Müzisyen, besteci, söz yazarı ve uzak kıtalara açılmayı başaran, pek çok ilke imza atan bir Türk... SÖZCÜ HaftaSonu için Murat Evgin’le samimi bir söyleşi gerçekleştirdik... İLK KEZ BOŞ VAKTİM OLDU - Pandemiyi nasıl geçirdiniz? Belirsizliğin verdiği endişeyle yaşamaya alışırken diğer yandan da uzun zamandır ilk kez bu kadar kadar boş vaktim oldu. Dört dizinin müzik albümlerini hazırladık; arşivlere daldık, kayıtları temizledik... Hem ‘Öğrenmek ve beynin işlevleri’ konularında hem de İspanyolca alanında kurslara başladım. İleriye gitmeyi, kendimi geliştirmeyi seviyorum. - Bu süreçten ne öğrendiniz? Hayatta hiçbir şeyi ertelememeyi... Evde tıkılıp kalmak yerine sokağa çıkmanın, televizyon karşısında saatler harcamak yerine dostlarla buluşup sohbet etmenin, dokunmanın, sarılmanın ne kadar önemli olduğunu hatırladım. Her gün oğlumla futbol oynadım. Biz rahat olursak çocuklarımız da atlatabiliyor. Anne-babalara büyük görev düşüyor.
Murat Evgin oğlu Erem ile vakit birlikte geçirmekten büyük keyif alıyor.
ATASININ İZİNDE BİR TÜRKÜM - Üç kıtada tanınmanız dizi müzikleriyle mi başladı? Müziğini yaptığım her dizi bana yeni kapılar açtı. İlk dizi müziğim ‘Sahra’ Türki Cumhuriyetlerinde çok ünlenmişti. Daha sonra ‘Arka Sokaklar’, ‘Acemi Cadı’ gibi diziler komşu ülkelerde tanındı. ‘Elif’ dizisi için yaptığım enstrümantal müzikler ve seslendirdiğim Türkçe şarkılarım, dizinin gösterildiği 40 ülkede büyük ilgi gördü. Geçen ay yayınladığım ‘Yaralı Kuşlar’ soundtrack albümünde dizinin iki şarkısını İspanyolca söyledim, hatta klip de çektim. Kolombiyalı küçük çocuklar Türkçe şarkı söyledikleri videolar yolluyorlar. Atasının izinden giden bir Türk olarak Türkçemizi ve ezgilerimizi uzak bir kıtaya ulaştırmak beni çok mutlu ediyor.

MÜZİĞİN KALİTESİ DÜŞÜRÜLDÜ

“Türkiye’de popüler müziğin kalitesi bu kadar düşürülmüşken yurtdışında sesime, bestelerime, estrümanlarımdan orkestrasyonlarıma kadar bize unutturulan alanlarda iltifatlar almak beni çok mutlu ediyor. Yurtdışı röportajlarımda ‘Latin Amerikalı sevenlerimin yorumları ve mesajları, şarkılarımın sözlerinden daha derin’ diyorum. ‘Güzel söylüyorsun’ demek yerine ‘Melekler korosu gibi şarkı söylüyorsun’ gibi hoş yorumlar yapıyorlar. Bizde biliyorsun gençlere bu kadar güzel şeyler söylenmez. Bizde övmek için yaşlanmanı beklerler (gülüyor).”

POP'UN KRALİÇESİ SEZEN AKSU'DUR

“Sezen Aksu ben üç yaşındayken, beni severken şap diye dudaklarımdan öpmüş ve ben bunu çok ciddiye almışım. 19-20 yaşına kadar ciddi derecede platonik bir aşk besledim onun için. 2006 yılında çıkan ‘Bambaşka Bir Şehir’ albümümde, ona yazdığım ‘Seni Uzaktan Sevmeme İzin Ver’ adlı şarkıya yer verdim. Kendisi benim için ve birçok insan için Türk pop müziğinin gerçek kraliçesidir.”

AİLEMLE GURUR DUYUYORUM

“6 yaşından beri bir birey olmayı, kendi kimliğimle hayatta olmayı ilke edindim. 25 yıldır aktif müzik yapıyorum. İlk albümüm ‘Beni Ellere Verdin’i 1999 yılında yayınladım. Tabii ki Evgin ailesinin bir ferdi olmaktan gurur duyuyorum. Objektif bir değerlendirme ile Türk müzik piyasasında yaşadığım birçok engellemeye rağmen Evgin soyadını uluslararası platforma taşıyan kişi olarak değerlendirilmekten mutluluk duyarım.”