Pandemide kültür-sanat alanında çok şey değişti. Yayıncı olarak sizin açınızdan neler değişti? Genel olarak bütün piyasayı etkilediği gibi bizi de olumsuz etkiledi. İlk günlerde yayınevinde yeni salgın koşullarına paralel bir çalışma yöntemini benimsedik. Evlere çekildik. Üretmeye devam ettik. Burada işin iki boyutu var. Birinci boyut; üretim. Bir yandan kitap hazırlamaya devam ettik. Hazırladığımız kitapların okuyucuya sunumunu geciktirerek tabii… Bu yayın planımızı önemli ölçüde etkiledi. Türkiye, bütün dünyada olduğu gibi kendi içine kapandı. İnsanlar gündelik siyasetten ve diğer kaygılardan ziyade kendi sağlık durumlarını üzerine düşündüler. 2,5-3 ay gibi son derece katı ve insanların evde durmaya çalıştıkları bir dönem oldu. Bu dönem bir biçimde kitap okunma oranını da artırdı bana kalırsa… Bu noktada işin ikinci boyutu ise daha önce ürettiklerimizin okuyucuya sunulmasıydı. Kırmızı Kedi sadece bir yayınevi değil, aynı zamanda kitabevi grubumuz da var. Hem çalışanlarımızın hem okuyucularımızın sağlığı açısından kitabevlerimizi de kapatmıştık. Bu uygulamaya giden sadece biz değildik. Türkiye’deki neredeyse bütün kitap zincirleri bu süre içerisinde kepenk kapattı. Burada olağanüstü bir şey oldu. "BİR EŞİK AŞILDI" Nedir o? Online satışlar patladı. Perakendede online satışların gün geçtikçe belirleyici olduğunu zaten gözlemliyorduk. Online satışın 10 senede kazanacağı pazar payı birkaç ayda kazanıldı. Online ticaret ile uğraşan tanıdıklarımızdan edindiğim bir bilgi bana çarpıcı gelmişti. Bu dönemde daha önce internetten hiç işlem yapmamış 3 milyon kişinin internet üzerinden alışveriş yapmaya başladığını gördük. Bu toplum açısından bir eşiğin aşılması anlamına geldi. Nasıl bir eşik aşıldı? Online satışta insanlar için en önemli olan şey ilk alışverişi yapmaktır. Kredi kartı bilgilerini giriyor, kişisel bilgilerini giriyor… Bu ilk etapta insanlarda tedirginlik yaratıyor. Eliyle tutmadığı bir malın kendisine gelmesini talep ediyor. Bu başarıyla gerçekleştiği takdirde, insanların online satışa inancı artıyor. Bir süre sonra online satışın rahatlığına da kapılıyor. Buradaki avantajların farkına varıyor. Biz bu dönemde kirmizikedi.com’u geliştirdik. Okurların hizmetine sunduk. Şunu gördük; Kırmızı Kedi Kitabevleri’nde yaptığımız satışlara yakın bir miktarı, online satışlarda da yapabildik. Bu ilk aylar açısından çok sevindirici bir gelişme oldu. Bu tür kanallara sahip yayınevleri belli ölçülerde rahat etti. Bu birkaç aylık bir rahatlama bana kalırsa… Ekonomideki küçülme eninde sonunda tüketim alışkanlıklarımızı belirliyor. İşsiz sayısı arttıkça, kapanan iş yeri sayısı arttıkça burada çalışan insanların da satın alma gücü zaman içerisinde giderek daralacak. Tüketim alışkanlıkları değişince bundan ilk etkilenen de kitap oluyor. İnsanların hayatında kitapların yeri maalesef istediğimiz boyutta değil. Bunun önümüzdeki dönemlerde daha büyük problem haline geleceğini düşünüyorum. HOBİ KİTAPLARINA İLGİDE ARTIŞ İnternetten alışveriş yapan okurlar, ağırlıklı olarak hangi türü tercih etti? Kişisel izlenimime göre politika biraz daha geride kaldı. İnsanlar daha evvel okumak istedikleri ama vakit bulamadıkları klasikleri aldılar. Yabancı dil öğrenimine yönelik kitaplarda ve hobi kitaplarında bir artış oldu. Türkiye, fazlasıyla politik bir ülke ve politikadan çok uzak durmak mümkün değil. Bir süre sonra politika kitaplar eski yerini de almaya başladı. Dolar kurundaki artış sizi nasıl etkiledi? Ekonomik darboğazdan çıkmak için nasıl önlemler aldınız? Yayınevi olarak bu süreçte fena bir sınav vermedik. Yayıncılık alanına baktığınızda şunu görmek mümkün; Türkiye’deki yayınevlerinin satışlarında yeni kitaplar her zaman önemli bir yüzde tutar. Yeni kitap çıkardıkça yayınevleri hayatlarına daha rahat devam edebilir. Stoktan satışta hayatta kalmak için bin 500-2 bin civarı yayınlanmış kitabınızın olması gerekir. Türkiye’de bu sayılarda kitabı olan yayınevi sayısı çok fazla değil. Dolayısıyla yeni kitaplar çıkartılmayan koşullarda küçük ve orta ölçekli yayınevleri büyük zorluklarla karşılaştı. Çıkartamıyorsunuz, çıkartsanız da satacak bir mecra yok. Bu daralmanın Eylül-Ekim gibi farklı boyutlara taşınacağını düşünüyorum. 'DEVLET DESTEKLERİ YETERLİ OLMANIN ÇOK UZAĞINDA' Devletin sektöre yönelik desteklerini nasıl yorumluyorsunuz? Birtakım destekler oldu ama bunlar yeterli olmanın çok uzağında… Yayıncılığın en önemli olguları kağıt, yabancı telifleri döviz üzerinden temin ediliyor… Bu birçok yayınevini zor durumda bıraktı. Tekrardan klasikleri yayınlamaya başladınız. Bu seçki nasıl ortaya çıktı? Bu bir süredir bizim gündemimizde olan bir şeydi. Kırmızı Kedi’nin kalitesini klasiklere de yansıtmayı hedefliyorduk. Pandemi sürecinden önce başlamıştı. Pandemi döneminde oturup buraya ağırlık verdik. Genel Yayın Yönetmenimiz Enis Batur’un yönetiminde iddialı bir seri hazırladık. Bu 1-2 aylık süreç bize daha itinalı davranma şansı da verdi.