- Önce yeni filminizdeki rollerinizi konuşalım... Ayçin İnci: Filmde Gülbahar karakterini canlandırıyorum. Gülbahar önce Gürbüz’e, sonra Frankeştayn’a fena halde aşık. Şevket Çoruh: Bu, komik bir Frankeştayn. Balat’ta üç kağıtçı olarak bilinen Gürbüz bir mafya babasıyla ters düşer ve hayatını kaybeder. Her şey, kendini bilime adamış iki kişinin onu mezardan çıkarıp hayata döndürmesiyle başlar. 4 - Filmin en önemli sahnesi Gürbüz’ün öldürülmesi olduğu için sormak istiyorum; gerçek hayatta ölüm tehlikesi yaşadınız mı hiç? Ş.Ç.: Türkiye’de her an ölüm tehlikesi yaşayabiliriz. Son olarak tren kazasında, ne olduğunu bile anlamadan 24 insanımız öldü. Bu Türklere sorulmaması gereken bir soru. Çünkü insan hayatını hiçe sayanların ülkesinde yaşıyoruz. A.İ.: Allah’a emanet bir hayat sürüyoruz. Fark etmeden ne tehlikeler atlatmışımdır. filmden-1

Ülkemizde mizah yapmanın bedeli ağır

- Mizah yapmak zorlaştı mı? Ş.Ç.: Politik mizahın yapılamadığı, yapılsa da bedelinin çok ağır ödendiği bir dönemde elbette zor. - İnsanlarımız nasıl gülsünler, nasıl ferahlasınlar? A.İ.: Filmimizi izleyip gülsünler. Bu film hayat şartlarından bunalan herkese terapi olacaktır. filmden-6

Delilik bulaşıcıdır

- Baba Sahne’yi açarken bazıları size “Deli” demişti... Ş.Ç.: Sanat dünyasında bütün parasını tiyatroya yatırarak deliliği ilk yapan ben değilim. Ben diğer delileri, Ferhan Şensoy’u, Müjdat Gezen’i, Yıldız Kenter’i örnek aldım. Bizde delilik bulaşıcıdır.