Hakan CERRAHOĞLU Nejat Alp, yıllarca çalıp söylediği şarkılarla sınırları keşfetti mi? “Sevdaya mahsus” duygularınız, kendi zamanının ötesini günümüze taşıyacak mı? Müziğin sınırlarını keşfetmek gerçekten çok zor. Fakat 50 yıllık tecrübe ile duyguların en güzel şekilde ifade edilmesini öğrenebildiğimi düşünüyorum. İçinde duygu olmayan hiçbir müziğe sıcak bakamıyorum. Sevgi hayatın anlamı benim için ve yıkılmaz bir kale. Sevgi ile yapılan her işin başarılı olacağına inanıyorum. Her zaman yaptığım gibi sevgi ile üretmeye çalışıyorum. Şarkılarımı aşk ve sevgiyle itiraf ediyorum. Cem Yılmaz’ın beğenerek söylediği, “Sen miydin sevgilimi çalan” şarkınız nasıl oluştu? Bu şarkının Cem Yılmaz yorumunu nasıl buldunuz? Yıllar önce Atina’da gittiğim bir konser sonu organizatörden beni oranın en iyi tavernasına götürmesini rica etmiştim. Bir şeyler öğrenebilme arzusu ile... Müthiş bir geceydi gerçekten. Daha sonradan baba oğul olduğunu öğrendiğim iki şarkıcı çıkmıştı sahneye. Çok başarılı bir şarkı okudular ve ayakta alkışlandılar... Ben de şarkının manasını sordum arkadaşıma, “Abi onlar baba-oğul, aynı kıza aşık olmuşlar” dedi. “Aman Tanrım” dedim ama aklımın bir köşesine yazdım o an. Kardeş ile de olmaz... En iyisi arkadaşımla olabileceğini düşünüp, bir süre sonra sözlerini yazdım. Şarkının patlama yapabileceğini o zamandan fark etmiştim. Nitekim öyle de oldu... Cem Yılmaz kardeşimi de çok severim... O da çok beğenmiş ve bir Tv programında okudu. Çok da güzel okudu. Sevgilinizi çalan oldu mu peki? İhanet onarılmaz bir şey. Karakterin dökülüş biçimi. Allah’a şükür kimse sevgilimi çalmadı ama şarkım patlama yapmıştı. Çok kişinin başından geçmiş olmalı. Sizce eğlence nedir? Eski zamanlarda insanlar daha mı kaliteli eğleniyordu. Sizce insanlar eğlenmeyi unuttu mu yoksa? Eğlencenin nasıl olduğunu 22 sene Tarabya’da gösterdiğime inanıyorum. Ancak; şimdiki gençler göremediler. Diskolarda abartılı yüksek seste zıplamayı eğlence zannediyorlar. Benim programıma her yaştan insanlar gelirdi. Tarabya’da eğlence tavan yapardı. Ben, herkesin sevebileceği müzikleri icra ederken, gecenin sonunda herkesin mutlu olduğunu gözlemlerdim. 15 gün önceden rezervasyon yapılmazsa yer bulmak imkansızdı... Dünyanın her yerinden insanlar eğlenmeye geliyorlardı, Tarabya’ya. Kenan Doğulu, Serdar Ortaç, Berkay, Funda Arar, Yıldız Tilbe ve Ümit Besen vb, gibi piyasa şarkıcılarının eller havaya türden söylediği şarkılarla yapılan hoplamalara, zıplamalara eğlence demek mümkün mü? Benim bildiğim, başarı bir amaca bağlılık ister. Akıllarda kalıcı olmak önemli! Arkadaşların da bir dinleyici kitlesi var ki muhakkak, bir gürültü patırtı yapıyorlar. Ama eğlence denilebilir mi? Zannetmiyorum... Şimdiki gençler eğlenceyi pek bilmiyorlar ne yazık ki. SEVENLERİM YALNIZ BIRAKMIYOR Bodrum’da sahne programlarınızda kaliteye değer veren bir kitle var. “Hilesiz müzik yapmak” bu işte diyebilir miyiz? Sevenlerimle hep anı yaşıyorum. Elimden geldiğince kaliteli müzik yapmaya devam edeceğim Bodrum’da da... Ne mutlu bana ki; hala kaliteli müzik dinlemek isteyen bir kitle var. Sevenlerim de beni yalnız bırakmıyor Allah’a şükür. Taverna kültürünü Bodrum’da kesiştirmeye kararlı mısınız? Kararlıyım tabii. Altın Yıl’a özel, son albümüm sevenlerime yeni yıl armağanım olacak. Güzel insanlarıma neşeli, eğlenceli kaliteli müzik dinletebilmek için hiçbir rant kaygım olmaksızın özenle çalışıyorum. 50 yıl beni yalnız bırakmadılar, hep yanımda oldular. Onlar her şeyin en iyisine layıktırlar. ESKİLERİ ÇOK ÖZLEYECEĞİZ “Poşet” tabir edilen şarkılarla koskoca bir neslin beynini yakan, sözlerden nasıl kurtulacağız? Cem Karaca, Tanju Okan, Barış Manço ve Ferdi Özbeğen gibi sanatçıları daha ne kadar özleyeceğiz? Böyle devam ederse maalesef daha çok özleriz gerçek sanatçıları... Durum onu gösteriyor.