1956 yılında Harvard Hukuk Fakültesi’ne giren sayılı kadından biri olan Ginsburg, yaşamı boyunca cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırma amacıyla sayısız zorluğun üstesinden geldi. Bugün 85 yaşında ikonik bir kahraman olan Ginsburg, asırlık cinsiyet ayrımcılığını bozarak bugünkü bir çok yasayı etkiledi. İşte, bu efsane avukatın hayatı On The Basis Of Sex filmiyle beyazperdeye aktarıldı. Filmde usta avukatı İngiliz oyuncu Felicity Jones canlandırdı.
Ruth Bader Ginsburg gibi ikonikleşmiş bir karakterin konuşmasını, duruşunu, bakışlarını çalışmak sizi zorladı mı? Araştırma bu işin temeli. O kişinin davranışlarını anlamak gerekiyor. Onu her şeyiyle gözlemlemeye, incelemeye başladım. Konuşması çok etkileyici. Konuşmadan önce bekliyor ve tamamen odaklanıyor ve dikkatini asla dağıtmıyor. Kelimelerin ne kadar güçlü olduğunu biliyor ve onları formülize etmek için zaman kazanıyor. Gerçek bir kişiyi canlandırırken ondaki detayları yakalamak çok önemli. Bir bilim adamı gibi araştırıyorsunuz. Şanslıydık ki geniş bir fotoğraf arşivi vardı, detaylı bir gözlem yapabildik ve kıyafet, saç, makyaj gibi tüm detaylarına hakim olabildik.
Yargıç Ginsburg ile bir araya geldiniz mi?
Evet. Washington’da onun dairesinde. Onun gibi biriyle bir araya gelmek büyük bir onur. Çok heyecanlandım biraz utandım. Ona büyük saygı duyuyorum.
Ginsburg, rolünüzle ilgili bir yorumda bulundu mu?
Bana “Performansın iyinin de ötesinde” dedi. Onun onayını almak beni çok mutlu etti. Onun keyif alarak filmi izleyen yüzünü görmek en büyük mutluluktu.
'YASALARI ONUN YETENEKLERİ DEĞİŞTİRDİ'
RBG 1956 yılında Harvard Hukuk fakültesindeki 500 erkeğin içindeki 9 kadından biri kendisi. Hayatı boyunca cinsiyet ayrımı üzerinde mücadele eden bir isim. Onu yaptıklarını filmden önce de biliyorsunuzdur ama filmle birlikte sizin bakış açınızı değiştiren bir şey oldu mu?
Çekimler sırasında ve öncesinde kulaklığımda tüm zamanımı onun konuşmaları dinleyerek geçirdim. Onun gibi düşünüp, hareket edebilmek istedim. Kamuya açık ve özel alanlarda nüansları fark etmeye başladım. Obsesif bir durum. Ruth savaşını erkek egemen bir dünyada verdi ve bu onu her anlamda etkiledi; duruşunu, sesini. O gerçek bir devrimci. Onun yetenekleri yasaları parça parça değiştirdi. Vaka vaka olayları ele alıp zaman içinde cinsiyet ayrımcılığı konusunda büyük bir gelişme sağladı bu toplum için.
Ruth ve eşi Martin’in oldukça etkileyici bir ilişkileri var. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?
Ruth ve Martin’in kendilerini kariyer ve ailelerine adayan birbirine destek olan gerçek hikayesini izliyoruz filmde. İlişkilerinin kariyer odağını filmde daha çok görüyoruz, işleri onların tutkusu. Ancak aralarında büyük bir bağ var. Martin 20’li yaşlarında henüz öğrenciyken kansere yakalanıyor, bu zor durumu birlikte aşıyorlar. Ruth hem Martin’in derslerini hem de kendi derslerini takip ediyor. Olağanüstü bir tutum sergiliyor. Aynı süreç içinde bir de bebekleri var. İyi bir vergi avukatı olan Martin, Ruth’u her zaman en büyük destekçisi.
Mimi Leder ile birlikte ilk çalışmanız nasıl geçti?
O çok uyumlu ve iş birliğine açık biri. Hem herkesi bir arada tutmayı başaran hem de bireysel olarak özgürlük tanıyıp role bir şey katmasını belki hata yapmasına bile izin veren biri. On The Basis of Sex mükemmel yazılmış bir senaryo ve bu filmde olduğum için mutluyum.
