Ferzan Özpetek, İtalya'da 2 Mart´ta, 200 salonda gösterime girecek olan filmin başrol oyuncuları Halit Ergenç, Tuba Büyüküstün ve Mehmet Günsür'le birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Yönetmen ve oyuncular toplantı öncesi fotoğrafçılara poz verirken, en büyük ilgiyi Tuba Büyüküstün gördü. tuba1 İlk filmi Hamam´dan 20 yıl sonra ilk kez İstanbul'da film çeken Özpetek basın toplantısında, Türkiye'deki gelişmeler ve film çekerken nasıl bir atmosfer bulduğuna ilişkin sorularla, "Bugün buradaki gazetelerde okuduğunuz ve TV´lerde gördüğünüz hiçbir şeyi bulamazsınız orada. İnsanların duygu durumları ve havası önemli, çünkü şehri şehir yapan insanlardır. Beni ilgilendiren de bu. İnsanların polisle çatışmasını filmime taşımak çok kolay olurdu. Siyasi bir söyleme girmek yerine, ben insanların duygu durumunu; karakterlerin huzursuzluğunu, şehirdeki belirsiz duygusunu anlatmayı tercih ettim" ifadeleriyle karşılık verdi. Özpetek, "Öte yandan, Cumartesi Anneleri´ne de yer vermesem olmazdı. Sonuçta bu filmde de bir yönetmen kayboluyor" diye ekledi. ferzan İSTANBUL'UN BAŞKA YÜZÜ James Bond gibi Türkiye´de çekilen birçok filmde Kapalıçarşı ve bilindik bazı yerlerin kullanıldığını söyleyen Özpetek, kendisinin ise çok etkileyici bulduğu gökdelenlere de yer vererek, İstanbul'un başka yüzünü gösterdiğini anlattı. ferzan1 İlk kez bir filminde yok denecek kadar az müziğe yer veren ve çekimlerden önce 18 gün boyunca kaydettikleri İstanbul'daki iş makinelerinin, ezanın, martıların, boğazın sularının sesini filminde kullanan Özpetek, Türkiye´deki gösterimi için hazırlanan versiyonunda ise daha fazla müzik olacağını söyledi. tuba Halit Ergenç de, henüz filmi izlemediğini ve çok merak ettiğini söyleyerek, "Çekimler sırasında Ferzan'ın görmek istediği ve sevdiği şekilde bir İstanbul yaşadık. Bu da benim için bir sürü yenilik barındırıyordu içinde. Bunlardan bir tanesi, bir yalı hayatıydı. İstanbul'dan bildiğiniz gibi bir deniz geçer ve ikiye böler, aynı zamanda Asya ile Avrupa'yı birleştirir. Fakat siz İstanbul´da yoğun çalışan ve yaşayan bir insan olarak bu özelliğini görmezsiniz" diye konuştu. tuba2 "AŞIK OLDUĞUNUZ BİR KADINI YATAKTA İZLEMEK GİBİ" Ergenç, kendisini en çok etkileyen şeyi, "Sabah erken saatte yalıya çekime gittiğimizde, İstanbul Boğazı'nı kimse yokken ve insanların küçük kayıklarla boğazda gezdiğini görmek oldu. Doğduğumdan beri İstanbul'da yaşıyorum, ama ilk defa İstanbul'u bu şekilde, bu film sayesinde gördüm" diyerek anlattı. Ergenç, "Çok güzel, âşık olduğunuz bir kadını, sabah uyurken yatakta izlemek gibi. Hepinize tavsiye ederim, İstanbul'a gelirseniz sabah erken saatte Boğaz'ı bir kayıkla dolaşın" diye İtalyan gazetecilere tavsiyede bulundu. "ANNEMİN İSTANBUL'UNUN KIRMIZISI" İstanbul´un renginin daha çok mavi olarak bilindiği anımsatılan Özpetek, "Neden İstanbul Kırmızısı?" sorusuna, "Tam hastalandığı dönemde annem, birden bire bana kalkıp kırmızı bir eşofman al, kırmızı ruj al, kırmızı oje al, diyordu. Nasıl bir kırmızı olduğunu sorduğumda "Hani İstanbul´un bir kırmızısı vardır, gökyüzü kıpkırmızı olur ya, öyle al" diyordu. İstanbul´un içinde mavi de var kesinlikle ve rengi o, ama ben annemin İstanbul´unun kırmızısını koydum" diye karşılık verdi.
ÖZEL GÖSTERİMİN GELİRİ KANSERLİ ÇOCUKLAR İÇİN HARCANACAK Roma´daki Adriano Sinemaları'nda, dün akşam yapılan özel gösterimin geliri, onkoloji hastası çocukların tedavisi için kullanılmak üzere San Adriano Hastanesi´ne bağışlanacak. istanbul Türkiye´de 3 Mart´ta gösterime girecek olan İstanbul Kırmızısı'nın oyuncu kadrosunda Halit Ergenç, Tuba Büyüküstün, Mehmet Günsür, Nejat İşler, Çiğdem Onar, Serra Yılmaz ve Zerrin Tekindor gibi isimler yer alıyor. Film, 20 yıldır Londra´da yaşayan yazar Orhan Şahin´in, yönetmen Deniz Soysal'ın ilk kitabı üzerine çalışmak için birkaç günlüğüne İstanbul'a gelişi, yönetmenin aniden ortadan kayboluşu ve burada tanıştığı Neval´le birlikte aşkı buluşunu konu ediniyor.