Yeni şarkınız Olmazların Kızları ile dünyayı sarsan corona virüsü salgını aynı aya denk geldi. Bu eşzamanlılıkla ne hissettirdi size? Ben hala şaşkınım öncelikle. Kötü bir rüyayı yaşıyormuşuz ve her an uyanıp hayatımıza devam edecekmişiz gibi hissediyorum. Tabii ki uzaktan takip ediyordum Çin’de yaşananları ama böyle bir boyuta geleceğini hiç tahmin etmemiştim belki de etmek istemedim bilmiyorum. İçinde olduğumuz durum o kadar sıra dışı, ürkütücü ve deneyimlerimiz gereği akla uzak ki bunun duygu durumuyla savaşırken kendi şarkımın yolu üzerine pek yoramıyorum kafamı. Önceliklerin alt üst olduğu bir hal bu, hatta anlamların birbirine girdiği. Dünyada tüm bilinenler, sistemler, sağa sola hafif salınarak yolculuk ettiğimiz gemi fena sallanıyor. Ama her şeye rağmen çok güzel tepkiler aldı ve alıyor şarkım. Bu gemi kıyıya yanaşacak umudumu besliyor bu güzellikler. 'HAYATIN KAYNAĞINDAYIZ, YILDIZLARA IŞIĞINI VERENİZ' Şarkıyı adadığınız "Yıldızları yakan kadınlar" derken neyi tarif etmek istemiştiniz? Olmazların Kızları kendi içinde ironik bir söylem barındırıyor. Bize "hayır" diyorsunuz, "yasak, ayıp, günah, yapma, olmaz!" diyorsunuz. Ama biz sizin olmazlarınızın kızları değiliz, hayatın kaynağındayız, imkansızın var oluşundayız. Toprağız, göğüz, güneşiz, yıldızlara ışığını vereniz. 'KADININ DEĞDİĞİ HER ŞEY DAHA DA BÜYÜYOR' Ceren Gündoğdu, Ece Şeşen, Ezgi Aktan, Merve Çalkan ve Simge Pınar gibi son dönemin kıymetli vokalleri de şarkıda yer aldı. Nasıl bir araya geldiniz? Şarkıyı yazmaya başladığım andan itibaren kulağımda bir kadın korosu vardı. Benim bireysel derdim değildi bu kez anlatmaya çalıştığım o yüzden yalnız olmak istemedim. Biz kadın müzisyenler her fırsatta birbirimizin yanında ve destekçi olmaktan mutlu oluyoruz. Çünkü aynı yolları yürüyoruz, aynı hikayelerden geçiyoruz ve birbirimizin sırtını sıvazlayıp her şey güzel olacak demek çok iyi geliyor ara ara. Bu kez her birini ayrı ayrı sevdiğim kadın ozanlardan benimle olmalarını istedim. Böyle bir şarkı yazıyorum birlikte söylemek istiyorum dedim sadece, o kadar. Müthiş enerjileriyle yanımda oldular, eşsiz seslerini şarkıma hediye ettiler, hepsine bir kez daha teşekkür ediyorum. Kadının değdiği her şey daha da büyüyor. YENİ ALBÜM KARARI Karantinada günler nasıl geçiyor? Ben ev hayatını seven bir insanım, dışarıda yapmam gereken bir şey yoksa zamanımın çoğunu evde geçirmeyi seviyorum. O yüzden çok radikal bir değişiklik olmadı hayatımda bu “evde kal” günlerinde. Ama bir şeye mecbur olmak sıkıntı verici tabii. Bol bol gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum sağlam kaynaklardan, okuyorum, film izliyorum. Yeni bir albüm için yola çıkma kararını bu süreçte verdim mesela, ilk şarkısını bitirdik bir yandan. Zamanı öldürmek yerine canlı kılmaya çalışıyorum. Virüs salgını nedeniyle birçok sanatçı sosyal medya üzerinden konser/dinleti vermeye başladı. Bu deneyişler önümüzdeki dönemde müziği nasıl etkiler sence? Bir arada konser deneyimi hem müzisyen hem dinleyici için bambaşka bir his tabii ama belli zamanlarda belli mekanlarda hatta yaş sınırlamasıyla yaptığımız konserlere bizi dinleyen herkesin katılması mümkün olmuyor. Sosyal medya konserlerindeyse kimi dinlemek istiyorsanız evinize misafir oluyor. Bu garip ve gri günler için müthiş bir renk. Bir yandan da biliyorsun her zaman her istediğimiz yerde konser yapamıyoruz müzisyenler olarak. Değişen müzik düzeni içinde kendi şarkımı yazar söyler, klibimi çeker yayınlarım durumundan sonra, kendi konserimi kendi evimde yaparım zamanı mı geliyor acaba? Önümüzdeki dönem ne kadar daha böyle sürer 10 gün mü 10 ay mı bilemiyoruz ama mecburiyetten uyum sağladığımız bu koşullar ciddi bir evrimi beraberinde getirecek gibi görünüyor. 'BU SÜREÇTEN AYNI İNSANLAR OLARAK ÇIKMAYACAĞIZ' Dünyanın savaştığı bu salgın size neleri düşündürttü?  Bir kez daha yaşamın anlamını... Ne için yaşıyoruz, ne için savaş veriyoruz, neye üzülüyoruz seviniyoruz, neden? Bir gün önce ölümcül derecede önem verdiğimiz herhangi bir şey bir anda anlamsızlaştı. Çünkü hayatta kalma güdüsü her şeyden ağır basıyor. Benim için hayat yolculuğumdaki taşlar yerinden oynayalı çok oldu. Uzun zamandır kendim ve sevdiklerimin huzur ve mutluluğunu her şeyden çok önemsiyorum. Öğretilerin, alışkanlıkların, başka insanların benim alanımı işgal etmesine izin vermiyorum. Bu salgın kendime yeniden hak vermeme sebep oldu. Aslında hem bireysel bir keşif yolculuğu hem de birliktelik algısı açısından önemli bir sınavdan geçiyoruz bence. Bu sınavdan kendimiz olarak sağlam çıkmalıyız evet ama bunu yapabilmek için de birbirimize ihtiyacımız var. Son olarak sevdiklerinize mesajınız nedir? Diyorum ki, fark edelim. İçinden geçtiğimiz zaman üzerine düşünelim. Doğru ve yanlış bildiklerimizi, sevgimizi varsa öfkelerimizi kırgınlıklarımızı gözden geçirelim. Hayat sanki bizi kendi kendimizle kalmaya mecbur bıraktı, kendimize dürüst olalım. Bence hiçbirimiz bu süreçten aynı insanlar olarak çıkmayacağız. Çok büyük acılar yaşamadan büyümüş olarak atlatmayı umuyorum bu süreci, hepimiz adına. [old_news_related_template title="Karantina Söyleşileri | Mine Söğüt: İnsanlığın tecrübelerden aldığı derslere güvenilmez" desc="Edebiyatımızın önemli yazarı Mine Söğüt'ü Karantina Söyleşileri'nde ağırladık ve Can Yayınları'ndan çıkan son kitabı Alayına İsyan'ı konuştuk. Söğüt, bu kitabı yazma amacıyla ilgili şöyle diyor: 'Gerçekte kim olduğumuzu ve ne istediğimizi hiç unutmayalım diye... İmkânsız denilenin mümkün; mümkün denilenin imkânsız olduğunu hep düşünelim diye...' Ahlak, gelenek, kapitalizm ve mülkiyet, ulusal sınırlar gibi birçok konuyu kitapta ele alan Söğüt, 'Corona virüsü salgınıyla birlikte insanlık ders alır mı?' sorusuna ise şu yanıtı veriyor: 'Daha önce, Nazi tecrübesinden, Hiroşima’dan, veba salgınlarından, engizisyon dönemlerinden falan almadığımız dersi bu salgından almamız için hiçbir neden yok. Ama hayat sürprizlerle doludur. Belli mi olur?'" image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/03/24/iecrop/mine-sogut2_16_9_1585056228.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/karantina-soylesileri-mine-sogut-insanligin-tecrubelerden-aldigi-derslere-guvenilmez/"]