“Kocam Hâlâ Sevgilim mi?” Zor bir soru, peki bir yanıtınız var mı bu soruya? Var ama karmaşık. Tam evet diyorum ardından da kavga kıyametler aklıma geliyor, duruyorum. Bunu aslında kitabın en son sayfasında yanıtladım. Kitap çıktığından bu yana sosyal medya hesaplarımda gelen yorumlarda enteresan cümlelerle karşılaşıyorum. Mesela “ne demek sevgili, koca başka o başka” deniyor. O zaman şaşırıyorum. Bence sevgili olmadan evlilik yürümez, bu gemi ilerlemez. Hani her şeye mantıkla bakmasak, kalbimizi dinlesek şahane olur. Evet o sevgili canım evlilik yıllarında bazen en büyük düşmana dönüşse de, eğlenmek lazım, flört etmek lazım. Yoksa vallahi çekilmez billahi çekilmez. Bir de ona sormak lazım bakalım karısı hâlâ sevgilisi miymiş? Okurlarınız sizi ilk “Manyak Anne” adlı kitabınızla tanıdı. Sonra bir çocuk kitabı geldi, “Kirpi Kirpik Nerede?” adında. Şimdi de “Kocam Hâlâ Sevgilim mi?” adlı yeni kitabınız raflarda yerini aldı. Hayatın içinden konuları paylaşıyorsunuz okurlarla ve bunu oldukça eğlenceli bir dille yapıyorsunuz. Bu işin sırrı nedir? Yazmayı çok seviyorum. Paylaşmayı da çok seviyorum. Uzun yıllar gazetecilik yaptım, yazı işleri müdürüydüm, doğumla beraber bıraktım, blog yazmaya başladım. Ve blog yazarken anladım ki okuyucular gerçek hayattan yazıları daha çok seviyor, kendini daha ait hissediyor. “Yaşasın yalnız değilmişim” duygusu çok keyifli. Manyak Anne’de de öyle oldu. İlaçların tadına bakan tek ben değilmişim onu gördüm, okuyuculardan da çok yapan varmış, onlar da beni görünce rahatladı. Şimdi de aynısı. Kavgasız gürültüsüz evlilik olur mu? Sosyal medyaya baksanız herkes çok âşık, kimse kavga etmiyor, kimse para sıkıntısı çekmiyor. İşin gerçeği öyle değil ama. O nişanlı kalma süreci var ki, insanları asıl yıpratan o. Yazmaya gelince, bana kalsa sürekli yazarım da tutuyorum kendimi. Sizi öncelikle sosyal medya üzerinden tanıdı insanlar. Bu anlamda etkinliğiniz de hız kesmeden devam ediyor. Günümüzün en etkin iletişim kanalı sosyal medya mı sizce? Ve siz sosyal medyada bu kadar etkin olmanıza rağmen neden kitap yazmayı istediniz? İkisi çok başka şeyler. Bloga yazmak başka, kitap bambaşka. Dediğim gibi eski gazeteciyim, insanın yazdığına dokunması öyle bir his ki, tarif etmesi güç. Bir de sadece beni takip edenler almıyor ki. Kitaptan sonra beni tanıyan çok kişi oldu. Rafta görüp alan, gazetede görüp alan. Sosyal medya şu an var ancak belki yarın olmayabilir. Kitap hep olacak ama. O bambaşka bir his. Bir de eşimde çektiğimiz #arkinnaber videoları var. Onlara başladığımızdan beri herkes geçmişimizi merak ediyordu. Yazdım gitti işte. Yazdıktan sonra da bir baktım herkes benzer şeyler yaşamış. Tek değiliz, olmayacağız da. Bunu bilmek çok güzel. kocamhalasevgilimmi2 NİŞANLI KALINAN SÜRE ÇOK KISA OLSUN Kitabınızda sevgililik, ayrılık, nişanlılık gibi dönemleri anlatıyorsunuz. Birlikte bir hayat kurmak bu kadar zorken bir de işin içine karışan üçüncü kişiler iyice zorlaştırıyor her şeyi. Bu süreçleri en az hasarla atlatmak için ne önerirsiniz yeni evlenecek çiftlere? Bence nişanlı kaldıkları süre çok kısa olsun. Nişanlanıp, hoopp evlensinler. Sınırları da önden çizsinler de karışan çok olmasın. Kulaklarını da kapasınlar gelen yorumlara, istedikleri gibi davransınlar. Yoksa evlendikten sonra “ama ben bu perdeyi istememiştim, of bu duvar rengi çok fena, bak görün mü dedim ben sana bu koltuk olmaz” diye kavgalar çıkabilir. Birlikte hareket etsinler ve ailelerle ne yaşarlarsa yaşasınlar birbirlerinin yanında olsunlar. Bizde herkese itiraz eden bendim, bazı durumlarda çok yalnız kaldım. O yüzük kaç kere havaya uçtu bir bilseniz… İşin sırrı nişanlı süresini kısaltıp sınırları çizmek. Ve karşılıklı isteklere saygı duymak… Sizce evlilik sürecinde en çok kadınlar mı taviz veriyor? Bize öyle geliyor, çünkü anlatıyoruz, paylaşıyoruz. Erkekler genelde bu konuları konuşmadıkları, anında unuttukları ya da unutmuş gibi yaptıkları için hiçbir zaman bilemeyeceğiz ne hissettiklerini. Biz kadınlar evliliğin 10’uncu senesinde “Ailen bana nişanlıyken şunu dedi de ben duymamış gibi yaptım” diyebilirken, onlar gerçekten bir şey hatırlamıyor. Elbet taviz veren erkek vardır, ancak hiçbir zaman bilemeyeceğiz gibi geliyor. Bizdeki hafıza fil hafızası, onlar ise unutuyorlar. Aslına bakarsanız iyi ki unutuyorlar. Tek taraflı hatırlamamız daha iyi birçok şeyi. SURAT ASMAK BİR YERE KADAR Sizce erkekleri nasıl ikna ederiz? Kendi taktiklerimi kitapta yazdım ama yine de bir şey söyleyeyim. Önceden işlemeye başlamak lazım. Cumartesi günü onun pek de hoşlanmadığı bir yere mi gitmek istiyorsunuz beraber, pazartesiden işlemeye başlayın. Yavaş yavaş sakince. “Yeter artık” isyanları genelde ters tepiyor. Surat asmak da bir yere kadar. Ee tabii her kadının farklı yöntemi var fakat inceden işlemek genelde işe yarıyor. Keşke uyurken kulaklarına fısıldadığımızda olsa. Ben bir de fikir sorarmış gibi yapıyorum, o da fena işe yaramıyor hani… Kitapta ailenizle yaşadıklarınız da var. Tepki verdiler mi? Hayır, vermediler. Çünkü kimseyi rencide edecek bir şey yazmadım. Ne yaşandıysa onu anlattım. Tabi hafif yumuşatarak. Çok şükür iki taraf da espriye açık ve benim iyi niyetimi biliyor. Neden yazdığımı da. Aynı yollardan geçip de birbirine gerçekten aşık çiftler bozmasınlar ilişkilerini diye anlattım her şeyi. Çünkü bir ilişkinin bu yüzden bitmesi çok üzücü. Her zorluk aşılıyor, o gerginlikle ailelerle de tartışsak da sonrasında hepsi düzeliyor. kocamhalasevgilimmi Kızınız büyüdüğünde okusun ister misiniz? Tabii ki okusun. Manyak Anne’yi de okusun. Annesiyle babasının birbirini ne kadar çok sevdiğini, kavuşmak için neler yaptıklarını, onu da ne kadar isteyerek dünyaya getirdiklerini görür. Gerçekten evlilik sözleşmesi imzaladınız mı? Evet. Sadece ünlüler ya da maddi durumu çok iyi olanlar mı yapacak? Biz de yaptık. Bir bulsam, paylaşırım kesin sosyal medyada ancak bulamıyorum. Neyse ki şahitlerimiz var. En azından bilelim istedim. Tabii gülmek için de yaptık ama imzaladık mı, imzaladık. Bazı maddeler şöyle. - Kadın aç kalma pahasına da olsa ütü yapmayacak. - Her iki taraf da kendi arkadaşlarıyla takılabilecek. - Mutfak kadının değil erkeğin de mekanı. - Ailelere gidiş sayısı hesaplanmayacak… Sizce kitabınızı neden alsınlar? Manyak Anne’den sonra “kahkahalarla okudum” yorumları geldi. Çok mutlu oldum. İnsanları ağlatmak kolaydır ancak güldürmek zordur. Bunu başarmış gibi hissettim. Yine aynısı olsun istiyorum ki öyle yorumlar gelmeye başladı. “Kendimizi gördük” yorumları da şahane. Gülmek, eğlenmek, keyifli zaman geçirmek için alabilirler mesela. Sayfa Sayısı: 208 Baskı Yılı: 2018 Yayınevi: Destek Yayınları