Yönetmen Ali Atay, montajda bile senaryoya müdahale ettiklerini söyleyerek, söze başladı. Feyyaz Yiğit ile birbirlerine güvendiklerini söyleyen başarılı sinemacı, "Benim en büyük isteğim hayalim şuydu, 'Şu rolü kim oynayacak?' dediğinde yapımcı, 'Feyyaz Yiğit' dendiğinde akan sular dursun. O noktaya gelinsin istiyordum. Şimdi Allah'a şükür geldik o noktaya" dedi. Çalıştığı insanlarla birlikte vakit geçirmekten mutluluk duymasının çok önemli olduğuna değinen Atay, "Biz geniş olmaya çalışıyoruz. Çok dar bir yerden bakıp olaya oradan yaklaşıldığı zaman, iş yürümüyor. Bütün egoları dışarıda bırakmamız gerekiyor işin başlaması için. Bizim duruma hakim olmamız için son derece normal olmamız lazım" açıklamasını yaptı. Filminin çok fazla insan tarafından izlenmesini isteyen Atay, şöyle devam etti: "Gişeye dair hiçbir şey bilmiyoruz. Neler oluyor, neler bitiyor. İnşallah seyirciye ulaşır. Yavaş yavaş fazla fazla insan görür. Ben sadece şunu istiyorum izleyen insanlardan, 'Ölümlü Dünya'yı keşke sinemada izleseydim' cümlesini çok duydum. Bu film de öyle bir film. Gitsinler, sinemada izlesinler. Çok fazla insanın izlemesini istiyorum, istiyoruz. Bu müthiş bir motivasyon. Yaptığın şeyin bir yere ulaştığı anlamına da geliyor. Zaten izlenecek bu film. Fenomen olacak, biliyorum. Biz sinema yapıyoruz, yoksa dijitale yapardık." Atay, "Ölümlü Dünya 2 çekilecek mi?" sorusuna ise "Neden olmasın? Şahane bir hikayesi var aslında" cevabını verdi.
Binnur Kaya ve Feyyaz Yiğit
Cinayet Süsü'nde senaryoyu yazan, ayrıca Dizdar Koşu isimli karakteri canlandıran Feyyaz Yiğit, yazım süreci ile ilgili bilgi verdi: "Zor başlıyor, git gide çözülüyor, sonra çok zevk vermeye başlıyor. Direkt süreci anlattım. Bir kişi bir şey söylüyor, başkası onu alıyor başka bir şey yapıyor. Sonra hep beraber onu çöpe atıyoruz ve başka bir şey buluyoruz." Ali Atay'ın esnek bir yönetmen olduğunu anlatan Yiğit, "Hayattaki genel tavrı o. Hiçbir şey kesin değil. Herkesin görüşü önemli. Setteki herkesin! Herhangi birisi senaryoyu okuyup ben burayı anlamadım derse, Ali yönetmen olarak çaycıya bile onu anlatır. Ortaya hiçbir zaman 'Biz öyle istedik, öyle olacak' demeyiz" dedi.
Soldan sağa: Cengiz Bozkurt, Binnur Kaya, Uğur Yücel, Mert Denizmen ve Feyyaz Yiğit
Ölümlü Dünya'nın birçok sahnesinin fenomen olmasıyla ilgili de konuşan Yiğit, "Sinema için yaptığımız bir şeyin sokağa taşması çok mutlu edici bir şey. Bana hâlâ Ölümlü Dünya ile ilgili caps'ler geliyor. Ben çok seviniyorum. Bizi çok güldüren şeyleri tutuyoruz elimizde. Biz de normal seyirciyiz. Doğal olarak aynı kümenin içerisindeyiz, aynı tepkileri veriyoruz. Çok fazla insanla ortak bir mizah duygusuna sahip olmak rahatlattı. Güven verdi, mutlu etti. Seyirciyi küçük görme gibi bir refleks var. 'Seyirci bunu anlamaz, seyirci buna gülmez'... Böyle kurallar yok. Bir şey komikse, komiktir. Seyirci bir şey anlamadıysa, sen anlatamamışsındır. Dersin ki, 'Kusura bakmayın.' Benim tek isteğim insanların salona gidip çok güzel vakit geçirmesi. Bu gerçekleşince de çok mutlu oluyorum. Sokaktaki seyirci neyse ben de oyum diyorum" dedi. Ali Atay ile ilişkisini "Yaz tatilindeki iki ortaokul öğrencisinden farkımız yok aslında" diyerek tanımlayan Yiğit, sette unutamadığı bir anısını da paylaştı: "Çok hastaydım. İnanılmaz hastaydım. Hava yağmurluydu. Yokuş yukarı koşmam gerekiyordu. Ayağımda devasa çizmeler var, üzerimde palto var. Ben yağmurlu havada yukarı koşuyorum. Hasta hasta birkaç kere koşup mahvolduğum anda, Ali'nin bana gelip "İyi iyi, bu seni iyileştirir, açılırsın, ter atıyorsun" dediğini hatırlıyorum. Hakikatten de iyileştim. Vücudumdan iterek attım ne varsa. Rahatsızlanan herkese tavsiye ediyorum; Eminönü'nde yağmurlu bir havada yokuş yukarı koşarak, hastalıklardan kurtulmak mümkün."
Cengiz Bozkurt
Filmde Komiser Salih'i canlandıran Cengiz Bozkurt ise çok keyifli bir set ortamında çalıştıklarını söyledi. Uğur Yücel'in kendisine "Ben film çekilirken çok gülmem, ama bu filmde bana bir şey oldu, yarın set olsa da keşke gidip gülsem" dediğini aktaran Bozkurt, karakteri için ise şöyle bir tarif yaptı: "Salih Turna, disiplinli ama uykusuz." Yönetmen Ali Atay ile dostluklarına da değinen Bozkurt, "Ona güvenim tamdı. Onun dediğini yapınca doğru çizgide oluyorsun. Senaryo da o kadar güzel yazılmış bir şekilde bize geldi ki, insanın başka bir şeye söylemeye içi el vermiyor. Senaryoya kıyamıyorsun. O kadar iyi yazılmış bir senaryoyu minimal oyunculukla seyirciye sunmaktan başka çaremiz yoktu. Bize düşen görevi Ali'nin kontrolünde yaptık" açıklamasını yaptı. Bozkurt, sinemanın bu yılki krizleriyle ilgili sorumuzu da cevapladı ve şöyle dedi: "Dijital platforma kayışla birlikte, bir kriz yaşadığımız gerçek. Sinemalardaki salonların tekelleşmesinde bir sorun yaşadığımız gerçekti. Aynı zamanda kontrolsüz reklamların insanları ne kadar sıktığı da bir gerçekti. Sinemaya gittiğinizde yarım saate varan sürede reklama maruz kalabiliyordunuz. Sinemanın çalışanlarıyla, bu sorun müzakere edilerek bu yasalar çıktığı için doğru yerlere parmak basıldı, gerekli önemler alındı. Bir sarsıntı yaşadık geçen yıldan bu yıla. O sarsıntıyı, bu sezon, sonbaharda bence atacağız. Sinemanın en büyük reklamı hep kulaktan kulağıdır. Birisi birisine söyleyince, en iyi reklamı orada yaparsınız. Bu da bu süreçte işleyecek. Cem'in filmi açılış yaptı, biz de arkasından girdik. Bu şekilde seyirciyi tekrardan yükseltip eski günlere göndeceğimizi düşünüyoruz. Sinema da hiçbir zaman ölmeyecektir."
Mert Denizmen (solda) ve Uğur Yücel
Komiser Alaattin rolünü canlandıran Mert Denizmen de filmin öne çıkan isimlerden birisiydi. Denizmen, bu söyleşiyi gerçekleştirdiğimizde henüz filmi izlememişti. Rolü ile ilgili sorumuza cevap veren Denizmen, şöyle dedi: "Benim için kolaydı. Ben çocukken babama karşı hep öyle davrandığım için... Benim bugüne gelmeme sebep tabi. Müthiş bir eğitimle geldim sonuçta. Her oyuncu gibi memnuniyetsiz olduğum için, nasıl olduğuma dair Ali'ye soruyorum. O da iyi oldu diyor."