Ünlü isimlerin sosyal medya hesaplarından, özel hayatlarına dair paylaşımlar yapmalarına alıştık. Ancak bazı zamanlarda bu paylaşımlar gerçekten çok samimi ve içten olabiliyor. Tıpkı manken Ece Gürsel'in eski defterleri açtıktan sonra yaptığı çıkarımları paylaşması gibi... Hesabından uzun bir metin paylaşan Gürsel hayatına dair pek çok konuya değinmiş. İşte o satırlar: ece-gursel-ic "Yıllarca, her röportajımda sorulmuştur, geçmişten bugüne, pişman olduğunuz bir şey oldu mu, diye. Bu mesleğe başladığımdan beri de dürüstlükle cevaplamışımdır. Olmadı, olamaz da. Geçmiş, benim için sadece unutulmuştan ibarettir. İyi, kötü ne yaşadıysam; düşsem de kalksam da, başarılı da olsam, başaramasam da, hiçbir zaman arkama bakmam. Bakmadım da. Her zaman hedef odaklı yaşamışımdır. Ve her gece gözümü, ne kadar zaman daha bu meslekte olabilirim düşüncesiyle kapamışımdır. Aşk,tabi ki hayatımın en özel köşesinde. Uzun zamandır da gözlerden uzak yaşamayı tercih ediyorum. Genelde beni tanımayan ve dışarıdan görüp, izleyen insanlar, bana "buz şelalesi" ismini takarlar. Genlerimin de verdiği soğuk duruş var tabi. Hayatımdaki "tüm"(!)insanlar da bundan şikayetçidir. Çok konuşmam, duygularımı nadir belli ederim. Bu da çoğu zaman sinir bozucu olabilir. Ama seven de böyle seviyor, o ayrı. Ben yıllarca;ne bana olumsuz ya da olumlu konuşanlara, ne de başka yerlerden vurup, benimle muhattap olmaya çalışanlara, cevap verme tenezzülünde bulundum. Benim yerime hep ilahi adalet konuştu. Hala da öyle oluyor. Tabi ki 20'li yaşlarda hatalarım oldu; gerek "bilerek" verdiğim saçma demeçler, gerek gaza gelip verdiğim iddialı pozlarım, gerekse yanlış seçimlerim. Hepsi benimdi, geçmişti ve kayboldu gitti. Ben her ne olursa olsun, 16 yaşımdan beri, yalnızca podyumda konuştum, şiirlerimle konuştum, şarkılarımla konuştum, tiyatro sahnesinde başka kimliğe büründüm, orada konuştum, konuk oyuncu olduğum dizilerde konuştum, sunduğum tüm önemli gecelerde konuştum, bana verilen sorumlulukların altından tek başıma kalkıp, evime gelip, sevgilimden ziyade yalnızlığıma sarılıp, sadece aynaya bakıp kendimle konuştum. Hep tercihlerimi yaşadım. Önce işim dedim ve ağırlıklı olarak yalnızlığı seçtim. Kimseye bağımlı olmadım, bağımlı kalmadım, itaat etmedim, üzerime en güzel kıyafetimi giyip, makyajımı yapıp, tüm hainlerin kötü oyunlarını en yüksek mertebede bozup, yani Rabbime sığınıp, sadece kendi ayaklarımın üzerinde durdum. Beni, kullar sarstı arada belki ama, asla yıkamadı bugüne kadar. Bilin ki dostlar, kişiyi kendinden başka kimse de yıkamaz. Yeter ki kendiniz olun ve tek dayanağınız da kendiniz olsun. Gerisi gelir ve en güzeliyle gelir. Şükürler olsun."