Sene 1970'ti... Tarihler 15 Haziran'ı gösteriyordu. Türkiye, tarihinin gördüğü en büyük işçi direnişine sahne oldu. Direnişin nedeni 274 sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Grev ve Lokavt Kanunu'yla ilgili CHP ve AP'nin hazırladığı iki taslaktı. Taslakların sendikaların güçlenmesi için hazırlandığı açıklanıyordu. Ancak asıl amaç DİSK'in ve grev hakkının kısıtlanmasıydı. Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk, taslaklarla ilgili "Çok yakında DİSK'in canına ot tıkayacağız" demişti. 15 Haziran'da ok yaydan fırladı. İşçiler, kazanılmış haklarını korumak için fabrikaları terk etti ve sokağa indi. İstanbul'da üç koldan yürüyüş başlamıştı. 150 bini aşkın işçi Ankara'ya yürümeye başlamıştı. 16 Haziran'da sıkıyönetim ilan edildi. Askeri birlikler sokağa indi. 3 işçi polisin açtığı ateşle öldürüldü. 21 DİSK yöneticisi gözaltına alındı. 5 bini aşkın işçide işinden edildi. Söz konusu iki gün, Türkiye işçi sınıfının en önemli tarihsel olaylarının yaşandığı zaman dilimiydi. 1965'te yüzde 3 oy alan ve TBMM'ye 15 vekil gönderen TİP'in yükselişi, 1968'de başını öğrencilerin çektiği demokratik hareket, 1970'in başlarında soldan esen siyasal rüzgar, 15-16 Haziran'da işçilerin haklarını korumak için sokağa dökülmesinin yapı taşlarıydı. 40 YIL SONRA YENİDEN... 15-16 Haziran'da yaşananlar büyük bir siyasal kırılmaya sebep oldu. Sendikaları ve işçileri dizginlemek için kollar sıvandı. 12 Mart 1971 darbesiyle demokrasi taleplerine ket vurdu. Yaşanılanlar sadece siyasal arenayı değil, sanatı da derinden etkiledi. Vasıf Öngören'in yazdığı Zengin Mutfağı, o günlerde "mutfakta" nelerin yaşandığını anlatan en iyi oyunlardan birisiydi. Oyun ilk kez -şimdilerde hayal dahi edilemese de- 1978 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahnelenmeye başlandı. Başrolde usta oyuncu Şener Şen vardı... Hizmet ettiği köşkte aşçılık yapan Şener Şen, 15-16 Haziran Direnişi'nin, zenginlerin mutfağında çalışan hizmetlileri nasıl etkilediğini Lütfü Usta karakteriyle anlatıyordu. Aradan 40 yıl geçti. Oyun yeniden DasDas Sahne'de perde açtı. Başrolde yine Şener Şen var. Yönetmenlik koltuğunda da usta oyuncu oturuyor. Oyunu geçtiğimiz günlerde izleme fırsatı buldum. Şener Şen, sahneye çıktığında önce bir alkış tufanı koptu. Onu sahnede izlemenin hazzı, koltuktaki yerlerimizi aldığımızda çoktan başlamıştı. Barış Dinçel'in tasarımını yaptığı başarılı dekor da dikkat çekiciydi. Zengin iş adamı Kerim Bey'in yanında Lütfü Bey'in yanı sıra Gizem Ergün'ün canlandırdığı bir de hizmetli çalışmaktadır. Genç kız, tarih öğrencisi Selim (Onay Kaya) ile sözlenmiştir. Selim, kendi halinde, ailesinden kalan mirası almak ve evlilik hazırlıklarını hızlandırmak için debelenip durur. Bu durum onu iyi niyetle de olsa, çok kötü bir yola sokar. Geri dönüşü olmayan bu yolda başını Kerim Bey'in çektiği faşist bir grubun tetikçisine dönüşen Selim, güç ve para hırsının insanı nasıl kirleteceğini göstermektedir.
Zengin Mutfağı ekibi...
LÜTFÜ BEY'İN DÖNÜŞÜMÜ Lütfü Usta bir yandan mutfakta yaşanan siyasallaşmadan özerk kalmaya çalışmakta, bir yandan da Kerim Bey'in köpeği ile cebelleşmektedir. Evdekilerin yanı sıra bir de ona "hizmet etmekle" yükümlü olan Lütfü Usta'nın yanında hayatın hızı artmaktadır. Onun isteği ise mesaisi bittikten sonra bir iki kadeh yuvarlamak ve radyo dinlemektir. Ne zaman kadehler dolsa, bir iş daha doğar. Artık eskisi gibi net kurallar, net saatler yoktur. İş gücü gitgide artan Lütfü Usta da farkında olmadan isyan etmeye, işçi bilincine varmaya başlar. Hiç görmediğimiz ve bir şekilde "ululaştırılmış" Kerim Bey'in talepleri bitmez. Kerim Beyler aslında tanıdıktır. Güce ve paraya doymazlar. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemezler. Binlerce gencin hayatını, kendi konumlarını muhafaza etmek için harcarken, bir saniyelik tereddüt bile yaşamazlar. Ancak, oyunun en başarılı unsuru, Lütfü Bey, hizmetli kız, Kerim Bey'in şoförlüğünü yapan Seyfi (Uğur Arda Başkan) ve Ahmet (Kutay Sandıkçı) 15-16 Haziran direnişinde, "mutfaklarda" ne yaptığı bugüne kadar da çok araştırılmayan, ancak "biz"i oluşturan o sıradan insanların nasıl dönüştüğünü göstermesidir. Yer yer kahkahalarla izlenilen, yer yer insanı "Bu devran nasıl değişecek?" diye sorgulamalara sevk eden, Şener Şen'in izleyicilere dönüp -tam da hislerimize tercüman olarak- bol bol "Ya sabır" çektiği Zengin Mutfağı, kulaklardan çıkmayacak bir replikle izleyicileri uğurluyor: "İnsan kimlere hizmet ettiğini iyi düşünmeli?"