İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine 'Haziran Ayı Normalleşme Tedbirleri' konulu genelge gönderdi. Normalleşme sürecinde kültür merkezleri, konser alanları, tiyatro salonları, açık hava tiyatroları ve eğlence mekanlarına ilişkin açıklamada bulunulmaması, aylardır faaliyetlerine izin verilmeyen sanatçıların tepkisini çekti. "BİZİ ÇOK İYİ BİR GELECEK BEKLEMİYOR" Tiyatro ve sinema sanatçısı Birsen Dürülü, "Bütün dünya zor bir süreçten geçiyor. Mutlaka insanların ruhlarını doyuracağı alanları yaratmak, çoğaltmak gerekiyor. İnsanların yeme-içme kadar sanata da ihtiyacı var. Karnın acıktığında ekmek arası peynir koyup sakinleşiyorsun ama ruhunu doyuramadığında daha büyük arızalar ortaya çıkıyor. Saldırganlaşıyoruz, şiddete yöneliyoruz, öfkeleniyoruz, tahammülsüzleşiyoruz. Bunları bize peynir ekmek vermiyor, ruhlarımız veriyor. Yllar önce Mad Max serisini izlerken sinemada çok ciddi etkilenmiştim, çünkü fantastik bir filmdi. Ama şu an baktığım zaman fantastik bir yanını göremiyorum. Oradaki her şeyi birebir olarak yaşıyoruz. Zor bir süreç. Esnafın ve çalışanların durumu ortada. Eğer 15 yıl sonra sağlıklı bir toplumla yaşamak istiyorsak, insanların ruhları doyurulmalı, ruhları özgürleştirmeli, özelikle tiyatro-sinema, sergi, konser gibi faaliyetleri mümkün olduğunca çoğaltmak gerek. Düşüncelerim son derece karamsar. Bizi çok iyi bir gelecek beklemiyor" dedi.
Birsen Dürülü
"TİYATROLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR" Tiyatro ve sinema sanatçısı Muhammet Uzuner "Pandeminin başından beri tiyatro her zaman yok sayıldı. Tiyatro salonlarına belli bir kapasiteyle izin verilebilirdi. Sosyal alanda bulunmamızı istemeyen, kültür ve sanat etkinliklerini istemeyen bir bakış açısı ile karşı karşıyayız maalesef. Dolayısıyla sinema salonları yüzde 50 kapasiteyle açılacak olmasına karşın tiyatro salonları için hiçbir şey denilmiyor. Tiyatro görmezden geliniyor. Aslında bu yıllardır böyleydi. AKP hükümetinden önce de böyleydi. Fakat bu sefer biraz daha katı ve kasıtlı bir durumla karşı karşıyayız. Sürece mekanı kapatmakla başladık. Hiçbir etkinlik yapamadık. Cihangir Atölye Sahnesi 3 yıl olmuştu kurulalı. Çok ciddi bir üretimdeyken bütün etkinliklerimiz bıçak gibi kesildi. Tabii ilk şoku atlattıktan sonra yüzümüzü devlete döndük. Devlet her halde bir şeyler yapacaktır diye düşündük.  Sonra Turizm ve Kültür Bakanlığı bir takım genelgeler yayınladı. Bakanlıkla görüşüldü. Bakanlığın yardım edeceği söylendi fakat bu şakadan öteye gidemedi. Doğru dürüst bir destek göremedik" diye konuştu.
Muhammet Uzuner
"BU İŞTEN EKMEK YİYORUZ" Tiyatro ve sinema sanatçısı Tuna Arman ise "Evimize uzun zamandır bu konuda çalışarak ekmek götüremiyoruz.  Dünya kapandı, perdeler de kapandı. Ama dünya yavaş yavaş tüm mesleklere açtığı gibi bizim mesleğimizi de açıyor. Maalesef ülkemizde mesleğimiz vasıfsız olarak geçtiği için hep yok durumundayız.  Bir an evvel bunun değişmesini istiyoruz. Pandemiden önce benim iki oyunum vardı. İkisi de başlamak üzereydi.  Birinin biletleri satılmıştı, diğeri için de turne günleri alınmıştı. 2020 Mart itibarıyla duruyoruz. Tekrar provalara girdik, genelgeler yayınlandığından olan yine bize oldu. Ama maalesef oynadığımız oyunlardan bir tanesi devlet yardımı almıştı. Bu devlet yardımı içerisinde devlet video istemişti. Biz oynamıyor değiliz. Oynayamıyoruz. Diğer yandan tiyatro sahibi olan arkadaşlar vergilerini ödemeye devam ediyorlar. Yani bizim meslek neden görülmüyor onu anlayamadım.  Eğlence sektörü deniyor, birilerini eğlendiriyor olabiliriz ama bu işten ekmek yiyoruz. Evimize ekmek götürüyoruz. 37 yıllık oyuncuyum, başka bir meslek bilmiyorum. Ben ne yapabilirim 52 yaşından sonra" ifadelerini kullandı.
Tuna Arman
"BİZİ YOK ETTİLER" Tiyatro işletmecisi ve seslendirme sanatçısı Nami Esatgil de "Aslında tiyatro hiç kapatılmadı. Yani resmi olarak kapatılmadı. Gayri resmi olarak bizi yok ettiler. Şöyle bir gerekçesi var onların. 'Biz tiyatroları kapatmadık.  Saat kısıtlaması koyduk' diyorlar. Fakat bir tiyatro hafta sonu veya hafta içi akşam iş yapabiliyor. Bundan dolayı 450 gündür oynayamadık.  Devlet ve şehir tiyatroları kendi inisiyatifi ile kapattı. Devletin getirdiği bir yasak yoktu. Allah'tan sadece tiyatro ile geçinmiyordum. Seslendirme yapıyorum, reklam ve filmlerde" dedi.
Nami Esatgil