Melike Şahin, 6 yıl boyunca kült grup BaBa ZuLa'dan dinleyicilere seslendi. Şimdilerde solo çalışmalarıyla karşımızda. Son teklisi "Sevmek Suçsa Suçluyum"la dinleyicilere neşe ve mutluluk aşılıyor. Şarkının Sirkeci'de çekilen ve kadınların ön planda olduğu klibinin yönetmenliğini ünlü Fransız yönetmen Tony Gatlif üstlendi. Düzenlemesini Can Güngör yaptı. Şarkı, dertlerimizi, kederlerimizi düğümleyip tahkim etmiyor. Karamsarlığımızı dağıtıyor... Baharı rengarenk karşılayan doğa gibi dinleyenlerin umudunu pekiştiriyor. Şahin, şarkısındaki umudu, söyleşimize de taşıyor. 'Sevmek Suçsa Suçluyum' bir bütün olarak, sınıf ayrımsız herkesin dilinde bir klişedir. Siz nasıl bu eseri ortaya çıkardınız? Bu cümleyi ilk babamdan duymuştum küçükken. Annemi kızdırınca ona derdi ''Sevmek suçsa suçluyum!'' diye. Gerçi sonra ''Bu isimde bir şarkı yaptım, bu lafı da senden öğrendiğimi hatırlıyorum'' dedim, şaşırdı. Dolayısıyla ben de emin olamıyorum şimdi laf tam nerden geldi, oturdu beynime. Gerçi kaynağının ne önemi var! İyi ki de oturmuş. Bir canım dostumla meyhane sohbetimiz üzerine şekillendi şarkı. Ben ne zaman düşsem kaldıran hep dostlarım oldu. Çünkü ortak yaralar var, bunlara derman da yan yana durabilmekte yatıyor bence. Şarkıda bunu anlatmak istedim. Dert bizde, derman da bizde. Başka yerde arayınca bulunmuyor. Yaşadığını susmayı öğretiyorlar ömrün boyu. Kadınlar olarak yaşadıklarımızı bağırma vaktimiz geldi geçiyor bence. ''Sevmek Suçsa Suçluyum'', bir söz yazarı olarak bu konuya eğilen ilk şarkım, devamı gelecek. Sevgiyle ilgili tanımınız nedir? Büyük kocaman bir alan bence sevgi. Tek ve büyük bir bahçe gibi tanımlıyorum; insanı, hayvanı, doğayı kapsayan ve kalplerimize yaşam pompalayan bir bahçe. Aşk hep daha büyük bir duygu diye kurgulanır ama ben öyle düşünmüyorum. O da sevginin içinde gibi geliyor. Bu bahçe ne kadar genişse o kadar nefes alabiliyor insan. Çağımız zorlu, hayatta durabilmek için sevgi ve haliyle umut sahibi olmak lazım. melikesahin4 DÜNYA OLMUŞ DERTLER ÇEŞMESİ Sevmek ve suç her daim müziğe, edebiyata sanatın tüm dallarına konu olmuştur. Sizin için nasıl bir ilişki var bu iki kavram arasında? Bize sevmeyi suçla ilişkilendirtenler utansın. Sevmek suç olur mu hiç? İlla ki bir bedel olmalı diye öğrenmişiz. Pirüpak bir duygu hali aslında bizi ayakta tutan. Dünyada daha neyin kavgasını verelim sevmekten başka? Dünya olmuş dertler çeşmesi. Siz büyük bedeller ödemek zorunda olsanız da sevginizde ısrarcı mısınız? Değilim neden olayım? Başka bir kutuya koyarım o sevgiyi kaldırırım hayatımdan. Mesela birini seviyorum o da beni seviyor. Yalnız manyağın tekiymiş bu kişi, diyelim asabı bozulunca beni dövüyormuş. Niye ısrar edeyim ki öyle bir sevgide? Ya da beraber çalıştığım bir arkadaşımmış misal, kadınım diye beni aşağılıyormuş çaktırmadan. Bu tarz insan modelleri için bedel ödemeye gerek var mı ki? EGE'NİN RUHU AKDENİZ'İN TUZU Şarkının melodisinde rebetiko esintileriyle karşılaşıyoruz. Müzikal açıdan bu tercih nasıl doğdu? Ege'nin ruhu Akdeniz'in tuzu olsun istedik. O denizlerden geliyor zaten iyi hisler kendiliğinden. Sözlerle anlatmak istediğim umudu şarkının her santimetresine işledi aranjörüm Can Güngör sağ olsun. Umuyorum dinleyicilerimin masalarına eşlik eder bu yaz ve tüm yazlar. Daha önce BaBa ZuLa'da da vokalist olarak yer aldınız. BaBa ZuLa müziği nasıl etkiledi kariyerinizi? Okula benzetiyorum Baba Zula'yı. Sahne şarkıcılığını orda öğrendim. Sahne üstünde durmayı, seyircinin nabzını ölçmeyi, zorluk ve güzellikleriyle turne hayatınıve saire... Dünyanın pek çok farklı coğrafyasında kısa süreliğine de olsa nefes almış oralara nefes bırakmış oldum. Bunu önemli bir deneyim olarak görüyorum. Meksika, Avusturalya, Hindistan, Avrupa'nın pek çok şehri... Baba Zula 20. yaşını kutladı biliyorsunuz geçtiğimiz yıl. Müzik üreten bir ekibin uzun süre ayakta durabilmesi için neler gerekiyor onu da gördüm. melikesahin3 GATLIF TEKLİF ETTİ Şarkının klibini Cannes'da En İyi Yönetmen Ödülü alan Tony Gatlif çekti. Nasıl bir araya geldiniz? Gatlif'le son filmi Djam'in (Aman Doktor) çekimleri için bir araya gelmiştik aslında. Filmin orijinal müzikleri albümünde üç şarkı seslendirdim. Dünya prömiyeri geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali'nde yapıldı, orada da gösterim öncesi bir konser verdik diğer müzisyen arkadaşlarla. Gel zaman git zaman, Türkiye gösterimi için İstanbul'da yeniden buluştuk ve klip fikri de orada çıktı ortaya. Kendileri teklif etti ben kulaklarıma inanamadım. Uzun bir mail trafiği, kısa bir hazırlık sürecinin ardından klip tamamlandı. Tekrar yapım şirketim Sony Music Türkiye ve Güverte Film'e teşekkür etmek isterim buradan da. Klibi Sirkeci Garı'nda çekmeyi nasıl kararlaştırdınız? Mekanı keşif gezisinde Tony Gatlif seçti. Garın atmosferi ve oradaki insan hareketliliği kafasındaki planlarla örtüşüyordu. Günlük hayatın içinde bir alan olmasını istiyordu zira. Klipte sizi muzip bir havada görüyoruz. Aynı zamanda birçok kadın da size eşlik ediyor. Kadınlara dair bir klip oluşturma fikri nasıl ortaya çıktı? Gatlif'e şarkının demosunu ve sözlerin çevirisini yolladım. Görsel dünyayla ilgili aklımdakileri sordu. Birkaç soru önce size de açıkladığım gibi, şarkıyı bir aşk şarkısı gibi değil de, kadınlara umut aşılayan bir mektup gibi kurguladığımdan bahsettim. Ben sadece bunu söyledim, ustamız tabii ki o dünyayı gayet net ve şarkıda anlatmak istediğim gibi tasarladı. ALBÜM ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR Sizi daha yakından tanımak için, kendinizden, küçüklüğünüzden, müzikal serüveninizden bahsedebilir misiniz? İstanbul'da doğdum büyüdüm. Babam sadece türkü dinlerdi, işitsel arşivimde en gerilerde halk müziği var. Sabahat Akkiraz'ın sesini çok severim mesela ezelden. Sezen Aksu'nun 'Işık Doğudan Yükselir' albümünü hiç unutamıyorum. Ben 6 yaşındayken çıkmış, tüm şarkılarını ezberlemiştim. Bence şarkıcılık anlayışımı şekillendiren en önemli albüm o, hala daha severek dinliyorum. Lisede şan dersleri alıyordum Timur Selçuk Çağdaş Müzik Merkezi'nde. Sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne girdim, sosyoloji okudum. Öğrenciyken Klasik Müzik Korosu'nda söyledim, sonra Baba Zula ile çalışmaya başladım. Altı senelik bir maceranın ardından solo kariyerime eğilebildim sonunda. “Bi' Fırlatsam”, “Tutuşmuş Beraber” adlı iki şarkı paylaştım dinleyicimle. Sonra Sony Music Türkiye etiketiyle “Deli Kan”, ardından da “Sevmek Suçsa Suçluyum”. Şimdi sırada ilk solo albümüm ''Merhem'' var çalışmaları devam ediyor. melikesahin En çok ilham aldığınız şeyleri öğrenebilir miyiz? Eşim dostum ve çocukluğumdan ilham alıyorum. Müzik dışında ilgilendiğiniz sanat dalı var mı?  Edebiyat, sinema haliyle beslendiğimiz dallar. Kendim seramik yapmak istiyorum galiba başlayacağım kursa bu sonbaharda. Sahne dışında neler yaparsınız? Evde kediler, bitkiler ve hayat arkadaşımla otururum. Yürürüm. Okurum. Sık sık seyahat ederim. Kalabalık yemek sofraları kendim kuramıyorum ama o sofralarda bulunmayı seviyorum. [old_news_related_template title="Can Güngör: Sen varlığımı yok sayabilirsin ama müziğim burada!" desc="Can Güngör, son yılların en üretken müzisyenlerden birisi... Bir yandan beste üretiyor, bir yandan da birçok sanatçının şarkılarını düzenliyor, ayrıca prodüktörlük yapıyor. Birçok enstrümana hakim olan Güngör, son olarak Sony Music etiketiyle 2018 sonbaharında çıkacak yeni albümün müjdecisi olan 'Teselli'yi müzikseverlerle buluşturdu. Son teklisi için “1 yıla filan yayılan bir süreçte örgü gibi ördürttü bana şarkı kendini” diyen Güngör, son yıllarda siyasi konjonktürden dolayı hissedilen “yabancılaşma ve melankoli” için de “Melankoli de var ama varoluş mücadelesi de var. Gezi döneminde ayyuka çıkan baskıdan sonra tesadüf değil ki bir çok insan yaptığı şeye olduğundan daha fazla sarıldı. Bizi görmeyen, anlamayan bir tayfaya karşı ‘biz varız’ demekti bence o üretimler. Sen varlığımı yok sayabilirsin ama bak müziğim burada duruyor” açıklamasını yapıyor. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/06/iecrop/cangungor2_16_9_1529414211.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/can-gungor-sen-varligimi-yok-sayabilirsin-ama-muzigim-burada/"]