Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesinde tasnif çalışması yapan ekip, kütüphane bölümündeki kitapların arasında Arapça el yazılı bir belge buldu. Yapılan incelemelerde kısmen tahrip olmuş yazılı belgenin, Osmanlı padişahlarından 2'nci Mamhud'a ait ferman olduğu belirlendi. Müze envanterinde yer almayan fermanın restorasyonu için uzman ekip görevlendirildi. Yapılan ön incelemede fermanın padişah 2'nci Mahmud tarafından Mustafa Veledi Mehmet'e yazıldığı ve içeriğinde Ayıntap Kalesi ile ilgili bilgiler bulunduğu belirlendi. 'FERMANI BÜTÜN AYRINTILARIYLA BİLİMSEL OLARAK İNCELEYECEĞİZ' Arapça el yazması olan fermanda Gaziantep'teki tarihi kalenin o dönemki ismi ile Ayıntap Kalesi ile ilgili bilgilerin yer aldığını ifade eden Zeugma Mozaik Müzesi Müdürü Özgür Çomak, "Müzenin kütüphanesindeki tasnif çalışmaları sırasında tesadüfen Arapça el yazması 2'nci Mahmud'a ait 1819-1820 tarihli Ayıntap Kalesi ferman olduğunu tespit ettik" dedi. Çomak, "İlk yaptığımız yüzeysel incelemede Divan edebiyatı şeklinde sülüs yazı tekniğinde yazılmış olan belgenin 2'nci Mahmud tarafından Mustafa Veledi Mehmed'e verildiğini anlatan bir ferman olduğunu belirledik. Restorasyon ve konservasyon çalışmalarının sonrasında da gerekli bilimsel çalışmaları tarihçilerimizle beraber inceleyeceğiz. Fermanın bütün bilimsel çalışmaları tamamlanınca bakanlığımızın izinleri doğrultusunda müzemizde sergilemeyi düşünüyoruz" diye konuştu. 'HER AŞAMASINI MİKROSKOPLA TAKİP ETTİK' Gaziantep Restorasyon ve Konservasyon Müdür Yardımcısı Ayşe Ebru Çorbacı ise müzede tesadüfen bulunan fermanın nemli ortamda kalması sebebiyle deforme olduğunu söyledi. Fermanda parça kayıplarının olduğunu anlatan Çorbacı, şunları söyledi: "Şu an üzerinde çalıştığımız belge, 19'uncu yüzyıla ait kağıt eser olan bir fermandır. Bize geldiğinde eserde yanlış depolama nedeniyle birtakım bozulmaların olduğunu tespit ettik. En yoğun fiziksel bozulmalar kat yerlerinde görüldü. Çok fazla katlandığı için de hem izler hem de parça kayıpları oluşmuş. Eserin çok yoğun nemli bir ortamda bekletildiğinin farkına vardık. Yüzeyinde biyolojik bozulmalar başlamış. Bizim aslında ilk çalışmalarımız bunun tespitine yönelikti. Eserle ilgili çalışmalara başladık ve eserin hem varyantlarını belirledik hem de bire bir çizimi ile fermandaki bozulmaları tespit ettik. Daha sonrasında bu bozulmalar doğrultusunda ne tür işlemler ve hangi işlemlerden geçeceğine karar verdik. Uzman restoratörlerimiz ferman üzerinde çalışmalarına başladılar. Öncelikle bir temizlik çalışması yürüttük, ardından sağlamlaştırma ve dezenfeksiyon çalışmalarımız oldu. Üzerinde kullanılan mürekkebin sulu temizliğe dayanıklı olup olmadığına yönelik testler yaptık. Tüm bu çalışmaların her aşamasında mikroskoplarla tespit ederek belgelenmelerini sağladık. Temizlik ve dezenfeksiyon çalışmalarımızın ardından kırıkların, yırtıkların ve boşlukların yapıştırılması ile ilgili dolgu çalışmamız oldu. Artık yavaş yavaş yapılan işlemlerin sonuna geldik. Yakın zamanda tamamlayarak Müze Müdürlüğümüze teslim edeceğiz." Kütüphanedeki tasnif çalışmaları sırasında tesadüfen bulunan fermanın yapılan işlemlerin ardından Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesinde sergileneceği öğrenildi. (DHA) [old_news_related_template title="'Göbeklitepe'ye mercimek ekiyorduk'" desc="Tarlalarında çift sürerken takılan oymalı taşı amcasıyla birlikte 50 derece sıcakta 20 kilometre at arabasıyla müzeye götüren ve bu sayede Göbeklitepe'nin keşfedilmesini sağlayan Mahmut Yıldız, yöresel kıyafetleriyle ziyaretçilere rehberlik ediyor. Yıldız'ın bizzat yaşadığı Göbeklitepe'nin keşfedilme öyküsü ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/03/04/iecrop/resimid_173161501_17316150_16_9_1614841831.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/gobeklitepeye-mercimek-ekiyorduk/"] [old_news_related_template title="Osmanlı döneminin ilk feminist eylemi " desc="Kadınların, bu topraklardaki hak mücadelesinin geçmişi Osmanlı dönemine dayanıyor. Osmanlı döneminin sonlarına doğru kadınların gerçekleştirdiği ilk feminist eylemlerden biri cesaretlerini kanıtlamak için uçağa binmek oluyor. 1913 yılı İstanbul’unda bir ilk yaşandı, Belkıs Şevket Hanım, bu coğrafyanın ilk havacı kadını oldu." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/03/14/iecrop/880fem_16_9_1615692345.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/osmanli-doneminin-ilk-feminist-eylemi/"]