Leonardo Da Vinci, sizin için nasıl bir figür? İnsanoğlu yaşam alanları olan mağaralara ilk çizgisini çekip, değişik figürler, av sahneleri çizdiğinden beri, bunları yapanlara ve resimlere hep ilgi duyulmuştur. Bu resimleri yapanların "Büyücüler" ya da "Şamanlar" olabileceklerine inanılmıştır. İlk "sınıf" kavramının da oradan doğmuş olabileceği düşünebiliriz. Yıllar sonra tarihçiler, sanatın tarihinin başlangıç noktalarını "primitif sanat" ya da "premier-ilkil sanat" olarak sınıflandırdı. İnsanlığın o karanlık dönemlerinden Ortaçağ'ın karanlık dönemlerine kadar çizgi çizip, betimleme yapabilen insanlar bazen korkulan, bazen yeteneklerine ihtiyaç duyulan ama her zaman özel insanlar olarak toplum içinde yaşamıştır. Bana göre de mağaraya ilk resimleri çizenler aslında, avdan anlamıyor diye mağaranın karanlıklarında bırakılan kadın ve çocuklardır. Leonardo Da Vinci Ortaçağ'ın karanlığında ortaya çıkmış bir tür "Modern şamandır". Zamanın çok ötesinde yetenekleri, fikirleri ve özellikle de bunları hayata geçirecek cesareti olan bir modern şaman... Leonardo Da Vinci, döneminin "Avant-gard"larından en önemlilerinden biridir. Sanatçı-ressam kişiliğinin yanı sıra, çok yetkin bir mimar, tasarımcı, topograf, müzisyen, matematikçi, anatomi ustası, mimar, botanikçidir. Tam bir bilim adamı, çağdaş şamandır. Da Vinci bu yönüyle evrensel kültür ve bilim çağına ölümsüz eserler, zihin ve çığır açan bilimsel deneyler bırakmıştır. [caption id="attachment_5395895" align="aligncenter" width="660"] Ressam Onay Akbaş[/caption] DESEN GELENEĞİ OLAN SANATÇILAR SEÇİLDİ Çok önemli sanatçılar proje kapsamında Da Vinci'nin son yıllarını geçirdiği Amboise'a gitti. Böyle seçkin bir ekibi nasıl bir araya getirdiniz? İsimleri seçerken temel kriteriniz neydi? Bu projede bizimle katkı sunmak için gönüllü sanatçıları küratör İbrahim Karaoğlu ve koordinatör Emre Sefer ile birlikte oluşturduk. Bu projede özellikle kadın ve genç sanatçıları daha fazla görmek isterdim. Ancak teklif edilen sanatçılarımızın gezi anında farklı etkinlikleri olduğu gerçeği de ortaya çıktı. Kadın ve genç sanatçılarımızın gezi ayağına katılamayıp özellikle Türkiye ve Fransa'da açılacak sergilere katkı sağlaması için tüm çabayı göstereceğim. Bildiğiniz gibi Da Vinci eskizler çizen bir sanatçı. Dolayısıyla çalışmalarında desen geleneği olan sanatçılar arasından ağırlıkla seçimler yapılmasına özen gösterildi. Projede sinemacı Durmuş Akbulut tarafından bir film hazırlanacak. Aynı zamanda ressam olan ve resimleri ile projeye katkı sunacak olan Mercan Dede, bu filmin müziklerini yapacak. Tarihçi-yazar sayın İlber Ortalı ise Da Vinci'yi tarihsel konumuyla irdeleyen yazılarıyla projeyi destekleyecek. Yine çok sevdiğim şairler Sunay Akın ve Ahmet Telli, yazılarıyla katkı sunacak. Nedim Gürsel, Da Vinci'yi başka açılardan irdeleyen ilginç bir yazısıyla desteklerken birçok yazar, çizer ve gazeteci dostumuz da böyle bir projeye katkı sunmaktan mutlu olacaklarını ilettiler. Yani Da Vinci'yi sadece ressam olarak irdeleyen özgün sanat eserleri yaratımının yanı sıra entelektüel açıdan, bilimsel ve çok yönlü yanlarını sorgulayan bir eser bırakmış olacağız Türk sanatına. Da Vinci'yi Fransa'ya I. François'a davet ediyor. İkisi arasındaki ilişki ne seviyedeydi? I. François Rönesans'ı Fransa'ya taşıyan kral olarak bilinir. İtalya'daki sanat ve bilimdeki ilerlemelerin Fransa'da yeşermesini isteyen genç bir kraldı. O dönemin en önemli sanatçılarını, bilim adamlarını, müzisyenlerini, mimarlarını Fransa'ya kendi korumasına davet edip, Rönesans'ın ilerici fikirlerinin ve yetkin sanat eserlerinin Fransa'da da üretilmesini istiyordu. Bu isteğini birçok kez Leonardo Da Vinci'ye belirttiği halde her defasında ret cevabı almıştı. Da Vinci, hayatının son 3 yılında İtalya'daki Medici ailesindeki "mecene"i hayatını kaybedince I. François'nın teklifini kabul edip, 3 haftalık bir katır yolculuğundan sonra Fransa'nın Amboise kentine geliyor. Kral kendisini krallığın baş mimarı ve baş ressamı yapıyor. Kendisini o günün koşullarında kralın gelirine eşit bir aylık gelirle ödüllendirip, ondan şehirleşme ve bilimsel deneylerini Fransa adına yapmasını istiyor. Ona, kendi şatosunun hemen karşısındaki "Clos Luce" şatosunu tahsis ediyor. Bu iki şato arasındaki gizli dehlizden her gün Da Vinci'ye gidip uzun uzun sanat ve bilim konusunda düşüncelerinden faydalanıyor. Da Vinci'nin ölümüne kadar geçen bu 3 yıl içerisinde aralarında çok saygın bir ilişki doğmuş oluyor. Öyle ki Da Vinci Fransa'ya gelişinden 3 yıl sonra vefat ettiğinde kralın kollarında öldüğü söylencesi yayılıyor. Bunu biz bugün Ingres de dahil birçok sanatçının Da Vinci'nin ölümünü kralın kollarında betimleyen sanat eserlerinden çıkarıyoruz. Ancak son yapılan araştırmalarda bunun doğru olmadığını, Da Vinci'nin ölürken kral I. François'in sarayda olmadığı kayıtlardan ortaya konulmuş durumda. Ancak kralın bu davranışı Rönesans'ın Fransa'ya da sirayet etmesini sağlıyor. Birçok önemli sanatçı, bilim adamı Fransa'daki bu ilerici liberal anlayışı göz önüne alarak Fransa'ya göç etmeyi, orada üretmeyi göze almaya başlayıp, küçük bir krallıktan bir imparatorluğa evrilmenin kapılarını aralıyor. [caption id="attachment_5395893" align="aligncenter" width="495"] Ressam Onay Akbaş, Loire Nehri'ne bakan Da Vinci heykelinin yanında...[/caption] DA VINCI EVRENSEL BELLEĞE İNANILMAZ NOTLAR DÜŞMÜŞ Da Vinci'nin sizi en çok etkileyen özellikleri neler? Da Vinci, çağının iktidarıyla yan yana yaşamayı göze alırken, çağına da ters düşmeyi hiç çekinmeden göze alabilen bir sanatçı. Bilim, sanat ve daha birçok alanda ilerici eserler veriyor. Kiliseyi bile karşısına almayı göze alıp anatomi çalışmaları yapıyor. Bugünün tıp bilimine eşsiz deneyler bırakıyor. Öyle ki zamanının engizisyon mahkemelerinde yargılanmamak için notlarını ters yazıyor, limon suyuna batırılmış notlar bırakarak kendisinden sonraki kuşaklara birçok alanda yol açıyor. Da Vinci evrensel belleğe inanılmaz notlar düşmüş bir deha. Bugüne ve bizlere dair Da Vinci ne söylüyor? Bilim ve sanattaki denemeler, düşünceler çoğu kez yaşadığı çağla çelişir gözükebilir. Ancak sen onları gerçekleştirmek için özgür düşünmekten ve bu düşüncelerini hayata geçirmekten asla vazgeçme! I. François'nın ve Da Vinci'nin şatosunun, bahçelerinin çok iyi bir şekilde korunduğunu gördük gezide. Sanata yaklaşım açısından Türkiye'ye ne gibi dersler verdi bu seyahat sizce? Sanatçılar ve bilim adamları, zamanlarının ötesine çok değerli mesajlar ileten insanlardır. İnsanlığın gerçek değerleridir. Onların düşüncelerini, eserlerini, mümkünse yaşadıkları mekanları kurmak lazım. Gelecek kuşaklara özgür yaratım için, pozitif mesajlar vermeleri açısından bu tip mekanların korunup aktarılmasının önemini gördük. Her zaman sanatın "evrensel" yönüne vurgu yapan birisiniz. Sanatın bugünkü kaotik dünyadaki rolü ne olmalı? Sanat varoluşa iyi gelir. Sanatçı bireyin varoluşuna uzanan bir kilometre taşıdır. Sanatta da kaos vardır. Sanatçının baş etmek iddiasıyla yola çıktığı bir kaos... Sanat her şeye çare üretmez, ancak çare üretmek için düşünceleri olanların bu çareleri üretirken davranışları üzerinden inanılmaz etki yapar. [caption id="attachment_5395894" align="aligncenter" width="660"] Soldan sağa: 500. Ölüm Yıldönümünde Leonardo Da Vinci’ye Saygı” projesinin küratörü İbrahim Karaoğlu, Amboise Şatosu’nun Müze Direktör Yardımcısı Marc Metay ve projenin mimarı ressam Onay Akbaş[/caption] Bundan sonra yapmayı planladığınız projelerinizden bahseder misiniz? Bunda sonra sırasıyla gerçekleştirmeyi düşündüğüm, yakın zaman için 2 projem daha var. Gauguin üzerine bir proje daha gerçekleştirip Fransa'daki bu tip projelerimi üçlemek istiyorum. Daha sonra Anadolu'ya dönüp "İtiraz dizeleri - İtiraz imgeleri" isimli bir proje gerçekleştirmek istiyorum. Anadolu'nun sözel "itiraz" dizelerinin ozanlarını, Pir Sultan, Dadaloğlu, Köroğlu, Şeyh Bedrettin, Hacı Bektaş-i Veli, Mevlana, Yunus Emre, Aşık Veysel, Hallac-ı Mansur, Neşet Ertaş ve Mahsuni'yi Anadolu'nun imge üreten sanatçılarıyla buluşturan bir sergiler projesi olacak bu. [old_news_related_template title="Türk sanatçılar Da Vinci'nin yolunda" desc="Türk sanatçılar, ölümünün 500'üncü yılında dahi sanatçı Leonardo Da Vinci'nin izini sürdü. Amboise'da bulunan tarihi şatolar, Da Vinci'nin son yıllarını geçirdiği Cloux Luce Şatosu, I. François'nın ikamet ettiği Kraliyet Şatosu sanatçıları çok etkiledi. Mercan Dede'nin, Da Vinci'nin mezarının bulunduğu şapelde ney üflemesi ise gezinin unutulmaz anlarından birisiydi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/10/17/iecrop/ilk-mezar-1_16_9_1571301340.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/turk-sanatcilar-da-vincinin-yolunda/"]