Şanlıurfa’da tarih yeniden canlanıyor

Şanlıurfa daha çok sıra geceleri, çiğ köftesi, kebabıyla bilinir. Günümüzde bunların dışına çıkıp turizmi yaygınlaştırmak, çeşitlendirmek için yoğun çalışmalar var. 2019 yılında 1 milyondan fazla kişi gelip Göbeklitepe’yi gördü. Son iki yıldır bu sayıya ulaşılamadı. Ancak günün her saatinde Göbeklitepe’de geçmişe dalıp, tonlarca ağırlıktaki taşların üzerindeki şekillerle ilgili sohbet edenleri duyarsınız. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, 2 milyon nüfuslu ilde 424 bin de Suriyeli sığınmacı bulunduğunu belirtti. Birçok belediyenin aksine, kasalarında paranın eksik olmadığını anlattı.   Urfa nefes alacak Başkan Zeynel Abidin Beyazgül, kentin tarihi yüzünü ortaya çıkarmak için kimseyi kırıp üzmeden kamulaştırmalar yaptırıp meydanlar açtığını söyleyerek şöyle konuştu; “Belediye binasını yıkıp yerini önemli bir meydana, parka dönüştürme hazırlığı içindeyiz. Sarayönü (Kızılay) meydanı da yakında Şanlıurfalıların nefes alacağı önemli bir durak olacak. Tarih ortaya çıkarılırken örneğin kale arkasında bulunan 300 konut yıktırıldı. Bugün Şanlıurfa kalesi görülür oldu. Bir dönem üzerinde evler bulunan Kızılkoyun Mağaraları o görüntüden kurtarıldı. Şimdi turistik bir bölgeye dönüştürüldü. Işıklandırılan yüzlerce mağara, kente ayrı bir hava veriyor. 17 sokağın tarihi dokusuna uygun hale getirilmesi çalışmaları da büyük bir hevesle sürüyor”. Bu yönü bilinmiyor Şanlıurfa’nın aslında yemek kültürünün son derece zengin olduğunu, ancak bunların pek bilinmediğini anlatan Beyazgül sözlerine şöyle devam etti; “Yemek kültürümüzü yaymak için lokanta yapacağız ve burada Şanlıurfa ev yemeklerini tanıtacağız. Tarihi Sakıbın Köşkü’nü restore ederek gastronomi merkezi yaptık. Şuanda bile Gaziantep’i ziyaret edenleri sayı olarak ikiye katladık. Turizm rotası oluşturduk ve bu amaçla otobüsler aldık”.

Modern yerleşim bölgesi Karaköprü!

Merkez ilçelerden Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat’la, restore edilen tarihi belediye binasının bahçesinde, nar, portakal ağaçlarının altında sohbet ederken, değerli gazeteci dostum Sedat, oğulları Nedim ve Serhat Atilla, Bodrum’da yaşayan iş insanı Necati Yavuz da memleketini ziyarete gelmişti. Ocakbaşının tabelasında “Akıllı ol, ciğerimi yee” yazıyordu. Biz de o gün akıllı olduk ve ciğer yedik. Tarihi binada, tarihi çulha kumaşını üretmek için de tezgah açılmış. Yan tarafta tespihler üretilip dizi dizi iplere takılırken, oymacı ustaları da boş durmuyordu. Kaybolmaya yüz tutan eserler canlanıyor. Karaköprü, Şanlıurfa’nın yeni ve modern yerleşim bölgesi. Başkan Metin Baydilli de çalışmalarıyla halkın gönlünde yer etmiş. 4’ncüsü açılan kitap fuarına da ev sahipliği yaptı ve yazarları yalnız bırakmadı. Karaköprü, Şanlıurfa’nın farklı bir yüzü. Bazıları, “Ankara’nın Çankaya’sı ne ise, bizim Karaköprü’de o” diyordu. 30 yıl Avustralya’da yaşamış Mehmet Ali Kay ise  “Ne Çankaya’sı burası tam bir Dubai” sözlerini ısrarla vurguladı.

HARRAN GEZİLMELİ

Tabii ki Balıklıgöl’ü göreceksiniz. Suyu eskisi gibi pis değil. O bölgedeki kapalı çarşıları, hanları dolaşacaksınız. İsot kokuları arasında ara sokaklarda yürüyeceksiniz. Orada güvercincileri görmemek, güvercinlerin bulunduğu odaları dolaşmamak olmaz. Sonra, yolunuz Harran’a düşecek. Kendinizi Reşat Özyavuz’un (Karabey), en az 1.200 yıllık Harran evini dolaşırken bulacaksınız. Eski yaşam tarzına göre düzenlemiş Reşat Bey, 20 yıldır insanlar bu kubbe evleri görmeye geliyor. Hemen yanında deveye biniyor, fotoğraf çektiriyor. Reşat Bey de sizin üzerinize aba atıyor, kefiye giydiriyor ve sonunda bir müzik eşliğinde videoya çekiyor.  

Bayramlarda dolup taşıyor

Kubbe evlerden geçmeyen siyasetçi yok. Dini ve Milli bayram tatillerinde en az 1.500 ziyaretçisi oluyor. Dedelerinden kalma bu tarihi yapıyı koruyor. Gelenler de bir dönem insanların yaşadığı yazın serin, kışın sıcak bu evlerde hoşça vakit geçiriyor. Bir dönemin Harran’ını yaşıyor.