img_6271 - ‘Deniz ve Güneş’ filminizin vizyonda olmasından dolayı heyecanlı mısın? Her rol beni heyecanlandırıyor. Bu bir sinema filmi olduğu için de daha farklı bir heyecan duyuyorum. ‘İncir Reçeli-2’ ve ‘Deli Aşk’tan sonra ‘Deniz ve Güneş’ üçüncü filmim oldu. - Filmin bir de sosyal sorumluluk yönü var değil mi? İşitme engellilerle ilgili mesajlar veren bir film oldu. Bu yönüyle de önemli bir görev üstleniyor. Film, yaşadığımız çağda insanların konuşarak bile birbirlerini anlayamama halini yansıtıyor. Boş konuşmaya gerek yok, insan isterse konuşmadan da, duymadan da anlaşabilir, aşık olabilir. Sessizliğin sesi sanılandan çok daha güçlüdür... safak-pakdemir-melissa-gizcengiz-burak-serdar-filmden

Filmde 3 şarkı seslendiriyorum

- Filmde canlandırdığın Güneş nasıl bir karakter? Fazla duygusal, çevresindeki insanlara her an fedakarlık yapmaya hazır ve içine dönük bir karakter. Güneş, barda bir gitarist arkadaşına eşlik ederek şarkı söylüyor. Hayatını böyle kazanıyor. Filmde üç şarkı seslendiriyorum. - ‘İncir Reçeli 2’ filminde barda çalışıyordun, sahnede şarkı söyleyen Halil Sezai’ydi. Bu filmde ise sahnedesin... Evet. Üçüncü filmimde sahneye sıçradım. Oyunculuğun da büyülü tarafı bu. Her karaktere ve mesleğe bürünebiliyoruz… - Seyirci ağlayacak mı? İlk filmim duygu yüklüydü, herkesin musluklarını açtığı bir filmdi. Bu da son derece duygusal bir film. Aşka inanmadığını söyleyen kişiler bile bu filmi izleyince hüzünlenecek.

Oyunculuk konusunda iştahlıyım

img_6250 - Oyunculukta ağlatmak mı yoksa güldürmek mi daha çok hoşuna gidiyor? Oyunculuk konusunda fena halde iştahlıyım. En büyük isteğim de ölene kadar oyuncu kalabilmek. Oyunculuk bende terapi etkisi yapıyor, ruhumu rahatlatıyor, mutlu ediyor. Ve ben oyunculuk yaptığım için üstüne bir de para veriyorlar. - Bugünlerde sporla ilgili misin? Kafam bozuksa ya da çok mutluysam, sabah yürümek iyi geliyor. - Geçmişte Galatasaray’da profesyonel olarak voleybol da oynadın ama bir talihsizlik yaşadın… Lise yıllarımda Galatasaray’da voleybol oynadım. Bir antrenmanda sağ bacağımın üstüne düşünce, çapraz ve yan bağlarım koptu. Bacağım altı ay alçıda kaldı; sonrasında da voleybolu bırakmak zorunda kaldım. Çok gözyaşı döktüm ama hayatta neyin talih neyin talihsizlik olduğunu çoğu zaman bilemiyoruz. Voleyboldan kopuşum talihsizlik gibi görünse de galiba talih oldu. Sakatlanmasam belki de oyuncu olmayacaktım. O gün çok ağlamıştım bugün mutluyum.

6 yıl boyunca geceleri uyuyamadım

- Gelelim ‘Yasak Elma’ dizisinde oynadığın Zehra Argun karakterine… Zehra Argun kötü bir karakter değil. Annesini kaybetmiş, babası yeterli ilgiyi göstermemiş. Bu yüzden gamsız ve bencil bir yapısı var. Talat Bulut ve Şevval Sam’la aynı dizide oynamak çok güzel bir duygu... - Dizi çekimleri yorucu mu? Bir röportajında “6 yıldır gece uyumuyorum” demişsin… Dizi için beş günde bir sinema filmine eşit emek harcıyoruz. Hiç kolay değil ancak sürdürülen sistem böyle. Geçen yıla kadar inanılmaz bir uyku problemi yaşadım. Altı yıl gece uyuyamadım ama çok şükür son aylarda normale döndüm. - Çiçeği burnunda evlisin... Oyuncu-avukat evliliği nasıl gidiyor? Avukat Burak Mengü ile beş ay önce nikahlandık ve mutluyuz. Avukatlık ve oyunculuk birbirine çok benziyor. Avukat üzerine cübbesini giyip çıkıyor duruşmaya, oyuncu da canlandıracağı karaktere bürünüyor kamera önüne geçerken. Avukat hakime, oyuncu seyirciye oynuyor. Eşim mesleğinde çok başarılı. - Oyunculuk adına hedeflerin neler? Çarpıcı ve farklı senaryolar bekliyorum. Ölene kadar oyunculuğu sürdürmeye kararlıyım.