Şenes Erzik: Fırsat ayağına gelir sen kullanmayı bil

Dile kolay... Avrupa Futbol Federasyonları Birliği’nde (UEFA) 34 yıl boyunca Türkiye’yi temsil etti... 1996’dan itibaren de Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nde (FIFA) görev aldı. Türkiye Futbol Federasyonu’nda 1989-1992 yılları arasında son atanan, 1992-1997 yılları arasında da ilk seçilen Başkan olarak görev yaptı. Türkiye’nin en çok tanınan uluslararası spor adamı Şenes Erzik’ten söz ediyoruz. Giresunlu, İstiklal Madalyalı bir babanın oğlu Erzik’ten... TFF Onursal Başkanı, FIFA ve UEFA Onursal Üyesi Şenes Erzik, Türkiye kamuoyunun karşısına bu kez biyografi kitabı “Olmaz Olmaz Demeyin, Olmaz Olmaz” ile çıktı. Kitapta sadece Erzik’in (78) yaşamı değil futbol dünyasıyla ilgili de önemli anekdotlar yer alıyor. Erzik, hem kitabını, hem de ulusal ve uluslararası futbol arenasında geçen yıllarını SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı... - Futbol dünyası yakinen biliyor sizi  bu kez hedef kitleniz tüm Türkiye mi? Bizim nesiller beni tanır. Yeni nesillere, özellikle gençlere, yaptığımız doğru dürüst işler varsa onlara aktarmak istedim. Bu her Türk vatandaşının olduğu gibi benim de görevim. Bunun için yazdım. Böyle bir hayatı okumaları, öğrenmeleri gerektiğini düşündüm. 36 yıl önce profesyonel işim nedeniyle ırkçılığın merkezi Güney Afrika’da bulunmuştum. Aradan 36 yıl geçtikten sonra FIFA Dünya Kupası için aynı yerde bulunduğumda ırkçılığa karşı prensipleri hayata geçirmiş bir spor yöneticisiydim ve Apartheid sonrası Devlet Başkanı olan Mandela’yla da bir araya gelmiştim. Hedefim topluma, özellikle gençlere, eğitimi hiç ihmal etmeden hayatta doğru şekilde davranılınca her şeyin yapılabileceğini göstermekti. Tabii burada önemlisi sadece eğitim görmek değil, insanın sevdiği işi yapması. İki torunum var, şimdi lise çağındalar. Onlara da sınavlara girdiklerinde tavsiyem, yalnız başarılı olacağınız değil mutlu da olacağınız bir eğitim almaya çaba gösterin şeklinde olmuştur. Kitabımda hayatımın her cephesini olduğu gibi anlattım. Azmettiğinde insanın nereden nereye gelebileceğini göreceklerini ve örnek alabileceklerini ümit ediyorum. NEDEN BAŞKAN OLMADIM? - Sizi dünya futboluna yön veren isim yapan kırılma noktası nelerdi? Profesyonel çalışma hayatında çok uluslu ilaç şirketlerinde görev yaparken Güney Kore’de aldığım bir kararla bu hayata kısmen ara verip odağımı futbola yöneltmem önemli bir noktadır. Futboldaysa 1978’de İstanbul’da gerçekleşen UEFA Kongresi’ni hazırlama sorumluluğunu üstlenmem beni Avrupa ve dünya futbolunda geldiğim yerlere yönelten ilk adımdır. O dönem tanıştığım UEFA Genel Sekreteri Hans Bangerter 1982’de beni UEFA Gençler Komitesi’ne görev almam için davet etti, benim ifademle UEFA’nın Üniversitesi’ne. Oradaki çalışmalarımla beni tanıyan dönemin UEFA Başkanı Jacques Georges, Heysel faciası sonrasında görevi iki yıl erken bırakacağından dolayı, yönetim kurulunda boşalan kontenjana Floransa grubu adına beni istedi. Böylece yepyeni bir hayat başladı. - Kitapta “hayatınız çaba ve hedef doğrultusunda gerçekleşir’ diyorsunuz. Hiç hedefleyip de yapamadığınız bir şey olmadı mı? Hedeflemedim ama herkes ‘Neden UEFA Başkanı olmadın’ diye sordu. UEFA’da benim yönetim kuruluna girdiğim zaman Lennart Johansson başkan olmuştu, neredeyse ömrümüz beraber geçti. Emekli olduğu takdirde normalde 1. Başkanvekili olarak aday olabilecektim ama Platini geldi. Platini dört sene bizimle çalışıp aday da olunca... Bu işler ‘evdeki hesap çarşıya uymaz kuralına’ uygun gelişir biraz da. Sonrasında FIFA Başkanlığı’na aday olarak UEFA’dan isim gösterecektik. FIFA’ya başkan olabilirdim ama orayı toparlamak çok zor olacaktı, şimdi bile çok zorlanıyorlar. Taş yerinde ağırdır. PES ETMEMEK GEREK - “Olmaz Olmaz Demeyin, Olmaz Olmaz” derken ‘Bazen de olmaz kardeşim’ mesajı mı veriyorsunuz? Aklımın ucundan bile geçmedi. Her şey olur değil, benim vermek istediğim mesaj başka. Sizin, benim kişi olarak pes etmememiz gerektiği, akılcı olmak gerektiği. Yapamayacağınız işe kalkışmayın, iyi ölçüp biçin. 14 yaşında ağabeyim Necati Erzik’in teşviki ve desteğiyle lise eğitimim için Robert Kolej sınavlarına girmem önemliydi. İlerleyen yıllarda tüm çabalarımla hem futbol oynayıp hem de yüksek lisans dahil Robert Kolej’deki eğitimimi başarıyla tamamlamam çok önemlidir. Önüme çıkan zorluklar ne olursa olsun üstesinden gelerek bugüne geldim. Ancak ağabeyimin beni Robert Kolej’e göndermesi yetmezdi, o yaşlarda hem yüzme hem de futbolla ilgileniyordum, doğru olanı seçiyorum. Birinci etap: Önüne bir fırsat gelmiştir. Ama ikinci etabı da var: Sen onu kullanmayı başarmalısın. - Çok uluslu ilaç şirketlerinde çalıştınız. Ancak spor hayatınızda hep vardı. Futbol sizin için ne ifade ediyor ? Futbol bir takım oyunu. Ben takım oyunu âşığıyım. İşimde de özel hayatımda da. Zamanında annemin gözü gibi baktığı ortancaların kırılmasına bile sebep olmuştuk futbol oynarken. Takım oyunudur futbol ve gerektiğinde özel hayatında ortancalar bile kırılır. İnsan tek başına kalamaz, ben hiç yalnızlığı sevmem, bu yüzden seçmiş olabilirim. O kadar iyi becerdiğim yüzmeye bile tek başına yapıldığı için devam etmedim. Önemli olan birlikte olmak, acısını ve tatlısını paylaşabilmek. Mesela Profesyonel Strateji Konseyi kurduk UEFA’da: Futbolun her alanındaki paydaşlardan üyeleri bir araya getirdik ve o organı yönetim kurulundan sonra en etkili yapı haline getirdik.