Bu sergi çeşitli yerleri geziyor. Nasıl bir etkisi oluyor ziyaretçiler üzerinde? Kemal, bunları özenle sakladı. Evimizin en mutena köşesinde bu eşyalar duruyordu. Arada bir çıkarıp kontrol ediyor, ondan sonra tekrar kutulara koyuyordu. Ben o kadar özenli saklayamıyorum açıkçası. O kadar değerli ki, bir şeyi kaybolacak diye ödü kopuyordu. İyi bir arşivci olduğunu gördük. Benim bilmediğim şeyler de çıktı içinden. Aftan yararlanıp üniversiteye girdiğinde sakladığı harç makbuzuna kadar... Mesela, biz evlenecektik, nikahlar kağıtlarla askıya asılıyordu, bir ay kadar kalıyordu. Bizim öyle bir zamanımız yoktu. Dediler ki, "O zaman Gül Hanım'ın derhal evlenmesi lazım diye bir rapor alalım, böylece yıldırım nikahı olur." Bana alınan o rapor da sergileniyor. O kadar değer vermiş ki, yaşadığı her şeye... [caption id="attachment_2672106" align="aligncenter" width="660"]gulsunal Gül Sunal, doğum gününde Marmara Park AVM'de Kemal Sunal sergisinin açılışını yaptı.[/caption]   Daha önce Kemal Sunal'ın sakladığını bilmediğiniz eşyaları görünce ne hissettiniz? Çok şaşırdım. Anneannemin bana yazdığı mektubu, annemin gönderdiği telgrafı, Adile Naşit'in Ezo doğduğunda veya evlenmediğimizde yolladığı mesajları saklamış. Kemal, vefat eden arkadaşlarının cenazelerine mutlaka giderdi. Orada yakalara takılan fotoğrafları da saklamış. Her şey değerliydi onun için. Bunları gençlere göstermek istedik. Bir insan hakikatten kolay bir isim olmuyor. Gerçek bir tarafı olmalı. Kemal, gerçekti... Ve zamansız bir insan değil mi? Bence ölümsüzlüğü buldu. Onun için de bu sergi, hem Kemal'e hem de onu sevenlere bir borcumdu. Çok yıpratıcı ayrıca. HER SEFERİNDE DUYGULANIYORUM Her sergide yine duygulanıyorsunuz değil mi? Her seferinde evet... Mesela bekçi rolündeyse, bekçi kostümünü giyiyor ve bir ay boyunca o kıyafetle duruyordu. Şalvar giymişse, şalvarla yaşıyordu. Sokakta görenler nasıl tepki veriyorlardı? Bakıyorlardı, gülüyorlardı... Film çekiyor falan zannediyorlardı. Fatularını kendisi öderdi. O kıyafetlerle bankaya giderdi. Çiçek Bar'a da, aile ziyaretine de o kıyafetlerle gidiyordu. Normal kendi elbisesiyle işten döndüğünde hemen ev kıyafetini giyerdi. Ama film çekerken, filmdeki kıyafetiyle yatana kadar otururdu. Sormuyordum da neden öyle yaptığını. Belki de anlatacak bir şeyi yoktu. [caption id="attachment_2672098" align="aligncenter" width="495"]kemalsunal6 Sergide Kemal Sunal'ın en özel fotoğraflarının yanı sıra, oyunculuk kariyerinde kullandığı materyaller de yer alıyor...[/caption] Sergilenen eşyalardan hangileri sizin için ayrı bir yere sahip? Bu sergide her şey çok anı dolu... Bu elbiseleri birlikte muhafaza ettiğimiz için, filme giderken de ben onu giydiriyordum. Yakasına, fularına bakıyordum. Her elbiseyi elime aldığımda o anlar aklıma geliyor. Ezo, küçükken ojeyle bir deniz kabuğu boyamış, doğum günü hediyesi vermek için... O duruyordu mesela. Ali'nin yaptığı, içine nazar boncuğu koyduğu elma var mesela... Bunlar beni çok etkiliyor. Ezo'nun babasına yaptığı kartlar var mesela... Film setlerine nasıl gittiğini, sabahları ne yediğini hatırlıyorum. Bunlar bana çok ağır geliyor. İnfial halinde oluyorum sergiyi yaparken... Tek tek gözümün önüne geliyor her şey. [caption id="attachment_2672361" align="aligncenter" width="660"]kemalsunal5 Kemal Sunal, Zeki Alaysa ve Metin Akpınar’la birlikte Devekuşu Kabare’de de rol aldı...[/caption] Size yazdığı mektupları okuyor musunuz arada sırada? Yok... Sergiye asarken bile okuyamıyorum. Ama bütün yazdığı mektuplar duruyor. İlkokul karnesine kadar saklamış. Hayatına çok değer vermiş, biz de onun için ona çok değer veriyoruz herhalde... kemalsunal4 MÜZE İÇİN DEVLETTEN DESTEK ALMAK İSTEMİYORUM Bu sergiyle önümüzdeki dönemde gerçekleştirmek istediğiniz hayaliniz var mı? Müze mesela... Maddi imkansızlıktan dolayı bir müze yapamıyoruz. Devletten destek almayı düşündünüz mü? Onu da istemiyorum. Ben bir kitap yazdım, "Kemal – Hadi Gel, Bi Kahve İçelim" adında... Orada da yazdım. Biz çok denedik müze yapmayı. Bir arada dedim ki, "Kemal ressam mıydı acaba?" Boyuna bir sanat galerisine adı veriliyor. Beyoğlu'nda vardı mesela: Kemal Sunal Sanat Galerisi... Kadıköy'de de vardı. Beyoğlu'ndaki yeri Devlet eski Bakanı Yüksel Yalova açmıştı. Bu sergi hikayesi de o açılıştan çıkmıştı. Rölyefler yaptırmıştım özel... Çok özenmiştim. Bir gün Ali'ye telefon gelmiş. Bağıra bağıra beni aradı. kemalsunal3Neden aramışlar? O bina satılmış, eşyalar da sokağa atılmış. Oranın bekçisi de Ali'yi arayıp, "Ben Kemal Bey'i çok seviyorum, ne olur gelin bunları alın" demiş. Ali o eşyaları topladı aldı. İkincisi, Tuzla'da yataklı hastanede Kemal Sunal Oyun ve Eğitim adında için bir derslik yaptık, çocukların eğitimi sürsün diye... Onu da yine Devlet eski Bakanı Nejat Arseven açmıştı. Aradan telefon açtılar, "Dersliği poliklinik yapacağız, eşyaları alın" dediler. Her yeri aradım, herkes "İhtiyacımız yok" dedi. En sonunda Kadıköy Belediyesi'nin yaptığı bir yere taşıdık eşyaları. Aradan bir ay geçti hastanenin başhekimi aradı, "Gül Hanım, bu eşyalar demirbaş sayılıyormuş, çıkışları görünmüyor. Siz bunları izinsiz almış görünüyorsunuz, hakkınızda tatbikat yapılacak, eşyaları geri getirin, sayım yapılsın, tekrar götürün" dedi. "Asla! Ne getiririm, ne gelip protokol imzalarım" dedim. Şaka gibi... İki kez denedik. İkisini de devlet bakanı açtı. Onun için böyle bir şeyi yapmayı düşünmüyorum. Ancak, bir gün paramız olursa, bir bina satın alıp, onu kendimiz müzeye çevirmek istiyoruz. Öyle bir şeyin de günü gelmeyecek herhalde.. İnşallah, bu telif hakları olursa belki öyle bir şey yaparız. kemalsunal2 AİHM'E KADAR GİDECEĞİZ O konuya gelelim. Kamuoyu sizin tarafınızda ama mahkeme telif haklarıyla ilgili kendi kararını bozdu. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz? Biz yeniden itiraz ettik. İtirazımız Yargıtay'da da kabul görmezse, Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz. O da olumsuz olursa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceğiz. Burada bir haksızlık var. Ben hukuk devleti olduğumuza inanıyorum. Davanın bütün sanatçılar lehine sonuçlanacağını düşünüyorum. Ali, bir gün bir yerde, "Bosman Kanunları gibi Kemal Sunal kanunları olacak" demişti. Çünkü, böyle bir kanun var zaten. İlkin de biz kabul gördük. 1,5 sene sonra aynı mahkeme başka bir karar verdi. Bu yanlışlığın düzeltilmesini bekliyoruz. kemalsunal8Kemal Sunal'ın en sevdiğiniz filmi hangisiydi? Ben hiç ayıramam, o da ayırmıyordu. Çoğunu seyretmeye seyretmeye unuttum. Kimi zaman aklıma getiriyorum gerçi unutmayayım diye. Karışık bir durum (Gülüyor). Hem unutmak, hem de unutmamak istiyorum. DEVİRLERİ KARIŞTIRMAMAK LAZIM Geçtiğimiz aylarda AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, "Adile Naşit'in ninni okuduğu Türkiye bizim için kabustu" diye bir açıklama yapmıştı. Siz o dönemlerle, bu dönemleri karşılaştırdığınızde ne düşünüyorsunuz? Devirleri karıştırmamak lazım bence. "Bizim zamanımızda" diye başlarsak sabaha kadar konuşuruz. Her devri kendi içinde incelemek veya değerlendirmek daha doğru. Benim çocuklarım ve torunlarım da "Bizim zamanlarımız" diyecek. Hem iyi tarafları hem kötü tarafları var. Bazen kendi yaşadığım çocukları düşündüğümde, "Çok yanlışlar yapılmış bana" diyebiliyorum. Ama şimdiki neslin de yanlış büyütüldüğünü düşünüyorum. Olmazsa olmazlar var... Onları kendi içinde değerlendirmek lazım. kemalsunalYENİ YAŞIMI KEMAL'LE KUTLAMAK HOŞUMA GİDİYOR Yeni yaşınızı da sergiyle kutladınız... Evvelki sene yaptığımız sergi, evlilik yıldönümümüze denk gelmişti, bu seneki de doğum günüme denk geldi. Tabii birçok program var ama Kemal olunca hepsi iptal oluyor. Ben böyle mutluyum. Kemal'le kutlamak çok hoşuma gidiyor. Kemal Bey nasıl kutlardı doğum gününüzü? Hep evde kutlardık doğum günümü. Çok güzel geçerdi. Kendi içimizde çok eğlenirdik. Hediyeler alınırdı. Mütevazı şeyler tabii... Ben hediye edinmeyi çok sevmezdim. Ailenin içindeki bir öpücük, bir güzel bakış en büyük hediye gibi gelir. Hâlâ da çocuklara, "Sakın hediye almayın, bütçenizi sarsmayın" derim. gulsunal2