Dünyanın 8. Harikası olarak bilinen, UNESCO’nun dünya kültür mirasları arasında yer alan, güneşin doğuşu ve batışının devasa kral ve tanrı heykellerinin arasında en güzel izlendiği 2206 metre yüksekliğindeki tanrıların göksel tahtı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Asırlardır ayakta kalmayı başarmış olan Yunan ve Pers tanrılarının heykelleri bugün yeterli koruma ve restorasyon çalışmaları yapılamadığı için yıldan yıla yıpranıyor, bozuluyor. Nemrut Dağı’ndaki bu kutsal alan (Hierothesion) ilk kez 1881 yılında Karl Sester tarafından keşfedilir. Bu keşiften sonra Sester’in bilgilendirmesiyle Alman otoritelerin ilgisini çeken Nemrut Tümülüsü ile ilgili ilk araştırma, 1882 yılında arkeolog Otto Puchstein ile Karl Sester’den kurulu bir ekip tarafından gerçekleştirilir. Ve günümüze kadar farklı zamanlarda ve tarihlerde yerli ve yabancı arkeologların ilgisini çekmeyi başarmış. 40 KİŞİ ÇALIŞIYOR Bugün ise Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile birlikte Ankara Üniversitesi, Klasik Arkeoloji Bölümü’nden de öğretim üyelerinin katkısı ile oluşturulan KNKGP ekibi kültürel miras koruma, mimarlık, arkeoloji, deprem mühendisliği, jeoloji mühendisliği, şehir ve bölge planlama, arkeometri ve endüstri ürünleri tasarımı gibi bölümlerden öğretim üyelerinden oluşan yaklaşık 40 kişilşk bir ekip Nemrut Dağı ile ilgili çalışmalar yapıyor. Gizemini halen koruyan ve dünyada açılmamış kral ve tanrı mezarı olarak bilinen devasa tümülüs her yıl yağan karların erimesi ve bakımsızlık nedeniyle kendi kendine eriyor ve kaymalar yaşanıyor. Dünyanın en büyük ve sağlam Aslanlı Horoskopu unvanına sahip kum taşından yapılmış kabartma deksiyosis 18 yıldır kapalı kapılar ardında gün ışına çıkarılacağı zamanı bekliyor. Ziyaretçiler bu kültür mirasından bihaber Nemrut Dağı’nda geziyor.
Saygı Öztürk

ZEUS’UN BURNU ESTETİK AMELİYAT BEKLİYOR

Adıyaman şehir merkezine 86 km uzaklıktaki Nemrut Dağı zirvesinde bulunan 2 bin yıllık tarihi Commagene Krallığı döneminden kalan ve dünyadaki en büyük Zeus heykeli 60 yıldır estetik ameliyat bekliyor. Commagene’nin ‘Tanrıların Tanrısı ve Gök Gürleme Tanrısı’ olan Zeus Ahuramazda’nın burnu 1960’lı yılların başında o bölgede yaşayan birileri tarafından kırıldı. İş mahkemeye intikal edince Mustafa Kadırhan adındaki 7 yaşlarında bir çocuk hakim önüne çıkarıldı ve yaşının küçük olmasından dolayı hakkında ceza işlemi yapılamadı. O günden bu yana aradan yaklaşık 60 yıl geçti. Bir estetik ameliyat yapılarak Zeus’un burnu yerine konulamadı. Zeus Ahuramazda’nın Adıyaman Arkeoloji Müzesi’nde 40 yıldır bekleyen burnu bir estetik ameliyat için Nemrut Dağı’ndaki heybetli başa yerleştirilmeyi bekliyor.

Nemrut kaderine terk edilmiş

Öyle ki tabelalardan adı bile silinmeye çalışılan Nemrut Dağı her türlü olumsuzluğa rağmen direniyor. Hemen yanı başında Göbeklitepe’de harıl harıl kazı çalışmaları yapılarak yeni galeriler açılıyor. Gaziantep’de Zeugma Antik Kenti’nde kazı çalışmaları neredeyse tamamlandı. Malatya’da Arslantepe Höyüğü’ndeki eserler gün yüzüne çıkarılırken bugüne kadar 160’ın üzerinde medeniyete ev sahipliği yapmış olan Adıyaman ve çevresindeki ören yerleri, Nemrut Dağı adeta kaderine terk edilmiş.