi’nin nefreti. Değişimin planıydı, dönüşümün unutulmuşluğu. Adı reformdu, sanı devrim. Denetmenler cumhuriyetiydi, bir gizli örgütün karşı devrim düşüydü. İnsan, türlerin en iyisiydi; toplum, türlerin en kötüsüydü. Hayatın en güzel günüydü, hayatın en kötü günüydü. Her şey devir saatinde hiçbir şeye dönüşürdü. Belki de Varlık ile Oluş arasındaki fark sadece bir Devir Saati meselesiydi. Algı Kalesi’nin yazarından… (h2o Kitap) Dört farklı hayatı tek bir eve davet ediyor Ali Smith’ten Kış. Mevsimlerden kış. Herkesin kendi iç dünyasına döndüğü, eteklerdeki tüm taşların döküldüğü bir zaman. Yazar, Mevsim Dörtlemesi'nin ikinci kitabında kelimelerini kar gibi üstümüze yağdırıyor. Bugünümüz tüm o sahte gerçekliğiyle, geçmişimiz de çıplak bir duvar gibi karşımıza dikiliyor. Fantezi alegoriyle iç içe geçerken yazar, dört farklı hayatı tek bir eve davet ediyor. Kapıları kapatıp bu malikâneyi bir karküresi gibi sallıyor. Nihayetinde geçmiş geleceğe bürünürken hakikat açığa çıkıyor. Kitap yazarın hayranlık uyandıran hayal gücünün filtresinden geçerek önümüze serilen, mizah ve ciddiyetin, toplum ve siyasetin, düzen ve baskının el ele verdiği bir hikâye. (Kafka Kitap)