Ecem Baltacı, Açelya Elmas, Atılay Uluışık, Alican Ayas, Dilruba Balbunar, Murat Yılancı ve Yeliz Bozkurt Üstündağ’ın da rol aldığı filmin yapımcısı ve oyuncusu olan Yeşilçam’ın 42 yıllık aktörü Mahmut Cevher, filmin gerçek bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu söylüyor:
EMEKLİ ÖĞRETMEN DOĞAN’IN YAŞADIKLARI
“Filmde, karısını kaybetmiş emekli bir öğretmen olan Doğan’ın, dört çocuğuna sahip çıkışı, kızının hastalığıyla başlayan dramı ve aileyi bir arada tutma çabaları anlatılıyor. Konu benim kalemimden çıktı, senaryoyu Nimet Erdem yazdı.
Bu filmde verdiğim üç önemli mesaj var. İlki, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde tüm kadınlar için ve onların toplum içinde yaşadıkları sorunların altını çiziyoruz. İkincisi, organ mafyası konusu. Emekli öğretmen Doğan’ın kızı (Ecem Baltacı) böbrek hastasıdır ve onunla birlikte organ mafyasının varlığını ve yaşanan dramları öğreniyoruz. Üçüncü mesaj ise Doğan öğretmenin oğlunun (Alican Ayas) erkek fahişe olarak para kazanmak için kendini homoseksüellerle yaşlı kadınlara pazarlamasına tanık oluyoruz. Bu üç konu da toplumun kanayan yarasıdır.”
KAMERALAR PERİHAN SAVAŞ'IN 47 YILLIK AŞKI
Perihan Savaş’la 33 yıl sonra kamera önünde yeniden buluştuğunu söyleyen Mahmut Cevher, “Perihan Savaş’la kamera önünde buluşmak benim için çok büyük bir mutluluk oldu” derken, Savaş da şu açıklamayı yaptı: “Bu film gerçek bir sosyal sorumluluk projesidir. Kadınların, gençlerin dersler çıkararak izlemesi gerekmektedir. Aysel adında, yetişkin kızı olan dul bir kadını oynuyorum. Aysel’in yaşadıkları gerçekten çok zor şeyler.” Ardından oyunculuğuyla ilgili şöyle konuşuyor:
“1960’ta Şehir Tiyatroları’na girdiğim zaman 5 yaşındaydım. Benim hayatım oldu oyunculuk. Allah rahmet eylesin bendeki oyunculuk ışığını ilk hisseden ve bu ateşi yakan kişi Suna Pekuysal oldu. Kendisi annemin arkadaşıydı. O zaman Laleli’de oturuyorduk. Beni alıp tiyatroya götürdü ve 5 yaşımdan beri oyuncuyum. 1971’de Şehzade Sinbad Kafdağı’nda adlı filmde kamerayla ilk tanışmam oldu. Kameralar benim 47 yıllık aşkımdır.
1973’te Altın Kelebek benim oldu. 1974’te ise Bedrana filmindeki rolümle Antalya Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Portakal’ı kazandım.”
Mahmut Cevher, 1983’te Ve Zehra Ve Zeynep Ve Ayşe adlı filmle Yeşilçam’daki kadın filmlerinin önünü açtığını söylüyor: “Atıf Yılmaz, Ömür Kavur benden sonra kadın filmleri çekmeye başladı. Öncü ve ilk ben oldum.”
"KADINLAR ÜZERİNDEKİ BASKI ÇOK BÜYÜK"
Kadın sorunlarına her zaman duyarlı olduğunu söyleyen Mahmut Cevher, bu konuda çarpıcı bir açıklama yapıyor:
“Bu ülkede ne yazık ki kadınlar üzerindeki baskı çok büyük. Duygu Asena, Kadının Adı Yok demişti, romanını yazdı, film oldu. Gerçekten de bu ülkede kadının adı yok. Bense kadının adı var diyorum. Tüm kadınları mücadeleye davet ediyorum. Bir kadın özgür değilse, başka cehennemler aramasına gerek yok diyorum. Her yıl yüzlerce kadın öldürülüyor, binlercesine tecavüz ediliyor. Artık bu korkunç şiddete bir son vermek gerekiyor.”
