Uyumsuzluğun zirvesinde bir aşk Alper Canıgüz’den Gizliajans. Musa, metin yazarı olarak işe başladığı reklam ajansında patron diye Şeytan adlı bir kara kediyle tanıştırıldığında bir nebze şaşırsa da “İş, iştir” diye düşünür. Acaba öyle midir? Astronomik fakat aşina, dehşet en gizliği nispetinde cazip, yabancı olduğu kadar yerli bir hikâye. Uyumsuzluğun zirvesinde bir aşk… Kimsenin hiçbir şeyi yadırgamadığı bir ortama damgasını vuran bir komplo… Ve tekinsiz tiplerin zıvanadan çıkmasıyla büsbütün harlanan bir macera! Biliyorum. Yüreğime ellerimle açtığım yaradan sızan bu kan, bu gazap ateşi, bu kutsal fikr-i sabit, gözlerimdeki perdeyi kaldıran biricik hakikattir. Mutluluğum, felaketim, en pervasız günahım... Bil ki hiçbir tecrübe, hiçbir tövbe, hayatın gelip geçiciliğine, kerhen olana dair hiçbir şey bu mührü kıramaz. (Alfa Yayıncılık) Tarih ve doğayla iç içe bir macera Demet Ekmekçioğlu’ndan Gizemli Tarih Oyunu 1.0-Karain'de Taş Çağı. Ufuk, yaz tatilini arkeolog anne babasıyla birlikte kazı alanında geçirecektir. Arkeologlar, toprak altından binlerce yıllık eserleri çıkarırken Ufuk da Karain Mağarası'nı keşfe çıkar. Bu gizemli yolculuk, bilgisayar oyunu için de ilham kaynağı olacaktır. Dizinin ilk kitabı, arkeoloji, tarih ve doğayla iç içe bir maceraya davet ediyor. (Kırmızı Kedi Yayınları) Matematik, gerçek hayatta işimize yarıyor Matt Parker’den Pi’si Pi’sine: Gelmiş Geçmiş En Büyük Hesap Hataları. Bir köprü neden durduk yere yalpalar? Milyarlarca dolar nasıl buhar olup uçar? 1990’ların hit parçası “I’ve Got The Power” dinleyerek dans edenler bir binayı nasıl beşik gibi sallayabilir? Cevabı matematikte. Daha doğrusu, gerçek hayatta hesaplar tutmadığında yaşananlarda. Modern dünyamız matematik üstüne kurulu: bilgisayar programları, finans, mühendislik… Ve rakamların dünyası genellikle perde arkasında sessiz sedasız işliyor… Gün gelip de işlemez olana kadar. Pi’si Pi’sine, bize matematikle iyi geçinerek gizli tuzaklarından nasıl ders çıkarabileceğimizi gösteriyor. Üstelik içinde çok sayıda bulmaca, bilmece, kod şakaları ve geometrik çorap var. Matematik, gerçek hayatta gerçekten de işimize yarıyor! (Mundi Kitap) Her şeyi eşit paylaştığı yeni düzen George Orwell’den Hayvan Çiftliği. Malikâne Çiftliği sahibi Bay Jones bir gece önce sarhoş olup sızdığı için ertesi günün akşamına kadar uyur ve çiftlikteki hayvanları beslemeyi ihmal eder. Zaten sürekli çalışıp doğru dürüst beslenemeyen, üstüne üstlük bütün gün aç kalan hayvanların artık sabrı taşmıştır. Acımasız efendilerinin boyunduruğundan kurtulmak için başkaldırıp çiftliği ele geçirmeye karar verirler. Amaçları insanların yarattığı sömürü düzenine son vermek, tüm hayvanların eşit olduğu, her şeyi eşit paylaştığı ve herkesin mutlu yaşadığı yeni bir düzen kurmaktır. (Remzi Kitabevi) Hangi bahçe gerçekten güzel Luca Tortolini’den En Güzel Bahçe. Gri şehirlerin en grisinde bir ilan belirdi: "En Güzel Bahçe" yarışması düzenlenecek, kazanana bir ödül verilecekti. Haber çabuk yayıldı, herkes işe koyuldu. Peki, acaba kim kazanacak, hangi bahçe gerçekten en güzeli? Yoksa yeni bahçeleriyle artık hiç de gri olmayan şehir mi? (Redhouse Kidz Yayınları) Geleceğimizi seçimler belirleyecek Toby Walsh’tan 2062 Yapay Zeka Dünyası. Nasıl bir geleceğe doğru ilerliyoruz? İktidarın teknolojik bir elitin elinde yoğunlaştığı; eşitsizliğin arttığı; asayişi insan öldürme yetkisi verilmiş otonom silahların sağladığı; gözetlenip işitilmeden tek bir adım atamayacağımız; işimizi makinelere kaptıracağımız distopik bir cehenneme mi varacağız? Ya da yolumuz ütopik bir cennete mi çıkacak? Çalışmak, “ilkel” toplumlarda olduğu gibi yine ayıp mı karşılanacak? Süper bilgisayarlar ve onların kontrolündeki makineler, tehlikeli, zor ve monoton işleri devralarak tüm insanların mutlu, müreffeh bir hayat sürmesi için mi çalışacak? Geleceğimizi seçimlerimiz belirleyecek. (Say Yayınları) Başarıyla hayatının rotası değişir Joseph O’Connor’dan Gölge Oyunu. Kitabın baş kişisi Bram Stoker, en ünlü vampir Kont Drakula'nın yazarı. Ancak Gölge Oyunu, onun yeni evli bir genç olarak sokaklarında Karındeşen Jack'in dolaştığı, kulüplerinde Oscar Wilde'ın gösteriş yaptığı Victoria dönemi Londrası'na gelişiyle başlar. Stoker, İngiltere'nin en ünlü Shakespeare oyuncusu Henry Irving'in meşhur tiyatrosu Lyceum'un müdürü olunca, hevesle sürdürdüğü görevinde ve muhafazakâr bir toplumun standartlarına uymada gösterdiği başarıyla hayatının rotası değişir. Hayatı ve tutkuları bencilce idare etmekte ustalaşmış Irving'le dostluğunun arasına İngiltere'nin en ünlü aktrisi, Lyceum'un da yıldızı güzeller güzeli Ellen Terry girince üçünün de yolları umulmadık yönlere sapar. (Sia Kitap) Tarih yeniden yazılıyor Mehmet Ali Çatal’dan 9:06. 10 Kasım 1938. Saat 9’u 6 geçiyor. O, iyileşiyor... Tarih Yeniden Yazılıyor! (Sözcü Kitabevi) Bu kitapta müzik saklı! Ayfer V. Artaç’tan İlham Perileri: Mozart. Çocuklar için çeşitli müzikaller düzenleyen, Yazar bu ilk kitabında Mozart ve klasik müzik hakkında hem bilgiler veriyor hem de çocukları masalsı bir dünyaya davet ediyor. Lorza ve Perus, Periler Ülkesi’nde yaşayan iki ilham perisiydi. Doğuştan yetenekli çocuklara ilham verirlerdi. Bir gün bir çocuk doğdu ve Periler Ülkesi renklendi. Herkes enstrümanlar çaldı, şarkılar söyledi, dans etti. Lorza’yla Perus ve diğer periler, müzik dehası olan o çocuğa ilham vermek için hemen yola koyuldular. O çocuk kim miydi? Mozart’tı… Kitapta yer alan karekodları okutup Mozart'ın sizin için seçtiğimiz bestelerini dinleyebilirsiniz. (Uçan Fil Yayınları) Finans evrenine dair temel izlekler Alessandro Marzo Magno’dan Paranın İcadı - Finans İtalyanca Konuşurken. Yazar, okurları günümüz finans sisteminin kökenlerine doğru, paranın kalbinin attığı Ortaçağ ve Rönesans İtalya’sını odağına alarak bir keşif gezisine çıkarıyor: Tüccar ve zanaatkârların tarih sahnesinde belirmesiyle gerçekleşen değişim; madenî paranın ticari bir mala dönüşmesiyle tüccarın bankere evrilişi; darphanelerin, bankaların, sigorta ve kredi kuruluşlarının, kalpazanlığın ve tefeciliğin serüveni; yükselişler ve iflaslar; iflasların beraberinde getirdiği kamu bankacılığıyla devletin bankere, bankanın ise devlete dönüşüm süreci gibi finans evrenine dair temel izlekler... (Tellekt Yayınları) Yönetim biçimini en uzun süre devam ettiren devlet Asurlular-Dicle'den Toroslar'a Tanrı Assur'un Krallığı. Assur, kenti ve adını bu kentten alan krallık, MÖ 2. binyılın başlarında Kuzey Irak’ta, Dicle Nehri kıyısında kurulmuş ve MÖ 7. yüzyılın sonlarına kadar yaklaşık 1400 yıl neredeyse kesintisiz biçimde varlığını sürdürmüştür. Assur kral listeleri, bazı belirsizlikler olmakla birlikte, önce 1000 yıldan uzun süre Assur’da (Kalat Şerkat) sonrasında ise Yeni Assur Dönemi boyunca sırasıyla; Kalhu (Nimrud), Dur-Şarrukin (Horsabad) ve Ninive (Koyuncuk) gibi başkentlerde hüküm süren kralların adlarını içermektedir. Assur bu yönüyle, Önasya’da yönetim biçimini ve kurumlarını en uzun süre devam ettiren devletlerden biridir. (Yapı Kredi Yayınları) Geçmişlerindeki karanlık sırlar Agatha Christie’den On Kişiydiler (On Küçük Zenci). Yıl 1939. Avrupa savaşın eşiğindedir. Her biri ürkütücü sırlar taşıyan on kişi, Devon kıyısında bulunan Asker Adası’ndaki ıssız bir malikâneye davet edilirler. Ancak malikâneye giden grubu bir sürpriz beklemektedir, zira ev sahibi Bay ve Bayan Owen ortalarda yoktur. Geçmişlerindeki karanlık sırlardan başka hiçbir şeyleri olmayan bu insanlar adada mahsur kalmışlardır. Konuklar bir süre sonra gizledikleri sırları birbirlerine anlatmaya ve teker teker ölmeye başlarlar... (Altın Kitaplar) Aşklar, ihanetler, gizli sırlar, cinayetler İskender Pala’dan Kervan. 1818 Mayıs’ında Topkapı Sarayı’ndan üç sürre devesi yola çıktı. Köyler, kasabalar, şehirler aşılırken üç yüz olacak, üç bin olacak, üç katına çıkacak ve elli bini aşkın hacı beyazlara bürünüp kervan kervan Kâbe’ye varacaktı… Her adım bir öncekinden daha heyecanlı, her menzil diğerinden daha çetrefil bir yolculuk. Gündüzlerde alev alev seraplar, gecelerde ayaz mı ayaz kum fırtınaları… Ve kervanı yutmak için pusuda bekleyen çeteler… Bir müderris, bir mülâzım, bir kuşbaz, bir berber, bir bezirgân, iki deveci, bir seyis ve bir meczub… Güzel bir cariye ile özürlü bir kız çocuğu… Bir kervanda neler taşınmaz ki? Aşklar, ihanetler, bilgelikler, hazineler, gizli sırlar, cinayetler… (Kapı Yayınları) Oyuncu gözlemciliğinin tarihi ve önemi M. Sinan Pala’dan Scout Açısı. Santra Dergi ve Futbol Akademi’de yayımlanan futbol incelemeleri ile Lig Radyo’daki yayınlarıyla tanınan, daha önce de Türkiye futboluna birçok genç yeteneği kazandıran Bursaspor’un scouting departmanında görev alan yazarın oyuncu keşfetmenin ipuçlarını verdiği ve maçları farklı bir açıdan seyretmeye olanak tanıyan ilk kitabı. “Scouting Nedir?”, “Nasıl Scout Olurum?”, “Scouting Kalite Kontrol Piramidi” ve “Sahadaki Görevler” başlıklı dört ana bölümden oluşan kitapta yazar, oyuncu gözlemciliğinin tarihini, önemini ve futbolun gelişimine olan katkısını çeşitli futbol ekollerinden ve takımlarından örnekler vererek inceliyor. (İthaki Yayınları) Ressam, mimar ve tasarımcı hakkında Susie Hodge’den Raffaello - 500 Görsel Eşliğinde Yaşamı ve Eserleri.  Yüksek Rönesans'ın en etkili sanatçılarından İtalyan ressam, mimar ve tasarımcı Raffaello hakkında güvenilir bir inceleme. Sanatçının yaşamı, kariyerinin Umbria, Floransa ve Roma aşamaları ve dönemin tarihsel bağlamına ilişkin bir araştırma. Şefkat dolu Meryem Ana ve Çocuk İsa tasvirlerine, İncil hikâyelerine dayanan portrelerine ve diğer eserlerine detaylı bir bakış. Uzman görüşleri, üslup ve yöntemlerine dair analizlerin eşlik ettiği resim ve çizimlerle zengin bir galeri. Raffaello'nun en önemli eserlerinin yanı sıra onu etkileyen ve ondan etkilenen sanatçıların çalışmalarının muhteşem röprodüksiyonları. (İş Bankası Kültür Yayınları) Fantastik bir roman Arzu Birol’dan Bobby Brown'un Olağan ve Üstü Öyküsü. “Evet Albay. Şanslısınız. Gördüğüm kadarıyla insan türü bir varlıkla direkt iletişime geçme hakkı verilmiş size... Bakalım… Bu bir dişi. Yirmili yaşlarının sonunda… Üstelik bu kadının sana evini açacağı da yazılmış. Biliyorsun senin gibi Dünya gezegenine ışınlanma hakkı kazanan pek çok kardeşimizin atandığı özel bir insan olmuyor. Genelde bu zorlu gezegende kendi başlarına hayatta kalıp evrimleşme mücadelesi veriyorlar. Dünya gezegeni buraya benzemez Algor. Orası tahmin ettiğinden daha tehlikeli bir yer.” Albay Algor, Havtor gezegeninden insanını bulmak üzere Dünya’ya gönderilir. Kendini kahverengi küçük bir köpek bedeniyle Şişli Cami’nin avlusunda bulur… İnsanını bulana kadar geçecek olan süre tam bir serüvenler silsilesidir. Fantastik bir roman. (İnkılap Kitabevi) Müzik sevdası derin bir tutkuya dönüşecek Ali Rıza Türker’den Şöhret Dediğin: Ferdi Özbeğen. Evden her fırsatta kaçan küçük bir çocuğun annesi hiç de telaşlı ve endişeli değildir çünkü onu hemen, karşıdaki müzik aletleri satan dükkânda, piyanoların ayaklarının dibinde bulacağını bilir. O çocuk için müzik ve piyano sevdası, hiç tahmin edemeyeceği bir yaşamı bahşeden derin bir tutkuya dönüşecektir. Hariciye görevlisi olmak isteyen bu İzmirli genç, babasının ölümü üzerine kendini pavyonlarda müzik yaparken bulur. Ancak bu şehir ona dar gelir ve İstanbul macerasına atılır. Muazzam hevesi müthiş bir gayrete, mücadeleye dönüşür ve bugün hasretle andığımız Ferdi Özbeğen yıldızlaşır. (h2o Kitap) Diyalektik açısından benzerlik ve farklılıklar Nicolai Hartmann’dan Aristoteles ve Hegel: Diyalektik - Mantık – Ontoloji. Etkileşimde bulunduğu filozoflar arasında Martin Heidegger ve Max Scheler bulunurken, Takiyettin Mengüşoğlu, Hans-Georg Gadamer ve Emil Cioran'ın hocalığını yapmıştır. Elinizdeki eser, yazarın birçok dile çevrilmiş iki makalesinin derlemesinden oluşmaktadır. Hegel'in reel diyalektiğini ele alan İlk bölüm, Hegel felsefesine bir giriş niteliğindedir, ikinci bölüm ise Aristoteles ve Hegel felsefelerinin mantık, ontoloji ve özellikle diyalektik açısından benzerlik ve farklılıklarını göstermektedir. (Fol Kitap) Tarihi birkaç bin yıl geriye sarıyor Celil Sadık’tan Uygarlığın Ayak İzleri - Krallar ve Tanrılar. Dünyada sayısız medeniyet önce tüm ihtişamıyla varlık buldu, sonra da yok oldu. Hepsi tarih yazdı, fetihleri ve zaferleriyle övündüler. Ne var ki edindikleri tüm başarımlar birer birer o günkü anlamını yitirdi, takvimden eksilen her yaprak unutuluşun buruk anısına dönüştü... Tabii zamanı dize getirip insanoğlunu gizemleri, mitleri ya da anıtsal yapılarıyla hâlâ büyüleyenler dışında! Yazar kitabında, kum saatinin akışını dondurarak tarihi birkaç bin yıl geriye sarıyor; sanat dallarının konu etmekten asla vazgeçmediği, mitler ve masallardan yapılma bir labirenti adımlıyor. (Epsilon Yayınevi) Yanlış telaffuz bilinç dışı bir şakıma Öznur Yalgın’dan Ağır Küre. Yazar kitabında merkezini yaratmadığı, kendi çeperinde kalmayı arzulayan öykü kişilerini ellerine ayna tutuşturup küçük harflerle konuştururken diyaloğun akmasını; kadraja, konuşanların dudakları ve izleyenlerin huzursuzluğunun karışmasını istiyor. Yanlış telaffuz bilinçdışı bir şakıma çünkü. Ani fren, imdatsız bir düşüş ve önemsiz görülen yara kabuğuna terk edilmiş bir başka gezegen. Sadeliği ilk çekmecede tutan yazar, öykülerindeki boşluklar ve zaman yarılmalarıyla katettiği soğuk mesafeyi sustuklarında kahraman ilan edilen, hep sonraki uykuyu kurgulayan çapaksız gözlere işaretliyor. (Everest Yayınları) Babası mabede ulaşması için işaretler bırakmış Baki Can Ediboğlu’ndan Olamayanların Mabedi. İtibarını yitiren, tüm malvarlığına el konulan işadamı Egemen Dortay, bir gün teknesiyle açılır ve bir daha geri dönmez. Parçalanmış teknesine ulaşanlar onun intihar ettiğine hükmeder. Sürekli hayatı ve varoluşunu sorgulayan kızı Eylül ise babasının ölmediğine inanır. Ona göre, babası, anlattığı masallardaki Anın Çocukları gibi, Hayaller Âlemi'ndeki mabedini bulmuş, sırra ermiştir. O sırra erme sırası şimdi Eylül'dedir. Çünkü babası ona mabede ulaşması için işaretler bırakmıştır. Eylül dünyanın bir ucundan öbür ucuna işaretleri takip ederek geçmişin karanlık taraflarıyla yüzleştiği uzun bir yolculuğa çıkar. Ve sürprizlerle döşenmiş yol, onu ulaşılması en zor olan şeye götürecektir. (Doğan Solibri Yayınları) Unutulmaz bir tarihi gezi Metin Celal’den Çekirdek Aile Geziyor - Atatürk Ankara'da. Usta yazar ikinci kitabı Atatürk Ankara'da ile Atatürk'ün Ankara'ya ayak basışından itibaren Kurtuluş Savaşımızın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin öyküsünü gerçek mekânlarında anlatarak okurlarını unutulmaz bir cumhuriyet tarihi gezisine çıkarıyor. Bu kitabı okurken Atatürk'ün Ankara'da görev yaptığı yerleri, karargâhları, yaşamını geçirdiği evleri ve cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı gerçek mekânları yakından tanıyacak; tarihin en önemli sahnelerini yeniden yaşarken hem heyecanlanacak hem de gurur duyacaksınız. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Sanatkârın haksızlıklara karşı koyuşunun hikâyesi Dilara Duman’dan Charlie Chaplin - Aşağı Bakarsanız Asla Gökkuşağı Bulamazsınız. Siyah beyaz ve sessiz filmlerin unutulmaz kahramanı, komedyen, oyuncu, yazar, bestekâr, senarist ve film yönetmenidir Charlie Chaplin... Sınıf ayrımcılığına, dönemin ekonomik zorluklarına, adaletsizliklerine, siyasi düzenine ve diktatörlere karşı koyacak kadar büyük bir haykırışı tek kelime dahi etmeden sessizce ifade ederek, insanlığa yön verdi. Kitap sadece bir yaşam öyküsü değil, bir sanatkârın doğuşunun, sınıf ayrılıklarına ve haksızlıklara karşı koyuşunun da hikâyesidir. (Destek Yayınları) Düşüncelerini makaleye aktardı Henry David Thoreau’dan Sivil İtaatsizlik. Dünya tarihinin nevi şahsına münhasır entelektüellerinden biri olan yazar, çığır açıcı bir filozof, doğa araştırmacısı ve kalemi kuvvetli bir yazardı. 1846'da bir vergi memuruna itirazı nedeniyle hapiste bir gece geçiren Thoreau, bu durumun düşündürdüklerini önce konferanslarına konu etti. Ardından düşüncelerini makaleye aktardı ve bu metin 1849'da kitap olarak yayımlandı. Böylece unutulmaz eser ortaya çıktı ve Mahatma Gandhi ile Martin Luther King Jr. gibi önemli isimleri etkiledi. (Çınar Yayınları) Sarsıcı bir gerçeklik etkisi yaratıyorlar Alper Meydan’dan Karlışehirin İnsanları. Doğmadan ölen, doğarken ölen ve doğduktan sonra ölen çocuklar, zorunlu hizmetin bitmesini bekleyen sürgün memurlar, aşklarına ulaşamayanlar, ulaştıkları aşkları ziyan edenler, boğulan fakat ölemeyenler, yola çıkanlar ve yoldan çıkanlar, merhamet nöbeti tutanlar, kendi kendisiyle konuşanlar, hiç konuşmayanlar… Onlar karlı şehrin insanları. “Bir de buradan bakın” diyorlar, “yaşamın katı gerçekliğine.” Sarsıcı bir gerçeklik etkisi yaratıyorlar çünkü onlar yaşıyorlar. (Dağhan Külegeç Yayınları) Sıradanlaşmış hayat arasındaki mısralar Küçük İskender’den İskender'i Ben Öldürmedim. Şair, yok olmanın habis aşamalarında dolanıyor bu kez. Aydınlatılması kaçınılmaz bir cinayeti, sosyal katliama dönüştüren kuralları, kurumları ve zihniyetleri Türkçe lanetliyor. Manevi ölüm ile sıradanlaşmış hayat arasındaki mısraların esrarı çözülmekte. Şairi katledenler, bilinçaltınızda, vicdanınızda, ideolojinizde saklanıyor. Böyle bir suç ortaklığı, geleceği lekelemektir. (Can Yayınları)