Önceki romanlarınızda Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ı, Sabahattin Ali’yi, Suat Derviş’i anlattınız ve şimdi de “Nefesi Tutku olan kadın AFiFE JALE” çıktı. Neden seçtiniz Afife Hanım’ı? Saydığınız isimlerin hepsi, Türkiye toplumunun “geçiş dönemi”ne tanıklık ettiler. İmparatorluğun yerini genç cumhuriyete bırakması kolay olmadı. Özel dönemler, özel insanların tarihte sahne almalarına yol açar. Afife Jale, sahneye çıkan ilk Müslüman kadındır. Üstelik bunu Cumhuriyet kurulmadan önce yaptı. Erkek egemen Osmanlı toplumunda polis müdürlüğü, adliye, dahiliye nezareti, şeyhülislam... Hepsi hayatı zindan etti Afife Jale’ye. Bunun tabii ki bir faturası olacaktı. Ardında muhteşem bir “iş” bırakarak bu faturayı ödedi genç direnişçi Afife Hanım. Az önce adını zikrettiğiniz öteki roman kahramanlarımın ödediği gibi. Afife Jale’nin, kendisinden sonra gelen kuşakların önünü açtığını mı düşünüyorsunuz? Şüphesiz öyle. Cumhuriyetimizin kurucu önderleri, Türk kadınına erkeklerle eşit yurttaş olma, onlar gibi meslek seçme, eşit olarak mirastan pay alma hakkı verdi. Öte yandan, Afife Jale gibi mücadeleci kadınlar, bunun gerekli olduğunu Türkiye toplumunun buna hazır olduğunu hissettirdi. Türk kadınların da öteki medeni ülke kadınları gibi sahneye çıkabilmeleri, gazeteci, yazar, doktor, eczacı, avukat, mühendis olabilmeleri gökten zembille inen bir hak değildir. Büyük ölçüde, hayatlarını bu yola adayan öncü kadınların mücadeleleri sayesinde oldu. Bana soracak olursanız, Afife Jale bu öncülerin kuşkusuz en önemlisi. osmanbalcigil ÖDEYECEĞİ BEDELİN FARKINDAYDI Ödeyeceği bedelin farkında mıydı Afife Hanım? Farkındaydı. Hem de çok farkındaydı. Çünkü herkes tarafından uyarıldı. Sahneden yaka paça indirilmesine, polis merkezlerinde tartaklanmasına rağmen vazgeçmedi tiyatrodan. Neden bugün Afife Jale? Ülkemiz uzunca bir süredir taassup ve bağnazlığın anaforuna kapılmış durumda. Her geçen gün biraz daha fazla dibe çekiliyoruz. Ülkemizde hürriyet, özgürlük ve eşitlik gibi kavramların elde edilmesi aslında hiç de kolay olmadı. Bu yolda aydın olan kadınlarımız ve erkeklerimiz büyük bedeller ödedi. Afife Jale, tıpkı Celile Hanım, Suat Derviş, Sabahattin Ali gibi bu bedeli ödeyenlerin kuşkusuz başında geliyor. Bir roman kişiliği olarak ne düşünüyorsunuz Afife Jale hakkında? Biri evlilikle sonuçlanan iki büyük aşk yaşadı Afife Hanım. “Bir bahar akşamı rastladım size, sevinçli bir telaş içindeydiniz” diye seslenen ünlü besteci ve icracı Selahattin Pınar’ın eşiydi. Göğüs germek zorunda kaldığı büyük baskı nedeniyle morfine başlamak zorunda kaldı ve bu nedenle akıl hastanesine düştü, orada hayatını kaybetti. Bir polisiye gibi süregiden sahneye çıkma serüvenleriyle, Osmanlı’dan genç Cumhuriyet’e uzanan sanat, edebiyat ve özellikle tiyatro hayatımızla, usta yazarlarımız ve oyuncularımızla, arkasındaki Balkan savaşları, Kurtuluş Savaşı, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarıyla bir biyografik roman olmaya çok elverişliydi Afife Jale’nin hayatı. Okurlar ne düşünecekler bilemiyorum ama ben, tarih, macera, aşk üçgeninde soluk soluğa bir çalışma yaptım.
osmanbalcigil2 Baskı Yılı: 2018 / Sayfa Sayısı: 488 / Yayınevi: Destek Yayınları