Her şey bir taşla başladı
Çobanlık yaptığı zamanlarda merada koyunlarını otlatırken insan yüzüne benzeyen bir taşa rastlar Çoban Ahmet. Taşı alıp herkes gibi fırlatmak yerine cebine koyar. Cebine koyduğu o taş, kendisini çok farklı bir dünyanın kapılarını aralar...
Şanlıurfalı Ahmet Aslan (51), koyun otlatırken, arazi ve akarsu kenarlarından insan yüzü ile bazı hayvanlara benzeyen, doğal etkiyle şekillenmiş taşları hobi olarak toplamaya başladı. Heykel ve sanat eserlerinin elle yapıldığını ama bu taşların Aşık Veysel gibi kendiliğinden oluştuğunu belirten Aslan, “Sanat sizi en son 12 bin yıl öncesine Göbeklitepe’ye, bu taşlar ise yeryüzünde insan yokken 3.2 milyon önce doğada insan figürü heykelinin nasıl yontulduğuna kadar götürüyor” dedi.
Asıl hikaye Konya’da insana benzediği için cebine koyduğu taşla ilgili olarak 6 yıl sonrasında yazdığı, ‘Her Şey Bir Taşla Başladı’ isimli kitabıyla başladığını belirten Aslan, hayatının nasıl değiştiğini şöyle anlattı:
“O taş, beni dünyada benzeri olmayan müze fikrine fırlattı. Ben hep soruyorum, bir yerden bir yere bir taş atarsınız. Bir insan bir taşı atar ama siz hiç bir taşın insanı fırlattığını duydunuz mu? Herkes hayır diyor. Ben de onlara hayır, o insan benim diyorum. Bakın beni buraya fırlattı. Bende o taştaki sekme hâlâ devam ediyor. Beni hala fırlatıyor”
20 YILDA 230 TAŞ BİRİKTİRDİ
Taş arama güdüsüyle para kazanabilmek için çobanlık yapmak zorunda kaldığını da belirten Aslan, “Yeni taşlar bulmak için özellikle dağ köylerinde çobanlığı tercih ettim. Konaklıyorum, yemeğimi yiyip maaşımı alıyorum. O zamanlarda da topladığım taşları çuvalımla otogara getirip oradan da eve getirerek biriktirdim. Elimde 230 taş var ama eve getireceğim 50 büyük taş daha var” dedi. Aslan, 25 il ve ilçe gezdiğini ama en verimli şehirlerin Eskişehir, Kayseri, Sivas, Bursa ve Konya olduğunu açıkladı.
4 KİTABI YAYINLANDI
Taş ararken doğa ve hayvanlarla da sıkı bir dostluk oluşturduğunu da belirten Aslan, “Köpekler biz yemeğe oturduğumuzda karşımıza oturur, lokmayı ağzımıza götürürken gözümüzün içine baktığını gördüğümüz anda başını çevirirdi. Meğer ‘Rahat ye benim yemeğinde gözüm yok’ diye mesaj verirmiş. Daha bir çok davranışlarını görünce insanlar ile hayvanlar arasındaki iletişimi de yakından tanıdım. Bununla ilgili yazılar da yazdım. İkisi şiir ikisi deneme olan 4 kitabım yayınlandı. İdil, Bütün Kuşları Alkışlamaya Gidiyorum, Nilüfer ve Her Şey Bir Taşla Başladı” dedi. 1.5 metre boyutlarında heykellerinin de olduğunu ama aracı olmadığı için getiremediğini belirten Ahmet Aslan, “Müze gerçekleşirse hepsini oraya getireceğim. Büyük para beklentisi içinde değilim. Müze açılırsa da ailem geçinsin yeter. Taşları toplamaya başlarken para kazanma derdim yoktu, yine yok. Marmaris’te sergileniyor olması benim için paha biçilemez” dedi.