Röportaj: Birgan BİLEKE
Tutkuyla yaptığınız bir işin bu kadar büyük başarı kazanması size neler hissettiriyor?
İşe başlamadan önce tüm iyimserliğimi, birikmiş düşüncelerimi ve malzemenin kişiliğini bir araya getiriyorum. Böylece hislerimin yoğun bir şekilde ortaya çıktığını hissediyorum... Yaptıklarım insanların beğenisini kazandı. Hayatım için çizdiğim yolun ve sanatsal işlerimin başarısını başta kendime, sonrasında insanlara kanıtlamak iyi hissettirdi.
Eserlerinizde metalle çalışıyor olmanızın başlıca sebepleri neler?
Metal, dünya oluşumunda büyük rol almıştır. İnsanoğlu da metalin gücünü benimsemiştir... Sanayi devriminde çeşitli düşünceler bir araya geldi ve farklı malzemelerin yaşanmışlığı zamanla bütünleşti. Düşüncelerime uygunluğu ve geri dönüşüm açısından metal en sevdiğim oldu. Metali bütünden parçaya ilerleyen tekniğiyle fazlaca özgür bir materyal olarak algılıyorum.
Bazı eserlerinizin çok uzun sürelerde tamamlandığını belirtiyorsunuz. Bu sürecin uzunluğunu nasıl tanımlıyorsunuz?
“Hızlı olmak yeri geldiğinde çok iyi. Fakat yavaş ve doğru bir şekilde ilerledikten sonra hızlanacağınız bir yola girmek insana daha çok şey kazandırır” öğretisinin doğru olduğuna inanıyorum. Uzun sürenin nedeni de bu öğreti…
GERİ DÖNÜŞÜMÜN FAYDALARINI ORTAYA KOYMAK BENİ MUTLU EDİYOR
Sanatınızın daha geniş kitlelere yayılmasıyla birlikte hurda bulma konusundaki sıkıntınızda bir iyileşme oldu mu?
Geçmişte hurdaları rica ederek toplar ya da para verip satın alırdım. O zamanlardan sonra, bilinirliğimi kullanarak birkaç defa da olsa koşulsuz şekilde bana hurda veren büyük yerler oldu. Bu durum, beni en çok mutlu eden unsurların başında geliyor. Hurda metali temizleyip geri dönüşümün faydalarını ortaya koymak beni mutlu ediyor. Büyük hurdalık sahiplerinin kapılarını bana açmalarını çok istiyorum. İşlerimi sürdürebilmek için kadar farklı malzemeler bulmam lazım. Bu, sonu olmayan bir serüven gibi.
Hayalini kurduğunuz fakat henüz yapmaya cesaret edemediğiniz bir proje var mı?
Hayallerim var ve yapmaya cesaret edemediğim bir proje yok. Aksine ne kadar zor olursa o kadar çok şey öğrenebileceğimi bildiğim için her işe severek başlarım.
Peki aileniz sanatla ne kadar ilgili? Çocukluğunuzda sizi sanata yönlendiren kimse oldu mu?
Annem resim öğretmeni… Küçük yaşımdan itibaren estetik kavramların, resmin insanların düşüncelerini nasıl etkilediklerini inceledim... Zamanla bir şeyler çizmeyi huy edindiğimden resim sanatına yönlendirildim. Güzel Sanatlar Lisesi’ni yatılı bir şekilde bitirmek sanat adına bana büyük fayda sağladı.
DÜNYAYI GEZECEĞİM
Hurdalık satın almak; dünyayı dolaşmak; meslektaşlarınızla ortak işlere imza atmak… Bu üç amacınız konusundaki en son gelişmeler neler?
Bugünlerde sevdiğim ve farklı malzemeler kullanan iki arkadaşımla beraber ayrı bir atölyeye taşınma sürecindeyim. Kendi atölyemi kurmak, yeni fikir alışverişleri yaparak sanatımı daha iyi yönlendirmemi sağlayacak ve daha iyi sonuçlar doğuracak. Ardından dünyayı gezeceğim. Bu hedefim, hayata karşı merakımın en değerli parçalarından… Yavaş yavaş bu hedefime hazırlanıyorum.
YARATICILIK EN ÇOK HAYATI ANLAMAKLA BESLENİR
Yaratıcılık anlamında sizi en çok neler besliyor?
Yaratıcılık en çok hayatı anlamakla beslenir. Çünkü hayat bir bütün ve içinde her türlü anı barındırır. O anları yakalamak veya yakalamış canlıların izlerini keşfetmek, dinlemek bana birçok açıdan fayda sağlıyor. Üretme isteğimi açığa çıkarıyor.
Şu sıra üzerinde çalıştığınız bir proje var mı?
Ortaya çıkan sanatsal işlerin sergilendiği, geri dönüşümün bolca kullanıldığı, çevreye ve insanlara fikir, gelişim desteği üreten yapıda bir proje üretmek fikirlerim arasında.
