Ataşehir Belediyesi tarafından her ay düzenlenen kültür sanat etkinlikleri kapsamında başlayan “Pazar Sohbetleri” söyleşilerinin bu ayki konuğu yazar Pınar Kür oldu. Ataşehir Belediyesi tarafından her ay düzenlenen kültür sanat etkinlikleri kapsamında başlayan “Pazar Sohbetleri”nin bu seferki konuğu usta yazar Pınar Kür'dü... Neşet Ertaş Kültürevi’nde gerçekleşen söyleşide hayatını ve yazarlıkla ilgili hikâyelerini okurlarıyla paylaşan Kür, "Aslında hep oyuncu olmak istiyordum. Fakat ailem karşı çıktı. Ben de kendimi yazarlıkta geliştirdim. Bu alanda eğitimime ağırlık verdim. Tiyatrolarda çalıştım. Zorluklarını, rekabet ortamını görünce iyi ki olmamışım, iyi ki baba sözü dinlemişim ve yazar olmuşum” dedi. EDEBİYATIN İÇİNE DOĞMUŞ Edebiyata yönelmesinde ailesinin büyük rol oynadığını söyleyen Kür, "Annem hem edebiyat öğretmeni hem de çocuk edebiyatı yazan bir kadındı. Teyzem ise Türk edebiyatının tanınmış isimlerinden Halide Nusret Zorlutuna. İki kardeş evde birbirleriyle Divan edebiyatı konuşurlardı. Evin içinde öğrenmeme gerek kalmadan, okuma yazma bilmeden önce ezbere şiirler okurdum. Kendi kendime aruz veznini çözmüş biri olduğum için edebiyat o yaşlarda içime, ruhuma işlemişti. Dolasıyla benim edebiyatçı olmamam mümkün değildi. İnsanın doğduğu çevresi onun hayatını, kişiliğini çok önemli ölçüde etkiliyor. Ailem müzik ile ilgileniyor olsaydı belki de bugün karşınızda bir müzisyen oturuyor olurdu” açıklamasını yaptı. 'TÜRKÇE'DEN HİÇ KOPMADIK' Uzun yıllar hem İngiltere hem de Amerika’da eğitim görüp, yaşamasına rağmen annesinin Türkçe’den onu uzak bırakmadığını, Türk edebiyatının iyi kalemlerinden eserler okuduğunu söyleyen Pınar Kür şunları söyledi: "Annem hep Nazım Hikmet’ler, Sait Faik’ler, Ahmet Hamdi Tanpınar’lar, Halide Edip’ler okuturdu bize. Hatta küçükken Nâzım Hikmet’in ‘Salkımsöğüt’ şiirini okurdum. O yüzden dilimizden hiç kopmadık." "Yazmak, yaşamaktır" diyen Kür, yazar olmak isteyenlere "Hayatı tanıyıp da yazı yazmalısınız" tavsiyesinde bulundu. (İHA)