Sanat yaşamına tiyatro ile başlayan Melek Baykal, uzun bir aradan sonra "Ahududu" ile yeniden tiyatro sahnesinde... İzleyiciye keyifli anlar yaşatacak olan kara komedide Baykal'a, Suna Keskin ve Nedim Saban eşlik ediyor... oyun2 "Ahududu" ustalar buluşması olmuş. Bir araya gelme fikri kimden çıktı? N.S.: Biz hiç ayrılmadık ki... Suna ablayla çok uzun zamandır aklımızda olan bir oyundu Ahududu. Seneler önce yazıldı fakat araya başka projeler girdiği için biraz beklettik. Melek'in tiyatroyu ne kadar sevdiğini de biliyorduk. Onun, sahneye olan özlemine son vermek istedik. Çünkü bizler için Melek, tiyatroya çok yakışan başarılı bir isimdir. Seneler sonra bir araya gelmek neler hissettirdi size? S.K.: Özellikle Melek'in dahil olması büyük heyecan verdi hepimize. Coşup taşıyorum desem yeridir. Çok mutlu hissediyorum kendimi. Bazen bu heyecan tedirgin ediyor. N.S.: Bakmayın öyle söylediğine... Onlar dünden hazırdı. Ustalaştılar artık. M.B.: Uydurma be. Sen hepimizden iyisin. oyun9 Uzun süre ara verdiniz tiyatroya. Yeniden sahnede olmak nasıl bir duygu? M.B.: 19 yaşımda Ankara Devlet Konservatuarı'nı bitirdikten sonra başladı benim tiyatro hayatım. Şu anda 30 yaşındayım, siz düşünün artık. S.K.: Ben de 35 canım... (Kahkahalar...) M.B.: Uzun senelerim, Ankara'da oynadığım oyunlarla geçti. Daha sonra memleketime, İstanbul'a istedim tayinimi. Bende tiyatronun bambaşka bir yeri vardır. Sekiz yıl önce, Devlet Tiyatroları'nda oynadığım son oyun "Sokrates'in Son Gecesi" oldu. Tiyatro demek turne demektir. Diziyi ne kadar tolere etseniz de canlı yayınları bırakmak mümkün olmuyor. O kadar özlemiştim ki, program biter bitmez soluğu sahnede aldım. Aşermek gibi bir şey tiyatroyu özlemek. Suna ablayla bir şeyler yapmayı çok istiyordum. E Nedim de işin içinde olunca tadından yenmez oldu. oyun10 SANATLA GEÇEN 55 YIL... Tiyatronun devleşen isimlerinden oldunuz. Türkiye'de tiyatronun son dönemlerdeki gelişimini nasıl yorumluyorsunuz? S.K.: 60'lı yıllar, Türk tiyatrosunun altın yıllarıydı. O yıllarda İstiklal Caddesi'nde altı-yedi tane sahne vardı ve birinden diğerine koşardı insanlar oyunları kaçırmamak için. Daha sonraki yıllarda ekonomik kriz vb. faktörlerden dolayı düşüş yaşansa da, son dönemlerde çok büyük bir ilgi görüyorum tiyatroya. Alternatif tiyatrolar var, güzel bir izleyici kitlesi var. Erol Günaydın, Metin Serezli, Erol Keskin gibi isimler artık yok belki ama başarılı, genç yetenekler var. Emanetimizi bugünlere taşıyan cevherler var. oyun4 N.S.: Suna abla bu sene, 55'inci yılını doldurdu sanatta... Kadromuzun oyuncuları onunla çalışırken gözlerinin içine bakıyorlar. S.K.: Ben de onlara aynı şekilde bakıyorum inanın. Alın teri çok değerlidir. Onlardan çok şey öğreniyorum. Tiyatronun önemli isimlerinden Erdal Tosun'u kaybettik çok yakın zamanda biliyorsunuz. Ona dair söylemek istediğiniz bir şey var mı? S.K.: Kendisiyle hiç tanışma fırsatı bulamadım ama inanın iki gündür çocuk gibi ağlıyorum. (Ağlamaya devam ediyor Suna Hanım...) Cenazesinde hıçkıra hıçkıra ağlayan insanlar, Erdal Tosun'un büyük bir sanatçı ve güzel bir insan olduğunu o kadar samimi anlattılar ki... M.B.: Gerçekten çok değerli bir ailedir Tosun ailesi. Hepimizi derinden etkiledi Erdal Bey'in ölümü... oyun6 Uzun yıllardır tiyatronun mutfağında yer alan biri olarak son dönem eserlerini nasıl buluyorsunuz? N.S.: Alternatif tiyatrolarda da Devlet Tiyatroları'nda yer yer başarılı oyunlar görüyorum. Tiyatroda hata yapma şansınız yoktur. İstikrarlı bir çalışma ortamı gerektirir. Kadro iyi değilse, bir şeyler içime sinmemişse tereddüt etmeden vazgeçerim ben. Yaşamam boyunca hep tititz davrandım. Emeğin içini doldurmak gerekiyor. Bu titizlikle çalışan herkes çok daha başarılı eserler ortaya koyabilir. "KOMEDİ, KÜFÜR GİBİ BİR GELENEKTİR" Oyuncu Gürgen Öz, Türkiye'de komedinin bel altı ve küfürle ilerlediğini söyledi. Bu görüşe katılıyor musunuz? N.S.: Komedi türünde küfüre gerek duyulmaz. Çünkü komedi zaten küfür gibi bir gelenektir. Toplumun eksik yönleriyle öyle güzel dalga geçer ki küfüre gerek kalmaz. Küfür doğal bir reaksiyondur. Fakat boşluğu doldurmak için kullanılmamalıdır. M.B.: Toplum buna alıştırıldı biraz. Komedi bir zeka işidir. Komedide tanınan isimlere alternatif olacak bir isim görememiş olabilir. Tiyatroda televizyon dizilerine özeniyorlar. Kısmen katılıyorum. oyun3 Televizyon dizilerinde, tiyatrodan yetişen oyunculara rol veriliyor mu? M.B.: Dizi sektörü çok zordur. Geceniz, gündüzünüz, bayramınız, tatiliniz yoktur. Samimi söylüyorum: Bu sektörde kazanılan her kuruş helaldir. Yeter ki o pasta adil dağıtılsın. Tabii ne yazık ki adil dağıtılmıyor. Özellikle tiyatrodan gelen canavar gibi oyuncuları üç kuruşa süründürüyorlar. Ayrıca 140dakika dizi olmaz. Bu akla aykırıdır, fizik kurallarına aykırıdır. Dizi süreleri bir an önce azaltılmalıdır. Ana haber bülteni bitiyor, hemen arkasından 140 dakikalık bir dizi başlıyor. Dizi bitiyor, aynı dizinin eski bölümü başlıyor. Eskiden bir dizi bitince arkasından tartışma programı başlardı. Toplum olarak, tartışma programlarına, sanat içerikli programlara ihtiyacımız var. Dizi yapımcıları aynı oyuncuları her defasında önümüze sürüyor. Biraz tiyatro oyunları izlesinler de ne cevherler varmış görsünler. Ayrıca 140 dakikalık dizilerde sesli çekime de sonuna kadar karşıyım. Oyuncunun hakkını vermeyerek dublajsız çalıştırmak haksızlıktır, hakarettir. N.S.: Bir de yapımcılarda, tiyatro oyuncuları, "Diziye zaman ayıramaz" gerekçesiyle oynatmamak gibi bir alışkanlık var. Bu çok sağlıksız bir karar. Bu gençler temelden eğitim görüyor. Önceden, "Bizimkiler" dizisi kadrosu setlerden çıkar, koşa koşa tiyatro provalarına katılırlardı. Üstelik bu işleyiş her gece sürerdi. Biraz da insanların önünü açmak gerekiyor... oyun "Ahududu"da bizi nasıl bir sürpriz bekliyor ? M.B.: Polisiye bir kara komedi diyebiliriz. Akıl hastalığı, savaş, cinayet gibi konuların hicvedilerek anlatılması tarzında bir oyun Ahududu. "Gülerim ağlanacak halime" tarzında bir eser oldu. Abla ve kız kardeşin, eğlendirirken düşündüreceği bir aile komedisi... N.S.: Oyun, iyilik kavramını ve toplumsal şiddeti sorgulatıyor. Turne hazırlıkları başladı mı?  M.B.: Suna ablanın uçak korkusunu yenebilirsek yurt dışına bile çıkacağız. Oyuna büyük ilgi var. Geniş bir turnemiz olacak. Usta isimlerin yanı sıra; Cem Güler, Halim Ercan, Bülent Seyran, Dicle Alkan, Birol Engeler, Özgür Yetkinoğlu'nun aynı sahneyi paylaştığı Ahududu ilk kez 24-25 Aralık’ta İstanbul Profilo Kültür Merkezinde perde açacak...