Burak Göral, Köpek Adası'nın İstanbul'da yaşanılan bir sürgün hikayesinden esilenerek çekildiğini anlatıyor... Tarihin en insafsız köpek katliamının yaşandığı olaylar 3 Haziran 1910'da başladı. Hedef köpeklerin sokaklardan temizlenmesi ve katledilmesiydi. Öneri Fransızlardan gelmişti. Parfüm/kimya sanayi için katledilen köpekleri satın alman istiyordu Fransa. Halk ise köpekleri vermiyor, patili dostlarına sahip çıkıyordu. Parasız pulsuz serseriler devreye sokularak, binlerce köpek toplandı. Tophane'de bekletilern köpekler Fransa'ya doğru yola çıkacaktı ki, halkın baskınıyla kurtarıldı. Yaşanılanların ardından yeniden toplanan köpekler, Tophane'de bir kez daha gemiye dolduruldu. Yaklaşık 80 bin köpek vardı. Ancak Fransa'dan ses çıkmıyordu. İttihat ve Terakki Hükümeti, bir an önce köpekleri göndermek istiyor, hatta para bile talep etmiyordu. Köpekler bir süre sonra Marmara Denizi'nde bulunan Sivri Ada'ya götürüldü. Ardından da kaderlerine terk edildi. On binlerce köpek ölmüştü. Aradan iki yıl geçmemişti ki, İstanbul'da büyük bir deprem meydana geldi. Depremin nedeni köpeklerin katledilmesi olarak görüldü. Adanın ismi ise Hayırsız Ada olarak anılmaya başlandı.