Sanatın parayla ilişkisi normalleşmeli
Bugüne kadar Hollanda, ABD, Meksika gibi farklı ülkelerde, farklı kültürlerde sanatsal serüvenini sürdüren ressam Gülfem Kessler, anılarından yola çıkarak oluşturduğu ‘Anniversary of Memories’ RenArt Gallery & Art Consultancy’de sanatseverlerin karşısında. Kessler sanatın para ile olan ilişkisinin Türkiye’de doğal sınırlara çekilmesi gerektiğini düşünüyor.
- Uzun yıllar Hollanda Kraliyet Akademisi’nde eğitim gördünüz ve yurtdışında yaşadınız. Bu nasıl bir süreçti?
Hollanda’da yaşamak ve orada eğitim almak üretimimi farklılaştırdı, düşüncemi özgürleştirdi. Temel sanat eğitiminin ilkokuldan itibaren çok önemsendiği, estetikte sadeliğin yaşamda birincil koşul olduğu, pratik insanların diyarıydı. Sanat eğitimime Kraliyet Akademisi’ne verdiğim serbest çalışmalarımdan oluşan portfolyomun kabul edilmesiyle başladım. 10 yıl Holanda’da yaşadığım refah ve ferah bende artık daha yüksek enerjili bir yaratım arayışına dönüştü. Green Card Amerika ile göçmen piyangosunu kazanınca New York’a yerleştim. Yaşamım daha zorluydu, sosyal bir devletin sanatçı üstüne kol kanat gerdiği bir sistemi yoktu.
[caption id="attachment_2280094" align="alignnone" width="880"] Gülfem Kessler[/caption]
- Batı’dan Türkiye’ye baktığınızda nasıl bir sanat dünyası görülüyordu?
Türkiye’de özgün işler yapan ve samimi ifadelerle çalışan, nitelikli sanatçılar olduğunu düşünüyorum. Bizim de yurt dışı sanat alanlarında nitelikli işlerle yer alabileceğimiz ümidini taşıyorum. Son birkaç yıldır yaşanan ekonomik krizin sanata olumsuz etkileri var. Sanatın para ile olan ilişkisinin Türkiye’de biraz daha doğal sınırlara çekilmesi gerektiğini düşünüyorum ve belki de bu dönem normalleşme sürecidir.