Röportaj: Hakan Cerrahoğlu / KORKUSUZ Müzik serüveniniz nasıl başladı? "Müzik serüvenim, müzisyen bir babanın evladı olduğum için çok küçük yaşlarımda başladı. 4,5 yaşımda keman çalmaya başladım. Babam Sait Suna İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretim üyesi ve Münir Nurettin Selçuk’un, Hakkı Derman’dan sonraki son keman sanatçısıydı. Benim ve kardeşim Selçuk’un batı müziği okumamızı istedi. Ben konservatuarın klasik müzik keman bölümünden, kardeşim ise klarnet bölümünden mezun olduk. 14-15 yaşlarımda ise, konservatuarla aynı dönemde okuduğum Saint-Benoit Fransız Lisesi’nin, o dönemin gençlerini “müziğe teşvik etmek hususunda” önemli organizasyonu olan Milliyet Gazetesi’nin liseler arası müzik yarışmalarına katılımı amacıyla, şarkı yazmaya başladım. O günden bugüne de 170’e yakın şarkı yazmışım... TED’TE OLMANIN GURURUNU YAŞIYORUM Bugüne gelirsek, birkaç yıldır eğitim sektöründe, kariyerim boyunca edindiğim tecrübelerimi öğrencilerle paylaşıyorum. Bu yıl 90. yılını kutlayan ve Ulu Önder Atatürk’ün kuruluşuna karar verdiği ve daima Atatürk ile yaşayan ve de yaşatan TED Koleji’nin Atakent şubesinde müzik danışmanlığı yapmanın gururunu yaşıyorum. HEM GURURLA HEM DE TÜM ENERJİMLE ÇALIŞIYORUM Besteciliğe lise çağında başlayan bir müzisyen olarak, gençlerin de bu yönde ilerlemeleri için hem gururla hem de tüm enerjimle çalışıyorum. Öğrencilerimin de gelecekte iyi bir müzisyen olacağına inanıyorum. Aynı zamanda Büyükçekmece Belediyesi’nde, her yönüyle çok saygı duyduğum ve sevdiğim sayın başkan Hasan Akgün’ün de kültür ve sanat danışmanlığı görevini yürütüyorum. Büyükçekmeceli vatandaşlarımızın müziğe meraklı çocuklarını eğitmek için ekibimle birlikte yoğun bir mesai içindeyiz Size göre tüm zamanların en iyi virtüözleri kimlerdir? Bana göre tüm zamanların en iyi keman virtüözleri, Yahudi Menuhin, Jascha Heifetz, Fritz Kreisler ve Itzhak Perlman’dır. Suat Suna duygusal bir müzisyen... Acıların, müziği keşfettiği anlarda aşka dair üzüntünüzde başınız, kemanınıza sarılır mı? Elbette ki keman benim için müthiş bir terapi aracı. Ne zaman aklımda beni rahatsız eden ve düşünmekten kendimi alıkoyamadığım tatsız konular olsa, keman çalmak ruhuma hep iyi gelmiştir. Müziğe konsantre olmak, insan ruhuna en iyi ilaçtır.. Hayatın hızlı akışında güzel olan, değerli olan şey nedir sizce? Sevgi ve paylaşmak... Gerçek sevgi ve gerçek paylaşım, kısa ömrümüzün en sahici duyguları.. Evren aynı kalmak için değişirmiş. Siz, farklı olmak için değişir misiniz? Müzikte ve aşkta aynı kalmak için bakış açılarınızı değiştirir misiniz? Hayatımın her döneminde, en büyük çabam kendimi geliştirmek üzerine olmuştur. Elime geçen her şeyi okurum, oldukça meraklı biriyimdir. Tüm bu öğrenme ve araştırma merakı, zaman içerisinde çocukluğumdan gelen tabularım da dahil olmak üzere, içimdeki birçok kırılmaz gibi görünen camın paramparça olmasına sebep oldu. Antik Yunan filozofu Heraklitos'un sözü benim için çok şey ifade eder: “Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir". İyi bir ilişki için aşk yeterli mi diye sorsam? Hayır elbette yetmez. Eğer iki insanın hayat görüşü, zevkleri ve aile yapıları birbirine uzaksa, aşkın da bir müddet sonra biteceğine inananlardanım. Çünkü iki sevgili olmak kadar, iki dost olmak da gerekir. Siz iki kez evlendiniz.. Üzüntü ile biten aşklar yeni aşkı nasıl etkiler? Suat Suna, aşkta fedakarlık yapar mı? Yoksa aşkın zor zamanlarında 'Evi Terkettim Bugün' mü der? Hayat inişli-çıkışlı bir grafik aslında.. Yaşananların türlü durumlarıyla alın çizgilerinden oluşan bir biçimi, belki. Yapı olarak fedakar bir insanım. Kendimi bildim bileli hep sorumluluk sahibi ve omuzlarımda yük taşıyan biri oldum. Bu yüzden ilişkilerimde de hep yapıcı olmaya çalışırım. Elbette kötü tecrübeler, insanı büyütüyor ve hatalarından ders almalı insan. Doğru tercihler de çok önemli tabii. suat-suna-3 Bir söyleşinizde “Kayahan manevi babamdır” demiştiniz.. 'Sevdaya mahsus' duygularla Kayahan’ı bize nasıl tanımlarsınız? Kayahan Abi gerçekten çok kıymet verdiğim biri, adeta manevi babam gibiydi. Boşluğunu doldurmakta, yerine bir şey koymakta öyle çok zorlanıyorum ki anlatamam. Günler, geceler, yıllar boyunca sohbetler edip, müzik yaptık. Şimdi canım bir şeye sıkılsa, ya da büyük bir sevinç yaşasam, saat kaç olursa olsun, telefon açıp paylaşabileceğim bir Kayahan Abim yok artık. Benim için bir müzik adamından fazlasıydı. Çok özlüyorum onu... Bir müzik eğitimcisi olarak, piyasa popçularını ve bu popçuların anlam içermeyen şarkı sözlerini hakkında düşünceleriniz nelerdir? Popüler kültür saçma sapan şarkılar yüzünden darbe alıyor mu? Dünyada ve ülkemizde 2000’li yılların sonrasında ciddi bir kültür erozyonu yaşanıyor. Ancak ülkemizdeki durum çok daha vahim maalesef. Çünkü toplumumuzun sadece yüzde biri kitap okuyor. Okumadan, kendini geliştirmeden, kale alınacak bir şey ortaya çıkaramazsınız. Tabii entelektüalite düştükçe, konuşulan Türkçe’nin de yazılan Türkçe’nin de kalitesi yerle bir olmuş vaziyette. İnternet çağındaki kısa mesaj alışkanlığının, az kelime kullanmanın getirdiği kolaylıkların, dilimize son derece olumsuz yansıdığını düşünüyorum. Her zaman olduğu gibi, şarkılar bu negatif görüntüden ilk nasibini alanlar arasında oluyor... Ülkemizde Cem Karaca, Barış Manço, Fatih Erkoç, Cahit Berkay, Kayahan, Fazıl Say vb. gibi gerçek müzisyen ve sanatçıları bayrak yarışçıları olarak düşündüğümüzde, bayrağı teslim alacak kaliteye sahip müzisyenlerin yetişmemesinin sebepleri nelerdir? Çünkü ülkemizin eğitim kalitesi müthiş bir düşüşte. Saydığınız isimlerin ülkemizin köklü okullarından mezun olduklarını ve bu okulların yüzyılı aşan kültürleriyle yoğrulup, dünya müziğini de iyi takip ederek, Anadolu’nun saf müziğiyle bu birikimlerini harmanlamış olduklarını unutmamak lazım. Yaşadığımız dönemde ise, okumadan ve emek vermeden zengin veya ünlü olmak peşinde koşan genç bir nesil var.. Şarkıcı olmak kolay, gerçek sanatçı olmak için, bilgi vizyon, misyon, ses, donanım, eğitim, kültür lazım... Yani kısaca Cem Karaca, Barış Manço, Fatih Erkoç, Cahit Berkay, Kayahan, Fazıl Say gibi gerçek sanatçı olmak kolay değil! Sürekli eleştiriyor gibi görünsem de, aslında gerçekçi tespitler yapma çabasıyla bunları söylüyorum. Belki biraz klişe olacak ama, "eğitim şart". Özgürlüğün diğer bir tanımı sokak müzisyenleridir. Suat Suna, sokak müzisyenleri önünde durup çalınan parçayı dinler mi? Elbette dinlerim. Ben her nerede ve nasıl olursa olsun, iyi bir müzisyeni dinlemeyi çok severim. Kitap okumak insanı özgürleştirir, yazmak da öyle! Yargılamaz, sorgulamayı öğretir... Siz de bir kitap yazdınız. İhanet'i sorsam? Evet ilk romanım “İhanet” birkaç yıl önce okuyucuyla buluşmuştu. Hem duygu dolu hem de bol aksiyonlu bir roman. İlk roman için ciddi anlamda ilgi gördü ve beğenildi. photo-2018-10-04-10-13-24 Kültürümüzde kitabın yeri nedir? "İnsanlık yalanı ve adaletsizliği, kılıçla değil, kitapla yenecektir" der, Emile Zola... Ben de kitapların uygarlığa yol gösteren bir ışık olduğunu savunanlardanım. Kitap okuyucusunun nüfusa oranla maalesef düşük seviyede olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Atatürk’ün dediği gibi muasır medeniyetleri yakalayabilmemiz için daha çok okumamız ve ufkumuzu genişletmemiz lazım. İnşallah 25. yılımı kutlayan düet albümümü dinleyicilerle buluşturduktan sonra, ikinci romanım için çalışıp okuyucularımın karşısına tekrar çıkacağım. Çünkü; kitap okumayı da yazmayı da çok seviyorum. Bir gün 80’lerin ruhunu ararsanız, renkli bir şapka ve atkıyla kimliğinizi gizler, kemanınızla Taksim metrosunda sokak müzisyenliği yapar mısınız? Güzel bir fikirmiş. Doğrusu böyle bir şeyi hiç düşünmedim ama kulağa çok eğlenceli geliyor. Belki bir gün denerim, neden olmasın? Taşıdığınız düşünceler değerinde hit olmuş şarkılarınıza, sanatçı dostlarınızla 25. yıl albümü için düetler hazırlıyorsunuz... Albüm ne zaman çıkıyor ve hangi sanatçılar var? Evet 93’te ilk albümümle başlayan profesyonel müzik kariyerimin 25. yılındayım. Bu sebeple önümüzdeki aylarda, yepyeni aranjmanlarla birlikte sevdiğim sanatçı dostlarımla düet yapıp, yılların eskitemediğine inandığım şarkılarımı dinleyicilerle tekrar paylaşmayı, heyecanla bekliyorum. Bir nevi kariyer albümüm olacak. Bu yüzden ekibimle birlikte, son derece özenli ve detaylı bir çalışma içindeyiz. Sanatçıların isimlerine gelince, çok özel ve iyi dostlar... Gerisi sürpriz olsun. ****** “Müzik ruhunu aşktan başka bir şeyle anlatamam” der Richard Wagner... Minörden başlayan kapasitesini yeteneğiyle majör seviyeye ulaştıran sevgili dost, Suat Suna; Hasret Fenerleri, Babam İçin, Seni Buldum, O Lelli , Senden Başka gibi romantik çalışmalarıyla aşkı bize anlatmaya devam edecek... "Sevdaya Mahsus" duygularla...