Oscar ödüllü ABD'li aktör Jeff Bridges, lenf bezi kanserine yakalandığını açıkladı. Coen Kardeşler'in 1998'de gösterime giren unutulmaz filmi The Big Lebowski'de The Dude (Ahbap) karakterini canlandıran 70 yaşındaki aktör, Twitter'da yaptığı paylaşımla hastalığını duyurdu. "The Dude'un da diyeceği gibi: Yeni bir halt ortaya çıktı! Bana lenfoma teşhisi kondu. Ciddi bir hastalık olmasına rağmen şanslıyım ki harika bir doktor ekibim var ve prognozum da iyi çıktı. Tedaviye başlıyoruz; iyileşme sürecimde sizleri haberdar edeceğim. Ailemin ve arkadaşlarımın sevgisi ve desteği için çok çok minnettarım. Dualarınız ve iyi dilekleriniz için teşekkür ederim ve hazır siz buradayken söyleyeyim, lütfen oy kullanmaya gitmeyi unutmayın. Çünkü hepimiz bu işin içindeyiz. vote.org Sevgiler, Jeff" The Big Lebowski'nin yanı sıra, Tron (1982), True Grit (2010), King Kong (1976), The Fisher King (1991), Starman (1984) gibi filmlerde rol alan Bridges, The Last Picture Show (1971), Thunderbolt and Lightfoot (1974), Starman (1984), The Contender (2000), Crazy Heart (2009), True Grit (2010) ve Hell or High Water (2016) ile yedi kez Oscar'a aday gösterildi. Efsane aktör, Crazy Heart ile En İyi Erkek Oyuncu ödülünün sahibi oldu.
Jeff Brigdes, The Big Lebowski filminde başrolü paylaştığı John Goodman için düzenlenen Walk of Fame töreninde, filmde The Dude karakteriyle özdeşleşen meşhur hırkasıyla bir konuşma yapmıştı. Fotoğraf: Shutterstock
Unutulmaz oyunculuğunun yanı sıra çok yönlü bir sanatçı olan Bridges'ın üç stüdyo albümü bulunuyor. Country tarzında müzik yapan ve Abiders adlı bir de müzik grubu olan Bridges, grubun ismini koyarken hayranlarının tahmin edebileceği gibi The Big Lebowski'den esinlenmiş. "The Dude abides" (Ahbap kafaya takmaz) sözünden yola çıkarak grubuna "Abiders (Kafaya Takmayanlar) ismini koyan Bridges, çok sevdiği The Dude karakterinin aksine, mutlu evlilik hayatıyla Hollywood'daki dostlarının özendiği iyi bir aile babası. Belki de bu son paylaşımı, Jeff Bridges'ın hayranlarını üzdüğü ilk haber! Bahsettiğimiz iyi aile babası profilinin arkasında büyük bir aşk hikayesi yer alıyor. 1977'de evlendiği Susan Geston'a ilk görüşte aşık olan genç Jeff; 1975 yılında Paradise Valley, Montana'da Rancho Deluxe adlı filmin çekimleri esnasında eşiyle tanışmış. Filmin bazı sahnelerinin çekildiği otelde garsonluk yapan Susan'ı ilk gördüğünde ondan gözlerini alamadığını ifade eden Jeff Bridges, yıllar sonra "Onu görür görmez deliler gibi aşık olduğumu hissettim" diyecekti. Konuşmak için cesaretini toplasa da ilk teklifinde reddedildi, birkaç gün sonra bir mekanda rastladığı Susan'la yeniden konuştu, şansını yeniden denedi ve yarım asra merdiven dayayan aşk hikayesi başladı.
Jeff Bridges ve eşi Susan Geston Fotoğraf: Shutterstock
Filmin çekimleri sona erdikten sonra Susan'ı birlikte yaşamaya ikna eden Jeff, bağlanma sorunlarını da 1977'de atlatacaktı. Bir aile sahibi olmak, anne olmak isteyen Susan, eğer evlenmeyeceklerse Montana'ya döneceğini söyleyince Jeff Bridges, "Yaşlılığım gözümün önüne geldi. 'Tanrım, Montanalı bir kız vardı' diye düşüncelere dalacağımı gördüm" diye düşünmüştü.

Çocukları sayesinde The Dude oldu!

Bu kırılma noktasından sonra çift evlendi ve üç kız çocukları oldu. Mutlu aile tablosunu koruyan çift, ilişkilerinin yıllar geçtikçe daha da iyiye gittiğinden söz edeceklerdi. The Big Lebowski senaryosu önüne geldiğinde ise çocuklarının rolü büyük olacaktı. The Dude karakterinin çizdiği imajdan kızlarının olumsuz etkilenmesinden korkan Jeff Bridges rolü kabul etmek istemese de çocuklarından gelen "Senin bir oyuncu olduğunu biliyoruz. Sen, oynadığın karakterler değilsin" yorumu Jeff Bridges'ın rolü kabul etmesine ve tarihe geçmesine neden oldu. Kült olan film, yeni yeni doğan internet aleminde bir efsaneye dönüştü.

The Dude ve Zen Budizmi The Dude'un ortaya koyduğu felsefenin takipçileri oluştu. Hatta Jeff Bridges da bunlardan biriydi. Bernie Glassman ile kaleme aldığı The Dude and the Zen Master kitabında ünlü oyuncu, The Dude karakterinin Zen Budizmi ile kesişen noktalarını ele alacaktı. Glassman ile Bridges, Montana'daki beş günlük 'takılmacalarından' bir kitap ortaya çıkaracaktı. Karakterin etkisiyle Budizme ilgi duyan Jeff Bridges, aynı zamanda bir fotoğrafçı. Bununla birlikte ressam, heykeltraş ve bir aktivist de olan ünlü oyuncunun fotoğrafçılığı ise diğer özellikleri arasında öne çıkıyor. 1980'den bu yana kamerası Widelux F8 ile setlerde fotoğraflar çeken Jeff Bridges, 1984'te Starman filminin setinde aktris Karin Allen'ın tavsiyesiyle küçük birer anı olacak fotoğrafları daha bir ciddiyetle, ileride kitaplaştırmak fikriyle çekmeye başladı. Pozlama esnasında hareket eden lensi ile panoramik fotoğraflar çekmeye yarayan Widelux F8 ile fotoğraflar çeken Jeff Bridges, 2003'te Pictures: Photographs by Jeff Bridges ve 2019'da ise Jeff Bridges: Pictures Volume Two adında iki kitap çıkardı. Fotoğraflar hayatında büyük bir yer kaplayan Jeff Bridges, hayatının en önemli fotoğrafına ise evlendikten 10 yıl sonra ulaşacaktı. Rancho Deluxe filminin makyözlerinden biri, Jeff Bridges'a bir mektup göndermişti. "Sakladığım dosyaları, fotoğrafları karıştırıyordum ve senin bir kıza çıkma teklif ederken çektiğim fotoğrafını buldum" sözleri Jeff Bridges'i heyecanlandırdı. "Hayatımdaki en değerli şeylerden biri oldu o fotoğraf" diye Bridges'den başka o kızın Jeff'in hayat arkadaşı olacağını kim bilebilirdi...
  Bu muhteşem bağlantının da mutlaka etkisiyle Jeff Bridges'ın tutkunu olduğu fotoğraf sanatına bakış açısında da The Dude'ün etkisi çok açık. Pictures: Photographs by Jeff Bridges adlı kitabının önsözünde Widelux F8'in sahip olduğu The Dude havasından şöyle söz ediyor: "Vizörü doğru değil, manuel odaklanması yok; bu yüzden keyfi ve kaprisli bir kalitesi var... Bu yönünü seviyorum. Bu, tüm çalışmalarımda arzuladığım şey -şeyleri daha insani ve dürüst kılan bir 'kıymetlilik' eksikliği, o anda orada olanı alma ve sonucu akışına bırakma isteği. Yoldan çekilmek, bir sanatçı olarak temel görevlerimden biri..."