Sanayici olarak çalışırken yüreğindeki sinema aşkıyla yapımcı, yönetmen ve senaryo yazarı olarak film çekmeye başlayan, kazandıklarını sinemaya aktaran Mehmet Tanrısever, "Gişe için değil, ödül ve sanat için film çekiyorum" diyor. Bu konuda da son derece başarılı. Geçen yıl çektiği ve eylül ayında vizyona girecek olan iki filmi Hür Köle ve Bozkır (Kuşlara Bak Kuşlara) ona yurtdışında katıldığı festivallerden 108 tane ödül getirdi. Tanrısever'le yeni filmi Keman Ağıtları'nı çektiği Beykoz'daki film setinde konuştuk. Bu sohbete filmin başrolünü paylaşan ve Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı filminde de oynayan Asena Keskinci ile Tarık Tanrısever de katıldı. Mehmet Bey, sizi öncelikle tebrik etmek isterim... Türk sinemasında bir örneği var mıdır bilemiyorum ama çektiğiniz son iki filmle 108 ödül aldınız... Şimdilik Hür Köle ve Bozkır (Kuşlara Bak Kuşlara) filmlerine yurtdışı festivallerinden gelen 108 ödül var ama bu rakam daha da çoğalabilir. Ben 1989'da başladım sinemaya ve büyük bir aşkla hizmet ediyorum. 43 yıllık sanayici, 30 yıllık da sinemacıyım. Sinema aşkım, ilkokula giderken Konya'nın Bozkır'ına bağlı Bağyurdu Köyü'ne gelen ve jeneratörle hizmet veren filmleri izlerken başladı. O zaman başlayan bu sinema aşkımı, sanayici olarak para kazanınca hayata geçirmeye karar verdim. Bugüne kadar sinemamız hep sömürülmüş, hep ondan alınmış ama sinemaya hiç yatırım yapılmamış. Siz bunun tersini yapıyorsunuz... Ben sinemadan ödül bekliyorum, prestij bekliyorum. Bu yaptığımın Kültür Bakanlığı tarafından desteklenmesi gerekiyor. Çünkü sadece kendi filmlerimi tanıtmakla kalmıyorum, aynı zamanda Türkiye'yi, ülkemin sanatını, örf ve adetlerini, yörelerini tanıtıyorum. Filipinler'den Amerika'ya, Japonya'dan Asya'ya, Afrika'ya ve Latin Amerika'ya kadar dünyadaki tüm festivallere yolluyorum filmlerimi. Toplam 625 festivale müracaat ettim. Sadece festivallere müracaat masraflarım 40 bin doları geçti. Bunlar hep benim cebimden çıktı. Bozkır (Kuşlara Bak Kuşlara)'a şu ana kadar 51 ödül, Hür Köle'ye ise 57 ödül geldi. Toplam 108 ödül... (Mehmet Tanrısever, Amerika'daki Accolade Küresel Film Yarışması'ndan gelen ödülleriyle objektifimize poz veriyor). Eylül ayında vizyona girecek olan Hür Köle ve Bozkır (Kuşlara Bak Kuşlara) filmlerini kısaca tanıtır mısınız? Hür Köle'de önce imamlık, ardından film yönetmenliği yapan Mehmet (Tarık Tanrısever)'in sıkıntıları anlatılıyor. İş bulamayınca bunalıma düşer, küçük kızı Ayşe'ye bile bakacak durumu yoktur. Tam da bu sırada yürüme engelli bir kız olan Esma (Asena Keskinci) ile tanışır ve olaylar böylece gelişir. Bozkır (Kuşlara Bak Kuşlara) filminde ise geçimlerini silah kaçakçılığından kazanan iki arkadaşın önce birbiriyle, ardından toplumla hesaplaşması anlatılıyor. Şu anda Keman Ağıtları filmini çekiyorsunuz... Filmin başrolünde, oğlunuz Tarık Tanrısever oynuyor. Oğlum Tarık henüz 11 yaşındayken onu Sürgün filminde oynattım. Böylece sinema mikrobu ona da bulaştı. Los Angeles'ta sinema eğitimi görmesi için Amerika'ya yolladım onu. Çeşitli filmlerimde oynadı, şimdi Keman Ağıtları filminde başrolde. Tarık, filmdeki rolünle ilgili sen neler söylersin? Tarık Tanrısever: Hayatının baharında bir trafik kazası sonunda tekerlekli sandalyeye mahkum olan Mehmet adında ünlü bir müzisyeni oynuyorum. Diğer başrolü oynayan Asena, rolünü nasıl anlatır? Asena Keskinci: Mehmet'le yolları kesişen zihinsel engelli Seher (Asena Keskinci) rolündeyim. Mehmet'le birbirlerinin can yoldaşı olurlar ama kader onları beklenmedik bir maceraya sürükleyecektir. Rollerinizle verdiğiniz mesajlar nedir? Tarık Tanrısever: Engelli olan insanlarımıza umut veren bir karakteri oynamak beni çok mutlu ediyor. Engelli olmak, hayatı mutsuz yaşamak anlamına gelmemeli. Çünkü ne olursa olsun mutluluk herkesin hakkıdır. Asena Keskinci: Zihinsel engelli Seher'le birlikte bu tür sıkıntıları yaşayan ailelere ışık tutmaya çalışıyorum. Bu rol için ne gibi hazırlıklar yaptın? Asena Keskinci: Çok zor bir rol oldu bu ama büyük heyecan verdi. Zihinsel engellilerle sık sık buluşarak rolüme hazırlandım. Mehmet Bey, sürekli yanımdaydı, hep destek oldu ve oluyor. Çocuk saflığında bir karakter Seher ve adeta masumiyetin simgesi gibi. Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı filminde kamera önüne geçmek nasıl bir duyguydu? Asena Keskinci: Benim de rol aldığım Ahlat Ağacı filminin Cannes Film Festivali'nde gösterilmesi, ayakta alkışlanması beni çok heyecanlandırdı, mutlu etti.