Dünyaca ünlü yazarlar eserlerini ülkelerinin ulusal edebiyat değerleri doğrultusunda değil de evrensel olana yönelerek kaleme alıyor. Temalar, kurgular, karakterler, karşıtlıklar ile altı çizilmek istenen öğeler herkese hitap edince çalışmalar hızlıca birçok dile çevrilebiliyor, böylece geniş kitlelere ulaşılıyor.  Türkiye’de ilk kez VakıfBank Kültür Yayınları’ndan (VBKY) çıkan ve çevirisini Abdullah Yılmaz’ın yaptığı “Küresel Roman: 21. Yüzyılda Dünyayı Yazmak” adındaki kitabında bu olguyu dile getiren Adam Kirsch, “Yerel olan, dünya çapında bir fenomenin parçası olarak görülebildiği oranda saygınlık ve anlam kazanır” diyor. EDEBİYATA DAMGA VURAN YAZARLAR Harvard Üniversitesi İngiliz Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra The New York Times ile The New Yorker gibi ABD’nin en saygın mecralarında edebiyat eleştirmenliği ile editörlüğü yapan Kirsch, aynı zamanda Columbia Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak yaşamına devam ediyor. Britanya edebiyatı başta olmak üzere birçok edebi konu üzerine kapsamlı çalışmalar ortaya koyan ve incelemeler yazan Kirsch, “Küresel Roman”da ise dünya edebiyatına damga vuran yazarların eserlerinden hareketle görüşlerini aktarıyor. 'ULUSAL EDEBİYAT ANLAMINI YİTİRDİ' Kitapta, “Bir uygarlık felaketi dışında, edebiyatın artık o dar, üstelik salt ulusal bakış açısına geri dönebileceğini düşünmek neredeyse imkânsız” sözlerini kaydeden Kirsch, bu olguyu ilk öne süren kişinin de Alman yazar Goethe olduğunu belirterek, onun şu sözlerini satırlara kaydediyor: “… Ulusal edebiyat artık anlamını yitirmiş bir terimdir; dünya edebiyatı çağı kapıdadır ve herkes onun yaklaşmasını hızlandırmak için elinden geleni yapmalıdır.” Kirsch Türkiye’den Orhan Pamuk, Şili’den Roberto Bolaño, Nijerya’dan Chimamanda Ngozi Adichie, Pakistan’dan Mohsin Hamid, Kanada’dan Margaret Atwood, Fransa’dan Michel Houellebecq, İtalya’dan Elena Ferrante ve Japonya’dan Haruki Murakami’nin eserlerini inceliyor. Konuyla ilgili şöyle söylüyor: “Bu yazarlar altı dili, beş kıtayı kapsıyor ve anlatı stratejileri ile yazı üslupları da bir o kadar çeşitlilik taşıyor. Onları birleştiren bir şey varsa o da belki çağdaşlıkları ve ‘küresel’ romancı olmak gibi bir statüye sahip olmalarıdır.” Kirsch’e göre küresel roman, birçok yerde yaşayan insanlar için ortak olan bir yaşam tarzını tasvir ediyor: “21. yüzyılda kentsel hayatın yer değiştirebilirliğini vurgular; ya da farklılıkların önemini ve sınırlar ötesi ile iletişimin zorluğunu vurgulayan bir romandır.”