Toplumların kaderini belirleyen normların oluşumu Zuhal Baltaş’tan Yaşatan ve Yok Eden Normlar. Normlar, bireylerin ve grupların belli durumlardaki davranışlarını belirleyen kurallardır. Bu kurallar, mesleklerde olduğu gibi toplumlarda da koşullara uygun olarak kendine özgü düzeni sağlar. Toplumların kaderini sahip oldukları normlar belirler. Zamanla değişen koşullar karşısında normları yenilemek hayatı sürdürmek için vazgeçilmezdir. Yakın dönemde pandemiyle ortaya çıkan gerçekler, geleceği aydınlatacak yeni normları oluşturmanın zorunluluğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bunu gerçekleştirmek, ön yargılardan arınmış ve veri temelinde düşünüp sorgulayan bir zihinle mümkündür. Bu kitap gündelik hayatımızı her yönüyle etkileyen ancak önemi üzerinde derinlemesine düşünmediğimiz normların önündeki perdeyi kaldırıyor. Bizi öznel ve nesnel normlar, ön yargı, öngörü, sezgi, alışkanlık, karar ve davranış ilişkisi üzerine düşünmeye davet ediyor. (Remzi Kitabevi) 'Birkaç dakika uyursam gücümü kazanırım…' Hanri Benazus’tan Sarıkamış Gerçeği Beyaz Ölüm. Ölümün beyaz olanı var mıdır, bir insan nasıl donar hiç hayal ettiniz mi? Ayaklarınızdan yukarı doğru gelen ağır bir yorgunluğun yavaş yavaş bedeninize yayıldığını hiç hissettiniz mi? ‘Birkaç dakika uyursam gücümü kazanırım, her şey düzelir’ duygusuna hiç kapıldınız mı? Tam o tatlı uykuya geçerken sevgilinizin, karınızın, çocuklarınızın siluetlerinin önünüzden süratle geçtiğini hayal ettiniz mi? Eğer bunları hayal edebilirseniz Sarıkamış'ta on binlerce Mehmed'in yolun kenarında tüfeğine yaslanarak ‘Şöyle bir çömeleyim hemen kalkarım’ derken, terli bedeninin 3 dakika içinde nasıl donduğunu anlayabilirsiniz. O gencecik insanların karanlık ormanlara, uçurumlara çığlıklar atarak neden koştuklarını daha iyi anlar, en acısı da, bu kahramanların şehit kütüklerine kaydedilmeyip savaşın yitikleri olarak adlandırılmalarının acısını içinizde hissedersiniz. Eğer 93. Alay 26 Aralık gecesi Allahuekber zirvesinde tipiye yakalanıp sabaha yarısı kaybolmuş ise, onları yitik olarak isimlendirmek yazıktır, onlar bizim için kutsal şehitlerdir. (Sözcü Kitabevi) Kimi zaman her şey göründüğü gibidir... Celil Oker’den Kramponlu Ceset. İş görüşmesi için büyük bir tekstil firmasının defilesine davet edilen Dedektif Remzi Ünal, konukların arasında bir futbol takımının da olduğunu görünce şaşkınlığa uğrar. Ancak firma sahibi aynı zamanda kulüp başkanıdır ve hafta sonu oynayacakları ölüm kalım maçında oyuncularından bazılarının takımlarını satacağı ihbarını almıştır. Dedektifimizden istediği şey ise bu işin aslı astarı olup olmadığını araştırmasıdır. Kollarını sıvayarak kendine özgü yöntemleriyle işe koyulan Remzi Ünal ilk olarak futbolcuları tanımaya ve tartmaya çalışır. Daha sonra da pis koku alma konusunda burunlarının en az kendisi kadar hassas olduğuna inandığı spor muhabirlerine yanaşır. Tam da güvenini kazandığı ‘acar’ bir muhabirden istediği bilgileri elde etmek üzereyken ortalığı çınlatan bir silah sesi, soruşturmayı daha en başından içinden çıkılmaz bir hale getirir. (Altın Kitaplar) Şeytana pabucunu ters giydiren yeni nesil, bir şeytan Alper Canıgüz’den Kıyamet Park - Bir Kamu Davası 3. Mozart 5 yaşında beste yapıyordu, Alper Kamu cinayet çözüyor! Lüks bir otelde gedikli bir gazeteci vahşice öldürülür. Böylece dünyanın en küçük dedektifinin hayatına renk gelir. Zanlılar arasında mekik dokurken, 8 yaşında tecrübeli bir rakibi vardır bu defa: Altan… Şeytana pabucunu ters giydiren yeni nesil bir şeytan. Kahramanımız katili Altan’dan önce bulabilecek midir? Yoksa davayı, bahsi ve hayalî arkadaşlarını kaybedecek midir? Kitap, sahici dehşet ile sahte şöleni bir araya getiriyor. Her sayfasında katilin gölgesini görecek, maktulün parfümünü duyacaksınız. Şöhreti ülke sınırlarını aşan Alper Kamu'ya bir kez daha hayran kalacaksınız. Tıkır tıkır işleyen kurgusu, hiç dinmeyen temposuyla Kıyamet Park bir kahkaha deposu. Türk edebiyatının müstesna müellifi yazardan akıllara seza bir polisiye şaheseri daha! (Alfa Yayıncılık) İnsanların ve hayvanların iş birliğine ihtiyaçları var Abdullah Ataşçı’dan Kar ile Kara. Güzel Sular Ülkesi’ni hiç duydunuz mu? Ya Sihirli Gölü? Peki, Kar ile Kara adındaki ikiz sıpaları? Güzel Sular Ülkesi dünyanın en güzel ülkesidir, Kozman da dünyanın en kötü kalpli yöneticilerine sahip olan devleti. Bu devlet pek çok hileyle Güzel Sular Ülkesi’ni işgal eder. İnsanlar ve hayvanlar gizli bir geçitten geçerek hiç kimsenin görmediği bir yerde saklanırlar. Bir gün ülkelerini kurtaracaklarına inanırlar. Bunun için de insanların ve hayvanların iş birliğine ihtiyaçları vardır, özellikle farklı türlerdeki ikiz hayvanlara... Kar ile Kara da onlardan ikisidir. Ne var ki esir tutuldukları yerden kurtulup özgürlüklerine kavuşmaları için onları ciddi mücadeleler beklemektedir. (Altın Kitaplar) Her hayat bir gün bitecek elbette Hilal Aydın Özcan’dan Hayat Bir Gün Bitecek. Hayatla kavgaya tutuşursanız son sözü her zaman o söyleyecek. Ne zaman barışırsanız size hikâyenizi yazma özgürlüğünü verecek. Ömrü boyunca geçmiş bir acının, hata gördüğü bir anının gölgesine saklanmış, güçlü, yalnız bir kadındı Narin. Hem kendine hem başkalarına ceza vermekten yorulmadı, kırılmamak için kırmayı tercih etti. Onun yumuşak yüzünü görebilen tek kişiyse yeğeni Naz’dı çoğu zaman. Hayal kırıklıklarının en büyüğünü yaşadığında gelip teyzesinin yanına sığınması, onun hem sevgisine hem de sağlam duruşuna ihtiyaç duyan Naz için kurtarıcı oldu. Genç kadının yarası, teyzesinin küllenmiş acısını da gün yüzüne çıkardı. Ama o, Narin’den farklıydı. İyileşirken kederine sarılmayacak; yeniden başlamak ve umutlanmak için gereken gücü kendi içinde bulacaktı. Her hayat bir gün bitecek elbette. Ama insanlara, sevgiye, umuda inancımızı yitirdiğimiz gün düşmanımıza dönüşüp ömrümüzün bitmesini beklemeden bize sırtını dönecek. (Artemis Yayınları) Bir resim yaptım öğretmenime Hidayet Karakuş’tan Özel Coğrafya Dersleri-Çakıl Taşı. “Annem Zeytin Babam Kömürdü, Şimdi İkisi De Kara Toprak, Bir Resim Yaptım Öğretmenime, O Resmime Bakıyordu Ağlayarak.” Yazarın daha önce Kaynak Yayınları tarafından “Çakıl taşı” ismiyle basılan kitabını, yeniden düzenlenmiş ve yeni şiirlerle genişletilmiş olarak sunuyoruz. (Bilgi Yayınevi) Kaybolan çocukların sırrını çözmek için bir araya geldiler Hikmet Hükümenoğlu’ndan 04:00. “Ama bunlar sırf benim şeytanlarım değil, otobüste yanıma oturan adamın beynini kemiren dertler de bana bulaşıyor ya da marketteki kasiyer kız, çünkü gözlerindeki nefreti görüyorum, tuşlara basan parmaklarının nasıl öfkeyle kasıldığını görüyorum, onların şeytanları da bana da bulaşıyor ya da televizyonda tükürükler saçarak kavga eden o çok bilgili insanlar, onların öfkesi de, mutsuzluğu da, kini de, kederi de eninde sonunda beynimin kıvrımları arasına yerleşip kök salıyor...” Bizimkine benzeyen ama bazı açılardan da çok farklı bir İstanbul. Belki milyonlarca paralel evrenden birinde yer alan diğer İstanbul... Bu şehirde korku, öfke ve çaresizlik birikip patlama noktasına yaklaştıkça adeta şekil almış ve karanlık bir organizmaya dönüşmüş. Geçmişindeki korkunç bir olay yüzünden hayattan kaçan Giray’la eski karısı –ve yeni cinayet masası baş komiseri Defne– kaybolan çocukların sırrını çözmek için yeniden bir araya gelir. Ancak Giray, gizli gücünü kullanmaya razı olacak mı? Ve tanımadığı insanlar için hayatını tehlikeye atmak onu kendi karanlığından çekip çıkarabilecek mi? (Can Yayınları) Tıpkı toplum gibi, ilişkiler de değişiyor John Gray’den Mars ve Venüs'ün Ötesinde - Günümüzün Karmaşık Dünyası İçin İlişki Sanatı. Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten, yirmi yıl önce aşk ve ilişkilere bakış açımızı kökten değiştirmişti. Yazarın kitabı, çok sayıda okurun kendini geliştirmesini ve hatta ilişkisini kurtarmasını sağladı. Ancak tıpkı toplum gibi, ilişkiler de değişiyor. Artık, Mars ve Venüs’ün ötesine geçmenin, modern çiftler için yeni bir ilişki modelini benimsemenin zamanı geldi. Önceki kuşaklar, o dönemlerin kalıplaşmış cinsiyet rollerine dayanan “rol eşli” ilişkilerin arayışındayken, günümüz çiftleriyse artık yeni bir tür ilişki arayışı içinde: “Ruh eşli” ilişki. Duygusal açıdan daha tatmin edici olan bu tür ilişkiler, eşlerimizin kişisel ihtiyaçlarını daha iyi anlamamızı gerektiriyor. (Destek Yayınları) Gazete için kaleme alınan ilginç yazılar Jorge Luis Borges, Adolfo Bioy Casares’ten Bustos Domecq Vakayinameleri. Arjantin edebiyatının en önemli isimlerinden Borges ile Casares’in her daim edebiyatla beslenen dostluklarından doğmuş olan kurmaca yazar Honorio Bustos Domecq, okurla ilk olarak Don Isidro Parodi’ye Altı Bilmece’de imza attığı polisiye öykülerle bir araya gelmişti. Kitap ise onun bir edebiyat ve kültür muhabiri olarak, Ultima Hora gazetesi için kaleme aldığı birbirinden ilginç yazıları içeriyor. Domecq bu denemelerinde adı sanı duyulmamış sanatçıları, yazar ve şairleri okuyucuya tanıtıyor; edebiyat, tiyatro, mimari, resim, heykel ve moda gibi pek çok farklı sanat dalındaki yeni ve deneysel çalışmalardan, gelişmelerden bahsediyor. (Everest Yayınları) Yaşam içerisindeki alışkanlıklar ZÜMRA Atalay’dan Şefkat Korkaklara Göre Değil. Hazırlanan bu kitap, yeni bakış açıları sunarak, günlük hayatımızın manzaraları arasında gezinirken bize rehberlik ediyor. Bizi okumaya, sonrasında üzerine düşünmeye ve daha sonra da uygulama yapmaya davet ediyor. Yaşam içerisindeki alışkanlıkları nasıl tersine çevirebileceğimizi adım adım keşfetmemize ve hem dışarıya, başkalarına, hem de tazelenmek ve yenilenmek amacıyla kendi içimize olmak üzere her iki yöne doğru şefkat geliştirmemize yardımcı oluyor. - Mark Williams, Oxford Üniversitesi, Klinik Psikoloji Profesörü. (İnkılap Kitabevi) Hakikat, sorunuyla doğrudan alakalı William James’ten Hakikatin Anlamı. Pragmatik felsefe okulunun kurucusu olan yazar, aynı zamanda bir psikolog ve eğitimciydi. Öğrenimini Avrupa’da Almanca ve Fransızca yaptı. 1869 yılında Harvard Üniversitesi’nden tıp doktoru olarak mezun oldu, ancak doktorlukla uğraşmadı. Daha sonra aynı üniversitede psikoloji dersleri vermeye başladı. Epistemoloji, eğitim, metafizik, psikoloji ve din konularıyla ilgilendi. Ders kitabı olarak yazmaya başladığı Psikolojinin İlkeleri 1890 yılında yayımlandığından beri hem psikoloji hem de felsefe alanının anıtsal eserleri arasında yer aldı. James’in kendi deyimiyle “hakikat sorunuyla doğrudan alakalı” yazılarının hepsini topladığı kitap ölümünden bir yıl önce, 1909’da yayımlandı. (İş Bankası Kültür Yayınları) Ülkemiz adına düşünecek üzülecek ve şaşıracaksınız Mehmet Ruşen Gültekin’den Ak–Yargı. Kitapta, yazarın savcılık ve yargıçlık deneyimlerini, hukukçu birikimini, emperyalizm destekli terör ve casusluk örgütü, ihanet şebekesi olan FETÖ’yle mücadelesini ve mücadeleye ilişkin önerilerini, adalet için verdiği savaşı bulacaksınız. Yazarın azmini ve iyimserliğini göreceksiniz. Ama en önemlisi, kitabın sayfalarında ilerledikçe ülkemiz adına düşünecek, üzülecek ve şaşıracaksınız. Prof. Dr. Barış Doster. (Kırmızı Kedi Yayınları) Dün biter. Yarın biter. Sen bitersin Hatice Ünal Kapıcı’dan İçimde Kalanlar. Çilingir Sofrası. Gece çökmüşse inceden. Bir rakı sofrası kurulur. Başlar efkârın dumanı sarar her yanı. Bir fırt daha çekersin gönlünün kanayan yarasından. Sen sönersin o yanar. O yanar sen yok olursun. Kendi ellerinle sevdaya boğulur son umutların. Dün biter. Yarın biter. Sen bitersin. (KDY) Saygının yitirildiği diyarlara aşk ve sevda köyü Pınar Boylu Gogulan’dan Lal: Aşk- Hakikat. Yana yana, düşe kalka, kör topal yuvarlanıp gidiyoruz hayatın içinde. Elimizde ateşten bir top olmuş ‘ilişkiler…’ Yandıkça topu yanımızdakine fırlatıyoruz. Saygının yitirildiği diyarlara aşk ve sevda köyü kurmaya çalışıyoruz. Kendi hakikatimize körleşiyoruz, kalbimize batan dikenlere nasırlaşıyor, almadan vermenin, vermeden almanın karanlığında uçuruma doğru ilerliyoruz. İlişkilerimiz üzerine kurulan hayatlarımızda suçluluk duygusu, acizlik, eksiklik, yetersizlik, değersizlik, kibir, kanaatsizlik, öfke, kin, gurur, kıskançlık ve daha nice zehirli duygu kol geziyor. ‘Aşk aşk’ diye aşka eziyet ediyor, aşkın itibarını yerle bir ediyoruz. (Libros Kitap) Atatürkçülük adı altında anti- emperyalizmi reddedenlere karşı Sacide Bolcan’dan Mustafa Kemal’den Atatürk’e. “Sacide Bolcan, Mustafa Kemal Atatürk’ü, Mustafa Kemal ve Atatük olarak bölen ve yozlaştıranlara karşı, Kemalizm ile Atatürkçülüğün temelde, akıl ve bilim yolu ile anti-emperyazimde bütünleştiklerini anlatıyor. Son zamanlarda, bir yandan Kemalizm adı altında, Atatürk Devrimlerini reddedenlere, öte yandan Atatürkçülük adı altında anti-emperyalizmi reddedenlere karşı çok iyi bir yanıt niteliğinde bir çalışma…” Prof. Dr. Emre Kongar. “Şunu söyleyebiliriz: Bu detaylı Atatürk anlatısında, yalnızca o büyük adamın ne müthiş işleri ne şartlar altında başardığını değil kendi düşünsel ve eylemsel gelişimini, O’nu ve tüm çevresini etkileyen yaşadığı dönemlerin ruhunu, etrafındaki olayları, insanları ve pek çok ilginç detayı da kapsayan derin bir yakın tarih kavrayışı yaşadığınızı hissedeceksiniz.” Nasuh Mahruki. (Mona Kitap) Yapay zekâ iş yaşamını nasıl etkiliyor Bernard Marr’dan Yapay Zeka Devrimi. Dev çokuluslu firmalardan küçük yerel işletmelere kadar her şirket yapay zekâ devrimine hazırlanmak zorundadır. Kitap, yapay zekânın iş yaşamını nasıl etkileyeceğini açıklıyor ve işinizi yapay zekâ kullanmaya nasıl hazırlayacağınızı gösteriyor. Yapay zekâ, müşterilerle akıllı bağlantılar kurmak, akıllı ürünler ve daha iyi düşünülmüş hizmetler geliştirmek, süreçleri otomatikleştirmek, iyileştirmek ve sonunda daha başarılı bir iş inşa etmek için heyecan verici yeni olanaklar sunuyor. Kitap, size, işinizi başarıdan başarıya taşımak, performansı iyileştirmek ve daha güçlü bir şirket yaratmak için gereken bilgi ve araçları veriyor. (Optimist Kitap) Notaları bilen ağustosböceği, bildiklerini çobana öğretmeye hazır Ece Zeber, Özlem Yurteri Gürevin’den Melodi Merdiven. Müziğin dilinden anlayan, notaları bilen ağustosböceği, bildiklerini acemi çobana öğretmeye hazır. Böylece acemi çoban, koyunlarıyla iletişim kurarken müzikten faydalanabilecek. Onlar melodi merdivende adım adım notaları tanıyıp şarkılarını oluştururken, bizler de sayfalardaki karekodları okutarak bu yolculuğa eşlik edebiliriz. Yaşam boyu en yakın dostlarımızdan biri olan müziğin dilini öğrenmeyi kim istemez… Her sayfası müzikle dolu kitap, çocukları notaların büyülü dünyasına davet ediyor. (Redhouse Kidz Yayınları) Newton’un başlıca felsefi yazıları Isaac Newton’tan Felsefi Yazılar. Yazar (1642-1727) düşünce tarihinin muazzam yazılarından oluşan hacimli bir miras bırakmamıştır ardında sadece; aynı zamanda bu düşünceler dünyayı temsil etmekte somut bir değere de sahiptir. Modern dönemin ilk yıllarına yaptığı eşsiz katkılara rağmen, doğa felsefesi alanındaki mektuplaşmaları, elyazmaları ve yayımladığı türlü çeşit çalışmaları bundan önce farklı edisyonlarda ayrı bir biçimde bulunuyordu. Bu kitapta, Principia ve Opticks çalışmalarından önemli kısımlar ve De Gravitatione’nin düzeltilmiş bir çevirisi de içlerinde olacak şekilde Newton’un başlıca felsefi yazıları bir araya getirilmiştir. Ayrıca erken optik çalışmalarından belli parçalar, Dünya’nın hareketi hakkında dinî yorumlara ilişkin yayımlanmamış düşünceler ve çağdaşı olan önemli figürlerle mektuplaşmaları da bu kitapta yer almaktadır. (Say Yayınları) Suçun bireyselliği ilkesini dikkate aldılar Ceyhun İrgil’den Babalar ve Çocuklar-Genç Cumhuriyet'in Vicdan Serüveni. “Kimisi işbirlikçi saray hükümetinin, kimisi işgalci İngilizlerin yanında Kurtuluş Savaşı’na karşı çıktı; Türk milletinin varlık yokluk kavgasında ihanet ettiler. Kurtuluş Savaşı sonrasında affedilenler oldu, böylece sayıları 150’ye indi. 150’likler diye anıldılar. Fransız ve Rus devrimlerinde yapıldığının aksine idam edilmediler, hapse atılmadılar, sürgün edildiler. Cumhuriyet’i kuranlar kin tutmadılar, suçun bireyselliği ilkesini dikkate aldılar. 150’liklerin yakınlarını ve çocuklarını suçlu olarak görmediler. İşte yazarın bu kitabı 150’liklerin izini sürüyor, onların ve çocuklarının bilinmeyen öykülerini anlatıyor, Cumhuriyet’in saklı kalmış bir yönünü gözler önüne seriyor...” (Sia Kitap) Derin bir aşk romanı Güran Tatlıoğlu’ndan Mirabo Köprüsü. “1960’lar dünyasında geçen önemli olaylara tanıklık eden, unutulmadık bir şekilde sonuçlanan, derin bir aşk romanı.” (Sonçağ Yayıncılık) Kıskançlık ve haset konusu ele alınıyor Çocuk ve Ergen Çalışmaları: Kıskançlık ve Haset-Psikanaliz Defterleri 7… Talat Parman’ın yönetiminde hazırlanan bu sayı kıskançlık ve haset konusunu ele alıyor. Birbiriyle ilişkili olan ve karıştırılan bu iki kavram psikanalizin kuruluşundan beri ilgi gösterdiği başlıca kavramlardan. Yazarlar konuyu kardeş kıskançlığı, babanın oğluna olan hasedi, arkadaşlık ilişkilerindeki kıskançlık gibi çok çeşitli veçheleriyle ele alıyor. Bu sayıda psikanalitik roman analizleri de her zamankinden çok yer kaplıyor. Söz gelimi Yavuz Erten’in yazısı tamamen Nahit Sırrı Örik’in Kıskanmak romanına ayrılmış. Kerime Camadan’ın yazısında Musil’in ilk romanı Genç Törless inceleniyor. Bernateau ise Proust romanlarını aşk ve kıskançlık nesnesi bağlamında irdeliyor. (Yapı Kredi Yayınları) Van Gölü’nün kirlilikten korunması Mustafa Sarı’dan Bilinmeyen Van Gölü. Van Gölü’nün oluşumuyla başlayan bu keşif sürecinde, oldukça yüksek tepelerde bir gölün nasıl meydana geldiğine, çok uzak çağlardan bugüne dek kaç uygarlığa ev sahipliği yaptığına ve en önemlisi Van Gölü’nün incisi dediğimiz inci kefalinin gölde nasıl bir yaşam mücadelesi verdiğine tanıklık ediyoruz. Yazar, kaçak avcılık, göl turizmi, Van Gölü’nün kirlilikten korunması, batık arayışları, mikrobiyalitlerin keşfi gibi önemli konularla ilgili yaptığı çalışmaları bize anlatırken bir yandan da varlığı kanıtlanamayan Van Gölü Canavarı gibi çözülemeyen birçok efsaneleşmiş soruya da açıklık getiriyor. (Alfa Yayıncılık) Yüzyıla yaklaşan Cumhuriyet tarihimizden kesitler AHMET Gülen’den Ne İçindeyiz Ne Dışında - Mülakatlarla Yakın Tarihimiz. İsmet İnönü’nün Damat Ferit Paşa hakkındaki düşüncesi neydi? Atatürk, Meclis’i neden kapatmak istedi? Türkiye’de son yıllarda yakın tarihe olan ilginin arttığı yadsınamaz bir gerçek. Gittikçe artan bu ilgiye paralel olarak çok sayıda değerli araştırma veya hatırat kitapları rafları doldururken sözlü tarih alanında yapılan çalışmaların sınırlı kaldığı da bir başka gerçektir. Elinizdeki kitapta Cumhuriyet tarihine tanıklık etmiş birbirinden değerli insanlar Atatürk’ten İsmet İnönü’ye, Hasan Âli Yücel’den Nâzım Hikmet’e, Adnan Menderes’ten Celâl Bayar’a, Nihat Erim’den Bülent Ecevit’e ve Süleyman Demirel’e kadar paylaştıkları hatıra ve izlenimleriyle yüzyıla yaklaşan Cumhuriyet tarihimizden de kesitler sundular. (Bilgi Yayınevi) İstanbul'un farklı yüzleri Osman Cemal Kaygılı’dan Eski İstanbul Akşamcıları. Meyhane masaları, âlemler, âlemciler, kabadayılar... Yazar, geçmişte kalmış bir İstanbul'un farklı yüzlerini anlatıyor. Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor. (Can Yayınları) "Amellerin mükafatı niyetlere göredir..." Özlem Dalkılıç’tan Niyet Ettim! - Hayatınızı Değiştiren Niyetler. “Niyetler hasıl olurken, kalbimizdeki sarmaşıkları, acıları temizlemek, kilitlediğimiz kapıları açabilmek, kabul etmek, izin vermek; sevginin, sevilmenin, hak ettiklerimizin, layık olduklarımızın hissine ve hazzına varmak, bu duygularla barışmak, dönüştürmek temel unsurlardan biri.” Unutmayın, elinizdeki kitap bir kerede okuyup bitireceğiniz bir eser değil! Her gün gözlerinizi kapatıp bir niyet seçeceksiniz, her gün bu kitapla beraber yeniden doğacaksınız, her gün gülümseyerek yeniden başlayacaksınız. Zor günlerinizde yüreğiniz her daraldığında bu kitaptan bir sayfaya sarılacaksınız. Evet, bu kitap başucunuzda yoldaşınız olacak, “Bugün bana ne mesaj gelmiş?”, “Bugün neyi hatırlamam gerekiyor?”, “Bugün neyi şifalamam gerekiyor?” diyecek, gözlerinizi kapatacak ve kalbinizin sesinin size ne söylediğini öğreneceksiniz. (Destek Yayınları)