Onlar için önemli olan tek şey hedefleridir Doğan Satmış’tan Türkiye Tarihini Değiştiren 110 Kadın. Bazı kadınlar idealisttir, engel tanımazlar. Yaptıkları iş farklı olabilir ancak amaçları tektir. Onlar için önemli olan tek şey hedefleridir. Hedeflerine ulaşmak için her şeyi feda ederler. Gözleri başka şeyi görmez ve istediklerini yaparlar. Yaşam öykülerine bakınca şaşırırsınız. Çünkü bu öyküler baş döndürücüdür. “Uğruna ölmeye değmeyecek bir hayat, yaşamaya değmez” derler. Dışlanmak, sürülmek, kapatılmak onları durduramaz... Gazeteci-yazar, Türkiye’de siyasetten girişimciliğe, spordan sinemaya yaptıklarıyla kitleleri peşinden sürükleyen 110 kadının hikâyesini anlatıyor. Onlardan ilham alan yeni cesur, asi ve öncü kadınların yetişmesi için bir katkı sunuyor. (Karakarga Yayınları) Kölelerin ve kadınların hikâyesi John Williams’tan Augustus. Geç keşfedilen başyapıtı Stoner'la ölümünden sonra dünya çapında üne kavuşan yazar tamamladığı son romanında, Roma İmparatorluğu'nun kurucusu Octavius Sezar, namıdiğer Augustus'un gençlikten yaşlılığa uzanan hikâyesini mektuplar ve başka belgeler aracılığıyla anlatıyor. Ama Augustus sadece "dünya imparatoru"nun değil, Roma'yı Roma yapan herkesin, sürgün devlet adamlarının ve komplocuların, askerlerin ve şairlerin, kölelerin ve kadınların da hikâyesi. Karakter çeşitliliği ve gündelik hayata dair ayrıntılarıyla Antik Dünya'nın ayrıntılı bir portresini çizen Augustus, tarihsel roman türünün zirvelerinden biri. (Yapı Kredi Yayınları) Masumane bir cinayet Alper Canıgüz’den Cehennem Çiçeği. 5 yaşındaki dâhi dedektif Alper Kamu, tüyler ürperten, kahkahaya boğan ve yürek burkan ikinci macerasıyla huzurlarınızda. Kahramanımız, bir yandan amcasının ölümünün dolaylı müsebbibi Adalet’in peşinde koşarken, diğer yandan kendini tuhaf bir cinayet davasının içinde bulur. Mahalleye yeni taşınan ailenin on iki yaşındaki oğlu Ümit, engelli kardeşini boğarak öldürdü, öyle mi? Üstelik itiraf da etti. Kardeşinin acılarına son vermek istemiş. Masumane bir cinayet… Alper Kamu şahitli, ispatlı, itiraflı bir cinayeti yeniden çözerken aileye, aşka, dostluğa, adalete, kısacası hayata ilişkin birçok düğümü de çözüyor. Kitap, sadece kahkaha atarken elinizden düşebilecek, merak ve hayret uyandıran bir roman. (Alfa Yayıncılık) Özel yetenekli çocukların tutulduğu bir hapishane Stephen King’ten Enstitü. Minneapolis'in sakin banliyölerinden birinde yaşamakta olan Luke Ellis, bir gece yarısı evine giren davetsiz misafirler tarafından kaçırılır. Luke, penceresi olmayan fakat tıpkı kendisininkine benzeyen bir odada gözlerini açar. Ve kapısını açıp dışarı çıktığında onun gibi özel yetenekleri yüzünden buraya getirilen birçok çocuğun odalarının sıralandığını görür. Enstitü... Özel yeteneklere sahip çocukların tutulduğu bir hapishane, onlardan adeta intikam almaya yemin etmiş bir müdür ve insafsız personelin acı dolu yuvası. Burada vicdan azabı yok. Burası girişi olan ama çıkışı olmayan bir cehennem... (Altın Kitaplar) Umutla yaşama tutunanların hikâyesi Başak Baysallı’dan Tarlakuşu Mahallesi. 2019 Muzaffer İzgü Çocuk Öyküleri Yarışması'nda birincilik ödülü kazanan kitaptaki öyküler şehrin kalabalığında ve gürültüsünde, yüksek binaların ardında inatla, umutla yaşama tutunanların hikâyesi. Çevre kirliliğine, anlayışsızlığa, saygısızlığa, zorbalığa karşı dostluğu ve iyiliği yücelten mahalle sakinlerinin söyledikleri yeni bir dünyaya açılan pencere. Bu pencereden yer yer gülümseyerek yer yer de hüzünlenerek bakacağız. Acısıyla tatlısıyla hayatın tüm gerçekleri karşısında insanın var olma çabasına tanık olup unuttuklarımızı hatırlayacağız. (Bilgi Yayınevi) Her insanın amacı farklıdır Victor Pauchet’ten Saadet Yolu. Bir yol var… İnsanı hayatta başarıya taşıyacak, sağlıklı ve zengin edecek, mutluluğunu temin edecek, sevecek ve sevdirecek bir yol var. Bu yol nerededir ve sonunda ne vardır? Sadece tek bir yol, milyonlarca insanın, milyarlarca farklı hayaline nasıl gidiyor olabilir? Yazar, kişiyi mutlu edecek hedef ne olursa olsun, o hedefe ulaştıracak yolda nasıl yürünmesi gerektiğini anlatarak diğer tüm anlatılardan ayrışıyor. Her insanın amacı farklıdır, yolu da farklı olacaktır. Ancak o yolda yürüyüş evrenseldir. Önce bir adım, sonra diğeri… İşte yazar, insanın ilk adımları kadar evrensel ve kesin bir yöntemi ele aldığı bu eserinde sadece hedefe ulaşıldığında değil, o yolda ilerlerken de mutluluk vadetmektedir. Tüm anlatılarına uyan okuyucunun mutlak zafere, mutluluğa ulaşacağı iddiası yazarın fikirlerinden ne kadar emin olduğunun göstergesidir. (Buğday Kitap) Ben bu dünyadan böyle geçtim demenin kitabı Küçük İskender’den Burç Hikâyeleri. "Bir çoklu koro, bir zengin orkestra gibidir bu kitaptan taşanlar. Taşan bir kitap bu. Katlanan, kanatlanan, aşkın, delişmen, yoğun, parçalı, tekrarlı, şiddetli, pervasız, iştahlı bir kitap. Kışkırtıcı, denetimsiz, cesur, dobra, kalabalık, gürültücü, arzulu bir dil bu. Esinleyici, bulaşıcı, aşırı, riskli, ironik, kara bir söylem. Samimiyetin, cüretin, şefkatin, itirazın, isyanın kitabı bu. Bizden alıp bize veriyor büyüttüğünü de öldürdüğünü de, düşündüğünü ve düşlediğini de, âşık olup yenildiğini de, karşı çıktığını da, aldandığını ve aldattığını da. Bu dünyadan ben geçtim, ben bu dünyadan böyle geçtim demenin kitabı bu. Bir lades kemiği gibi kırılmanın, tüm iktidarlara kafa tutmanın kitabı bu. Sözcüklerin arzulu ve şiddetli ve kanlı bir dansa kalktığı bir kitap bu." -Gonca Özmen. (Can Yayınları) Tek şey bir avuç kelimedir Antonio Orejudo’dan Trenle Seyahatin Avantajları. Bu kısa ama entrikalı romanda çeşitli kahramanların anlatıları iç içe geçerek okurun çözmeye çalışacağı gizemli bir bulmaca meydana getiriyor. Çok katmanlı romanı, İspanyol yazarın ödüllü eserlerinden biri. “Ortadan kaybolduğumuzda geride bıraktığımız tek şey bir avuç kelimedir. Ama kelimeler ayrı şey, gerçek apayrı şey. Bazen kesişirler ve bazen de kesişmezler.” (Çınar Yayınları) Bir hayatta kalma öyküsü Öykü Özverim’den Düğme. Savaşın, kayıpların, yoksulluğun, çaresizliğin kucağında küçük bir kız çocuğu… Mustafa Kemal’in ellerinden tutup yerden kaldırdığı minik kızın, büyüyüp umut dolu bir genç kadına dönüşmesi… Savaşın ve ölümün yangınından sağ kurtulan bir hazine: masumiyet. Kitap, Cumhuriyet öncesinden başlayarak Cumhuriyetin ilk yıllarına uzanan bir hayatta kalma öyküsünü anlatıyor. Çocukluktan gelen masumiyeti, saflığı, iyi niyeti, her şeye rağmen yaşama tutunma içgüdüsünü ve ümit etme becerisini hatırlatmak istiyor okuruna. Kimi zaman hatıra olarak sakladığımız bir düğme, kimi zaman ucu kıvrılmış bir kitap sayfası, kimi zaman bir mektuptur umut; onu saklamasını bilene. (Dağhan Külegeç Yayınları) Her şey, her şeyin içindedir Proklus'tan Zekanın Verdiği Mutluluğu Ancak Zeka Sahibi Ruhlar Yaşayabilir. Erken yaşta Atina’da Platon’un pelerinini almaya layık gösterilen yazar, Yeni Platonculuğun iki kolundan birini temsil eder. İlk kolda Plotinos matematikte, ikinci kolda Proklus mantıkta varlık gösterirler. Yazar, Platon’un aşkın ideaları ile Aristoteles’in tözlerini iç içe geçirmeyi hedeflemiştir. İslam felsefesini derinden etkileyen bu filozof, Platon Akademisi’nin başına geçmiş ve kısa süreliğine Konstantinopolis’in belediye başkanlığı görevinde de bulunmuştur. Elinizde tuttuğunuz bu kitap yazarın çok yönlü bir monografisidir. (Destek Yayınları) Kalpleri ısıtan, eşsiz bir öykü Anıl Basılı’dan Zürafa Sözü. Güneşin doğuşunda ve batışında birbirini selamlayan zürafalar... Dedemle ben de işte öyle selamlaşıyor ve zürafa sözü veriyorduk birbirimize... Doğa fotoğrafçısı bir dede... Turuncu adlı bir karavan... Ve yaşamın renklerinin peşinde bir çocuk: Toprak. Toprak, dedesinin ona dokuz yaşında hediye ettiği fotoğraf makinesiyle hem geçmişin duygusal anlarında geziyor hem de geleceği dönüştürmek için harekete geçiyor. Çocuk kitaplarının sevilen yazarının kaleminden samimi bir anlatım ve Mavisu Demirağ’ın özgün desenleri eşliğinde aile, doğa, büyümek ve fotoğraf sanatı üzerine kalpleri ısıtan, eşsiz bir öykü. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Aydınlığa ve karanlığa açılan iki yol vardır Murat Özsan’dan Bana Borcun Var. Hayat sürprizlerden mi hoşlanıyor yoksa rastlantılardan mı? Belki de arada yazı tura atıyordur. ODTÜ’de öğrenciyken birdenbire kendini bambaşka bir hayatın içinde bulan Şafak, yalnız ve lanetli bir adam olarak geçirdiği yıllardan sonra Büyükada’ya döner. Adada tanıştığı Deniz ona arkadaşlık ederken geçmişin mumunu da yeniden alevlendirir. Şafak’ın düşünmek istemediği anılar bir türlü yakasını bırakmaz. Sevdiklerini bir bir elinden alan hayatla hesaplaşma ve yüzleşme vaktidir artık. Biri aydınlığa, diğeri karanlığa açılan iki yol vardır ve Şafak’ın aydınlığa ulaşmak için karanlık yoldan geçmesi kaçınılmazdır. (Doğan Solibri Yayınları) Genç kız, ailesinin geçmişini araştırıyor Elena Ferrante’den Yetişkinlerin Yalan Hayatı. Napoli tepelerinde ayrıcalıklı bir çocukluk geçiren Giovanna, günün birinde babasının onu kötü şöhrete sahip, yıllardır görüşmediği kardeşine, Vittoria Hala’ya benzettiğini işitir. Bu beklenmedik bağlantıdan rahatsızlık hisseden genç kız, ailesinin geçmişini araştırmaya koyulur. Şehrin yoksul mahallelerinden birinde yaşayan halasını aramaya çıkar ve anne babasına duyduğu güven ve sevgi sarsılır. Giovanna şehrin birbirinden korkan ve tiksinen iki zıt bölgesinde avutulduğu görüntüyü değil, gerçeği aramaktadır: Biri nezaket maskesi takan yukarı Napoli, diğeri aşırılık ve bayağılığın mekânı aşağı Napoli. Bu ikisi arasında gidip gelirken, ikisinin de cevap veremediği veya kaçındığı gerçekle allak bullak olur. (Everest Yayınları) Sevimli notaları tanımak ister misin? Şöhret Doğruyol Sağbaş’tan Notalar Apartmanı. Kitap sizleri hem sevimli bir öyküye hem denotaları öğrenmeye davet ediyor. Her katında bir notanın yaşadığı Notalar Apartmanı'nın birbirinden farklı sakinleriyle tanışmaya hazır mısın? Ağzında kalemiyle dolaşan Do Dede, dişleriyle övünerek “reee”leyen Re Nine, kedi ve telefon bağımlısı Mi Hanım, dağınık Fa Çocuk, yönetici Sol Teyze, hayat dolu La Kız, arılardan bunalan Si Kardeş ve Do Dede'nin kitap kurdu torunu İnce Do Kardeş… Sen de tıpkı Kurabiyeci Kız gibi Notalar Apartmanı'na konuk olup birbirinden sevimli notaları tanımak ve bu renkli hikâyeye ortak olmak ister misin? (Epsilon Yayınevi) Renklerin şifresi peşinde gizemli bir macera… Yeşim Saygın’dan Günlükte Saklı Sırlar. Bataklığın Kıyısındaki Ev gibi macera romanlarıyla tanınan Yeşim Günlükte Yaz tatilinde Mavi Şarkı Oteli'nde çalışmak üzere küçük bir sahil kasabasına gönderilen Ateş, kendini sürgünde hisseder. Neyse ki, tanıştığı Arya ve Çilli sayesinde sıkıcı günleri neşelenir. Arya'nın aile büyüklerinden İnci'nin 40 yıl önce başına gelenleri dinledikçe, çevreye merakı büsbütün artar. Otelin yaşlı bahçıvanı, kendisine emanet edilen eski günlüğü Arya'ya verdiğindeyse, iki arkadaş hemen araştırmaya koyulur. Ancak, renklerle kodlanmış sayfaları okumak olanaksızdır. Üstelik, otelin müşterilerinden, tikli bir adamın da gözü hep üstlerindedir. (Günışığı Kitaplığı) İyi yaşamak için kalbimizle yaşamayı öğrenmeliyiz Frederic Lenoir’den Arayanlar İçin Açıklamalı Bilgelik. "Ezelden beri insanlar kendilerine varoluşun anlamını sormuşlardır. Sadece yemek yemek, uyumak, üre mek, çalışmak ve eğlenmek için mi dünyadayız? Yoksa insan hayatının başka bir anlamı olabilir mi? Erkekler, kadınlar farklı dönemler boyunca farklı farklı yerlerde hep bu soruya cevap aramışlardır. Bilgilerinin ve de neyimlerinin bir sonucu olarak da birbirine yaklaşan cevaplar ortaya koymuşlardır. Derler ki, kısa varoluşumuz içinde en önemli şey, mümkün olan en iyi hayatı sürdürebilmek için kalbimizle ve aklımızla yaşamayı öğrenmektir." (İş Bankası Kültür Yayınları) Sert ve sapkın bir roman Robert Bloch’tan Sapık- Karanlık Kitaplık.  “Filmim Sapık, tamamıyla yazarın eseri sayesinde ortaya çıktı.” –Alfred Hitchcock. “Robert Bloch, Edgar Allan Poe seviyesinde bir yazar.” –Harlan Ellison. “Sapık ile Bloch gizem romanlarını ve ilk haliyle James Cain tarafından ortaya çıkarılan anti kahraman kavramını yeniden şekillendirdi.” –Stephen King. “Robert Bloch, tüm zamanların en usta yazarlarından biri.” –Peter Straub Dönemin korku salan psikozlu katili Ed Gein’in gerçek yaşamından esinlenen kitap en az ünü kadar sert ve sapkın bir roman. Karanlık ve fırtınalı bir gecede yolunu kaybeden Mary Crane yol kenarında Bates Motel tabelasını gördüğünde tükenmiş bir haldeydi. Motelin sahibi Norman Bates tuhaftı ama iyi biri gibi görünüyordu. (İthaki Yayınları) Erkek ayrıcalıklarının kaldırılması çağrısı Olympe De Gouges’tan Kadın Hakları Bildirgesi. “Ey erkek, adil olmayı becerebilir misin? Bu soruyu bir kadın soruyor sana! En azından bu hakkını yok sayamazsın onun. Söyle bana, kim verdi sana benim cinsiyetimi ezen egemenlik hakkını? Gücün mü? Yeteneklerin mi? Yaratıcının bilgeliğine başvur; eğer cesaretin varsa yakınlaşmayı ister göründüğün doğanın içinde şöyle bir gezin ve senin o baskıcı gücüne kaynak oluşturabilecek bir örnek bul bana.” Yazar, 1789'da Erkek Hakları Bildirgesi’ne eşdeğer bir Kadın Hakları Bildirgesi önerdi ve burada tüm erkek ayrıcalıklarının kaldırılması çağrısında bulundu. Simone De Beauvoir. (Kafe Kültür Yayıncılık) Sistemin içinde nemalanmak Hikmet Çiçek’in Fetö'nün Solcuları. Davadan dönmüş, başkalarının davalarına hizmet etmekteydiler. Eski solculuk günleri nedeniyle birikimliydiler. Bu nedenle Turgut Özal’a, Fethullah Gülen’e ideolojik gladyatörlük yaptılar. Fethullah Gülen örgütünün bu “eski solcuları” avlaması kolay oldu. Çünkü sistemin içinde nemalanmaya hazır beklemek, avlanmaya hazır beklemek demekti. Abant Platformu’nun toplantılarında verilen dolar dolu zarflarla başlayan ilişkiler, Gülen’in gazetelerinde köşelere, TV’lerinde programlara ve elbette oldukça yüklü maaşlara dönüştü... FETÖ’yü toplum nezdinde normalleştirmeye çalışmaktan, Gülen’in politikalarını egemen kılmaya kadar pek çok FETÖ işinde görev aldılar... (Kırmızı Kedi Yayınları) Fikirlerinden ilham alınarak yazıldı Serhan Kansu’dan İbn Rüşd ile Yaşam ve Felsefe. İbn Rüşd şerhleri ve yorumlarıyla, tarihin en önemli filozoflarından Aristoteles'i Avrupa'ya ve dünyaya yeniden anlattı. Kitapları farklı üniversitelerde ders olarak okutulan düşünür, akıl ve vahiyi uzlaştırmak istedi. Toplum yaşamında ve devlet yönetiminde kadının varlığının önemini vurgulayan İbn Rüşd'ü kimi kesim filozof, kimi kelamcı, kimi "yorumcu" olarak andı. Hayata, insana ve topluma dair eserleriyle zamanı ve mekânı aşan İbn Rüşd, hem Doğu hem de Batı dünyası tarafından büyük saygı görmekte ve ilgiyle okunmaktadır. Bu kitap, İbn Rüşd'ün felsefesinden, sözlerinden, fikirlerinden ilham alınarak yazıldı. Onu anlamak, sözlerini modern çağa göre yorumlamak ve felsefenin hayata dokunan değiştirici gücünü keşfetmek isteyenler için. (Nemesis Kitap) Yeryüzü, bilmediğimiz toplumlarla dolu Zeynep Oral’dan Yeryüzü Yurdum Benim - Tibet’ten Küba’ya. Yazar "Bu kitaba aldığım insan ve sanat manzaralı gezilerde, tercihimi toplumları tanımama olanak veren yolculuklardan yana yaptım. Evimde o yolculuklara bu kez yazıyla çıkarken, yeryüzünün en müthiş, en korkunç, en harika ve en şaşılası yaratığının insan olduğunu bir kez daha gördüm. Yeryüzü, bilmediğimiz, tanımadığımız, merak bile etmediğimiz, tanımaya pek de çalışmadığımız toplumlarla dolu. İnsanı, toplumları tanımaya çalışmak belki bir adım. Daha güzel, daha sevinçli, daha mutlu gidişIere ve gelişlere bir adım..." (Sia Kitap) Deprem anında nereye saklanmalıyız? Övgün Ahmet Ercan’dan Korkma - Depremden Korunma Kılavuzu. Türkiye'nin bugüne kadar yaşadığı en büyük depremler nelerdir? Yakın zamanda hangi illerimizde büyük deprem bekleniyor? Doğal afetlerden ne gibi dersler çıkarmalıyız? Deprem neden olur, nasıl hasar verir, ondan nasıl korunmalıyız? Yeni bir ev alırken ya da kiralarken nelere dikkat etmeliyiz? Deprem anında nereye saklanmalıyız? Göçük altında nasıl hayatta kalabiliriz? Bütün bu soruların cevabı ve daha fazlası bu kitapta. Okuyun, depreme hazırlıklı olun... (Sözcü Kitabevi) Sahnede ve sahne arkasında olmak Özgür Özgülgün’den Tiyatro Müzesi. Tiyatroyu ve perde arkasını keşfetmeye hazır mısınız? Oyuncu-yazardan tiyatroya dair hem öğreten hem eğlendiren bir hikâye… En güzel sanat dallarından biridir tiyatro. İnsanı bambaşka dünyalara alıp götürür, ufkunu açar, değişik duygular hissettirir. Severek izlediğiniz o oyunlar nasıl ortaya çıkıyor, hiç düşündünüz mü? Sahnede ve sahne arkasında olmak acaba nasıl bir histir, orada neler yaşanır? Sesler, ışıklar, kostümler, provalar… Hele o ezberlenen replikler, çalışılan mimikler… (Uçan Fil Yayınları) Hayatının muhasebesini yapıyor Wieslaw Mysliwski’den Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir Tez. Yazar romanının adsız müzisyen başkarakteri gizemli konuğuyla sürdürdüğü monologda hayatının muhasebesini yapıyor. Tek bir günde gerçekleştirilen fasulye ayıklama etkinliği boyunca devam eden bu monologda savaş sırasında yaşadığı travmalı dönemleri, gençlik sanrılarını, tutkularını, "öğrenme ve oradan oraya göçme" yıllarını, gurbetteki ekmek kavgasını ve en sonunda yurda dönüşünü anlatıyor. Diyebilirim ki fasulyelerin ayıklanması 30 yıldır başıma dert olmuştur. Bildiğiniz gibi, insanların güneşin altında bir yandan fasulye ayıklayıp, bir yandan farklı konularda sohbet etmeleri bir komşuluk ilişkisi biçimiydi. Günlük olaylar, eski zamanlar, hayaller, hayaletler, şimdiki ve sonraki dünya, Tanrı, bireysel ve ortak deneyimler hakkındaydı bu sohbetler; insanlar bilgeymiş gibi davranırlar, felsefe yaparlardı, kısacası sınır yoktu, sözcükler insanları her yöne götürürdü. (Yapı Kredi Yayınları) Yasak aşkının katilinin peşinde Nihal Orhan’dan Çaylak. 2016 senesinin neyin ne, kimin kim olduğu belirsiz günlerinde, Taksim Talimhane’deki sıradan bir otelin, günlük tutulmuş sıradan bir odasında, sıradan olmayan bir genç kızın cansız bedeni bulunur. Tanınmış müteahhitlerden Haşmet Kaya’nın güzeller güzeli kızı Peri Kaya’nın cinayeti, savcılık ve basının hedefinde olan Cinayet Büro’yu teyakkuza geçirir. Acemi, özenti ve hırslı dedektif Sinan Uyan’ın yıllardır beklediği fırsat ayağına gelmiştir. Emniyet’in için kaynadığı bu günlerde, amirinden memuruna bir beceriksizler topluluğu olduğunu düşündüğü büroda kendini gösterip yükselme arzusuyla bu cinayet labirentinin içine dalar. Ama bu labirentte yalnız değildir, Peri Kaya’yla gayri meşru bir ilişki sürdüren evli ve iki çocuk babası sönük avukat Ömer Şanlı da büyük ve yasak aşkının katilinin peşinde koşmaktadır... (Alfa Yayıncılık) Hırs, aşk ve macera dolu bir roman Umut Tayan’dan Ambrosia. Çok gizli genetik çalışmalar yürüten bir profesör, içinde İsa Peygamber’in kanı bulunan şişenin çalınması için bir cinayet planlar. Ancak bu plan, tanrı rolüne soyunan profesörün akıl almaz hırslarının sadece başlangıcıdır. Profesör için çalışan Aras Gündüz, bir şeylerin ters gittiğini anladığında yapılanlar karşısında sessiz kalmaz ve mücadele etmeye başlar. Bu yolda yardım hiç tahmin etmeyeceği bir kişiden gelecektir. Belçika’nın Brugge kasabasından Hierapolis antik kentine uzanan ve mitolojik tanrıların sonsuz yaşam sırrını keşfedeceğiniz hırs, aşk ve macera dolu bir roman... (Bilgi Yayınevi)