Pandemi tüm sanat dünyasını etkiledi ama İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde (İDOB) daha ağır ve derin hissediliyor. Ekim ayı başında “Sinan” operası solist ve bir teknik personelin testinin pozitif çıktığını SÖZCÜ kamuoyuna duyurdu. Recep Tayyip Erdoğan’ı Atatürk’ten sonra opera siparişi veren ikinci cumhurbaşkanı olarak tarihe geçirecek “Sinan” eseri tehlikedeydi. Yaşanacak sıkıntıyla yeni AKM’nin 29 Ekim'deki görkemli açılışı da risk altındaydı. Haber bakanlığı harekete geçirdi. Kültür ve Turizm Bakanı olaya bizzat el koydu. İstanbul Devlet Opera ve Balesi yönetiminin o güne kadar umursamadığı tedbirler uygulamaya alındı. Bu çaba sonunda açılış kazasız belasız atlatıldı. HER ŞEY ESKİYE DÖNDÜ Ancak bir gün sonra her şey eskiye döndü ve çok geçmeden beklenen oldu. 17 Kasım’da ilk vaka görüldü. Norma operasının orkestralı provası sırasında bir sanatçının Covid pozitif haberi geldi. Kültür Emek-Sen’in çabasıyla temsil ertelendi. Birkaç gün içinde provalara yeniden başlandı. Tüm sanatçıların yanı sıra, kurum personeli ve sendikanın, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'ne ısrarla özellikle kalabalık kadrolu Norma eserinin kaldırılması yönündeki talebi reddedildi. Neticede peş peşe vakalar gelmeye başladı. POZİTİF SAYISI 26 OLDU Aralık ayı sonuna yaklaşıldığında Covid pozitif sayısı 26’ya ulaştı. Vakalar üzerine tüm personel ve sanatçılar kurum müdürü tarafından yaşam haklarının bu denli hiçe sayılmasına sosyal medya hesaplarında tepki gösterdi.
Suat Arıkan, yaklaşık 20 yıldır İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin müdürlüğünü yürütüyor...
SOSYAL MEDYA MESAJI ATANLARA TEHDİT İDOB Müdürü Suat Arıkan, 24 Aralık’ta tüm çalışanlara gönderdiği yazıda, sosyal medya kullananlar hakkında kanuni işlem yapacağını belirterek açıkça tehdit ederken şu ifadeleri de kullandı: “Kurumumuz eğer bir vatan ise, farklı cephelerden saldıran virüse direnerek perdemizi açmaya devam etmeliyiz.” Sanatçıların tepkisi kısmen işe de yaradı. 27 Aralık günü yönetim bir toplantı yaptı ve Ocak ayındaki opera eserlerini erteleme kararı aldı. “6 Ocak 2022 tarihinde gerçekleştirmeyi planladığımız "YUNUS EMRE" oratoryosu, Ocak ayındaki "DON PASQUALE" ve "THE RAKE'S PROGRESS" temsillerimiz sağlık açısından sanatçılarımız ve teknik ekibimiz için risk taşıdığı görüşüyle ileri bir tarihe ertelenmiştir.” Ancak en kalabalık kadrolu eserlerden Norma yine programdaydı. İddiaya göre telif ücreti ödendiği için vazgeçilemiyordu. 'BİR ÇOCUKTAN KAYNAKLANMIŞ' Aynı gün İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünün ihmalleri nedeniyle çok sayıda sanatçının corona virüsüne yakalandığını kamuoyuna duyurdu. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü aceleyle ilginç bir cevap verdi. “İstanbul’da bir çocuktan kaynaklanmış” diyerek yalanlamaya çalıştı. TESTİ POZİTİF ÇIKANLARDAN BAZILARI KANSER HASTASI Ancak SÖZCÜ’nün ulaştığı çok sayıda kaynak ve Kültür Emek-Sen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya’nın anlattıkları durumun vehametini açıkça ortaya koydu. Öncelikle çocuk dedikleri 40 yaşındaki tecrübeli bir opera sanatçısıydı. Gerçekte Norma eserinde görevli 5 koro, 10 orkestra sanatçısı, 2 solist ve 5 teknik eleman ayrıca 2 bale sanatçısı ve Norma eserinde görevli olmayan 2 koro sanatçısı covid pozitifti. Hatta eseri ısrarla programdan kaldırmayan kurum müdürünün dramaturg olarak görev yapan kızı da pozitif çıktı. Testi pozitif çıkanlardan bazılarının uzun süredir kanser tedavisi görmesi özellikle birinin durumunun ağır seyretmesi tüm çalışanları endişelendiriyor.
İDOB, yeni yıla yine ısrarla Norma Operası ile başlıyor İDOB (8/9 Ocak AKM ,15 Ocak Süreyya Sahnesi ) Ardından FİDELİO Operası sahnelenecek. ( 20/22 Ocak Süreyya Sahnesi )
“ENSEMİZDE ÖLÜM KORKUSUYLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ” Kültür Emek-Sen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya, “En temel insan hakkı olan yaşam hakkımız artık risk altında. Biz ensemizde ölüm korkusuyla, bu şartlarda çalışmak istemiyoruz” dedi. Demirkaya şöyle devam etti:
  • Genel Müdürlük, “İl müdürleri pandemi koşulallarında herhangi bir sorun olduğunda erteleme, iptal etme hakkına sahip” diyor. 6 il müdürlüğünün 5'i bunun üzerine kalabalık eserlerden büyük oranda vazgeçiyor ama İstanbul İl Müdürlüğü bunu uygulamamakta ısrar ediyor.
  • Sorunun kaynağı, idarenin pandemiyi yok sayması… Pandemi koşullarında olmaması gereken kalabalık kadrolu, korolu eserleri operaları ısrarla pandeminin pik yaptığı, Omicron’un pik yaptığı Aralık, Ocak ve Şubat aylarında ısrarla bu operaları programa alması… Pandemi kurallarını kurum içinde yeteri kadar uygulamaması, denetim yapmaması...
  • Kurum müdürlüğü kaynaklı program nedeniyle Ağustos ayından bu yana her eserde görülen COVİD vakaları nedeniyle ( Fidelio , Cosi Fan Tutte , Sinan , Norma ) can güvenliği endişesini yoğun bir şekilde taşıyoruz.
  • Opera eserlerinin hem nefesli sazlar hem şarkı söyleyen koro ve solist sanatçılar yer alması nedeniyle çok riskli olduğu konusunda uzmanlar ve otoriteler hemfikir.. Bir de bunun üzerine vaka sayılarının hızla arttığı sonbahar-kış dönemi eklenince risk katlanıyor.
  • Tüm dünyada olduğu gibi, pandemi koşullarında sanat sezonuna ara vermeden, en önemlisi de hiç bir sanat kurumu çalışanın sağlığının tehdit altında olmadan, oda müziği konserleri, şan resitalleri ile devam etmesi gerekirken İDOB'da farklı bir uygulama deneniyor.
  • Süreyya Operası'nın, sahne ve bina özelikleri riski büyük oranda artırıyor. Penceresiz çalışma, prova, giyinme odaları önemli bir sorun. Zaten küçük olan sahnenin, pandemi nedeniyle çukura giremeyen orkestrayla paylaşılması sağlıklı kalmayı neredeyse imkansız hale getiriyor.
AİLESİNDE POZİTİF ÇIKAN SANATÇIYA İZİN VERİLMEDİ
  • Testi pozitif çıkanlardan bir sanatçının hastalığı ağır geçiriyor ve tüm sanatçı arkadaşlar endişeyle durumu takip ediyor. Bazı çalışanlar kanser hastası olmasına rağmen pandemi döneminde idari izinli sayılmadı.  Ailesinde pozitif olan sanatçıya idari izin verilmedi. Covid pozitif olmasına rağmen bir sanatçı Kurum Müdürlüğü tarafından 9 Ocak’taki temsilde tekrar görevlendirdi.
  • Tüm bunlara isyan eden sanatçılar da soruşturma açacağım diyerek tehdit ediliyor.
  • Anlaşılan o ki bu yönetim değişmedikten sonra kurumdaki Covid vakaları ve sanatçıların ölümle burun buruna olma riski devam edecek. Sanatçıların tek isteği mevcut yönetimin bu krizi yönetememesi nedeniyle istifa etmesi ve daha vahim sonuçlar oluşmadan gereği yapılmalı ve yönetimin değişmesidir.  
MAKİNELİ TÜFEK GİBİ VİRÜS YAYMA SİLAHI TAŞIYORUZ: Bir opera sanatçısının sözleri dikkat çekici: Mesleğimiz gereği mikrofonsuz en uzağa sesimizi iletmek üzere eğitiliyoruz. Biz dünyada bu virüsü yayacak en riskli grubuz. Bizlerin bedenini makineli tüfek gibi düşünün. Bizler bedenimizde virüs yayma silahı taşıyoruz.